İran'dan gelen haberler, Dini Lider Ali Hamaney'in evinde oğlu Mücteba, Ali Laricani, İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami ve danışmanı Kemal Harazi'nin katıldığı bir toplantı düzenlediğini söylüyor.
Dini Lider, Batı'nın ülkesine uyguladığı yaptırımlardan duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, halkın yaşadığı sıkıntıların had safhaya ulaştığını, yaptırımların kaldırılmasının, başka bir zaman gerçekleştirilebilecek program ve planlardan daha öncelikli hale geldiğini söylemiş.
Bu nedenle, Muhammed İslami'den UAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu) ile temasa geçmesini ve İran İslam Cumhuriyeti'nin hiçbir kısıtlama veya koşul olmaksızın müfettişlerin geri dönmesini kabul ettiğini bildirmesini istemiş.
Danışmanı Kemal Harazi ve Ali Laricani'den de Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin konutuna gitmelerini, müfettişlerin geri dönmesi kararını kendisine bildirmelerini ve kendisini bu konuda tam iş birliği yapmaya teşvik etmelerini istemiş.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İran'ın müfettişlerin geri dönüşüne onay verdiği haberini aldığında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Rafael Grossi hemen mevkidaşı Muhammed İslami ile görüşmek, gelişmeleri ele almak üzere İran'a gitti.
Orada görüşmenin Muhammed İslami'nin katılımıyla Cumhurbaşkanı ile yapılacağı kendisine bildirildiğinde şaşırdı.
O zaman İran’ın kararının ciddi olduğunu ve bir oyalama, zaman kaybı olmadığını anladı.
Pazartesi günü Grossi, İslami ile bir ortak basın toplantısı düzenleyerek İran'ın olumlu tutumunu övdü.
İslam Cumhuriyeti'nin, UAEA müfettişlerinin daha önce itiraz ettiği "ileri denetleme ve soruşturma icraatlarını" uygulamalarına izin vermeyi kabul ettiğini duyurdu.
İran meseleleriyle ilgili bir uzman, İran'da Mahsa Amini'nin "ahlak polisi" tarafından öldürülmesi, ardından halk ayaklanmasının patlak vermesi, son olarak Dini Lider'in arzusu hilafına Ali Rıza Ekberi'nin idam edilmesinin yanı sıra, başta gençler arasında olmak üzere ülkenin geneline yayılmış ümitsizlik ve açlık gibi bir dizi olayın Dini Liderin İbrahim Reisi'nin ülkeyi yönetmekten aciz olduğu sonucuna varmasına yol açtığını söylüyor.
Hamaney ayrıca Reisi’nin katılığının, esnek olmamasının ve aynı zamanda Dini Lider konumunun mirasçısı olma hırsının ülke yönetiminde tökezlemeye neden olduğunu da düşünüyor.
Kaynaklar, Ali Ekberi'nin idamından beri Hamaney ile Reisi arasında sadece bir görüşme gerçekleştiğini ve ardından Dini Lider'in Reisi ile doğrudan teması kestiğini, onunla oğlu Mücteba ve danışmanları aracılığıyla iletişime geçtiğini, bunun ise Cumhurbaşkanı’nı zor bir psikolojik durumda bıraktığını söylüyorlar.
Hamaney'in, Cumhurbaşkanının yaptıklarını geçersiz kılan kararları birbirini takip etti.
Bunlar arasında tüm tutukluların serbest bırakılması, protesto bölgelerindeki OHAL’in kaldırılması, Mahsa Amini'yi tutuklayan yetkililerin yargılanması yer alıyor.
Son kararı da Washington ile müzakerelere devam etme ve ülkesinin boğucu izolasyonuna son verme umuduyla müfettişlerin geri dönmesine izin vermekti.
Ancak Ali Hamaney'in bu davranışları, İbrahim Reisi'nin ülkeyi yönetmedeki başarısızlığına basit bir tepki olmaktan çok daha derin ve katmanlı.
Dini Lider, rejimin çökmesine, ülke genelinde ve bölgede İran’ın nüfuz ettiği her yerde tam bir kaosun ortaya çıkmasına aldırış etmeyecek olan ABD liderliğinde, ülkesine karşı her düzeyde uluslararası bir seferberlik olduğunu fark etti.
1979'da sadık müttefiki Şah Muhammed Rıza Pehlevi'yi korumayan, onu yatacak bir mezar dilenmek için başka ülkelerin kapılarını çalacak durumda bırakan ABD, Mollalar rejiminin sonunun kötü olmasından ve bir felaketle karşılaşmasından hiç endişe etmeyecektir.
Dini Lider, etnik çatışmanın körüklenmesi ve istihbarat raporlarının oradaki büyük İsrail varlığının boyutundan bahsettiği Azerbaycan'dan geçen ay havalanıp Natanz tesisi yakınlarında patlayan insansız hava araçlarının ardındaki mesajın içeriğini anladı.
Son olarak Dini Lider, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in savaşı sonuçlandıramaması nedeniyle İslam Cumhuriyeti'nin büyük miktarda İHA temin ettiği Rusya’ya oynadığı bahsin ülkesi için kaybedilmiş ve maliyetli bir bahis olduğunu anladı.
Bütün bunlar nedeniyle hayatta iken rejimin kurtarabildiği kadarını kurtarmaya ve ölümünden sonra devamını sağlamaya çabalıyor.
Bu durumda büyük soru şu:
ABD, İran'ın müzakere masasına dönmesinin bedeli olarak ne talep edecek?
Özellikle şu anda, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price'ın dediği gibi, ABD'nin Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA) müzakerelerini yeniden canlandırmak istediği mesajını gönderdiğini yalnızca İran’ın iddia ettiği göz önüne alınırsa, istenecek bedelin kötü geçen Viyana Konferansı’nda görüşülen bedelden daha maliyetli olacağı kesin.
Price, "Neden bu yalanları söylemeye devam ettiklerini sadece İranlı yetkililer söyleyebilir. JCPOA'nın yeniden canlandırılması aylardır gündemde değil" dedi.
İran belki de değişmeyeceğini, uluslararası müfettişlerin geri dönmesine izin vermesinin silahlanmayı bırakacağı anlamına gelmediğini, Hamaney’in açlıktan ölmek üzere olan halkı için döktüğü gözyaşlarının, devam eden bir sahtekarlığın tezahüründen başka bir şey olmadığını ve tek korkusunun rejiminin sona ermesi olduğunu göstermek için yer altında inşa ettiği hava üssünü tanıttı.
Buna ilaveten toplu hapishaneler ve kız öğrencilerin zehirlenmesinin yanı sıra, devrim kızlarını öldürme girişimlerine ve nakliye konteynerlarının uçak taşıyıcılarına dönüştürülmesine karşı çıkan erkek öğrencilerin dövüldüğünü de saklamadı.
İran medyası ayrıca İran'ın dünyadaki en büyük ikinci lityum rezervini keşfettiğinden bahsetti.
Peki, ya konteynerlar?
Aralık sonu ile ocak başı arasında, İran İslam Devrim Muhafızları Donanması'nın iki ticari konteyner gemisini Şehid Mehdi ve Şehid Bakıri adında iki uçak gemisine dönüştürdüğüne ve Hürmüz Boğazı yakınlarındaki, deniz taşımacılığı için önemli bir trafik noktası olan Bender Abbas'ta dönüştürme çalışmalarının sürdüğüne dair haberler çıktı.
İran uçak gemileri, ABD Donanmasına ait diğer savaş gemileri gibi stratejik veya taktiksel oyun değiştirici ya da stratejik ve operasyonel olarak üstün değiller.
Denize indirme, kurtarma ve bakım ve onarım operasyonlarında kapasite bazlı kısıtlamalarla karşılaşabilirler.
İran uçak gemileri ayrıca, saldırılara karşı koymak ve doğrudan bir çatışmada hayatta kalmak için gereken gemisavar ve hava savunma sistemlerinden de yoksun olabilirler.
Yine de, İran'ın insansız hava araçları için tasarladığı gemiler, Ortadoğu'daki Amerikan girişimlerine meydan okumak ve İsrail'in İran'a yönelik saldırılarına yanıt vermek için potansiyel bir araç olarak sembolik öneme sahip.
Ayrıca, İsrail ve bölgedeki diğer ABD müttefikleri ve ortaklarının donanma unsurlarına ve yumuşak hedeflerine seçici saldırılar düzenlenmesi şeklinde asimetrik bir değer de taşıyorlar.
Şehid Mehdi ve Şehid Bakıri gemileri, helikopter ve pistten kalkan sabit kanatlı İHA’ları taşımak için tasarlandı.
Bu İHA’lar, patlayıcı savaş başlıkları taşıyan Kamikaze uçağı ve 2 bin 500 km menzile sahip Şahid-136 tipi araçlardır.
Rusya bu ikisini Ukrayna'daki savaşta, özellikle kritik altyapı hedeflerine karşı kullandı.
İran da bunları Basra Körfezi'nde İsrail'e ait tankerlere yönelik çok sayıda saldırıda kullandığını iddia ediyor.
Uçak gemisinden kalkan İHA’ların düzenleyeceği saldırılar, İran'ın düşmanlarına ait tankerleri ve diğer varlıkları hedef almaya devam etmesinin yanı sıra, düşmanlarıyla mücadelesini Basra Körfezi ve Hint Okyanusu'nun içinde ve dışında daha uzun mesafelere yaymasına imkan verebilir.
Salı akşamı Tabatabai Üniversitesi öğrencileri "Savaşacağız, öleceğiz, İran'ı geri alacağız" sloganları attılar. Tek çözüm bu.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia
© The Independentturkish