Refik Anadol, verileri kullanarak sanat eserlerine yeni bir soluk kazandıran bir medya sanatçısı.
Veri pigmenti veya veri resmi kelimelerini ilk defa duayen hocası Peter Weibel sayesinde öğrenen Anadol, yaklaşık 14 yıldır bu alanda çalışıyor.
15 kişilik farklı ülkelerden oluşan ekibi ile birlikte Anadol, veriden pigment yapabilme ihtimali ve materyal üretme ihtimali üzerine çalışmalarını sürdürüyor.
Veri denildiğinde hep rakamlarla ilişkilendirildiğini fakat onun için önemli olanın hatıra formu olduğunu vurgulayan Anadol, sanatçı olarak baktığında istediği rengi, formu ve materyali yaratabilmek istediğini söylüyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
14 yıllık çalışma hayatı boyunca hareketli bilgisayar grafikleri, yapay zeka, mimari, medya sanatları ve sinir bilimlerini birleştirerek farklı projeler ortaya çıkardığını ifade eden Refik Anadol'a göre, sanat sadece belirli bir insan ya da gruba hitap etmiyor; aksine sanat, herkese, her yaşa ve her kültüre hitap edebilecek bir deneyim olmalı.
Anadol, dünyanın çok kapsamlı olduğunu ve herkesin birbirinden farklı olduğunu belirterek, herkesi birbirine bağlayan benzerlikler üzerine kurulan hayalleri bulmanın zorlayıcı bir yolculuk olduğunu söylüyor.
Ancak, bu zorlu yolda sanatın herkes için bir deneyim olabileceğine inanarak çalışmalarına devam ediyor.
2016 yılında Google'ın ilk misafir sanatçı programında yer alarak, yapay zeka ve veri görselleştirme konularında kariyerine odaklanan Refik Anadol, bu süreçte, ekibiyle birlikte 4 milyardan fazla veriyle 300'den fazla yapay zeka modelini eğitme şansı elde ettiğini dile getiriyor.
Yapay zeka bir ayna
"ChatGPT büyük dil modellerinin (large language models- LLMs) buraya geleceğini tahmin etmenin ötesinde beraber de çalışıyorum" diyen Anadol, sözlerini şöyle sürdürüyor:
Şu an insanların şok olarak kullandığı araçları bir sene önce zaten kullandığımız uygulamalardı. Dolayısıyla çok da şok ve yenilik hissettirmiyor Bu araç ve gereçlerin umuyorum etik olarak doğru kullanıldığı zaman gerçekten de insan zihninin kapasitesini arttıran sinir bilim alanında büyük faydaları olabilecek araçlar olduğuna eminim. Aynı zamanda bu araç ve gereçlerin mahremiyeti ve özgürlüğü özellikle de özgür iradeye dair problemler yaratabileceğini de öngörmemiz gerekiyor. Sadece burada bir pozitif düşünen biri olarak görülmek istemiyorum. Yapay zeka çok güçlü bir teknoloji. Dünya için problemler de yaratabilir. Fakat bu problemleri yaratmasının karşılığı olan durum aslında bir ayna olduğu için. Bence yapay zeka bir ayna ve bu ayna biz nasılsak, ne istiyorsak bize olduğu gibi verebiliyor. Ama insanlık bence kendi problemlerini çözmüş olmadığı için insanlık olarak kendimizden şüphe ettiğimiz için yapay zekadan da şüphe ediyoruz. Fakat şüphe ettiğimiz teknoloji bizlere problemlerimizi çözmemizde büyük olasılıklar sunabilir.
Yapay zeka kendi kendine karar vermeye başlarsa, canlı mı diyeceğiz?
Son üç yıldır simülasyonlara odaklanarak gerçeğe benzer ama gerçek olmayan şeylerin dönemine girildiğini belirten Anadol, şu üç sorunun önemli olduğunu vurguluyor:
Bu dönemde, yaratılan benzer şeylerin gerçekliği sorgulanacak ve gerçekliği kimin karar vereceği önemli bir soru haline gelecek. Ancak en önemli soru, eğer yapay zeka bir gün kendi kendine karar vermeye başlarsa ve kendi kültürünü sanatını üretirse, bu yapay zekaya canlı denilebilir mi? Bu sorunun cevabı, insanların verdiği kararlarla ilgili ve bu kararlar bize ciddi bir perspektif kazandıracak.
Anadol, sanatın insanları geleceği daha rahat hazırlayan ve zihnimizi önden çalıştıran bir yapısı olduğunu vurguluyor.
İnsan zihnini anlamak için yapay zekayı kullanıyor
Refik Anadol, lise yıllarında kendisini sinir bilim alanında yetiştirmek isteyen bir öğrenci zihniyle yaşadığını belirtiyor.
Bu süreçte ülkemizdeki ilk karaciğer naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Erdal Anadol'un amcası olduğunu ve kendisinden etkilendiği ve bilimin önemini keşfettiğini anlatan Anadol, ancak amcasının Alzheimer hastalığıyla karşılaşmasıyla derinleşen araştırmalar yaptığını söylüyor.
İnsan zihnini anlamak adına birçok çalışma yapma şansı bulduğunu söyleyen Anadol, Imperial College London, Harvard, MIT gibi kurumlarla çalışarak insan zihnini anlamaya odaklandığını ve özellikle hatıralara, hafızamızın yapısına, rüyalara ve halüsinasyonlara odaklandığını ifade ediyor.
Anadol, bir profesörle birlikte çalışarak insan zihninin hatırlama anında yarattığı, pozitif, negatif ve nötr bir hatıranın tanımlama şansını yapay zeka ile elde ettiğini belirtiyor.
İnsan duygularını ölçerek heykel tasarladı
Refik Anadol, son 3 yılda Human Connectome adlı projede çalıştığı 6 bin kişinin açık kaynaklı verilerini kullanarak 6 aylıktan 96 yaşına kadar olan kişilerin duygularını ölçmeyi başardıklarını ve bu verileri kullanarak duyguları da içeren bir heykel yapabildiklerini söylüyor.
İnsan zihninin gizemini çözebildiğimiz ölçüde ne anlama geldiğini daha iyi anlayabileceğimizi düşündüğünü söyleyen Anadol, bilincin ölçülebilmesi veya ölçülememesi gibi konuların hala ilginç bir problem olduğunu vurguluyor.
Anadol, sinir bilimi, mimari ve yapay zeka alanlarını bir araya getirerek dünyadaki ilk yapay zeka heykelini yaptıklarını belirtiyor.
Dataland isimli müzede insan zihninin algılayabileceği tüm duyguları içeren projeler olacak
Pandemi döneminde ise yapay zeka projesi ile 75 milyon çiçek verisi kullanarak yapay zeka modeli oluşturdu.
Anadol, insan zihninin kokuya doğru farklı adımlar atabileceğini düşünerek, dünyanın ilk yapay zeka temalı hem görsel hem işitsel hem de koku duyusunu bir araya getiren bir eseri 2022 yılında ortaya çıkardıklarını söylüyor.
Dataland isimli müze tasarlayan Anadol, önümüzdeki yıllarda insan zihninin algılayabileceği tüm duyguları içeren projeler üzerinde çalışacaklarını belirtiyor.
© The Independentturkish