Karot testi hayat da kurtarabiliyor, perişan da edebiliyor: Bina yöneticisi karar aldırdı, ev sahipleri kiracı oldu

Bina yöneticisi, herkesin onayını almadan karot testine başvurdu. Yıkım kararı çıktı. Ev sahipleri 3 yıldır kiracılar. Ortada yapılan bir ev de yok. Mağdurlardan Filiz Aker, bir inatlaşmayla başlayan süreci anlattı

İstanbul başta olmak üzere birçok şehir, deprem kuşağında yer alıyor.

Bu noktada binaların sağlamlığı kritik önem arz ediyor. 

"Yapılar ne kadar güvenli" sorusuna cevap bulmanın yolu ise bir testten geçiyor.

Betonun sağlamlığının tespit yolu ise "karot testi"nden geçiyor.

Karot testinde binanın farklı bölümlerinden alınan parçalar incelenerek sağlam olup olmadığı ortaya çıkarılıyor.

Binada yaşayan bir kişi bile karot testi için yapı denetim firmalarına giderek başvuruda bulunabiliyor. 

Yapılan testin sonuçlarını ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bildirme zorunluluğu var. 

Test sonucuna göre binanın halk dilindeki şekliyle "çürük" çıktığı tespit edilirse kentsel dönüşüm kapsamına alınıyor. 

Bu kapsamda yapının yıkılarak yeniden yapılması ve üç ay içinde tahliye kararı çıkartılıyor.

Bu süre zarfında taşınmak zorunda kalan bina sakinlerinin önünde iki seçenek kalıyor: Ya kendi imkanlarıyla ya da binayı bir müteahhitle anlaşarak yeniden yaptırmak.

Yıkım öncesi tahliyenin ardından bina sakinleri, kentsel dönüşüm kapsamında devletten 18 ay süreyle bin 500 lira kira yardımı alıyor. Ancak bu süre bitiminde kira yardımı da kesiliyor.

2000 öncesi yapılar genelde karot testinden geçemiyor

İstanbul'da özellikle 2000 yılından önce yapılan binaların çoğunun karot testinden yıkım kararı çıkıyor.

Bunun nedeniyse o yıllarda yapılan binaların deprem yönetmeliğine uygun olmaması ve inşaatlarda çoğunlukla deniz kumu kullanılması.

İstanbul'da ve büyükşehirlerde 2000 öncesi yapılan yüzbinlerce bina mevcut. 

Kentsel dönüşüm, daha çok bu binaları kapsıyor. Karot testi de yine genellikle buralar için gündeme geliyor.

 

karottesti.jpg
Karot testiyle binada kullanılan malzemenin sağlam olup olmadığı ölçülüyor / Fotoğraf: CNN Türk

 

Komşular arası sorun olabiliyor

Ancak karot testi kimi zaman komşular arasında bir gerginlik hatta baskı aracı haline dönüşebiliyor.

Maddi durumu iyi olanlar diğer komşularını düşünmeden daha kolay test için başvurabiliyor.

Bilindiği gibi inşaat maliyetleri ciddi anlamda arttı. Müteahhitler, hak sahiplerinden de ciddi paralar istiyor.

İnşaatlar ise genellikle belirtilen sürelerde bitirilemiyor. Kira yardımı da yeterli değil. Zira bin 500 liraya İstanbul'da ev bulmak artık imkansız hale geldi.

Bu nedenle çoğu zaman aylarca kiranın tamamının veya bir kısmının insanlar ceplerinden ödenmek zorunda kalıyor. İşte bütün bu nedenler dar ve orta gelirli mülk sakinlerini tedirgin ediyor.

Bu sebeple dar ve orta gelirli insanlar "ödeyemeyeceğim borcun altına girerim" korkusuyla kentsel dönüşüme soğuk bakıyor. 

Maddi durumu iyi olan ve başka yerlerde evi bulunan bina sakinleri de yeni bir eve sahip olarak daha yüksek kira alma düşüncesiyle uzlaşma yanaşmıyor. Hatta kimi zaman bu ev sahipleri tek başına karot testine başvurarak binanın yıkılmayla sonuçlanacak süreci başlatıyor. 

Kimi zaman da müteahhitlerle anlaşan kişilerin onların da teşvikiyle binada çoğunluk kararı olmamasına karşın benzer bir yola başvuruyor. Ardından yıkım kararı sürecinde anlaştıkları müteahhidin planının hayata geçirmesi için komşular üzerinde baskı kuruyor. 

Ayrıca kimi yerlerde bizzat müteahhitlerin gözüne kestirdikleri binalarda birer daire alarak ev sahibi gibi benzer yola başvurdukları da iddialar arasında.

Sonuç olarak binalardaki karot gerginlikleri nedeniyle mağdur olan çok sayıda insan bulunuyor.

İstanbul Kartal'da yaşayan Filiz Aker, bunlardan sadece biri.

Aker ile 2019'a kadar yaşadığı ancak karot testi sonucu yıkım kararı çıkması üzerine boşalttıkları eski binalarının olduğu alanın önünde buluştuk. Aker, sorularımızı yanıtladı.

 

filizaker1.jpg
Filiz Aker, sorularımızı yanıtladı / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Karot aldılar, bir kağıt geldi ve apar topar taşındık"

Nasıl bir süreç gelişti?

2019 Eylül'ünde İstanbul'da 4 büyüklüğünde bir deprem olmuştu. Burada binanın bodrum kolonlarında sıva çatlakları, sıva dökülmeleri oldu. Tabii apartmanda bazı insanlar panikledi. Bundan dolayı da apar topar yönetici ve peşinde bir iki kişi 'Evi boşaltmamız lazım. Bu bina çökerse ben sorumluluk almam' gibi kargaşa yarattı. Biz de dedik ki 'Bir toplantı yapalım. Yani bu sadece bir sıva çatlağı. Güçlendirme yaparak yine oturmaya devam edelim.' Çünkü kasım ayında böyle bir karar verdiler aniden. Nereye taşınacağız? Ev yok, aradık taradık bulamadık. Gerçekten sıkıntı oldu. Sonuçta yönetici, 'Ben sorumluluk alamam. Taşınıyorum. Sizler de taşının. Ben hemen gidip karot aldıracağım' dedi. Yani bizleri dinlemedi bile. Tekliflerimizi duymazlıktan geldi. Bunun gibi birkaç tane ona eşlik eden insan da oldu. Bundan dolayı bir mağduriyet yaşadık. Karot aldılar ve bir kağıt geldi. Biz apar topar taşınmak zorunda kaldık. Kasımda taşındık, ağustosta da evimiz yıkıldı.

60 metrekare eve ilave 100 bin lira para isteniyor

Son durum nedir?

Bir türlü müteahhide veremiyoruz. Burada 7 komşumuz hisselerini, bir tane uyanığa sattı. Bu adam, 'Ben yapacağım' diyor. 7'ye 7 ama 14 daire. Bir başka müteahhide de gidemiyoruz. O da bize çok kötü bir teklif verdi. 60 metrekare daire verip, 24 daire yapmak istiyor. Bu 24 dairenin 7'sini bize yazacak. Gerisini de kendi satacak. Utanmadan 60 metrekarelik daire için üstüne 100 bin lira istiyor. Ciddi bir mağduriyet yaşıyoruz. Gerçekten artık yetkililerin bunun için şey yapması lazım. Annem 75 yaşında. 'Dünya gözümle evime geçip oturabilecek miyim? Bu parayı nerede bulacağım?" diyerek üzüntüsünü belirtiyor kadıncağız.

 

yıkım.jpg
Komşular arası uzlaşma olmadan yapılan yıkımlar ciddi mağduriyetler yaratıyor / Fotoğraf: AA

 

"Yurtdışından gelip diğer tek başına karot aldırdı"

Çevrenizde benzer durumda olan binalar var mı?

İleride oturan komşular var. Orada da aslında çok kat yok. Girişte 4-5 dükkan var. Kat karşılığına gittiğinde onlara düşen metrekare 35-40 metrekare. Yurtdışından bir arkadaş gelmiş, 'Buranın yeniden yapılmasını istiyorum' demiş. 120 metrekarede otururken 35- 40 metrekareye düşeceğini bilmeden gitmiş karotunu aldırmış. Ve birçok insan bu krizde pahalı kiralık evlere taşındılar. Evlerinin yapılma ihtimali de yok. Şu an o insanlar da mağdur.

"3 yıldır kiradayız, ne yapacağımızı bilmiyoruz"

İnsanlar bilmeden diğer komşularıyla anlaşmadan fevri davranıp karot aldırıyorlar mı?

Diyebilirsin, "Arkadaşlar, ben binanın yenilenmesini için bir toplantı talep ediyorum. Bunu nasıl yapabiliriz?" Yani insanların fikrini almak lazım. "Ben istiyorum olmadı" diye bir şey olamaz. Yani sonuçta sen tek başına bir dairen var diye bunu yapamazsın. Bu komşularına ihanettir. Ne bileyim o ya oradaki senin komşun düşmanın değil sonuçta. Yani kendi ayağına da sıktı. Şu an pişman aslında bu insan ama bilmiyor işte. Bilmeden bir yola çıkmamak lazım. Üç dört yıldır kiradayız. Ve ne yapacağımızı bilmiyoruz. Yeniden yapmamız için imkanımız yok şu an. Çünkü ciddi bir para istiyorlar. Biz bu parayı nerede bulacağız? Ve bir uyanık geldi, 260 bin liradan aldı. Şu an trilyonluk adam ve utanmadan hala bizi bezdirme çabasında olup bizim hakkımızı da elimizden almak istiyor.

"Karot aldırmadan müteahhitle anlaşın"

Karot testi sonucu yıkımdan sonra müteahhitle anlaşmak mı kolay yoksa daha mı zor?

Yıkım kararı almadan müteahhitle anlaşmak daha kolay. Yıkıldıktan sonra insanlar kirada çünkü ekonomik bir kriz var. Kira fiyatları artmış. O zaman müteahhidin resmen böyle ayağının dibinde, tabir yerindeyse kucağına oturmuş oluyorsun. Yani insanlar artık o kadar ekonomik sıkıntısı yaşıyor ki. Yeter ki olsun. Yeter ki ben başımı sokacağım bir evim olsun.
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU