Kılıçdaroğlu: 14 Mayıs itibariyle Türkiye yaşama sevincini geri alacak

Kılıçdaroğlu, "Dünyaya örnek olacak yeni bir dönemin eşiğindeyiz" diye konuştu

Fotoğraf: Twitter

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “14 Mayıs itibariyle Türkiye yaşama sevincini geri alacak” dedi.

Kılıçdaroğlu, TBMM’de 23 Nisan Özel Oturumu’nda bir konuşma gerçekleştirdi.

“Gurur duyuyorum”

Konuşmasına 23 Nisan’ı kutlayarak başlayan Kılıçdaroğlu, TBMM’nin devlet kuran bir meclis olduğunu vurguladı:

Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulmuş bir devletin meclisi değil bizzat kendi iradesiyle kurduğu, kurucusu olduğu bir devletin meclisidir. Hem gazi meclis ünvanını taşıması hem de devlet kurucu vasfı nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi dünya siyasi tarihinde, dünya askeri tarihinde ve dünya demokrasi tarihinde seçkin bir yere sahiptir. Böylesine önemli vasıflara sahip bir meclisin mensubu olmaktan gurur duyuyorum. Gurur duyunuz.

Gelecek seçimde Meclis’e girecek vekillere başarılar dileyen Kılıçdaroğlu, “Hiç şüphe duymuyorum ki milletimiz yeni üyelerine, ülkemizi güçlendirilmiş parlamenter sisteme ulaştıracak iradeyi teslim edecektir” diye konuştu.

“TBMM tek adam rejiminin gölgesi altındadır”

TBMM’nin Türkiye’nin temel sorunlarının çözüm merkezi olmak zorunda olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, “Ancak üzülerek ifade edeyim ki milletçe geçmişimize duyduğumuz saygının ve geleceğimize duyduğumuz güvenin çatısı olmaktan uzaklaşmış bulunmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihsel birikimine tezat oluşturacak biçimde tek adam rejiminin gölgesi altındadır” tepkisi gösterdi.

“Umutsuz olmak için hiçbir neden yoktur”

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

Tek adam rejiminin tahakkümüne teslim edilmiştir. Bu çerçevede yargı bağımsızlığı, fikir ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve diğer tüm özgürlükler ile bilimsel, laik eğitim yerle yeksan edilmiştir. Kamu istihdamında, liyakatin ortadan kaldırılmış, kamu yönetiminde kayırmacılık ve yandaşlık hakim kılınmıştır. Kamu harcamalarında yolsuzluk yöntem olarak benimsenmiş durumdadır. Gençler, kadınlar, çiftçiler, işçiler, iş insanları, bilim insanları bir umutsuzluk sarmalı içine sürüklenmiştir. İnatla sürdürülen yanlış dış politikanın sonucu olarak ülkemiz bölgesinde yalnızlaşmış, milyonlarca göçmene sığınmacıya, mülteciye karşı sınırlarımız korunamamıştır. Ve nihayetinde hayat pahalılığı bir kanser gibi tüm yaşamı sarmış, vatandaşlarımızın geçim gücü neredeyse sıfırlanmıştır. Ancak yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen umutsuz olmak için hiçbir neden yoktur. Çünkü bizler uçurumun kenarındaki yıkık bir ülkeden modern bir cumhuriyet yaratan Mustafa Kemal'in çocuklarıyız.

Konuşmasında “İradesi tek bir adamın iki dudağına, kişisel ikbal beklentilerine, kayırmacılık bağımlılığına, liyakatsiz kadrolarına teslim edilmiş görünse de bir dönemin sona ermekte olduğunu görüyoruz ve biliyoruz. Dolayısıyla saygıdeğer vatandaşlarımı geçmişin ve bugünün olumsuzluklarından konuşmaya değil, gelecek güzel günlerin, gelecek baharın hayalini kurmaya davet ediyorum” diye devam eden Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

14 Mayıs genel seçimlerine yaklaştığımız bugünlerde milletimizin, ülkemizin dört bir yanını cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracak heyecanı sarmış durumda. Tek bir çocuğun dahi yatağa aç girmeyeceği, yurt dışına gitmiş gençlerimizin güle oynaya geri döneceği, gitmeyi düşünenlerin bu düşüncelerinden vazgeçeceği güzel bir geleceğin arifesindeyiz. Millet olarak, Maraş'ta, Antep'te, Urfa'da, İnönü'de Dumlupınar'da, Sakarya'da ve Afyon'da düşmana karşı topyekun savaşırken bu kutsal çatı altında buluşan ilk meclisimizin değerli mensupları hem bu savaşları yönetip hem de yeni bir devletin temellerini attı. Şimdi sıra bizde. Meclisimizin açılışının 103’üncü yılında cumhuriyetimizi kalıcı bir biçimde demokrasiyle taçlandıracağız. Demokrasiyle taçlandırılmış cumhuriyetimiz sadece mazlum milletlere değil tüm dünya demokrasilerine örnek olacak. Otoriter rejimlerin sandık yoluyla yenilebileceğini ülkelerin ve bölgelerin tüm problemlerinin çözüm yolunun birlikte olabilmekten geçtiğini tüm dünya görmüş olacak. Kimseyi ötekileştirmenin ve kimseyi kin tutmamanın insan haklarının en temel ilkelerinden biri olduğunu ve başarıya da ancak bu temel ilkelerin yol göstericiliğinde ulaşılabileceğini tüm dünya deneyimlemiş olacak.

"418 milyar doların hesabının sorulacağı bir döneme yaklaşıyoruz"

Kılıçdaroğlu, “418 milyar doların hesabının sorulacağı bir döneme yaklaşıyoruz” diyerek şöyle devam etti:

Kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin son bulacağı bir dönemin sonuna yaklaşıyoruz. Terör örgütlerinin ve yeraltı suç örgütlerinin kökünün kazanacağı bir dönemin sonuna yaklaşıyoruz. Yoksulluğun ve yolsuzluğun sona ereceği bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Beytülmale el uzatılamayacağı bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Cumhurbaşkanının dahi özgürce eleştirilebileceği bir döneme yaklaşıyoruz. Tüm kararların istişareyle, ortak akılla alınacağı bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Çankaya Köşkü'nün tüm Türkiye'nin evi olacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Barış Akademisyenleri'nin kürsülerine döneceği bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmenin atanacağı, köy okullarının yeniden açılacağı bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Üstenci bir anlayışla küçümseyen, sadece kendi zenginliğini düşünen yönetim anlayışının sona ereceği bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Liyakatin hakim olacağı, Kızılay'ın kan ve çadır satmayacağı, AFAD'ın enkaz altında kalan vatandaşını ölüme mahkum etmeyeceği bir döneme yaklaşıyoruz. 5’li çetelerin saltanatının sona ereceği bir döneme yaklaşıyor. Tank palet fabrikasının geri alınacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Başta Gülhane Askeri Tıp Akademisi olmak üzere tüm askeri hastanelerin açılacağı bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Kurban Bayramı'nda emeklilerimizin banka hesabına 15 bin Türk lirası tutarındaki bayram ikramiyesinin yatırılacağı bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Deprem konutlarının ve dükkanlarının hak sahipleriyle ücretsiz verileceği bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Başta ekonomik sorunlar olmak üzere ülkemizin tüm sorunlarını birlikte çözeceğimiz ülkemize bolluk ve bereket getireceğimiz bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Merkez Bankası'ndaki bu millete ait 128 milyar doların kimlere peşkeş çekildiğinin ortaya çıkarılacağı bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Milyarlarca doların, temiz paranın istihdam, kalkınma için ülkemize gelmesini sağlayacak ahlaklı ve vicdanlı bir yönetimin iktidara geleceği bir döneme yaklaşıyoruz. Özetle dünyaya örnek olacak yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Bu dönemi siyaset bilimciler Türkiye Cumhuriyeti'nin çağı olarak niteleyeceklerdir. Bugün için bir kişiye ait olan egemenlik son bulacak. 100 yıl önce olduğu gibi egemenlik kayıtsız ve şartsız millete ait olacak. 14 Mayıs itibariyle Türkiye yaşama sevincini geri alacak. Türkiye baharını yaşayacak. Türkiye'ye bahar geldiğinde göreceksiniz. Tüm dünyaya bahar gelecek.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU