May Bulman / Cecile Bussy - The Independent
Anlaşmasız Brexit ihtimali artarken, İngiltere’yi evi gibi gören AB vatandaşlarının, önlerindeki belirsiz gelecek nedeniyle intihara eğilim gösterdiği belirtiliyor.
AB ülkelerinden gelip onlarca yıldır İngiltere’de yaşayanların bazıları, “yoğun belirsizlik atmosferi” nedeniyle hükümete olan güvenlerini yitirdiklerini ve bu ülkedeki haklarını kaybetmekten korktukları için ruh sağlıklarının ciddi anlamda kötüleştiğini ifade ediyor.
Online forumlarda, Brexit yüzünden depresyona girdiğini, panik atak yaşadığını ve en kötüsü intihara eğilim gösterdiğini söyleyen AB vatandaşlarının sayısında kayda değer bir artış yaşanıyor.
Brexit belirsizliğinin yol açtığı depresyon ve anksiyeteden mustarip olanlara gönüllü destek vermeyi öneren psikoterapistler, bu meselede ihtiyaçların pek çoğunun karşılanmadığını ifade ederken, hükümetin insanların yaşadığı kaygılara yanıt verme şeklini de “utanç verici” olarak nitelendirdi.
İngiltere’de yaşayan AB vatandaşlarının sesini duyuran “In Limbo” projesinin kurucusu Elena Remigi, grubun Facebook sayfasında intihara eğilim gösterdiklerine dair düşüncelerini paylaşan insanların başlarda az olduğunu ancak bu tür paylaşımların hızla arttığını dile getirdi.
Remigi, “Böyle durumlar daha önce yaşanmazdı. Ancak bu tür şeyleri birkaç ayda bir görür hale gelebiliriz. 29 Mart yaklaşırken, Noel ve yılbaşı tatillerinin yaşandığı son haftalarda sayıları bir anda dörde çıktı. Tehlike çanları çalıyor” dedi.
“Daha geniş kapsamlı ruhsal hastalıklar açısından bakıldığında durum eskisine nazaran çok daha kötü. İnsanlar, gittikçe daha ümitsiz düşünceler paylaşıyor, depresyon yaşadıklarını ya da panik atak geçirdiklerini söylüyor” diyen Remigi, şöyle devam etti:
“Geleceğin neler getireceğini bilmeden 2,5 yıl geçirdik. Ekonomik açıdan bağımsız olursak şuan ki halinizle kalmanız muhtemel. Ancak bakıcıysanız, tekerlekli sandalyeye bağlı yaşıyorsanız ya da boşanmış bir anneyseniz ne olacak? Ciddi anlamda belirsiz bir atmosferin içindeyiz.”
Endişe verici paylaşımlarda yaşanan ani yükseliş sonrası intihara eğilim gösterdiğini yazan insanlara etkili bir yardım sunmak için strateji geliştirdiklerini belirten Remigi, bu insanlarla doğrudan iletişime geçerek onları ruhsal sağlık uzmanlarına yönlendirmeye karar verdiklerini dile getirdi.
Remigi, “Yalnızca gelecek göçle ilgili olsa bile, tüm bu konular hakkındaki konuşmalar insanları gerçekten korkutuyor. Yeni bir Windrush kuşağının yaşanması konusunda endişe taşıyorlar. Yerleşim statüsü insanlar için büyük bir bilinmez. En korunmasız olanların zihinlerinde bunlar dolaşıyor” dedi.
Londra’daki The Existential Academy (Varoluşçu Akademi) aracılığıyla İngiltere’de yaşayan AB vatandaşlarına manevi destek veren psikoterapist Dr. Neil Lamont ise göçmenlik statüleri Brexit tarafından etkilenmesi muhtemel olan insanlar için önemli bir ihtiyacın söz konusu olduğunu ve kendisinin de yaptığı gibi gönüllü hizmetlerin sayısının yeterli olmadığını vurguladı.
Dr. Lamont, “Çok derinden anksiyete ve kaygı yaşayan insanlara şahit oluyoruz. Bu nedenle ortada şüphe götürmez bir ihtiyaç var. Belirsizlik, güvensizlik yaşanıyor ve bu hükümet mekanizması karşısında kendini yalnız hisseden insanlar arasında tecrit edilmişlik hissi hakim” diye konuştu.
Lamont ayrıca, “Politikacıların, böylesi bir belirsizliğin insanların hayatları üzerindeki gerçek etkisini düşünmeyi bırakması şok edici ve utanç verici. Bu insanlar için ihtiyacımız olan şey kesinlik. Kimse, yaşananların, insanların sağlığı üzerindeki etkisini konuşmuyor ancak böyle bir gerçek var” ifadelerini kullandı.
Brexit nedeniyle ruh sağlığı olumsuz etkilenen AB vatandaşlarından biri de 2013 yılından bu yana Londra’da çalışan 40 yaşındaki İtalyan vatandaşı Luciano Santoro. Brexit’in neden olduğu strese daha fazla katlanamadığını belirten Santoro, Almanya’ya gitmek üzere İngiltere’den ayrılma hazırlığı yaptığını söyledi.
Santoro, “Hayatıma hiçbir şey olmamış gibi devam edemezdim. Eşimle birlikte, referandumdan bu yana Brexit’in yaşantımız için sonuçları konusunda düşünmeden geçen tek bir günümüz bile yok. Yaşamdan keyif alamıyor, hayatlarımızı normal ve sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için planlar yapamıyoruz.
Bu konuda kendimizi çok yalnız hissediyoruz. Bizi en çok incitense, bu belirsizlikten etkilenmeyen insanların kayıtsızlığı ve sesimizi duyurmamız konusuyla pek de ilgi göstermemeleri. Bize sürekli olarak iyi olacağımızı söylüyorlar. Ancak şimdi bile iyi değiliz” şeklinde konuştu.
İngiltere’ye 2012 yılında taşınan İspanya vatandaşı Jorge Martinez Lopez ise “çok sayıda belirsizlik” olduğu için Yerleşim Planı’na başvurup başvurmama konusunda kararsız olduğunu ifade etti.
Lopez, “Oldukça düşmanca bir ortamdayız. Bizi sınır dışı etmelerinden korkuyorum. Windrush kuşağının başına gelenlerden sonra hiçbir şey onları durduramaz” diye ekledi.
30 yıl önce öğrenci olarak geldiği İngiltere’de bir İngiliz’le evlenen ve çifte vatandaşlığa sahip bir kızı olan Almanya vatandaşı Cosi Doerfer Hill, ev hanımı ve o da Brexit sonrası İngiltere’deki statüsünün tehlikeye girmesinden endişe duyuyor.
Hill, “Hayatımıza nasıl devam edeceğimiz ve ailecek burada yaşayıp yaşayamayacağımız konusunda kaygılıyım. 30 bin sterlinlik maaş sınırını yakalamam mümkün değil. Bu nedenle ülkeyi terk etmek zorunda kalabilirim” diye konuştu.
Kaygıların yükselişi, İngiltere’nin AB’yi anlaşmasız bir Brexit’le bırakmasını isteyen Muhafazakar Parti üyelerinin çoğunun Theresa May’in Brüksel ile anlaşmasını desteklemediğini gösteren çalışmanın konuşulduğu bir zamana denk geldi.
Geçtiğimiz ay yayımlanan ve İngiltere’ye yerleşen Avrupalılar için (müzakereye açık bir konu olsa da) yıllık en az 30 bin sterlinlik maaş göstermeleri şartını koyan göçmenlikle ilgili Beyaz Belge (White Paper), AB vatandaşlarının korkusunu artırdı.
Belge, bahsi geçen rakamın altında geliri olanlar için 12 aya kadar “misafir vize”si öneriyor. Ancak belge, daha az kalifiye çalışanların daha az hakka sahip olması ve işverenlerin bir yıl içinde izin verecekleri çalışanlara eğitim ve destek sunmak için daha az teşvik almasına yol açacağı endişelerini de beraberinde getirdi.
İngiliz hükümeti, planlanan Brexit öncesi gelmiş Avrupa vatandaşlarının göçmenlik çerçevesini ve kalma haklarını belirleyen AB Yerleşim Planı’na hayata geçirmişti. Ancak pek çoğu, statülerinin uzun vadede korunacağı konusunda ikna olmuş görünmüyor.
İçişleri Bakanlığı sözcüsü, “AB vatandaşları, ekonomimize ve toplumumuza büyük katkılar sağlıyor. Onlar bizim dostlarımız, ailemiz ve çalışma arkadaşlarımız. Burada kalmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Sözcü açıklamasında ayrıca, “AB Yerleşim Planı’na, AB vatandaşlarının ihtiyaç duydukları statüleri elde etmelerini kolay ve anlaşılır kılacak. Programa 2021 yılı haziran ayına kadar başvuruda bulunabilecekler. Pilot çalışmalarda binlerce başvuru sürecini başarıyla yerine getirdik ve başvuranlardan olumlu geri dönüşler aldık.
Korunmasız AB vatandaşlarını temsil eden organizasyonlarla yakın bir işbirliği halindeyiz. İnsanların başvurularını gerçekleştirmesinde destek olmak için 9 milyon sterlinlik bir fonla sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news/uk/home-news
Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol
© The Independent