"Çin'de gerçek hayatta 1984 romanını yaşıyoruz"

Sıkı koronavirüs tedbirleri uygulayan Çin'de öfke gittikçe büyüyor. Halk Şi Cinping'in politikalarını sokakta protesto ediyor. Şanghay'daki eylemlere katılan gazeteci Yi-Nan Shen Independent Türkçe'ye ülkedeki atmosferi anlattı

Virüsün önlenmesi adına insanların haklarına getirilen kısıtlamalara, bireysel özgürlük ve vatandaşların geçim kaynaklarına getirilen sınırlandırmalara itiraz ediyoruz.

Şanghay'da üniversite öğrencisi olan Jason Sun böyle diyor. 

Çin'de son 10 yılın en büyük kitlesel eylemlerinin sebebi, Pekin'in koronavirüs salgınının başından bu yana uyguladığı "sıfır vaka" politikası. 

Bu politika Kovid-19 bulaşmış hiçbir insanın kalmamasını hedefliyor.

Bir başka deyişle korona ile yaşama politikasına zıt olarak üst düzeyde kontrol ve baskıyı gerektiriyor, hastalık görüldüğü anda en kısa sürede hastalığın yayılmasını önlemek için temaslı takibi, zorunlu karantina ve tam kapanmayı önerip sosyal hayata vaka sayılarını sıfıra indirdikten sonra dönüşü öngörüyor.

Günümüzde neredeyse Çin dışındaki hemen hemen tüm ülkeler koronavirüsle yaşamaya karar verip tüm kısıtlamaları kaldırdı ama Çin'de Mao'dan sonra iktidarını üçüncü döneme taşıyan ilk lider olan Şi Cinping ısrarla bu sert tedbir siyasetini sürdürüyor. 

Ülkede asemptomatik vakaların bile hastaneye kaldırıldığı bir ortamda Çin virüsle birlikte bir türlü yaşamayı öğrenemiyor ya da iktidar bunu işine geldiği gibi kullanmaya devam ediyor. 

Koronavirüsün delta varyantının çıkmasıyla birlikte politikanın zarar görmeye başladığı açıkça ortada.

Salgın hastalıklarla ilgili olarak Pekin'e danışmanlık hizmeti sunan epidemiyolog Zhang Wenhong'a göre ülke artık bir noktada virüsle yaşamayı öğrenmeli fakat Pekin tüm eleştiriler ve telkinlere karşın "sıfır vaka" politikasını devam ettiriyor.

Kısıtlamalara karşı düzenlenen protestolar finans merkezi Şanghay'a sıçradı.

Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de karantina altında olduğu iddia edilen apartmanda çıkan yangında ilk belirlemelere göre en 10 kişinin ölmesinin akabinde başlayan eylemlerde polis şiddetti arttı. 

Çinli ekonomistler daha önce bu uzunlukta bir karantinanın ülkeye milli gelirin yüzde 4'ü kadar maliyeti olacağını tahmin ediyorlardı.

Yatırımcılar son protestoların Çin'de yuanı iki haftanın en düşük seviyesine çektiğini söylüyor.

Pazartesi günü polis, Şanghay ile Pekin'deki kalabalıkların pandemiden 3 yıl sonra hayatları kesintiye uğratan katı koronavirüs önlemlerine karşı gösteri yapmasının ardından hafta sonu protestolarının sergilendiği yerlerde devriye gezdi.

Hatta kentte protestoların yapıldığı caddeyi barikatlarla kapattı.

Çin'in birkaç şehrinin sokaklarından onlarca üniversite kampüsüne kadar protestocular, Şi Jinping'in on yıl önce iktidara gelmesinden bu yana görülmemiş bir sivil itaatsizliğe soyundu.

Görev süresi boyunca Şi, muhalefetin bastırılması ve protestoları daha zor hale getiren yüksek teknolojili bir sosyal gözetim sisteminin genişletilmesinin de mimarı oldu.

Zaten eylemlerin ana nedenlerinden biri de bu; Çin'in yeni nesli "Biri bizi fena halde gözetliyor" diyor.

Onlardan biri de George Orwell'in 1984 isimli distopyasının gerçek hayatta Çin'de uygulandığı kanaatinde olan gazeteci Yi-Nan Shen.

Shen, hafta sonu Şanghay'daki protestolara katılan onlarca göstericiden biri. 

"Çin'deki sıfır vaka politikasının Pekin tarafından insanların özgürlüğünü kısıtlamak için dolaylı bir baskı aracı olarak kullanıldığını düşünüyor musunuz?" sorusuna "Evet, inanıyorum ve bunun gerçek olduğunu biliyorum" yanıtı veriyor.

Yeşil kod, kırmızı öfke

Çin'de "yeşil-kod" adı verilen karekod bazlı bir uygulama kullanılıyor.

Halk hala bunun kullanımından bıkmış durumda çünkü kamusal alanlara erişmek için de bu kod gerekiyor. 

Shen başlangıçta basit bir araç olduğunu düşündüğü bu uygulamanın hükümetçe istismar edildiği kanaatinde:

Başlangıçta, nispeten basit bir araç olduğuna inanıyorum. Enfekte olanları takip etmek ve koronavirüsle fiilen savaşmak için büyük verileri oluşturmak amacını taşıdığını düşünüyordum. Bu aynı zamanda rejim için büyük bir fırsat ve kullanışlı bir araçtı. Çin'in teknoloji cephesinde gerçekten iyi durumda olduğundan bahsetmiyorum bile. Bu oldukça ironik, aslında. Sadece sağlık durumunuzu değil her bir bireyin yerini tespit etmek için çok kullanışlı bir araç. Kısa bir süre sonra, kelimenin tam anlamıyla nokta atışı yapmak gibi.

Independent Türkçe'ye konuşan Şanghaylı gazeteci daha önce Avustralya'da çalışmış, BBC ve News Corp gibi basın kuruşlarının yanı sıra sivil toplum örgütlerinde çeşitli görevler üstlenmiş bir isim.
 

37753397_10160473866880408_1642846487031316480_n.jpg
Yi-Nan Shen / Fotoğraf: FB


Peki hükümete karşı içinde bulunduğu eylemler Shen'de "Her an başıma bir şey gelebilir" duygusuna yol açıyor mu, dahası korkuyor mu?

Shen, "Dürüst yanıtım hayır" diyor. Yine de endişelerinin olduğunu saklamıyor.

Çin'in günümüzdeki sistemi ile distopyalar arasında ilişki kuruyor:

Bence bu yaşadıklarımız 1984'ü andırıyor. Her zamanki mecazi distopyaya en yakın olanı bu... Mekan veya konum kodu sağlık kodunun üstündeki başka bir kod gibi. Sadece yeşil sağlık kodunuzu göstermeniz değil, taramanız gerekiyor. Bu küçük cihaz hemen hemen her yerde kullanıma sunuldu. Restoranlar, alışveriş merkezleri, metro istasyonları... Sürekli taranıyoruz. Gerçek zamanlı olarak kaydediliyoruz. Bu açıdan bakıldığında teknik ve pratik cephede 1984 Çin'de gerçek hayatta oynanıyor.

 

Çin'de Yi-Nan Shen'in düşüncelerini paylaşan milyonlarca genç var.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Çin Dışişleri Bakanlığı ise karantina nedeniyle Urumçi'deki apartmanda hayatını kaybedenler ile ilgili bir dezenformasyon kampanyası yürütüldüğünü, sosyal medyaya yayılan protesto görüntülerinin ardında art niyetli güçlerin olduğunu ileri sürüyor. 

"Bu ülkede yaşamanın güvenliğiyle ilgili insanların endişeleri tamamen gereksiz çünkü Çin'de yaşayan çoğumuz için oldukça güvenli bir ortam var" sözleri ülkede son 10 yılın en büyük eylemlerine yönelik ilk resmi yanıtlarından. 

 Sürekli sansüre uğrayan Çin'deki sosyal medya ve sokakların aynı fikirde olmadığı çok açık. 
 

 


 

"Blocked Lives Matter" yani "Engellenen Yaşamlar Değerlidir" cümlesi, Çin'de muhalif gençliğin sarılacağı yeni bir slogana dönüşeceğe benziyor.

Ancak ülkede Komünist Parti Genel Sekreteri'nin açıkça eleştirmenin hayli tehlikeli olduğu bir noktada eylemcilerin "Şi Cinping istifa et!" diye slogan atması kadar dikkat çekici ve cesurca olmasa gerek.

Her ne kadar sansürden ve gözaltından kaçınmak için ellerinde beyaz kağıtlarla güvenlik güçlerinin karşısında dursalar da, o kağıtlara yazacakları çok şey var gibi görünüyor.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU