"Geleceğin enerji kaynağı", "geleceğin petrolü" ve "beyaz Altın" olarak da adlandırılan lityum madeninin değeri her geçen gün artıyor.
Öncelikli olarak enerji, endüstri ve teknoloji sektörleri için kilit ihtiyaç maddesi haline gelen lityum, özellikle batarya, araç montaj üniteleri, elektrikli araç ve cihazlar başta olmak üzere birçok sektör ve üründe değerlendiriliyor.
Bu nedenle ABD ve Çin başta olmak üzere birçok ülke ve uluslararası şirketler gözlerini maden yataklarına dikmiş durumda.
Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumunun (USGS) hazırladığı rapora göre, Latin Amerika ülkeleri dünya lityum rezervinin yarısından fazlasına sahip.
Dünyada yaklaşık toplam yaklaşık 89 milyon ton olduğu belirtilen lityum rezervine sahip ilk 10 ülke bu şekilde:
- Bolivya: 21 milyon ton
- Arjantin: 20 milyon ton
- Şili: 11 milyon ton
- ABD: 12 milyon ton
- Avustralya: 7,9 milyon ton
- Çin: 6,8 milyon ton
- Almanya: 3,2 milyon ton
- Kongo: 3 milyon ton
- Kanada: 2,9 milyon ton
- Meksika: 1,7 milyon ton
Aslında bilgisayarlar, cep telefonları, yeni nesil jeneratörler, güneş enerji panelleri gibi günümüzde birçok ürünün üretiminde kullanılan lityum madeni hayatımızda artık daha da önemli bir yere sahip.
Dünyada petrolün bu yüzyılda tükenmesinin öngörülmesi nedeniyle özellikle elektrikli araçlara yönelen ve iç piyasalarında hızla yaygınlaşan başta Çin, ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok ülkesi tıpkı petrole olduğu gibi lityum madenine bağımlı olması kuvvetle muhtemel gözüküyor.
Lityumu işleme teknolojisine yani madeni topraktan çıkarıp son tüketicinin işine yarar bir ürün haline getirebilecek teknolojiye günümüzde çok az ülke sahip olması nedeniyle öncelikle ABD, Almanya, Çin olmak üzere birçok güçlü sermaye sahipleri teknoloji eksiği olan ama çok fazla sayıda lityum madenlerine sahip olan Latin Amerika ülkelerine çıkarma yapıyorlar.
Meksika kamulaştırmaya karar verdi
Geçen şubat ayında (2023) Meksika Devlet Başkanı Andres Manuel López Obrador, lityum madenlerinin kamulaştırmasına karar vermesiyle beraber, nisan ayında Meksika Devlet Başkanlığı Enerji Sekreterliği'ne bağlı LitioMx isimli kamu şirketinin kurulduğunu halka duyurdu.
Lityum madeninin araştırma/keşfetme, işleme ve kullanma hakları kurulan LitioMx kamu şirketine ait olacaksa da halihazırda araştırma ve keşif sözleşmesi bulunan bölgenin en büyük maden arama iznine sahip olan Çinli Ganfeng şirketinin imtiyazları korunmaya devam edeceği belirtiliyor.
Bolivya devletleştirmede en erken davranan oldu
2008 yılında eski Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales liderliğinde ülkedeki bütün madenlerin devletleştirme kararı alındı.
2017 yılında Ulusal Stratejik Bolivya Lityum Yatakları Şirketi (YLB) kuruldu.
Devlet iştiraki olan şirket lityumun işlenmesi için bir alman firması olan ACY Systems ile anlaşmaya vardı (YLB yüzde 51, ACY Systems yüzde 49).
Böylece ACY Systems'in sahip olduğu teknolojiden yararlanılarak maden, lityum iyon pile dönüştürülüyor.
Arjantin hükümeti hâlâ bu potansiyel için yeterli aksiyonu gerçekleştirmedi
Federal bir demokrasiye ve dünyanın en büyük ikinci lityum rezervine sahip olan Arjantin, lityum madenlerinin keşif, işleme ve kullanımı hususundaki hukuki altyapının hazır olduğunu ve federal bir sisteme sahip olması nedeniyle her eyaletin kendi valiliğinin sorumluluğunda hükümet yetkilileri tarafından belirtiliyor.
Federal hükümet, eyalet valiliklerine keşif, araştırma, madeni işletme, imtiyaz verme hakkını sundu. Fakat buna bağlı vergilendirme hakkını kendine sakladı.
Arjantin'deki aktif olarak faaliyette olan lityum madenleri ülkenin kuzey bölgesinde bulunan Jujuy, Catamarca ve Salta eyaletlerinde.
Federal bir sistem olması ve dolayısıyla her eyaletin kendi anayasası ve kanunları olması nedeniyle bahsedilen bu üç eyalet valiliğe bir araya gelerek Lityum Madencilik Bölgesi anlaşmasını yaptılar.
Bu anlaşmada beklenen eyaletlerin tecrübe paylaşımında bulunmaları, işin sosyo-ekonomik boyutunu yerinde ve zamanında hesaplamaları ve alınan kararları vakitlice hayata geçirmeleri gibi hedefleri bulunuyor.
Diğer yandan Catamarca eyaleti diğer iki eyaletten farklı olarak kamu şirketleri ile değil de Fenix Projesi adı altında Amerikan şirketi Livent Corporation ile çalışıyor olması ülke kamuoyunda tartışma ortamı oluşturmuş durumda.
ABD, Latin Amerika kıtasındaki politikalarını artık gizlemiyor
1961 yılında ABD tarafından kurulan Atlantik Konseyi adı verilen bir "think tank" kuruluşu Avrupa ve ABD arasındaki zaten derin olan ekonomik entegrasyonun inşası ve gelişmesi için hayata geçiriliyor.
Bir sivil toplum örgütü olduğu iddiası olsa da başta ABD'nin dünyaca ünlü politikacı, akademisyen ve uluslararası politikada çok etkisi olmuş Henry Kissinger olmak üzere birçok ismin görev aldığı ve devletle derin bir bağı olduğu Latin Amerika medyasında sıkça konuşuluyor.
2023 ocak ayında Atlantik Konseyi'nin bir etkinliğinde, Latin Amerika basının oldukça ilgisini çeken bir konuşma gerçekleştiren ABD Güney Komutanlığı Başkanı Laura Richardson gayet açık bir şekilde kameralar karşısında Latin Amerika'ya ihtiyaçları olduğunu, Latin Amerika'nın dünyanın yüzde 31 su tatlı su kaynağına sahip olması başta olmak üzere zengin yeraltı, yerüstü kaynaklarına ve nadir toprak elementlerine sahip olduğunu belirtti.
Bugün özellikle teknoloji sektörü için stratejik öneme sahip olan lityum madeninin yüzde 60'ını Latin Amerika'nın elinde bulundurduğunu belirten Richardson, Rusya'nın bölge ülkeleri ile ilişkilerini artırmasının ABD için bir ulusal güvenlik problemi olduğunu ve bölgedeki ABD varlığının güçlendirilmesinin hızlandırılması için çalıştıkları ifade eden bir konuşma gerçekleştirdi.
Latin Amerika için güçlü bir gelir kaynağı potansiyeli
Latin Amerika ülkelerinin lityum madenlerinin çıkarılması, işlenmesi ve satılması olmak üzere bütün bu süreci kendi imkanları ve teknolojisi ile işlemesi kısa vadede mümkün gözükmese de teknolojiye sahip ülkelerle ortak bir şekilde yürütüyorlar.
Birçok Latin Amerika ülkesi gibi Arjantin, Şili, Bolivya ve Meksika'da o an iktidarda bulunan Sol veya Sağ görüşe meyilli hükümetin dış politika ajandasına göre Çin ile mi ya da Batı ülkeleri mi lityum madenlerini işlemede iş birliği yapıp yapmayacağı değişim gösterebilir.
Diğer yandan, körfez ülkeleri Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar başta olmak üzere birçok sermaye sahibi ülke de lityum yataklarına geleceğin potansiyel ticareti olarak görmekte ve yatırım gerçekleştiriyor.
Git gide büyüyen bu pazarda özellikle Arjantin, Bolivya ve Şili üçlüsü önemli bir gelir elde etme potansiyeline sahip.
Halihazırda tarım ve hayvancılık için verimli topraklara, altın, petrol, doğal gaz, tatlı su kaynakları gibi birçok yeraltı zenginliğine sahip olan Latin Amerika ülkeleri, petrolün miadının belirlenmesi ile Lityum madenlerine olan ihtiyacın kilit bir rol oynaması sebebiyle önümüzdeki yıllarda Çin ve ABD gibi emperyalist politikalara sahip büyük devletlerin gündeminde olacağı ve önemli bir jeostratejik rekabet sahası olması kuvvetle muhtemel gözüküyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish