Yemen'deki tarihi şehirler, geçmiş dönemlerden bugüne kadar yağmalanma ve kaçak kazılara maruz kaldı.
Yemen'in antik kalıntıları, daha önce hiçbir ülkenin karşılaşmadığı şekilde organize yıkım ve yağma ile karşılaştı ve dünya genelinde internet üzerinde açık artırmalarda satışa çıkarıldı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu eserler arasında sadece tapınaklar ve antik krallıkların merkezlerindeki eski yapılar gibi taşınması zor olanlar hayatta kaldı.
Ancak, define aramak için yapılan kaçak kazılar ve talan, bu taşınmaz eserlerin tahrip edilmesine neden oldu.
Bugün, es-Sebiyye ve el-Himyeriye mezarları gibi dağlara oyulmuş mezarlar ve İbb ilinde Hamir Krallığı'nın başkenti olan Zafar gibi antik Yemen krallıklarının başkentleri bu talandan etkilendi.
Ayrıca, Sana'nın kuzeydoğusundaki Cevf ilinde Main Krallığı'nın başkenti olan Barakiş Krallığı ve Avsan Krallığı'nın başkentleri olan Sevreh gibi yerler de etkilenen bölgeler arasında yer aldı.
Ölümsüzlük arayışı
Eski Yemenliler, ölümsüzlüğü sağlama adına, liderlerini ve krallarını onurlandırmak ve onları somutlaştırmak için heykel yapma yolunu buldular.
Yaratıcı hayal güçleriyle, antik taş, mermer ve değerli metallerden oyulmuş siyasi figürlerin heykellerini yapmışlar ve tapınaklara ve mezarlara kral ve liderlerin yanına, sahip oldukları değerli eşyalarla birlikte yerleştirdiler.
Bu heykeller binlerce yıl yerlerinde kalmışlar ve saklandıkları yerden çıkarıldıklarında dünyanın birçok yerinde müzayedelerde satışa sunuldu.
Şubat 2023'te Yemen, ABD'den 77 antik eseri geri aldı. Bu eserler arasında oyulmuş 64 adet taş, Kur'an'ın yazılı olduğu 11 el yazması sayfası, bronzdan oyulmuş bir kap ve antik Yemen krallıklarından biri olan Main'in kültürüne ait bir mezar taşı bulunuyor.
Son haberlere göre, Yemen'in Londra Büyükelçiliği pazartesi günü İngiliz polisi tarafından geçici olarak el konulan dört antik eseri kurtardı.
Taraflar, Yemen hükümeti bunları daha sonra teslim alana kadar onları British Museum'da muhafaza etme konusunda anlaştı.
Marib Arkeolojisi Uzmanı Dr. Mubhut Muhit, Londra'daki Yemen Büyükelçiliği'ne ulaşan arkeolojik eserlerin tarihinin Taş Devri'ne kadar uzandığını ve bunların mezar taşlarına ait olduğunu ve çoğunun "Sabai ve Hadrami" kültürüne dayandığını vurguladı.
Londra'daki Yemen diplomasisi çabaları hakkında Yemen Büyükelçisi Yasin Numan, Yemen'in antik eserlerinin zaman zaman Londra'da açık artırmalarda sunulduğu konusunda bir buçuk yıl önce Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı'na bir dosya teslim ettiğini belirtti.
Büyükelçiliğin takip çabalarına devam ettiğine işaret eden Büyükelçi, şu sözlerin altını çizdi:
Uzun zaman önce ülkeden kaçırılan ve koleksiyon olarak saklanan veya müzayedeye sunulan bu eserlerin çoğunun takibi devam ediyor. Kaçırılan eserlerin Yemen mirası olduğunu kanıtlamak için her türlü belgeye sahibiz ve bu hakkın zaman aşımına uğramadığına ve takip altında kalacağına şüphe yok. Devlet, sahip olduğu kültürel ve medeniyet mirasını restore edebilmeli ve onu kaybolmaktan koruyabilmelidir.
Hukuki bir mücadele
Husilerin 21 Eylül 2014'teki darbesi, Yemen'in antik eserlerinin yağmalanması için yeni bir dönemin başlangıcı oldu.
Yağma, karaborsanın her şeyi kapsayacak şekilde ortaya çıkmasına neden oldu ve birçok şehir müzesi Husi milislerin kontrolü altına girdi.
Antik eser ticareti Yemen'de açıkça yaygın hale geldi. Yemen Büyükelçisi bu konuda şu vurguyu yaptı:
Yemen antik eserlerini koruma konusunda İngiliz tarafıyla bir anlaşmaya varmak için çalışıyoruz.
Yemen Büyükelçisi Londra müzayedelerinde sergilenen eski eserlerin kaynakları hakkında Independent Arabia ile yaptığı röportajda şunları dile getirdi:
Bu eserler, mülkiyet belgelerine sahip kişilere aittir ve çoğunluğu genel olarak İngiliz vatandaşlar tarafından alınıp özel koleksiyonlar arasına dahil edilmiştir. Eserlerin bir kısmı Yemen'de faaliyet gösteren ticari şirketler tarafından bağımsızlıktan önce resmi belgelerle yurt dışına çıkarılmış, bir kısmı da bazı İngiliz subayları tarafından bazı padişahlardan hediye olarak alınmıştır. Müzayede evleri de kendilerini bu belgelerle koruyor, bu nedenle polis müdahale edemiyor. Dolayısıyla bu durum, bu kültürel mirasa sahip olan devlet için maliyetli bir yasal çaba gerektiriyor.
Unesco'nun rolü
Büyükelçi, sözlerine şöyle devam etti:
İngiliz hükümetiyle Yemen'deki tarihi eserlerin korunması için bir mutabakat zaptı imzalama talebimize ek olarak, savaş halindeki bir ülke olarak UNESCO'nun Yemen'deki eski eserleri korumaya yönelik bir deklarasyon yayınlamasını önerdik. Yemen hükümeti şu anda bu konuyla ilgili daha fazla adım atıyor. Genel olarak, antik eserlerin korunması temel olarak ülke içinde gerçekleştirilmelidir. Bununla birlikte, uluslararası koruma, kaçakçılar, antika tüccarları ve açık artırma evleri gibi aktörlerin bazı ülkelerin yeteneklerini aşan büyük kaynakları olduğu göz önüne alındığında, farklı ülkelerle yapılan anlaşmalara dayanmalı ve bu davalara yetenekli avukatların atanması sağlanmalıdır.
Yemen'in BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) nezdindeki elçisi Muhammed Cemih, Yemen'in yağmalanan arkeolojik eserlerinin sayısı hakkında ulusal bir veri tabanının henüz bulunmadığını belirtirken şu bilginin altını çizdi:
Önceki raporlar, müzayedelerde sunulan kaçak ve çalıntı Yemen eserlerinin satışına ilişkin ön tahminlerin 10 bin eseri aştığını söylüyor.
Independent Arabia