İçinde bulunduğumuz 10-16 Nisan tarihleri, Kalp Sağlığı Haftası olarak biliniyor.
Tıbbi gelişmeler sayesinde tanı ve tedavide ilerlemeler kaydedilse de Dünya Sağlık Örgütü'ne göre (WHO) kalp ve damar hastalıkları (kardiyovasküler hastalıklar), dünyada en yaygın ölüm sebebi durumunda.
Bu hastalık nedeniyle dünyada her yıl yaklaşık 18 milyon kişi hayatını kaybederken, 2030 yılında sayının 23 milyona çıkmasından endişe ediliyor.
Kalp ve damar hastalıkları, Türkiye'de de ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor ve erkeklerde daha sık görülüyor.
Uzmanlara göre sigara ve alkol kullanımı, stres, hareketsiz (sedanter) yaşam ve sağlıksız beslenme, en önemli risk faktörleri arasında sıralanıyor.
Kalp ve damar hastalıkları için kritik önemdeki kan bağışlarıyla ilgili ise son dönemde çarpıcı bir düşüş yaşanıyor.
Afetzedelerin en ihtiyaç duyduğu zamanda Kızılay'ın çadır ve gıda sattığının ortaya çıkmasıyla oluşan tepki nedeniyle kan bağışları kritik düzeyde.
Kızılay'ın toplumun güvenini yeniden kazanması gerektiği yadsınamaz.
'Kan stokundaki düşüş nedeniyle kalp ameliyatlarının yüzde 30'unun ertelendiği' iddiası ise gündemin ilk sıralarında.
NTV kanalına yaptığı açıklama çok tartışılan Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Dr. Kürşat Bozkurt'la kan stoku ve ameliyatlardaki son durumu konuştuk.
"4-5 günlük kan stoku kaldı, sadece acil hastalar ameliyat edilebiliyor"
Kızılay'a yönelik toplumda oluşan tepki nedeniyle kan bağışlarının çok azaldığını ve Kızılay stoklarındaki kanın "kritik" denebilecek seviyeye indiği uyarısı yapan Dr. Bozkurt, özel hastanelerin çoğunda ameliyatların durma noktasına geldiğini aktardı.
Kovid döneminde başlayıp deprem döneminde hızlanan, ramazan ayında ise daha da yükselen kan vermeme durumunun kritik düzeye geldiği uyarısı yapan Bozkurt, 4-5 günlük kan stoku kaldığını ileri sürerek ivedilikle kan bağışı yapılması çağrısında bulundu.
"Bağış miktarı o kadar azaldı ki sadece acil hastalar ameliyat edilebiliyor" uyarısı yapan Kürşat Bozkurt, Kızılay'ın kan sattığı yönündeki algının düzeltilmesi gerektiğini savundu.
Kızılay'ın kanı hazırlamak için belli harcamalar yaptığını belirten Bozkurt, "Bir hastadan kanı alıp direkt karşıya veremiyorsunuz. 'İçinde mikrop var mı, başka kişiye bulaştırma olasılığı var mı' diye testler yapılıyor, maliyetli bir iş" dedi.
Bozkurt, şunları söyledi:
Kanı olduğu gibi kullanmıyoruz, parça parça alıyoruz. Ayırt edici serum olarak kullanıyoruz. Hastanın ihtiyacına göre veriyoruz. Hepsi ayrı emek gerektiriyor. Hastaneler olarak ödeme yapıyoruz ama bu bir işlem karşılığı yapılan ödemedir. Kan bağının düşmesi, bizi çok zor duruma sürüklüyor. Hastane ortamında Kovid bulaşacak durum şu an yok, korkmasınlar. Oruç tutanlar da iftardan sonra kan verebilir. Kan verme alışkanlığını yeniden kazanmalıyız."
"Kızılay kanı kâr etmek için değil, kullanılabilir hale getirmek için para alıyor"
Dr. Bozkurt'a göre toplumda 'Kızılay'ın parayla kan sattığı' yönündeki algının da düzeltilmesi gerekli.
Bu köklü kurumun Türkiye'nin en önemli kan sağlayıcısı olduğuna ve hatta neredeyse tekel pozisyonunda bulunduğuna dikkati çeken Bozkurt, Başkan Kerem Kınık'a kızıp kan verilmemesi nedeniyle başka canların mağdur duruma düştüğüne vurgu yaptı.
"Önümüzü göremiyoruz, halkımızı acilen kan bağışına çağırıyoruz"
Kızılay'a daha fazla zarar verilmemesi gerektiğini savunan Dr. Bozkurt, "Kan olmazsa biz nasıl devam edeceğiz ameliyatlara? Önümüzü göremiyoruz, halkımızı acilen kan bağışına çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Kovid virüsünün, aşısının ya da ilaçlarının kalp krizi riskini artırdığına dair kanıt yok"
Son olarak Kovid-19 virüsü ve aşısı ile kalp krizi arasında ispatlanmış bir etki olup olmadığını da sorduğumuz Kürşat Bozkurt'a göre böyle bir durum söz konusu değil" dedi.
Dr. Kürşat Bozkurt, şunları kaydetti:
Şimdiye dek Kovid virüsünün, aşısının ya da ilaçlarının kalp krizi riskini artırdığına ya da ölümlerin bu nedenle yükseldiği iddiaları gerçeği yansıtmıyor. Kanıta dayalı tıpla konuşmalıyız ancak şu an için kanıtlanmış bir etki yok."
© The Independentturkish