Birçok insan, kendisine ait olmayan bir bahçede dikili ağacın dalından sarkan bir meyveyi izinsiz koparıp yemiştir.
Halk arasında buna "göz hakkı" da denir ve genelde hoşgörüyle karşılanır.
Ancak göz hakkıyla yetinmeyip bütün ağacı, bütün tarlayı götürmek isteyenler de oluyor.
Dün Gaziantep'ten servis edilen bir haberde antepfıstığının hasat döneminin yaklaşmasıyla birlikte olası hırsızlıklara karşı jandarma ekiplerinin ekim yapılan alanlarda nöbet tutup, devriyeye başladığı belirtildi.
"Antepfıstığına dadanan hırsızlara karşı drone bile kaldırıyoruz"
Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Abdülkadir Deniz, tarımda hırsızlık olayları her zaman olsa bile jandarmayı nöbet tutmaya mecbur bırakacak kadar önlem almaya iten sorunun boyutunu yorumladı.
Antepfıstığının kilosunun 100 liraya alıcı bulduğu ifade eden Deniz, "20 kilo çalsalar iki bin lira para eder. 5-6 kişi geliyor, ürünleri alıp kayıplara karışıyorlar. Bu tür olaylar özellikle son yıllarda çok arttı" dedi.
Eskiden köyün bir yaşlısını tarlada tek bekçilik yapmasının yeterli olduğunu hatırlatan Deniz, "Şimdi hırsızlıkları önlemek için motorlu bekçilerimiz var. Geçen sene drone kaldırarak arazimizi hırsızlıklara karşı kontrol altında tutmaya çalıştık. Hırsızların son 2-3 yıldır iyice sorun olması üzerine jandarmaya başvurduk. Jandarma son 2 yıldır çok sıkı önlemler alıyor. Jandarma ekipleri nöbet tutup şüpheli araçları durduruyorlar" dedi.
"Para eden ürünlere yönelik hırsızlık arttı"
Antepfıstığı üretiminin yaygın olduğu Şanlıurfa'nın Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı ve çiftçi Abdullah Melik de tarım ve hayvancılıkta hırsızlık olaylarının fazlalaştığını belirtti.
Geçmişte de hırsızlıkların yaşandığını ancak son yıllarda para eden ürünlerdeki hırsızlık hadiselerinin arttığını vurgulayan Melik, "Bundan dolayı çiftçiler ciddi zarara uğruyor. İnsanlar tarlalarına bekçi tutmak zorunda kaldı" ifadelerini kullandı.
Konya'da buğdayı hasat edip çaldılar
Sadece antepfıstığı değil, Türkiye'nin değişik yerlerinde yine farklı ürünlere yönelik hırsızlıklar zaman zaman gündem oluyor. Konya'nın Kulu ilçesinde Ezrail B.'ye ait buğday tarlasından 20 dekarlık alandaki ekinleri hasat ederek yaklaşık 8 ton buğdayı çalındı. Bu hırsızlık olayını gerçekleştirdiği ifade edilen 1'i çocuk 5 zanlı 13 Temmuz'da yakalandı.
Tarla hırsızları Denizli'de 4 köyü alarma geçirdi
Sözcü gazetesinde Selami Aydın imzasıyla 5 Haziran'da yayınlanan habere göre Denizli'nin Pamukkale ilçesine bağlı Haytabey, Eymir, Korucuk ve Uzunpınar köylerindeki ekili tarım alanlarına hırsızlar dadandı. Gece yarısı tarlalara gelerek mahsulün bir kısmını hasat edip ortadan kaybolan hırsızlar, 4 köyü de alarma geçirdi.
Yine 12 Aralık 2021 Ege Haber sitesinde çıkan habere göre İzmir'e bağlı Torbalı'daki zeytin üreticileri ağaçlardaki zeytinleri toplayıp pazarda satan hırsızlara karşı teyakkuza geçti.
Hırsızların bir başka olayda da narları toplayıp çaldığı kaydedilmişti.
Tarladan buğday hırsızlığı daha çok iç bölgelerde
Ülkenin dört bir yanında bu tür haberler gündeme düşebiliyor. Peki tarımdaki hırsızlığın boyutları ne?
Türkiye Çiftçiler Birliği Başkanı Münir Ballı, tarla veya bahçeden hırsızlık olaylarının zaman zaman görüldüğünü aktararak, "Gece gelip biçerdöver ile tarladaki buğdayı hasat edip kaçanlar da toplanan ürünü depodan çalanlar oluyor" diyerek buğday hırsızlığının daha çok iç bölgelerde olduğunu da kaydetti.
Ballı, buna karşın hayvancılıkta tarımdan daha çok hırsızlığın görüldüğünü vurgulayarak, kimi zaman çobanın elini kolunu bağlayarak tüm sürünün kaçırıldığı olayların dahi olduğunu belirtti.
"20-25 kişilik gruplar halinde gelip mısırları bile topluyorlar"
Bilindiği gibi Adana, Türkiye'nin tarım merkezlerinden biri. Hırsızlık bu kentteki üreticinin de baş belası.
Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Feyzullah Korkut da fiyatı artan ve hemen paraya dönüştürülün ürünlere yönelik hırsızlık olaylarında artış yaşandığını dile getirdi.
Her yıl en az 10 olayın çiftçiler tarafından kendilerine aktarıldığını anlatan Korkut, şunları söyledi:
Bölgemizde daha çok mısır ve narenciyeye yönelik oluyor hırsızlık olayları. En az 20-25 kişilik gruplar halinde geceden gelip mısır tarlasının içine girip sabaha kadar topluyorlar. Mısır tarlası insan boyunda olduğundan şayet bir nöbetçin yoksa kimse içeride ne olduğunu da görmüyor. Kimi zaman tarlanın sahibi bile mısırların çalındığını ancak hasat zamanı tarlanın içine girince fark edebiliyor.
"40 ton narenciye bir gecede bahçeden çalındı"
Benzer durumun narenciyede de yaşandığını söyleyen Korkut, "Bir arkadaşım bahçelerinden 150 ton narenciye bekliyordu. Hırsızlar, 40 tonluk kısmını bir gecede toplayıp gitmişler" dedi.
Çiftçilerin bu olaylara karşı bahçelerin başına bekçi koyduğunu ancak bunun bile kimi zaman yeterli gelmediğine işarete eden Korkut, "Gelip bekçiyi bağlayıp tarlayı soydukları olaylar oldu. Bazen de bekçiler işbirliği yaptı" yorumunda bulundu.
Salihlili çiftçinin üzüm nöbeti
Türkiye'nin bir diğer önemli tarım merkezi Manisa Salihli'de ise bir başka değerli ürün üzümler hırsızların tehdidi altında.
Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, üzümlerin topladıktan sonra kurutmak amacıyla bir süreliğine serildiğini söyleyerek bu süreçte hırsızlık olaylarının meydana geldiğini kaydetti. Yalvaç, bu nedenle kurutma sürecinde nöbet tutulduğunu söyledi.
"Arkadaşımın enginarlarını tarladan götürdüler, benim 200 bin liralık malzememi çaldılar"
Eskişehir'de tarım yapan Fatih Güleç de kimi ürünlerin değer kazanmasıyla birlikte hırsızların hedefi haline geldiğini aktardı.
"İzmir'de bir arkadaşımın enginarlarını tarladan götürdüler" diyen Güleç, "Bunun dışında üretimde kullanılan malzemeler çalınıyor. 2015'te bugünün parasıyla 200 bin liralık malzemem götürüldü. Trafomu ve su motorum olmak üzere tarlamda ne buldularsa çaldılar hırsızlar" diye konuştu.
"Tarımda hırsızlık son bir yılda hiç olmadığı kadar arttı"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da çiftçi bir aileden geliyor ve babadan gelen mesleğini sürdürmeye çalışıyor.
Eski CHP Tarımdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcı Sarıbal, halen Türkiye'nin dört bir yanına giderek çiftçilerin sorunlarına dikkat çekmeye gayret gösteriyor.
Tarımda hırsızlığın her zaman yaşanmakla birlikte son bir yılda hiç olmadığı kadar arttığını Sarıbal, "Her yerden ihbar geliyor. Sadece ürünleri değil çiftçinin üretimde kullandığı her türlü malzemeyi çalıp hurdacılarda satanlar oluyor" ifadelerini kullandı.
"Katma değeri yüksek ürünlere yönelik hırsızlık artacak"
Özellikle Ege ve Marmara bölgesinde çiftçilerin üretimde kullandıkları malzemelerin çalınmasının yaygın olduğuna dikkati çeken Sarıbal, şöyle devam etti:
"Tire - Ödemiş bölgesinde 300 trafo çalındı. Trafolar, sulama boruları, su motorlarının parçaları, elektrik aksamlar, tarlanın dikenli telleri ve para edecek ne varsa bunları bulan hırsızlar alıp götürüyor. Tarımda tarihte görülmemiş ölçüde hırsızlık var. Daha da devam ediyor."
Hasat zamanında da ürün hırsızlığının arttığını hatırlatan Sarıbal, "Antepfıstığı gibi para eden ne ürün varsa çalınıyor. Örneğin armut ve şeftali hırsızlığı da oluyor. Seçim bölgem Bursa'da genelde deveci ve santa maria armudu çalınıyor. Şayet güvenlik yoksa bahçeye girip bir gecede bir ton çalıp çıkıyorlar. Katma değeri yüksek ürünlerin tarladan bahçeden çalınması daha da artacak gibi" yorumunda bulundu.
"Hırsızlığa karşı gece bekçileri de görevlendirilebilir"
Orhan Sarıbal'a göre tarımda hırsızlığı azaltmak için köy koruculuğu sistemine geçilmesi, 30 bin gece bekçisinin belli dönemlerde tarım sahalarında görevlendirilmesi ve kentlerin dışında tarım arazilerinin yakınlarında hurdacıların (çalınan malzemeler burada hızlıca elden çıkarılıyor) yoğunlaşmasına izin verilmemesi gibi önlemler alınabilir.
© The Independentturkish
