2021'de Libyalılar ilk kez savaşsız, çatışmasız, top ve makineli tüfek, gelişigüzel düşen roket sesleri duymadan oruç tuttular.
Gelgelelim içinde bulunduğumuz 2023 yılında, aynı ayın hilalinin ülkenin doğusunda ayrı batısında ayrı bir gün görülmesi kertesine varan yeni bir bölünme ve anlaşmazlık yaşandı.
Anlaşmazlık, ramazan ve şevval ayları hilalini gözlemleme yetkisi konusunda çekişen iki kurum arasında başladı.
Bunlardan ilki, Temsilciler Meclisi kararıyla bu yetkiye sahip olan Vakıflar ve İslami İşler Kurumu'dur.
Onunla bu yetki için çekişen ikincisi ise, Temsilciler Meclisi'nin 2014 tarihli 8 sayılı kararı uyarınca feshedilen ve müftüsü azledilen Libya Fetva Kurulu'dur.
Müftü Sadık el-Giryani kendisine yönelik savaşa kışkırtmak, fetvalarda aşırıya kaçma, haddi aşma ve bilinçli yönlendirmede bulunma suçlamalarının ardından Temsilciler Meclisi'nin kararıyla görevden alınmıştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İki kurum arasındaki ihtilaf, çok büyük bir toplumsal bölünmeye neden oldu.
Öyle ki yıllardır çatışmalarına ve silahlı mücadele noktasına varmalarına rağmen ne siyasi ne de silahlı güçler böyle bir bölünmeye yol açamadılar.
İki dini kurumun anlaşmazlığı, aynı evde yaşamalarına rağmen babanın bir gün, çocuklarının ve torunlarının başka bir gün bayrama başlamasıyla sonuçlanan büyük bir felaket oldu.
Bu konuda görevlendirilmiş ve yetkisi dahilinde olan Vakıflar ve İslami İşler Kurumu, tanıkların bulundukları mahaldeki birinci dereceden mahkemelerce kaydedilen beyanlarına göre, cuma gününü ramazan bayramının ve şevval ayının birinci günü deklare etti.
Doğu Libya'daki Ecdebiye şehri, Güney Libya'daki Hun şehri ve Batı Libya'daki Mısrata şehrinin yanı sıra mahkemeler başka şehirlerden tanıklıkları da kabul ettiler.
Vakıflar ve İslami İşler Kurumu bu tanıklıklara dayanarak Libya'da cuma gününü Şevval ayının ilk günü olarak açıkladı.
Ama İstanbul'da (!) ikamet eden ve 2014 tarihli 8 sayılı Temsilciler Meclisi kararıyla görevden alınan Müftü Sadık Giryani'nin orada oğlu tarafından yönetilen bir uydu kanalına (el-Tanasuh) çıkıp bayramın cumartesi günü olduğunu deklare etmesiyle Libyalılar neye uğradıklarını şaşırdılar.
Giryani "mezhepsel" fikirlerine katılmayan Vakıflar Kurumu'na meydan okuyup, tanıkları "yalancı tanık" diye nitelendirdi.
Bunların Hafter'in yönetimi altında olduklarını söyledi. Dahası Cuma gününü bayram deklare eden tüm ülkelerin hatalı olduklarını ve 60 günlük kefareti ödemeleri gerektiğini belirtti.
Oysa Maliki Fıkhı ve Delilleri adlı kitabında, ülkenin doğusunda hilalin görülmesi halinde başka bölgelerin kendisine uymasının caiz olduğunu kabul ediyordu.
Kitabının ibadetler bölümünde tam olarak şöyle diyordu:
Doğuda hilalin kesin olarak görülmesi durumunda, batı bölgesindekiler ona uyarak oruç tutabilirler.
O halde Giryani neden 1991 yılında yayınladığı ve Arap Maşrık (Doğu) bölgesi sakinlerinin hilali görmeleri halinde onlara uyulabileceği fetvasını verdiği kitabıyla dahi çelişti?
Barka şehri Libya'nın doğusunda değil mi? Mısır Maşrık bölgesinde değil mi, keza Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri Libya'nın doğusunda kalmıyorlar mı?
Herkese muhalif fetvasını açıkladığında Giryani, İstanbul'da yani yetkililerinin Cuma gününü bayram deklare ettikleri bir ülkedeydi.
Peki, eğer Türkiye Maşrık bölgesi ülkelerinden ise Giryani'nin kitabına göre bayram kararının bizi de bağlaması gerekmiyor mu?
Yok eğer batıda kalıyorsa hilali nasıl tespit etmiş olabilir?
Kendisinin de ikamet ettiği ve oruç tuttuğu "Türkiye", bu ilginç ve kendi kitabına bile karşı çıkan garip fetvasına uymayan diğerleri gibi 60 günlük kefareti ödemek zorunda mı?!.
Yaşananların tek bir açıklaması var, o da cevabın Türkiye'den yayın yapan bir uydu kanalına çıkmasını ve bardağı taşıran son damla derecesindeki bu fetvasını açıklamasını Giryani'den isteyen kişide olduğudur.
Libya krizindeki darboğazları çözmekte büyük ilerleme kaydeden çeşitli sivil ve askeri süreçleri (5+5 ve diğerleri), Temsilciler Meclisi ile devlet arasında varılan uzlaşı uyarınca kurulan (6+6) komitesinin üzerinde anlaşmaya varılan veya görüş birliği sağlanan seçim yasalarını çıkarmasını engellemekte başarısız olmaları Libya-Libya mutabakatı muhaliflerini rahatsız etti.
Tüm bunlar ülkenin doğusu ile batısı arasında herhangi bir yakınlaşmaya karşı çıkan Giryani yandaşlarını tedirgin etti.
İlk adım azledilen Müftü'ye sadık silahlı milislerin tüm süreçleri reddeden açıklaması oldu.
Azledilmiş Müftü de bayramla ilgili anlaşmazlık ve bölünme yaratan fetvasıyla bunu tamamladı.
Giryani'de görülen bu sapma ve onun doğru, cuma gününü bayram deklare eden 14'ten fazla Arap ve İslam ülkesi dahil olmak üzere herkesin yanlış olduğu iddiası üzerinde durmalı ve irdelemeliyiz.
Çünkü özelde Libya'da ve genel olarak İslam dünyasında toplumsal barışı tehdit etmesi nedeniyle tolere edilemeyecek tehlikeli bir olguya dönüştü.
Zira Giryani, 2014 ve 2020'de komşu Arap ülkelerinin hilalin tespit edildiği açıklamalarına dayanarak Libya'da bayram deklare etmişti.
Hatta bu tespitlerin doğruluğunu kabul etmiş ve bu iki yıldaki fetvalarına dayanak yapmıştı.
Peki, bu yıl (2023'te) neden herkese karşı çıktı?
Bu adam sadece, öldürmekten daha kötü olan fitneyi teşvik ediyor. Ülkeyi ve halkını bölerek fitneye neden olanın ise Rabbi katındaki akıbeti bellidir.
Libya'da aynı ayın iki hilali olmasına ve bayramın farklı günlerde kutlanmasına rağmen, Sebastian Gorka'nın tarihi Libya'yı bölmeye yönelik planından bugün bu tür kişilerin girişimlerine kadar, ülkeyi bölme planları başarılı olamadı.
Libya olduğu gibi, bölünemeyen bir devlet olarak kaldı, dahası tüm onu yeniden bölme projelerini atlatmayı başardı.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia