1959 yılında Türkiye'nin üçüncü milli parkı ilan edilen "Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı", son günlerde tartışmaların odağında yer alıyor.
Bunun nedeni, "Bozkırdaki Orman" olarak adlandırılan, sık ve gür karaçam ormanları, içme suyu kaynakları, kara akbaba yaşam alanı, birinci derece doğal sit niteliğindeki milyonlarca yıllık fosil ağaçları, endemik dağ lalesi gibi pek çok çeşitliliğe ev sahipliği yapan milli parkta Kızılcahamam Belediyesi tarafından yürütülen inşaat çalışmaları.
Bitki örtüsünün yanı sıra canlı çeşitliliğiyle de öne çıkan Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı'ndaki son durumu konuştuğumuz Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara, yaşananlara tepkili.
2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'na rağmen Ankara Kızılcahamam'daki Soğuksu Milli Parkı'nda ağaç kesimleri yoluyla ormansızlaşma hamlelerinin yapıldığını ifade eden Özkara'ya göre (Kızılcahamam) belediye yasa, kural tanımıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Bir daha bu ağaçların buraya gelme şansı yok"
Orman varlığında gerileme tehlikesine dikkati çeken Özkara, "Yapılaşma başlıyor ve bir daha bu ağaçların buraya gelme şansı yok" dedi.
Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı'nda ağaç kesimlerinin ormansızlaşmaya yol açacağının altını çizen TOD Başkanı şöyle devam etti:
Ankara'ya yaklaştıkça orman vasfı kaybolur, çalımsı ağaç türleri gelir. Buralar bozkır ormanıdır, bodur ağaçlar var, fazla büyümez.
Siz tutup, iyi-kötü gelişmiş bu (Soğuksu) ormanlığı, tesis için gözden çıkarıyorsunuz. İnsan müdahalesini de eklerseniz, bir daha geri gelmemek üzere bu ormanlara zarar vermiş olursunuz.
"Burası belediye parkı değil milli park"
Kamuoyunu bu konuda ses çıkarmaya, yetkilileri de yasal işlem yapmaya davet eden Ahmet Hüsrev Özkara, Türkiye'de milli park ile belediye parkı arasındaki ayrımın da bilinmediğini söyledi.
Özkara, milli parkın önemli bir koruma alanı olduğu belirterek, biyolojik çeşitlilik, yaban hayatı ve bitki türleri açısından kritikliğe vurgu yapıyor.
TOD Başkanı, buraların kültürel ve tarihi değerleri geleceğe taşımak açısından da önemine değindi.
İzin süreçlerinin sonuçlanmadan yapılaşmaya başlandığını ve hukuksuzluk yapıldığını da ileri süren Özkara, sadece bölgeye özgü, Türkiye'de çok nadir yetişen bitkilerin varlığına da dikkati çekti:
Örneğin dağ lalesi oranın endemik türüdür yani Kızılcahamam'a özgüdür.
Kara akbabalar, o ortamda büyüyor besleniyor, gelişiyor ve barınıyor. Önemli bir tür.
Ayı popülasyonu açısından, geyik türleri bakımından da önemli. Bunları korumak adına burayı milli park ilan ediyoruz. Yaban hayatını da korumak gerekiyor.Taşlaşmış ağaç fosilleri yani jeositler var. Yapılaşma konusunda, ziyaretçi konusunda ekolojik taşıma kapasitesine uyulması gerekiyor.
Kişi-gün kapasitesine uyulması şarttır. Aksi takdirde toprağa fazla basmak, toprağın gelişimini durdurur. Yüzeysel akış harekete geçer.
Buralar salt piknik alanı değil. Kimse kafasına göre hareket etmemeli.
"Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı birimlerince inşaat yapılan yerin imar planı henüz tamamlanmadı"
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı birimlerince inşaat yapılan yerin imar planı henüz tamamlanmadığına dikkati çeken TOD Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara, turizm yatırımı veya kısmî turizm işletmesi belgesi alınmadan, ilgili idare tarafından yapı/inşaat ruhsatının düzenlenemeyeceğini dile getirdi.
Ahmet Hüsrev Özkara, burada mülkiyeti Kızılcahamam Belediyesine ait "Kızılcahamam ilçesi, Yenice mahallesi 789 ada 1 ve 2 numaralı parsellerin" bulunduğunu da aktardı.
"Devlet Su İşleri'ne ait kanal, genelgeye ait şekilde belediye tarafından kapatıldı"
Özkara, bir kısmı Kızılcahamam Belediyesinin 789 ada/2 nolu parselinde, bir kısmı da Milli Park sahası içinde kalan Devlet Su İşleri'ne (DSİ) ait kanalın, Başbakanlığın 2006/27 sayılı "Dere Yatakları ve Taşkınlar Genelgesine" aykırı şekilde belediye tarafından kapatıldığını da ileri sürdü.
Ahmet H. Özkara, 2023 yılı mart ayında DSİ'den uygun görüş alınmadan böyle bir işlemin tesis edilemeyeceğine dair yazılı görüş Kızılcahamam Kaymakamlığına iletilse de, bugüne kadar bu konuda herhangi bir işlemin yapılmadığını da sözlerine ekledi.
"İnşaat bir an önce durdurulmalı"
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile diğer kurum yetkililerinin sözlü ve yazılı uyarılarına rağmen milli park içeresindeki kaçak inşaat çalışmaların devam etmesini eleştiren Özkara, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun "Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar" bölümündeki 32'nci maddede yer alan hükmü doğrultusunda inşaatın bir önce durdurulması gerektiğini bir kez daha vurguladı.
Söz konusu maddede "Ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine veya ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılarda projelerine ve ilgili mevzuatına aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur" ifadeleri yer alıyor.
© The Independentturkish