"Boş tencere" etki etmedi mi? Durusoy: Sonuç ülkenin ekonomik gerçeklerini gölgeleyemiyor

"Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur" sözünün seçime etkisi merak konusu oldu. Türkiye'de boş tencere iddiası gerçekçi değil mi? İktisatçılar ve siyaset bilimci yorumladı

“Boş tencere” stratejisinin etkisi de merak konusu oldu / Kolaj: Independent Türkçe

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e ait olduğu ifade edilen "Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur" sözü çok tekrarlandı. 

Sebebi de malum Türkiye'deki ekonomik krizdi. 

Zira ülkenin ekonomik göstergelerine ilişkin rakamları alt alta sıralayan birçok ekonomist, yoksullaşan halkın oylarıyla iktidarı değiştireceğini iddia etti. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Rakamlar ortadaydı. Enflasyon oranı Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) tartışmalı verilerine göre bile yüzde 43'ün üzerinde. 

Ülkenin dış borcu 450 milyar doları bulmuş durumda. 

Kısa vadede ödenmesi gereken borç miktarı ise 15 milyar doların üstünde. 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın gerçek döviz likiditesi ise eksi 40 milyar. 

"Boş tencerenin" seçime merak konusu oldu

Cari açık sürekli büyüyor. İhracat artsa da sürekli rekor tazeleyen ise ithalat oluyor. 

Dolayısıyla dış ticaret açığı da devamlı artıyor. 

Türkiye dövize olan ihtiyaçtan dolayı artık kur kontrol edilemiyor. 

 

Enflasyon
Ekonomistlere göre alım gücü her geçen gün düşüyor / Fotoğraf: AA

 

Piyasalarda aşırı oynaklık potansiyel risk olarak dururken pek çok kişi Demirel'in o meşhur sözünü tekrarlayarak AK Parti'nin iktidardan edileceğini savundu.

Ancak ortaya başka bir tablo çıktı. 2018'e göre oyu önemli oranda düşse de yapılan AK Parti, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde birinci oldu. 

Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise yüzde 49,50 oranında oy aldı. 

Ortaya çıkan siyasi tablonun yol açtığı tartışma devam ederken "boş tencere" stratejisinin etkisi de merak konusu oldu. 

Türkiye'de boş tencere iddiası gerçekçi değil mi? İktisatçılar ve siyaset bilimci yorumladı. 

"'Politik konjonktür' tam da bu noktaya vurgu yapar"

Bolu İzzet Baysal Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Durusoy'a göre seçim sonucu ülkenin ekonomik gerçeklerini gölgeleyemiyor. 

 

Serap Durusoy
Serap Durusoy / Fotoğraf: Twitter

 

Her ne kadar siyasi arenada seçim sonrasında yapılacaklar bir bir sıralanarak bu vaatlerin seçmen davranışlarını etkilemesi beklense de teoride seçmen davranışlarında ve seçim sonuçlarında ekonomik şartların belirleyiciliğinin önemli olduğunu belirten Durusoy, "Nitekim ‘politik konjonktür' modelleri de tam bu noktaya vurgu yapar. Politik Konjonktür Teorisi'ne göre ekonomik dalgalanmaların arkasında politik faaliyetler yer alır ve temel kaynak yeniden seçilme amacında olan hükümetlerin seçim zamanı izledikleri ekonomi politikalarıdır" dedi.

Hükümetlerin seçim kazanmak için alacakları oyları artırmayı hedeflemeleri ve yeniden seçilmeyi sağlayabilmek için ekonomide ayarlama yapmalarının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Durusoy, seçmenlerin ise ekonomik tercihlerini oylarıyla belirtmeleri gerektiğini ifade etti. 

"Seçmenin yüzde 50'si ekonomik politikaların devamından memnun"

"Ancak bu süreçte bunun tam tersi yasandı" diyen Doç. Dr. Serap Durusoy, şunları kaydetti: 

İlk tur da siyasal dengelerde bariz bir değişiklik görülmedi. Mevcut iktidar partisi yüzde 50'ye yakın bir oy aldı. Bu durumda nüfusun yüzde 50'lik bir seçmen kitlesinin uygulanan ekonomi politikasından ve bunun devamından memnun olduğu sonucu çıkıyor." 

"'Boş tencere' söyleminin sandığa etkisi olmadı"

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Selimler ise enflasyon oranının yüzde 85'lerden yüzde 43'e indiğini hatırlatarak, "Yıl içerisinde gelişmelere göre bu seviyenin altına inmesi beklenmiyor" dedi.

 

Hüseyin Selimler
Hüseyin Selimler / Fotoğraf: Twitter

 

Seçim sürecinde harcamalar yapıldığını, 2022 yılının ilk 3 ayındaki 30 milyar bütçe fazlasının şu an 382 milyarlık açığına dönüştüğünü dile getiren Selimler, "Harcamalar artıyor. Enflasyon düşse de alım gücü düşüyor. İnsanların artık ev ve araba gibi alım yapma ihtimali azaldı" ifadelerini kullandı. 

"Tencere boştu. Sıyıra sıyıra dibini de delmek üzereyiz" uyarısında bulunan Selimler, "İnsanlar seçim sürecinde vaatlere bakarlar. Ancak ortaya çıkan tabloya bakıldığında bu tercihlerin sandığa yansımadığı görülüyor. Çünkü oy oranları yüzde 50'lere yakın. Tencerenin boş olduğu mevzusu bu dönem en çok konuşulan konulardan biriydi ama sandığa yansımadı. Mesela deprem bölgesindeki oy oranlarına bakıyoruz, ekonomik göstergelerdeki duruma bakıyoruz bunun seçim sonuçlarına yansımadığı görülüyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Tencere-kaybetme ikilisi arasında etkili olan çok başka etken var"

Siyaset bilimci ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ise bu durumu sosyal açıdan yorumladı.  

Kalaycıoğlu'na göre ‘boş tencerenin' etkisi oldu ama çok derin yansımadı.

 

Ersin Kalaycıoğlu
Ersin Kalaycıoğlu / Fotoğraf: Twitter

 

Son zamanlarda pek çok ödeme yapıldığını ve çeşitli vakıf ile dernekler üzerinden aktarılan fonların bulunduğunu söyleyen Kalaycıoğlu, ekonomik krizin etkisinin sandığına yansımasını azalttığını belirtti. 

Bu sanıldığı kadar basit olmadığını, bunun tam sonucunu daha uzun zamanda görmenin mümkün olabileceğini vurgulayan Kalaycıoğlu, "Tencere-kaybetme ikilisi arasında etkili olan çok başka etken var" yorumunu yaptı. 

Sadece ekonomik durumun değil insanların kültürel özellikleri, bilhassa dini, aidiyet duygusunu, etnik birtakım değerlendirmeleri etkili olabildiğini anımsatan Prof. Dr. Kalaycıoğlu, "Terörle bağlantılı söylemler, insanların düşünceleri değiştirmiş olabilir. Oy verme kararı bütün bunların hepsinin bir ortak sonucu olarak çıkıyor. Dolayısıyla öyle otomatik olarak 'tencere iktidar devirir' gibi bir sonucun ortaya çıkması söz konusu değil" diyerek sözlerini tamamladı. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU