Kolombiya Senatosu ve Temsilciler Meclisi'nin 3 Kasım'da kabul ettiği "Tam Barış Kanunu", Devlet Başkanı Gustavo Petro'nun onayından geçerek yürürlüğe girdi.

Yasa, Petro'ya ve sonra gelecek devlet başkanlarına yarım asırdan fazladır ülkenin belirli bölgelerinde hakimiyet kuran gerilla grupları ve organize suç çeteleriyle müzakere imkanı tanırken, bakanlıklara barış sürecini desteklemek için adım atma yetkisi veriyor. 

Yasaya göre, silahını teslim edenler yargılanmaktan kurtulurken, "Barış İçin Sosyal Hizmet" programı, askerlik yapmak istemeyen gençlere sivil alanlarda seçenek sunacak.

Yasa ayrıca, yargı organlarının ceza indirimi ve affı uygulamasının önünü açıyor. 

Petro, yasayı imzalarken şöyle dedi:

Hükümetle on yıllardır isyan savaşını sürdürenler arasında müzakereler çatlak seslere kulak verilmeden yürütülebilmelidir ki Kolombiya halkı ülkenin gerçek sahibi olabilsin, ihtiyacımız olan gerçek ve barışçıl demokrasiye ulaşabilelim.

Kolombiya lideri, süreçte en büyük desteği beklediği Venezuelalı mevkidaşı Nicolas Maduro'yla geçen hafta görüşmüştü. Güvenlik güçleriyle çatışmalara giren ve kırsal bölgelerde kokain üretimini koordine etmekle suçlanan Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN), iki ülkenin sınır bölgelerinde faaliyet gösteriyor. Petro'yu ağırlayan Maduro, "Biz tarihte kardeşlik ve anlayışla iz bırakmış iki ülkeyiz" derken, Kolombiya lideri "Her şey mafya ve suç örgütlerinin elindeki sınırı geri almakla başlar" ifadesini kullanmıştı.

Kolombiya'nın Venezuela'daki sosyalist iktidara karşı ABD destekli muhalefet liderlerine arka çıkması üzerine iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler 2019'da kopmuştu.

Haziran seçimlerini kazanan solcu lider Petro'nun ilk işlerinden biriyse komşu ülkeyle ilişkileri yeniden kurarak büyükelçi atamak oldu. 

Venezuela ve Küba daha önce Kolombiya hükümetiyle Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) arasındaki barış görüşmelerinde arabuluculuk yapmış ve süreç 2016'da büyük oranda başarıyla sonuçlanmıştı.

Uzmanlar, bu defa Venezuela'nın yalnızca arabulucu olmayacağına dikkat çekiyor. Barış ve Uzlaşma Komisyonu'nun saha araştırmacısı Luis Eduardo Celis, World Politics Review'a 31 Ekim'de şu görüşünü aktardı:

Venezuela, Kolombiya'dan bile daha fazla oranda toprağının kontrolünü kaybetti. Batı Venezuela'nın önemli bölümü hükümetin değil çetelerin kontrolünde. Venezuela hükümetini sevip sevmemeniz bir yana, onların bu sorunun çözümünde menfaati var. Realpolitik bu. Ayrıca, Venezuela ve Kolombiya arasında iletişim ve işbirliği olmadan sınırın iki yakasında güvenlik sağlanamaz. 

Kolombiya hükümetiyle ELN arasında 2019'a kadar Küba başkenti Havana'da yürütülen görüşmeler Kolombiya başkenti Bogota'da polise yönelik kanlı bombalı saldırı nedeniyle kesilmişti. Yeni görüşme sürecinin, Venezuela başkenti Karakas'ta Norveç, Birleşmiş Milletler ve Katolik Kilisesi'nin desteğiyle yürütülmesi bekleniyor.

Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Araştırmaları Enstitüsü'nün (UNIDIR) geçen ay yayımladığı raporda, kırsal bölgelerdeki köylülerle ve isyancı grupların üyeleriyle yapılan görüşmelerin sonuçları paylaşıldı. Halkın, toprak paylaşımının adilce yapılması, uyuşturucu çeteleri için koka bitkisi ekimi yerine yasal tarım olanaklarının artırılması ve adli af gibi talepleri aktarıldı. 

Independent Türkçe, Reuters, World Politics Review, Telesur, Mercopress