İran yargısı İsrail ile ‘işbirliği’ yapmaktan hüküm giymiş dört kişinin dün idam edildiğini duyurdu. Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı habere göre İran Yargı Erki’ne bağlı Mizan Haber Ajansı “Bu sabah, Siyonist rejimin istihbarat servisleriyle bağlantılı sapkın bir grubun dört kilit üyesi hakkında verilen kararlar infaz edildi” bilgisini verdi.
İran yargısı, söz konusu kişilere İsrail istihbaratıyla işbirliği yapma, adam kaçırma ve ‘yalan itiraflara zorlama’ suçlamasıyla çarşamba günü idam cezası vererek, geçen yaz Kudüs Gücü subaylarından birinin Türkiye'de İsraillilere suikast düzenleme planıyla ilgili itiraflarını içeren İsrail medyası tarafından yayınlanan bir videoya işaret etti.
İran uzun süredir baş düşmanı İsrail'i topraklarında gizli operasyonlar yürütmekle suçluyor. Tahran ayrıca son zamanlarda İsrail ve Batı istihbaratını, 1979 İslam Devrimi'nden bu yana en büyük hükümet karşıtı protestolardan biriyle sarsılan ülkede iç savaş planlamakla suçluyor.
Devlete bağlı Mehr Haber Ajansı, İstihbarat Bakanlığı ve bakanlığın Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) içindeki paralel birimi tarafından tutuklanan dört zanlının isimlerini paylaştı. Mehr, söz konusu zanlıların Siyonist rejimin istihbarat servisleriyle işbirliği yapma ve adam kaçırma suçundan idam cezasına çarptırıldıklarını aktardı. Mehr haberinde şu bilgilere yer verdi:
Siyonist istihbaratın yönlendirmesiyle bu suç şebekesi soygunculuk yapıyor, özel ve kamu mallarını tahrip ediyor, insanları kaçırıyor ve sahte itiraflar alıyor.
Mizan Haber Ajansı olaya ilişkin haberinde şu ifadeleri kullandı:
Yargıtay'ın nihai kararına göre sanıklar Hüseyin Urduhanzade, Şahin İmani Muhammedabad, Milad Eşrefi Atbatan ve Menuçehr Şehbendi Bocendi, Siyonist rejimle (İsrail) işbirliği yapma (...) ve adam kaçırma suçlamasıyla idam cezasına çarptırılmıştır.
Ajans, ayrıntı vermeden diğer üç sanık hakkında ulusal güvenliğe zarar vermeye teşebbüs etme, adam kaçırma olaylarına yardım etme ve yasadışı silah bulundurma gibi suçları işledikleri iddiasıyla 5 ila 10 yıl arasında hapis cezaları verildiğini belirtti.
Bu açıklama yapılırken, yetkililer geçen eylül ayından bu yana ülkeyi sarsan protestoları bastırmak için operasyonlarına hala devam ediyor. Birleşmiş Milletler (BM) Özel Raportörü Javaid Rehman, yetkililerin protestoculara karşı yürüttüğü idam politikasına karşı uyarıda bulundu.
Geçen nisan ayında İsrail, İran topraklarının içinde İsrail dış istihbarat servisi Mossad ve iç istihbarat servisi Şin-Bet’in (Şabak) adamlarından oluşan bir birliğin yürüttüğü operasyonlar hakkında bilgi vermişti. DMO’nun dış kolu olan Kudüs Gücü’nün ‘Birim 840’ oluşumunda subay olduğu söylenen bir adamın video kaydında bir İsrailli diplomat, bir ABD’li general ve Türkiye'deki bir Fransız gazeteciye suikast düzenleme planları yaptığını itiraf ettiğini belirtmişti. Bunun üzerine DMO medyası, bahsi geçen Mansur Resuli isimli subayın ‘bir yıl önce kaçırıldığını’ ve ‘sınır bölgesinde yaşayan bir çiftçi’ olduğunu söylediği bir video yayınlamıştı.
11 Mayıs'ta DMO yaptığı açıklamada, güçlerinin İran'daki Kürt bölgelerinde beş kişiden oluşan bir ‘terör hücresini’ çökerttiğini söylemişti. Operasyonun ‘İran topraklarında güvenliği bozacak sabotaj operasyonları gerçekleştirmek üzere hücreler gönderen (...) terörist grupların son kıvılcımlarının ardından’ yapıldığı bilgisi de verilmişti.
O dönem DMO’ya bağlı Tesnim Haber Ajansı güvenilir bir kaynağa dayandırdığı haberinde, İsrail medyasının silah kaçırma ve suikast yapma da dahil olmak üzere dış operasyonların yürütülmesinden sorumlu Birim 840’ın bir subayı olarak gösterildiği video kaydını yayınlamasının üzerinden bir hafta geçtikten sonra güvenlik birimlerinin Mansur Resuli’yi kaçıranları yakaladığını bildirmişti.
22 Mayıs'ta DMO resmi bir açıklama yaparak, ‘İsrail istihbaratının idaresi altında faaliyet gösteren bir ağın’ üyelerini yakaladığını duyurmuş ancak çalıştıkları yer ya da yakalandıkları yer hakkında bir bilgi vermemişti.
Söz konusu açıklama İsrail medyası tarafından Kudüs Gücü'nün Birim 840’ın komutanı olarak tanıttığı Albay Sayad Hüdayi’nin Tahran'ın göbeğinde kendisine açılan ateş sonucu hayatını kaybetmesinden saatler sonra gelmişti. İran Hüdayi’nin ölümünden İsrail'i sorumlu tutmuştu. İsrail medyası, Hüdayi’nin dünyanın dört bir yanındaki İsraillilere ve Yahudilere yönelik saldırılar planlayan Kudüs Gücü'nün Birim 840’ına liderlik ettiğini belirterek suikastının İran'a bir mesaj olduğunu söylemişti.
Basında çıkan haberlerde Hüdayi’nin ‘Asya, Avrupa ve Afrika'da İsraillilere yönelik bir dizi saldırıyla bağlantılı olduğu’ iddia edilmişti. Ayrıca Şubat 2012'de Yeni Delhi'de bir İsrail büyükelçiliği arabasını hedef alan ve İsrail büyükelçisinin eşi de dahil olmak üzere dört kişiyi yaralayan bombalı saldırının da arkasında olduğu iddia edilmişti.
Hüdayi’nin öldürülmesinden iki hafta sonra DMO, Kudüs Gücü liderlerinden Albay Ali İsmailzade'nin öldürüldüğünü duyurmuştu. İran medyası tarafından ölüm nedenleri hakkında çelişkili haberler verilmiş, ancak sonunda evinin çatısından düştüğü konusunda tek bir söylem benimsenmişti. İç medyanın anlatılarının aksine Londra merkezli Farsça yayın yapan ‘Iran International’ kanalı kaynaklarına dayandırdığı bir haberinde, İsmailzade’nin casusluk ve Hüdayi suikastına karışmış olma şüphesiyle tasfiye edildiğini iddia etmişti.
Geçen haziran ayında Türk medyası, beşi İranlı olmak üzere sekiz kişinin İsraillilere saldırı hazırlığında oldukları şüphesiyle İstanbul'da gözaltına alındıklarını bildirmişti.
Geçen eylül ayında İran'da Yargı Erki Sözcüsü Mesut Setayeşi, Hüdayi suikastı davasında çok sayıda kişinin tutuklandığını duyurarak “Haklarında gerekli yasal işlem başlatıldı ve soruşturma sürüyor” ifadelerini kullanmıştı.
Mossad biliyor
Öte yandan İranlı bir güvenlik yetkilisi Tesnim’e verdiği röportajda “Mossad, Malezya'daki ajanlarını ifşa eden tarafın kim olduğunu biliyor” dedi. Mossad'ın İran'la ilgili son açıklamalarına yanıt olarak “Siyonistlerin, hükümet üyelerini hükümetlerinin bilgilerini Tahran'a vermelerini engelleyemediklerinde veya Tel Aviv'deki ve işgal altındaki Kudüs'teki patlamaların videoları internette dolaştığında öfkelenmeleri normal” dedi.
Mossad'ın lideri, ABD ve Avrupa Birliği'nin (AB) nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma girişimleriyle çelişen açıklamalarda bulunarak İran'a Tahran ve Kirmanşah'ta yanıt vereceğini söylemişti.
Söz konusu güvenlik yetkilisi, Mossad Başkanı’nın kamuoyuna yaptığı açıklamalar için “Bu terör örgütünün İran istihbarat servisleri tarafından art arda yenilgiye uğratılmasının bir göstergesi” yorumunda bulundu. Yetkili sözlerine şöyle devam etti:
Siyonistler, İran istihbarat servislerinin denetimini engellemek için altı subayını öldürdü ve son zamanlarda bazılarını tasfiye etti. Ancak bir kez daha İran'ın denetimini engellemeyi başaramadılar ve İran'ı tamamen bölmek için kurdukları komploların kim tarafından ve hangi derecede Tahran'a sızdırıldığını anlayamadılar. Bu konu kafalarının karışmasına sebep oldu. Hangi tarafın Malezya'daki ajanlarını ifşa edip bu ülkenin istihbaratına bildirdiğini biliyorlar. Ajanlarının dünyada nasıl ve neden kovulduğunu biliyorlar. Onların oyunları açığa çıkıp bizimki daha yeni başladığı için Mossad Başkanı’nın tutumunu anlıyoruz.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat