Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, adını İHA ve SİHA'larla duyuran Baykar'ın kurduğu vakıf tarafından düzenlenen Teknofest'in Atatürk Havalimanı'nda başladığı gün bir video-mesaj yayınladı.
Videosunun başlığını "Atatürk Havalimanı" olarak belirleyen Kılıçdaroğlu, "İktidara geldikten hemen sonra Atatürk Havalimanı'nı havacılık ve uzay çalışmalarının merkezi haline getireceğiz" dedi.
Bu merkezin havacılık ve uzay çalışmalarının dinamosu olacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Peki, bunları kimlerle yapacağız" diye sordu ve devamında şunları söyledi: "Merkezin kurulması ve geliştirilmesi için başarıları dünyaca tanınan ve başka ABD'deki Sierra Nevada şirketinin sahipleri Eren Özmen ve Fatih Özmen'le yapacağız. Lütfen gençler gidin Google'a bu isimleri yazın. Ne cevherlerimiz var bu dünyada görün."
Bu sözler, Baykar CEO'su Haluk Bayraktar'ın tepkisini çekti.
Baykar, kişisel sosyal medya hesabından şunları yazdı:
"Milyondan fazla gencin yarıştığı, dünyanın en iyisi Milli Teknoloji Projelerinin sergilendiği TEKNOFEST'e ev sahipliği yapan Atatürk Havalimanı'nı ABD'li bir şirkete verme fikri… Halen "en iyisini" Türklerin değil de ABD şirketlerinin yapabileceğini zannetmek… Nuri Demirağ'ın uçaklarını toprağa gömen zihniyet hiç değişmemiş."
Milyondan fazla gencin yarıştığı, dünyanın en iyisi Milli Teknoloji Projelerinin sergilendiği TEKNOFEST’e ev sahipliği yapan Atatürk Havalimanı’nı ABD’li bir şirkete verme fikri…
— Haluk Bayraktar (@haluk) April 27, 2023
Halen “en iyisini” Türklerin değil de ABD şirketlerinin yapabileceğini zannetmek…
Nuri Demirağ’ın… pic.twitter.com/0UL1EAMaDA
Bayraktar'ın tepkisine, Kılıçdaroğlu'nun yanıtı ise şöyle oldu:
"Bu kadar siyasallaşmayın Sevgili Haluk Bey. Siz ailece bizim için çok değerlisiniz. Bir partinin seçim propagandası olmak size yakışmaz. İstikbalde başarılı bütün Türk girişimcilerimize yer var. Uzay hepinize yetecek kadar geniş."
Bu kadar siyasallaşmayın Sevgili Haluk Bey. Siz ailece bizim için çok değerlisiniz. Bir partinin seçim propagandası olmak size yakışmaz. İstikbalde başarılı bütün Türk girişimcilerimize yer var. Uzay hepinize yetecek kadar geniş. https://t.co/KhHoM1QUen
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) April 28, 2023
Arşivde Nuri Demirağ tartışması
Bayraktar'ın tepkisiyle, yıllardır çeşitli vesilelerle gündeme gelen sonra tekrar unutulan Nuri Demirağ tartışması yeniden alevlendi.
Bayraktar'ın tarihten getirdiği bu referansa, yerli havacılık sanayisinin CHP tarafından bilinçli bir şekilde engellendiği ve Türkiye'nin bu hususta dışa bağımlı hale getirildiği tezini savunanlar sıklıkla başvuruyor.
Peki resmi belgelerde Nuri Demirağ tartışması nasıl seyrediyor?
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Büyük şefim, kazması omzunda bir iş emirberinizim"
1939 yılında Demirağ, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye bir mektup yazarak Türkiye'de uçak endüstrisi kurmak için destek istedi.
"Büyük Şefim" diye başlayan 3 sayfalık mektupta kendisini "kazması omzunda bir iş emirberiniz" diye nitelendiren Demirağ, "Milletin makûs talihini yenen siz büyüğümden aldığımız kuvvetle memleketin demiryolları, fabrikaları, büyük binaları yapıldı, yapılıyor. Göklerine hakim olmayan milletlerin yerlerde sürüneceğine, daha doğrusu yerin dininde çürüyeceğine kani bulunduğum cihetle bundan üç buçuk sene evvel bütün personelini, levazımatını, tedricen vatanın sinesinden belirtecek ve memleketin ihtiyacına tamamen cevap verecek büyük bir tayyare endüstrisi kurmak tasavvurunda bulundum" dedi.
Türk Hava Kurumu'nun (THK) kendisinden 65 planör sipariş ettiğini ancak bunun arkasının gelmediğini belirten Demirağ, kendisiyle çalışmasına engel olan kazanın ayrıntılarını şu sözlerle açıkladı:
"Uçuş melekesi az olan bir mühendisimin rızam hilafına tayyare ile Eskişehir'e giderken İnönü'de yapılmakta olan törene iştirak etmek isteyerek, sahanın darlığı, planör, tayyare ve ziyaretçilerin çokluğu yüzünden meydanda yer bulamamasından, ekin tarlası içerisinde yere konuş esnasında bir metrelik çukuru göremeyerek mühendisin ölümü ile neticelenen bir kaza vukua gelmiş idi. Bunda tayyarenin bir kabahati yoktur."
"Şimdiye kadar harcanan parayla 15-20 apartman yaptırır, senede 150-200 bin lira irad alarak istediğim yerde gezer tozardım"
Demirağ, aynı mektuba şu cümleleri de ilave etti:
"İşçilerim ve fabrika personelim işsiz kalmıştır. Esasen şimdiye kadar tam ve kâmil bir mesai sahası da bulamamışlardı. Bu uğurda şimdiye kadar harcanan 1,5 milyon lira ile –hoş, karakterim buna müsait değil ya- farzı muhal 15-20 adet han, apartman yaptırır, senede 150-200 bin lira irad alarak istediğim yerde gezer tozardım."
O yıl Demirağ'ın Beşiktaş'ta kurduğu uçak fabrikası, "seferberlik halinde ordunun iaşe, iltibas, teçhiz, eslih (silah) ve mühimmatının tedarik ve ikmali bakımından faydalanılacak fabrika" cetveline ilave edildi.
1942 yılında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü imzalı ve "gizli" ibareli bir kararnamede, Demirağ'a desteğin işaretleri var.
1994 yılında gizliliği kaldırılan bu belgede, "Hava kuvvetlerinde bulunan, motor ve kara nakil vasıtalarının tamiri ve bazı yedek parçaların imali işlerinin, İstanbul'da Beşiktaş ve Yeşilköy Nuri Demirağ tarafından kurulan tayyare fabrikalarına yaptırılması" isteniyor.
1942'de bu fabrika çevresinde bulunan ve fabrika açısından zararlı olduğu değerlendirilen bir ahşap ev Demirağ'ın Milli Savunma Bakanlığı'na yaptığı başvurunun ardından istimlak edildi. İstimlak başvurusunda bakanlık Demirağ fabrikasını "Hava ihtiyaçlarımızı karşılamakta mühim bir rolü ve yeri bulunan" diye nitelendiriyordu.
Başbakana mektup yazdı, Milli Savunma Bakanlığı yanıt verdi
1943 yılından sonra Demirağ'ın devlete yaptığı işler sona erdi.
Demirağ, şirketinin zor duruma girmeye başlamasının ardından 1945 yılında konuyu Başbakanlığa bir mektupla bildirdi.
Başbakan, Demirağ'a neden iş yaptırılmadığını o dönemki adı Müdafaa-i Milliye Vekaleti olan Milli Savunma Bakanlığı'na sordu.
Bakanlıktan gönderilen 2 sayfalık cevapta şöyle deniliyordu:
"Nuri Demirağ, mektubunda vekalet (bakanlık) tarafından fabrikasına iş verilmediğini bahsetmekte ise de 1941 senesinde vekaletimce mezkur fabrikaya Lysander tayyarelerinin tamir ve revizyonları ile bilimum kara nakil vasıtalarının tamiratı verilmiş ve 50 bin liralık bir mukavele tecdit edilmek suretiyle yalnız 1941 mali yılı içinde bu fabrika ile vekalet arasında 188 bin 189 liralık iş yapılmıştır.
"İşçilerin yevmiyelerini bakanlığın vermesini istedi, her zaman ona yardım ettik, elinden tuttuk"
1942-1943 mali yılı arasında bu mukavele aynen tecdit edilmek istenilmiş ise de Nuri Demirağ eski mukaveleye bir madde ilave etmek sureti ile fabrikada çalıştırılacak işçi adedinin 100 iblağı ile fabrikaca bu işçiler maddeten tatmin edilemediği takdirde bunların yevmiyelerinin vekaletçe verilmesini talep etmiştir. Nuri Demirağ'ın bu talebi Maliye Vekaleti'nce kabul edilmeyerek bunun tadili kendilerine bildirilmiş ise de bu noktada ısrar ettiğinden mukavele bizzarure akdedilememiş ve bu suretle mezkur fabrikaya 1942-1943 mali yılı arasında iş verilememişti. Fabrikanın elinde tayyare işinde elverişli ham malzeme olduğu bildirilmiş ve bu da vekaletçe satın alınmıştı."
Aynı yazıda Demirağ'ın 1944 yılında bakanlıkla tekrar iş yapmak için girişimlerde bulunduğu bildirilerek bu durumun "hüsnü suretle" karşılandığı belirtildi.
Ancak bu durumun, mukavele akdetmek üzere çağrılan teknik elemanın gelmediği ve Demirağ'ın yüksek bir elemanı olmadığının anlaşılmasıyla gerçekleşemediği iddia edildi.
Yazıda aynı zamanda bakanlığın Demirağ fabrikasına her zaman ve her bakımdan yardım ettiği ve "elinden tuttuğu" da öne sürülerek şöyle devam edildi:
"Demirağ'ın, mevzuat ve formalite zorlukları namı altında serd olunan itirazlarla sipariş vermemek ve iş yaptırmamak diye vasıflandırdığı şekil kanuni formalitelerimize uymayan noktalardır. Endüstrisinin köreltilmesi hiçbir zaman vekaletimce düşünülemez. Nuri Demirağ sırf kendi şahsi menfaatlerini düşünerek fazla kâ temin etmek gayesini takip etmiş ve etmektedir."
CHP üyesiyken başka parti kurdu
1942 yılında Sivas'taki 5 krom madeninin imtiyazı Demirağ'a verilmişti. Ancak Demirağ, uçaklarına beklediği desteği görmedi.
1945 yılında, hala CHP üyesiyken "Milli Kalkınma Partisi" adında bir parti kurdu. Bunu yaptığı için CHP'den çıkarıldı, 1949'de ise fabrikası "savaşta yararlanacak fabrikalar" arasından çıkarıldı.
Milli Savunma Bakanlığı: Demirağ'ın Uçakları ordumuzun ihtiyacını karşılayacak evsafta değil, bizimle fikir teatisi yapmadı
1948 yılında İskenderun'dan doktor Nedim Cankat, İsmet İnönü'ye bir telgraf çekerek Demirağ'ın uçak üretim tesisinin ülke için önemine vurgu yapmış ve ona destek verilmesini istemişti.
Bu telgrafla ilgili araştırmayı da Milli Savunma Bakanlığı yaptı ve Başbakanlığa şu bilgileri verdi:
"(Demirağ tarafından imal edilen) iki tip tayyareye Milli Savunma Bakanlığı'nca uçuş müsaadesi verilmişti. Fakat bunların imallerine başlanmadan önce bakanlık ile esaslı bir görüş teatisinde bulunulmadığından imal edilen tayyareler hava ordumuzun herhangi bir ihtiyacını karşılayacak evsafta görülmemiş ve bu sebeple satın alınmamıştır. Müşteri istekleri nazarı itibara alınmadan imal edilen bu tayyareler, tabiatıyla oldukça mühim bir paranın sarfını mucip olduğundan Demirağ daha başka tayyarelerin imaline tevessül etmemiş, ancak Hava Kuvvetlerine ait bazı tayyarelerin kendi atölyelerinde tamir ettirilmesi hususunda bakanlığa müracaatta bulunmuştur (…) 1940 yılında bir tip tayyarenin tamiri ile muhtelif yedek parçaların imal işi bu fabrikaya tevdi edilmiştir. Bu mukavelenin hitamında yeniden müracaat vaki olmadığından mukavelenin tecdidi yoluna gidilmemiştir. Mezkur fabrika, içinde bulunan tesisat ve teçhizatın benzerleri hava fabrikalarımızda mevcut olduğuna göre bunlardan herhangi bir şekilde istifade yoluna gidilmesinde zaruret görülmediğini saygı ile arz ederim."
© The Independentturkish