Kendi topraklarını işgalden kurtarmak için Azerbaycan'ın yürüttüğü 44 günlük operasyonlar sırasında savaş bölgesine giden Rusyalı milyarder Ruben Vardanyan, yayımladığı videoda Devlet Başkanı Vladimir Putin'e çağrıda bulunarak, "Hristiyanlığın ortaya çıktığı ilk toprakların işgal altına düşmesini engellemesi" ricasında bulunmuş, ancak ricası karşılıksız kalmıştı.
Ağustos ayı sonunda aynı Rusya, 'Barış Gücü' askerlerinin kontrolünde Azerbaycan topraklarından Ermenistan'a ikinci sınır kapısının açılmasından sonra Ruben Vardanyan'ın yeniden zuhur etmesine tanık olduk.
Bu kez işte o 'Barış Gücü' askerlerinin kontrolü altındaki Azerbaycan topraklarındaydı.
2007 yılında büyük ortağı olduğu şirketin Petkim ihalesini kazanmasıyla adı Türkiye'de de gündeme gelen, ancak ihale sonuçlarının iptal edilmesiyle ismi unutulan Vardanyan, Karabağ'da ne arıyor?
'Hristiyanlığın ilk çıktığı yerleri' koruma adına mı orada, yoksa uygulamaya farklı plan-projeler mi konuldu?
Türkiye'yi de çok yakından ilgilendirmesi gereken bu konudaki araştırmalar çerçevesinde,Türkiye'nin eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Independent Türkçe'ye şu değerlendirmelerde bulundu:
Kendi topraklarını Ermenistan işgalinden kurtarmak için Türkiye'nin gerek kurmay ve gerekse lojistik desteğiyle başarıyla organize edilen Azerbaycan operasyonları, coğrafi olarak müsait olan yerlerde daha hızlı gelişmişti. Ancak herşeye rağmen ve bugüne kadar anlaşılamayan nedenlerden dolayı Azerbaycan özel timleri Hankendi'yi ve sınır kapısını kontrol altına alırken, 9 Kasım'ı 10 Kasım'a bağlayan gece operasyonlar durduruldu. Üçlü ateşkes anlaşması imzalandı ve sonuçta Karabağ'ın tamamı kontrol altına alınamadı. Buna 'edilemedi' demeyelim; müsaade edilmedi.
Rusya ve Batı'nın Ermenistan'a verdiği destek yüzünden yaklaşık 30 yıldır çözülemeyen bu sorunun, belirli anlamda çözülmesinde Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği destek kadar Rusya'nın da operasyonlara müdahale etmemesinin rolü var. Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan arasında imzalanan üçlü anlaşmaya göre, 'Barış Gücü' adıyla Azerbaycan topraklarına yerleşen Rus askerlerinin orayı 5 sene içinde terk etmesi gerekeceği gibi, başta Zengezur olmakla ulaşım koridorlarının açılması da öngörülüyor, ki bu husus Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Ancak Rus askeri güçlerinin Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde kendi konumunu güçlendirmeye çalışması, bir dizi haklı endişelere neden oluyor.
Ayrıca, Zengezur Koridoru'nun açılarak karayolu geçişlerinin Türkiye'ye kadar uzanmasına İran'ın karşı çıktığını söyleyen Sadettin Tantan, "Çok iyi hatırlıyorum, rahmetli Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in döneminde de bu tür projeler gündeme getirildiğinde itirazlar yükseliyordu. Devletler arasında nasıl bir teminat alınır bilemiyorum, ancak anlaşmalar esasında bu konuda atılacak adımlar belli. Şu anda ABD Temsilciler Meclisi'nde bazı üyeler de dahil diasporadaki Ermenilerin yaşadığı ülkelerin temsilcileri Karabağ'ın bağımsızlığı ile ilgili kutlama içerikli mesajların gönderiyor, Ruber Vardanyan'ın buraya yerleşmesi örneğini de hesaba kattığımızda, orta ve uzun vadede bir planın uygulamalarını görüyoruz. İlerde her an ve her zaman siyasi ve silahlı girişimler planlayacaklarını düşünerek, Azerbaycan kendi sınırları içinde bulunan ancak daha kontrol edemediği topraklarda tüm önlemleri almalı ve her tür gelişmeye hazırlıklı olmalı. Ankara ise tehditlerin aynı zamanda Türkiye'ye karşı yöneleceğini tarihteki örneklere bakarak asla unutmamalı" dedi.
"Bunun liderliğini Ruben Vardanyan yapıyorsa tabi ki üs Karabağ olacaktır"
Ruben Vardanyan'ın Karabağ'a yerleşmesi hakkında Sadettin Tantan, şunları söyledi:
Değerlendirmeme göre, Ruben Vardanyan dolar milyarderi olup, dünya üzerindeki birçok Ermeni'nin parasını yatırımlarda kullanıyor. Bu hareketi ile:
- Tüm dünya Ermenilerine ve kendisinin uğraşlarının Büyük Ermenistan hayalinin gerçekleşmesine yönelik yaşadığını, hayatını bile milleti uğruna feda etme riskine girerek Karabağ'a yerleşmesi ile (tabi bilmiyoruz bu şahıs Ermeni paralarını kullanmasında bir sıkıntı var mı, yok mu?) güven tazeleme zorunluluğu hissetmiş ve halen döndürdüğü finansal yönetebilme işlerliğini sağlaması açısından teşebbüs etmiş olabilir;
- Diğer bir husus ise bu şahıs hakikaten fanatik bir Ermeni holiganıdır. Karabağ'ın Azerbaycan'a verilmemesi yönünde kısa vadede siyasi uzun vadede de milis ve çete faaliyetlerinin altyapısını hazırlamakla, çözümsüzlüğü devam ettirme kararlılığını başlatmış olabilir.
Bu bağlamda dünya Ermenilerinin topladığı para ile 650 çocuğun okuduğu okul açmasını da iyi analiz etmek gerektiğini vurgulayan Sadettin Tantan, "Bunların daha sonra Türklere karşı kullanılmasını sağlayacak şekilde yetiştirilmeye başlanması ve ideolojik üs olarak Karabağ'ın kullanılması konusu gündemde olabilir de olmayabilir de. Zira amaç Türklere karşı mücadele ise üssün nerede olması fark etmez. Ancak bunun liderliğini Ruben Vardanyan yapıyorsa tabi ki üs Karabağ olacaktır. Yetiştirecekleri çocukların bundan 20-25 yıl sonra siyasi makamlarda Türk dünyası karşısına çıkacakları şüphesiz" şeklinde konuştu.
"Rusya'nın bu olanlardan tümüyle haberi olabileceği gibi, planlayıcısı da olabilir"
"Dikkat edilecek hususlardan biri şu anda, ileride sınır ihlalleri de dahil Azerbaycan ve Türkiye'nin iç cephesinde Hınçak, Taşnak, ASALA gibi terör örgütlerinin bir zamanlar yaptıklarına benzer örgütlenme faaliyetlerinin olabileceği hususudur" diye vurgulayan Tantan, bunun da şimdiden istihbarı olarak yakinen takibinde yarar olduğunu söyledi.
Sadettin Tantan, şu ifadelerle sözlerini tamamladı:
Şunu da unutmamak gerekiyor: Bu kadar şaşaalı bir hayat süren bu şahsın (Ruben Vardanyan) durduk yere aniden Karabağ'a gelerek bir çeşit faaliyetler içerisine girmesi, Güney Kafkaslardaki mevcudiyetinin devamlılığı bakımından Rusya'nın bu olanlardan tümüyle haberi olabileceği gibi, planlayıcısı da olabileceği düşüncesini de ortaya çıkarıyor. Aliyev ile Paşinyan arasında barış görüşmeleri sürerken ortamın gerilmemesi bakımından iki liderin de bu konuda açıklama yapmaktan kaçındığı düşünülebilir.
"Moskova'nın yönlendirmesinin olmadığını düşünmek saflık olur"
Azerbaycan topraklarından Rusya'nın kontrolünde ikinci koridorun açılmasının yankıları sürerken, Rusya Federasyonu vatandaşı, milyarder Ruben Vardanyan'ın vatandaşlıktan çıkarak Rusya 'Barış Gücü'nün idare kurduğu bölgeye yerleşmesi tartışmaları daha da alevlendirdi.
Gelişmeleri yakından izleyen London School of Economics öğretim görevlisi Prof. Dr. Gubad İbadoğlu, Independent Türkçe'nin sorularını cevaplandırırken, Rusya faktörüne dikkati çekti.
Prof. Dr. İbadoğlu, bu gibi girişimlerin Türkiye'yi de yakından ilgilendirdiğini vurguladı:
Rusya'da büyük bir servet sahibi olan bir insanın vatandaşlığı bırakarak Azerbaycan'ın Rusya 'Barış Gücü' kontrolündeki topraklarına yerleşmesinde Moskova'nın yönlendirmesinin olmadığını düşünmek saflık olur.
Bana göre, Rusya daha Ukrayna'ya saldırmadan önce Erivan'da iktidarda Nikol Paşinyan'ın değil farklı birini görmek istiyordu. Ancak Moskova'nın kendi planını Ukrayna'da hızlı şekilde uygulayamaması Ruben Vardanyan ile ilgili planı da sekteye uğratmıştı.
Öyleyse Vardanyan, hangi mantık ve matematik çerçevesinde Karabağ'a gönderildi? 44 günlük savaştan sonra tüm girişimlere rağmen, Ermenistan'daki Rusya destekli muhalefetin Başbakan Paşinyan'ın devirememesi Kremlin'in memnun kalmadığı bir husus ve eski devlet başkanları Koçaryan ve Sarkisyan'ın bundan sonraki dönemde bunu becermesi imkansız gibi görünüyor. Yani, tabir caizse, onlara verilen mali destek de boşuna harcanmış oluyor.
Bu sebeplerle, Vardanyan'ın Azerbaycan topraklarına özel bir misyonla gönderildiğini savunan Prof. Dr. Gubad İbadoğlu, "Muhtemelen kendisinin hem Ermenistan ve hem de Rusya Federasyonu vatandaşlığı vardı, ikincisinden imtina etti. Rusya'nın kendisine itimadına gelince; evvela, derin devletle ilişkilerinin güçlü olduğu tahmin edilebilir, ikincisi ise dünya Ermenileri nezdindeki gücünü daha da güçlendirerek Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan toprağı olmasına rağmen halen Rusya 'Barış Gücü' yönetimi altında bulunan Karabağ'la ilgili Kremlin'i memnun edecek adımlar atma yeteneğine sahip olabilir" ifadelerini kullandı.
"44 günlük savaşta Karabağ topraklarında çektiği videoda Ruben Vardanyan, Rusya Devlet Başkanı Putin'den acil tedbirler almasını istediğini unutmamamız gerekir" diyen Prof. Dr. İbadoğlu, Karabağ'a özel bir misyonla geldiğini düşündüğüm Vardanyan'ın, misyonunun ana çizgilerinin ise şunlardan ibaret olabileceğini söyledi:
- Doğrudan Rusya'nın çıkarlarına hizmet etmek. Kısa süre önce Rusya 'Barış Gücü'nün kontrolündeki bir kasabada askerlerin yaptığı işleri 'olumlu' şeklinde değerlendirmesi bunun işaretidir. Ermeni menşeli işadamı Rusya askerlerinin bölgedeki varlığının sürmesini istemiştir. Tüm bunlar önceden talimatlar almış bir şahsın sözleridir;
- Sadece kendisinin değil diasporanın parasını da harcamakla Vardanyan Ermenilerin durumunu iyileştirme yönünde ilerleme sağlayacak ve böylece dünyanın çeşitli noktalarından Ermenilerin Karabağ'a gelmesini teşvik edecek, gitmek isteyenlere engel olacak. İşte Kırmızı Pazar kasabasında yaptığı açıklamada yeni bir vakıf kuracağını ilan etmesi de bunun işaretidir;
- Azerbaycan'a karşı sergileyeceği daha yumuşak bir pozisyonu Rusya'nın çıkarları namına kullanacak;
- Politik iddialar ortaya koyarak Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'a en ciddi rakip haline gelmeye çalışacak;
- İlerleyen dönemde Paşinyan'ın yerine geçerek Ermenistan'ın Rusya'ya bağımlılığı azami düzeye yükseltecek.
"Vardanyan'ın Azerbaycan topraklarına yerleşmesine Bakü de onay vermiş olabilir mi?"
Ayrıca, "Vardanyan'ın Azerbaycan topraklarına yerleşmesine Bakü de onay vermiş olabilir mi?" sorusunu da gündeme getiren Prof. Dr. Gubad İbadoğlu, "Bunu da yabana atmamamız gerekir" dedi ve ekledi:
Çünkü eski Ermeni liderlerin tamamen devre dışı kalmasını, ulaşım yollarının yeniden açılmasını ve Karabağ bölgesiyle ilişkilerin bir bütün içeresinde güçlendirilmesini istiyor. İşte Bakü bu bakımdan Vardanyan'ı (doğal olarak Rusya'yla anlaştıktan sonra) kendisi için de serfeli bir figüre sayabilir. Vardanyan'ın Ermenistan'da iktidara gelmesi düşüncesinin hayata geçirilmesine ise Putin'in siyasi ömrünün yeteceğini düşünmüyorum. Vardanyan'ın Türkiye'de özellikle Ermeni ve Kürt menşeli insanlarla iş ilişkilerinin olduğuna dair duyumlar da mevcut.
"Vardanyan'ı Karabağ'a gönderen Kremlin, planları için sağlam zemin hazırlama niyetinde"
Gelişmeleri Bakü'den izleyen uluslararası ilişkiler uzmanı Gazanfer Hamidoğlu da Ermeni menşeli işadamı Ruben Vardanyan'ın Rusya Federasyonu vatandaşlığından çıkarak Azerbaycan'ın Rusya 'Barış Gücü' askerlerinin kontrolünde bulunan bir bölgesine yerleşmesini Kremlin'in Ermenistan'daki iktidar değişikliği planlarıyla ilintili olduğuna dikkati çekti.
Independent Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Hamidoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
Ermeni kökenli Rusyalı milyarder Ruben Vardanyan'ın aniden, -sözüm ona ticari işlerinin sekteye uğramaması ve Batı yaptırımlarından korunmak amacıyla- Rusya Federasyonu vatandaşlığını bırakıp Rus 'Barış Gücü' askerlerinin kontrolü altındaki Hocavend iline yerleşmesinin 'duygusal' yanına girmeden bu girişimin tüm hallerde Vardanyan'ın, Ermenistan siyasetine adım atması olarak nitelendirilmesi gerekir. Rusya iş dünyasının son 30 yıldaki önemli figürlerinden biri olarak bilinen Troyka Dialog Yatırım Şirketi'nin eski ortağı ve yöneticisi olmuş (1992-2012) Vardanyan bu şirketi Sberbank'a satarak ticaret, sigorta, otomobil üretimi alanında Rusya'nın büyük şirketlerinden hisse alan Vardanyan'ın Ermenistan'da da holdinginin bulunduğu biliniyordu. Vardanyan'ın başında durduğu Trans Central Asia Petrochemical Holding isimli Rusya-Kazakistan ortaklık şirketinin 2007 yılında Türkiye'nin Petkim şirketinin yüzde 51'ni özelleştirmeyle satın alması büyük bir sürpriz olmuştu. İhalenin sonuçlarını iptal edilince Azerbaycan'ın SOCAR şirketi 2 milyar 40 milyon dolar ödeyerek Petkim'in yüzde 51'ni almış, ilerleyen dönemde SOCAR'in pay oranı daha da büyümüştü. Kuşkusuz tüm bunların daha 2000'lerin başlarından Türkiye'nin enerji sektöründe söz sahibi olmaya çalışan Rusya devletinin onay ve tasvibiyle gerçekleşmesine rağmen, Ruben Vardanyan Türkiye'de tutunamamıştı. Bu şahsın Karabağ'a yerleşmesi de Kremlin'in belirli planlarının müjdecisi sayılabilir. Yani, tabir caizse Ruben Vardanyan'ı Karabağ'a gönderen Kremlin, gelecekteki planları için sağlam zemin hazırlama niyeti güdüyor.
"Kremlin için 'Vardanyan kozu' daha cazip bir faktör"
"Azerbaycan ile Ermenistan arasında yapılacak barış görüşmelerinde Kremlin şimdiden suyu bulandırma bulandırma yolunu tutmayı deneyecektir" diyen Gazanfer Hamidoğlu, iki ülke liderinin Brüksel'de AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in arabuluculuğuyla bir araya gelmesinden hemen sonra 'Vardanyan kozu'nun öne sürülmesinin buna işaret ettiğini söyledi.
Gazanfer Hamidoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ve bu kez Kremlin mutfağında 'pişirilen' oyuncuların Ermenistan'ın Karabağ kökenli eski Devlet Başkanları Koçaryan ve Sarkisyan olmadığını görüyoruz. Çünkü ismi zikredilen şahıslar, Moskova'nın beklentilerini yerine getirememiş ve Kremlin'in memnun olmadığı Başbakan Nikol Paşinyan'ın iktidarını sallayamamaları bir yana, tersine, Batı destekli Paşinyan her geçen gün koltuğunu daha da sağlamlaştırıyor. İşte bu yüzden 'Vardanyan kozu' Kremlin için daha cazip bir faktör olarak ortaya çıkmış olabilir.
"Ruben Vardanyan, Paşinyan iktidarını zor duruma sokabilecek en ciddi şahıs"
"Bu bakımdan Ruben Vardanyan, 44 günlük savaştan sonra Nikol Paşinyan'ın iktidarını zor duruma sokabilecek en ciddi şahıs olarak görünüyor" diye konuşan Hamidoğlu, Kendi kontrolünde bulunan Telegram kanalları onun Karabağ'a yerleşmesinin 'Bölgeye yapacağı finans desteğiyle sınırlı kalacağını' iddia etseler de başta Nikol Paşinyan olmakla siyasetin içindeki ciddi insanların buna inanacağını beklememek gerekir" dedi.
Öte yandan Kremlin'den gelebilecek bir komutla Nikol Paşinyan'ın, Ruben Vardaryan lehine siyaset sahnesinden çekilmesinin beklenmemesi gerektiğini savunan Gazanfer Hamidoğlu, "ABD, Fransa, Türkiye'nin de Vardanyan'a sıcak bakacağı kuşkulu. Tüm bunların yanı sıra, Azerbaycan yönetiminin bu gelişmelere sessiz kalacağını beklemek doğru olmayacak. Bu gibi illüzyonların Bakü yönetimince zamanı geldiğinde cevaplandırılacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"Kremlin'in Vardanyan'ı Bakü yönetimiyle dil bulmaya yönlendirmeye çalışıp-çalışmayacağını ise zaman gösterecek" diyen Gazanfer Hamidoğlu, "Ruben Vardanyan'ın Ermenistan siyasetine Azerbaycan toprakları üzerinden girmeye çalışması, kuşkusuz, Azerbaycan'ın çıkarları aleyhinde bir durum ve Bakü'nün bu durumu iyi okuduğu kanaatindeyim. Öte yandan Rusya'nın kurguladığı her bir projenin hemen başarıya ulaşması diye bir durum da söz konusu değil; Ukrayna'ya karşı 24 Şubat'ta başlatılmış savaş bunun somut kanıtı" ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.
Azerbaycan sınırları içerisinde 7 Temmuz 1923 yılında 'Özerk Bölge' statüsü verilen Dağlık Karabağ Ermenileri 65 sene boyunca dünyada hiçbir özerk bölgeye nasip olmamış yetkilerle kendilerini yönetirken, Ermenistan'a birleşmenin zeminini hazırlamışlardı (tabii ki Azerbaycan yönetimlerinin gaflet ve delaletinden yararlanarak).
19 Şubat 1988'de Dağlık Karabağ Meclisi, Ermenistan'la ilhak kararı alınca Moskova bölgede olağanüstü durum kararı alarak Genel Vali atadı.
Ekim 1991'de Azerbaycan bağımsızlık ilan ederken Karabağ'daki ayrılıkçı gruplar da kendilerine bağımsız devlet ilan ettiler.
Patlak veren savaşın ilk aşamasında Mayıs 1992'de Şuşa ve Laçın, Nisan 1993'de ise Kelbecer bölgeleri ermeni işgali altına girdi.
Haziran 1993'te Bakü'de yaşanan kaos durumunu kullanan ermeni paramiliter güçleri Temmuz-Ekim arasında Azerbaycan'ın Akdam (yarısından fazlasını), Fuzuli (yarısından fazlasını), Cebrail, Zengilan ve Kubadlı illerini işgal etti.
12 Mayıs 1994'te Kırgızistan'ın başkenti Bişkekt'te imzalanan ateşkes anlaşmasıyla sorunun çözümü AGİT'in Minsk Grubu'na devredildi.
Azerbaycan ordusunun Türkiye'nin desteğiyle 27 Eylül 2020'de başlattığı ve 44 gün süren askeri operasyonlar 10 Kasım'da Rusya Devlet Başkanı Putin, Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Paşinyan'ın imzaladığı anlaşmayla son buldu.
Anlaşmayla Rusya 'Barış Gücü'ne bağlı yaklaşık 2 bin asker Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinin bir kısmını kendi kontrolü altına alarak idare kurdu. Bakü o idarenin faaliyetlerini denetleye ve herhangi müdahalede bulunamamaktadır.
Ermeni menşeli milyarder işadamı Ruben Vardanyan'ın Rusya 'Barış Gücü' kontrolü altındaki bölgeye yerleşmesi akıllara 1990'lı yıllardaki bir gelişmeyi daha getirdi: O zaman Karabağ'daki ayrılıkçı paramiliter güçlerin başında duran Robert Koçaryan ve Serj Sarkisyan daha sonra Ermenistan'a giderek iktidarı ele geçirmiş ve 1998-2018 yılları arasında önce 10 yıl Koçaryan, ardından ise Sarkisyan Ermenistan'ı yönetmişti.
Mayıs 2018'de ülkenin yönetim şekli değiştirilerek parlamenter sisteme geçilmek istenirken halkı sokağa döken Nikol Paşinyan (daha önce hapis yatmıştı) seçimle iktidara geldi.
Ruben Vardanyan Ermenistan'da iktidara gelmek için Karabağ'a yerleştiyse, acaba, tarih tekerrür mü edecek?
Veya Ermenistan'da iktidara kendi adamlarını getirmek için Rusya'nın mutlaka Karabağ güzergâhını mı kullanması gerekir?
Bir tay gördüm anasını emzirir
Gel de bunun manasını ver şimdi...
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish