ABD ve Çin arasında son günlere damga vuran casus balon krizi devam ediyor.
ABD'li yetkililer ülkenin hava sahasında düşürülen gözetleme balonunun casusluk amacıyla kullanıldığında ısrarcı.
Çin tarafı ise bunun bir meteoroloji balonu olduğunu ve rüzgar nedeniyle sürüklenerek yanlışlıkla ABD hava sahasına girdiğini söylüyor.
Balon ilk olarak 1 Şubat'ta Montana üzerinde görüldü. Üç gün sonra ise ABD, balonu bir F-22 Raptor füzesiyle düşürdü.
Balonun vurulmasının üzerinden günler geçti. Ancak iki ülke arasındaki restleşmeler sürüyor.
Öte yandan bazılarına göre ABD'nin balonlara dair hassasiyeti anlaşılır nitelikte. Çünkü hem ülkenin hem de dünyanın askeri balonlarla uzun bir geçmişi var.
18. yüzyıldaki ABD balon birliği
Balonların savaşla ve casuslukla ilişkisi, uçaklardan çok önce başladı. Örneğin, 1794 gibi erken bir tarihte Fransız ordusu, Fleurus Muharebesi sırasında Avusturyalılara karşı savaşta balonları kullanmıştı.
Amerikan İç Savaşı sırasında da Başkan Abraham Lincoln, düşmanı gözetlemek için ABD Ordusu Balon Birliği'ni kurdu.
Smithsonian Ulusal Havacılık ve Uzay Müzesi'nden fahri küratör Tom D. Crouch, savaştayken gözetleme yetisinin son derece önemli olduğunu belirtiyor.
Crouch, "Askeri açıdan, düşman hatlarının gerisini olabildiğince fazla görmek için yükseğe çıkabilmek her zaman iyidir" ifadelerini kullanıyor.
"Şaşkın bir balonda" sürüklenen general
Öte yandan Çin'in balonunun rüzgarda sürüklenmesi de yeni bir olgu değil. Rüzgar balonların tüm tarihi boyunca önemli bir faktör oldu.
Önceden balonlar mürettebatlıyken rüzgarın rolü de çok daha kritikti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Örneğin 11 Nisan 1862'de Amerikan İç Savaşı sırasında Birlik Generali Fitz John Porter'ı taşıyan bir balon, Güney'e Konfederasyon tarafına sürüklenmişti.
Nişancılar generale birkaç atış yapmış ama rüzgarın yeniden değişmesiyle balon Birlik tarafına dönmüştü.
İç savaş, Lincoln'ün liderlik ettiği Birlik güçleriyle köleliğin yasaklanmasına karşı çıkarak bağımsız olmak isteyen 11 güney eyaleti (Konfederasyon) arasında yaşanmıştı.
Konfederasyon güçlerinin de bu savaşta balon kullandığı biliniyor ama Birlik tarafının balonları çok daha güçlüydü.
Yine de General Porter'ın başına gelenler, Birlik ordusunda büyük tartışma yaratmıştı. General George B. McClellan, bu olayın ardından karısına yazdığı mektupta şu ifadelere yer veriyordu:
Beni şaşkın bir balonda yakalamayacaklar. Başka generallerin de bunlara binmesine izin vermeyeceğim!
Thaddeus Lowe'un olağanüstü balonları
İç Savaş sırasında konuşlandırılan askeri balonlar yaklaşık 300 metre yüksekliğe ulaşabiliyordu. ABD'de bu balonlar 1850'lerde balon inşa etmesiyle tanınan bir bilim insanı ve mucit olan Thaddeus Lowe sayesinde ortaya çıktı.
Lincoln önderliğindeki Birlik güçleri Lowe'un tasarladığı balonları kullanıyordu. Konfederasyon askerleri bunları düşürmeye çalışsa da başarısız oluyordu. Hatta Lowe'un 7 askeri balonundan hiçbiri savaş sırasında imha edilemedi.
Lowe ayrıca balonların birliklere bağımlılığını azaltmak için portatif bir hidrojen gazı jeneratörü icat etmişti.
Zeplinlerin kısa ve çarpıcı hikayesi
I. Dünya Savaşı'ndan önce geliştirilen ancak bu dönemde tanıtılan zeplinlerse rüzgarda hareket eden diğer balonların aksine motorluydu.
1800 metre irtifaya çıkan zeplinler, hidrojenle dolduruluyor ve pervanelerle yönlendiriliyordu.
Bunlar iki ton bomba taşıyabilecek kapasiteye sahipti.
Özellikle Alman Savaş Bakanlığı zeplin üretimini destekliyordu. I. Dünya Savaşı sırasında Paris ve Londra zeplinlerle bombalanmıştı.
Zeplinler sadece savaşta değil, yük ve yolcu taşımacılığında da büyük rol oynadı. II. Dünya Savaşı öncesine dek toplamda 52 bin kişiyi Atlas Okyanusu'nun iki kıyısı arasında taşıdılar.
Ancak yeni yolcu uçaklarının geliştirilmesi ve Hindenburg felaketinin etkisiyle 1950'lere gelmeden üretimden kaldırıldılar.
Hindenburg felaketi, 6 Mayıs 1937'de, New Jersey'de yaşanmıştı. Gelmiş geçmiş en büyük zeplin olan LZ 129 Hindenburg, ani dönüş yapınca hidrojen tanklarından biri delinmiş ve araç bir anda alev almıştı.
36 saniyede zeplinin içindeki yolculardan (36 yolcu ve 61 mürettebat) 36'sı ölmüştü. Öte yandan bu facia bugünkü uçakların önünü açtı ve modern havacılık tarihinin başlangıcı oldu.
Paraşütü benimseyenler de onlardı
Balonların macerası ise zeplinler kadar kısa değil. Bugün halen meteorolojide ve uzay bilimlerinde sıklıkla kullanılan balonlar, I. Dünya Savaşı'nda da düzenli olarak kullanılmaya devam etmişti.
Hidrojenle doldurulan balonlar, savaşta topçu ateşini yönlendirmeye, birliklerin hareketlerini tespit etmeye ve düşman askerlerinin depolarıyla siperlerinin yerinini belirlemeye yaradı.
Ancak taraflar, birbirlerinin balonlarını o kadar sık vuruyordu ki bir saldırının yaklaştığını gören Amerikalı balon gözlemciler, paraşütü ilk benimseyenler arasında yer aldı.
Washington'daki Ulusal Havacılık ve Uzay Müzesi'nden küratör Thomas Paone, "Bir günde iki veya üç kez atlayan gözlemcilerin hikayelerini okuduk" dedi:
Yine saldırıya uğrayacaklardı ve onlar da atladı.
Baraj balonlarının yükselişi
II. Dünya Savaşı, bir kabloyla yere bağlanan, zeplinlerden biraz daha küçük baraj balonlarının yükselişine de tanık oldu.
Bunlar doğaları gereği hava savunması için kullanıldı. Bu yüzden sıklıkla uçaksavar balon diye de anılıyorlar.
Bu insansız balonlar genellikle düşman uçaklarının yaylım ateşine karşı koymak için kullanılıyordu.
Japonya'nın bombalı balonları
II. Dünya Savaşı'nda da Japonya, ABD üzerine tam 9 bin bombalı balon gönderdi.
Mayıs 1945'te Oregon'da bir piknik sırasında Fu-Go olarak bilinen bir Japon balon bombasıyla karşılaşan 6 kişi hayatını kaybetti.
Kurbanların 5'i çocuktu.
Soğuk Savaş'ta balonların rolü
1950'lerin ortalarında ise ABD hükümeti çok daha iddialı bir balon gözetleme projesi başlattı.
O tarihte "mylar" gibi yeni ve hafif malzemeler ortaya çıkmıştı. Bu da balonların uzayın sınırına yaklaşmasına, stratosferin üst katmanlarına kadar çıkmasına olanak tanıdı.
Kablosuz kameralar ve teknolojideki diğer atılımlar sayesinde gözetleme balonları da mürettebatsız hale geldi. Bu da düşman bölgesine sürüklenseler bile yalnızca maddi hasara neden olacakları anlamına geliyordu.
Ayrıca ABD'nin özellikle gözetlemek istediği bir düşmanı vardı: Sovyetler Birliği.
Soğuk Savaş sırasında ABD, özel kameralarla donattığı balonları yüksek irtifalara saldı ve onları Sovyetler Birliği üzerinde sürüklenmeye bıraktı.
ABD'li bilim insanı Stephen Schwartz, bu balonların amacının ABD'nin en büyük korkularından biri olan nükleer silahları gözetlemek olduğunu söylüyor:
Sovyetler Birliği'nin sürpriz bir saldırı başlatacağından çok korktuk ve gerçekten neler yapabileceklerini bilmiyorduk. Herhangi bir bilginin bile yardımı dokunurdu.
Genetrix fiyaskosu: Sovyetler Birliği, vurduğu balonlardan sergi açtı
Genetrix Projesi, bu çabaların doruk noktasıydı. 1956'nın ocak ayından itibaren ABD hükümeti, Almanya ve Türkiye'deki hava üslerinden onlarca yüksek irtifa balonu salmaya başladı.
Schwartz, "Bu aslında bir felaketti" diyor:
Ve bir kez daha rüzgarı suçladık. Balonların nereye gittiğine dair hiçbir fikrimiz yoktu.
Buna göre ABD istihbaratı Sovyetler Birliği fark etmeden durumu idare edebileceklerini umuyordu ama böyle olmadı.
Bir ay içinde Sovyet hava savunması, balonları indirmeye başladı. Hatta vurulan balon kamera sistemlerinden halka açık büyük sergiler yapılıyordu.
ABD Hava Kuvvetleri ise Sovyetlerin vuramayacağı kadar fazla balon salarak sorunu çözebileceğini düşündü. Ancak bu da sürdürülemez bir yöntemdi ve projenin ifşa olmasına neden oldu.
Gizli diye başlayan program birkaç hafta içinde New York Times'ın en ön sayfalarındaydı.
Sonunda, dönemin ABD başkanı Dwight D. Eisenhower balon programının bu "baş ağrısına" değmeyeceğine karar verdi ve Genetrix Projesi sona erdirildi.
Balonlardan vazgeçemiyorlar
İnişli çıkışlı hikayelerine rağmen gözetleme balonlarına yönelik ilgi halen büyük. Geçen yılın temmuz ayında Politico, Pentagon'un Çin ve Rusya'yı izlemek için gözetleme balonlarını yeniden kullanmayı düşündüğünü yazmıştı.
Haberde ABD'li yetkililerin bu seçeceği araştırmak için 27 milyon dolar harcamayı planladığı belirtilmişti.
Ancak balonlar söz konusu olduğunda rüzgarın rolü halen masada.
2015'te ABD'nin Aberdeen Proving Grounds'ta test ettiği, Pentagon'a ait bir gözetleme balonu, rüzgarda sürüklenerek Pensilvanya'ya ulaşmış ve sık bir ormana inmişti.
Bu program yönetime 2 milyar dolara mal olunca geniş çapta eleştirilmişti.
Smithsonian Ulusal Havacılık ve Uzay Müzesi'nden Tom D. Crouch'a göre artık uyduların, uçakların, droneların ve telefon kameralarının Dünya üzerindeki hemen hemen her noktanın görüntülerini verebildiği bir çağda balonlar demode.
Crouch bu yüzden Çin'in olası bir gözetleme faaliyeti için balon kullanmasını da eleştiriyor:
Tanrı aşkına, bir balonla ne elde edeceklerini sandılar?
Yararlanılan kaynaklar: Spokane Public Radio, The New York Times, Scientific American, Axios, Grid News, Politico
© The Independentturkish