Kadınlar medyadaki erkek egemenliğin değişmesini istiyor… "Ekranlardaki görünürlük yüzde 50 yüzde 50 olmalı"

Gazeteci 5 kadın girişimcinin kamusal alanda ve medyada kadın görünürlüğünü artırmak amacıyla 1,5 yıl önce hayata geçirdiği "Sensiz Olmaz Sessiz Olmaz" projesi kapsamında 101 kadına medya eğitimi verilirken, 300 kadın konuk veritabanında yerini aldı

Kadının temsiliyeti, rol model olması ve gerek medyada gerek ise kamusal alanda görünürlüğünün artması, cinsiyet eşitliği için "olmazsa olmaz" kabul ediliyor. 

Bu eşitlik, kadınlara yönelik şiddeti en aza indirebilmek adına da kritik önemde.

Ancak kadınların yeteri kadar görülmediği, duyulmadığı ve dinlenmediği de bir gerçek.

Medyadaki erkek görünürlüğü kadınlarınkinden 4 kat fazla

Medyada -özellikle de ekranlarda- erkek hakimiyeti söz konusu.

Çeşitli araştırmalara göre basın-yayın organlarında görüş veren kadın oranı yalnızca yüzde 19. Yani arada dört katı aşkın bir fark var.

Kadınların medya ve kamusal alandaki temsiliyetinin düşüklüğünden rahatsızlık duyarak bu düzene karşı ne yapılabileceğine kafa yoran isimler de yok değil. 

Semin Gümüşel Güner, Ayşe Üstünel Yırcalı, Ayşe Karabat, Özge Genç ve Sabiha Senyücel Gündoğar bunlardan bazıları. 

Bu kadınların 1,5 yıl önce "Bana kadınlar anlatsın" diyerek hayata geçirdiği bir proje var: Sensiz Olmaz Sessiz Olmaz.

 

Sensiz Olmaz Sessiz Olmaz projesi kolaj. SOSO.jpg
Sensiz Olmaz Sessiz Olmaz projesinin kurucuları / Kolaj: Independent Türkçe

 

Kadın konukların görünürlüğünün iyileştirilmesi için hazırlanan bu projenin tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.

Etkinlikte, Türkiye nüfusunda kadın - erkek sayısı neredeyse eşitken ve kadınlar iş dünyası, sivil toplum, üniversite ve kamuda, kısacası her alanda varken kamusal alanda hak ettikleri yerde olmamaları masaya yatırıldı.

Toplantıda habercilerin 'Şu konuda uzman kadın konuk var mı?' sorusuna yanıt alabilecekleri bir veritabanının hayata geçirildiği bilgisi de paylaşıldı. 

 

Sensiz Olmaz Sessiz Olmaz lansman.jpg
Fotoğraf: Twitter / @sensizolmazsessizolmaz

 

BBC 50:50 projesi

Norveç ve Amerikan Büyükelçilikleri tarafından desteklenen girişimde İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin cinsiyet eşitliğine ilişkin projesi "50:50 (The Equality Project)" ile işbirliği yapıldı. 

"Sensiz Olmaz Sessiz Olmaz" projesinin tanıtım etkinliğinde BBC 50:50 projesinden Miranda Holt da konuşmacı olarak yer aldı. 

Benzer bir girişimin Brüksel'de de hayata geçirildiğini aktaran Holt, konuşmasına geçmişte bir yazını İstanbul Üniversitesi'nde eğitim alarak geçirdiğini belirterek başladı.

20 yıllık gazetecilik deneyimi bulunduğunu, söz konusu girişime 5 sene önce yeni sesler bulabilmek için Londra'daki bir programa başladıklarını belirten Miranda Holt, günümüzde ise projenin 750 BBC ekibi tarafından kullanıldığını aktardı.

BBC 50:50'nin dünya çapında da ses getirdiğini ve 30 ülkeden 145 farklı işbirliğinin sürdürüldüğünü dile getiren Holt; yeni konuşmacılar, konuklar ve enerji açısından girişimin önemine değindi. 

Kavgalar, reyting savaşları ve kalitesizlik çıkmazı

Farklı alanlarda uzman kadınlara ulaşmayı kolaylaştırmak için oluşturulan veritabanına şimdiye kadar 300 kadın kayıt oldu.

Erkek konuklara öncelik verme alışkanlığının kırılmasında televizyon programları kritik önemde.

Türkiye toplumu, televizyon kanallarındaki bazı programlarda konukların birbirlerine karşı seslerini yükselttiği ve hatta kavga ettiği anlara şahit.

Bu gergin dakikaların öznesi çoğu zaman erkekler. Hatta bu erkekler de genelde tanıdık, bildik isimler.

Ne yazık ki erkek konuklu programlarda tansiyonun yükseldiği anlar ilgi gördüğü ve reytingleri yükseltip sosyal medya etkileşimini artırdığından, kanal yöneticileri için bir fırsat olabiliyor.

Bu nedenle de çoğu zaman yöneticilerin bu duruma karşı çıktıkları ya da "kalitesizlikten" mutsuz oldukları söylenemiyor, bilakis o konuklar değerli görülebiliyor.

Ancak erkek egemen medyada bu durumun kırılması ve kadınların daha görünür olması şart oluyor.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Programlarda neden ağırlıklı olarak erkek konuklar yer alıyor?

Projenin kurucularına göre medyada kadın uzmanların erkeklerden daha az yer almasının iki ana nedeni var.

Bunlardan ilki, program yapımcıları ve gazete/internet sitesi editörlerinin misafir, uzman ya da yorumcu ararken erkek ağırlıklı iletişim listelerine başvurmaları. Böylelikle en kolay erişilebilen ve en müsait olan isimlerin tercih edilmesi.

İkincisi ise pek çok kadın uzmanın televizyona çıkma, kamuya açık konuşma ve günlük gazetelere, haber sitelerine görüş verme ya da haberlerde yer alma konusunda isteksiz, deneyimsiz ya da güvensiz olabilmesi.

Kadınların televizyon programı ya da gazete, dergi, internet sitesi haberlerinde daha görünür olmasında sadece medya çalışanlarına değil, kadınlara da büyük iş düşüyor.

Zira onlara medya tarafından yer açılması kadar kendilerinin de buna gayret etmesi, uğraş vermesi ve hakkını alabilmeleri gerekiyor.

Kadınlar müsait olmuyor mu yoksa katılmayı tercih mi etmiyorlar?

Peki kadınlar müsait mi olmuyor yoksa bilinçli bir şekilde katılmayı mı tercih etmiyor?

Etkinliğin can alıcı tartışmalarından birisi bu konu oldu. Çoğunluk, kadın konukların çoğu zaman müsait olamadığı eleştirisini yöneltti.

Program sunucusu Senem Toluay Ilgaz, kadınların genellikle çok konuklu programlara katılmak istemediğini, seslerin yükseldiği bir ortamda bulunmayı tercih etmediğini, çocuk sahibi olanların özellikle akşam saatlerinde evde kalmaktan yana olduğunu ya da görsel açıdan saç, makyaj gibi hazırlıklar içinde bulunmamak için yayına katılmama taraftarı olabildiklerini aktardı.

"Kadınlar 'bu benim alanım değil' derken, erkekler her konuda konuşmaya daha istekli"

Ilgaz'a göre kadınların bir konuya ilişkin "Bu benim alanım değil, konuşamam" diyebilmesi de medya görünürlüklerini azaltan bir diğer faktör.

Zira pek çok medya çalışanına göre erkeklerin "müthiş" bir özgüveni var ve uzman olmadıkları alanlarda da konuşmaktan geri durmuyorlar.

 

Senem Toluay Yılmaz Independent Türkçe.jpg
Senem Toluay Yılmaz / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Sitede kayıtlı 300 kadın konuk yer alıyor

Projenin kurucularına göre ise bu "içi boş" özgüven, kadınların daha fazla söz almalarıyla kırılabilir.

Bu nedenle medya çalışanlarının konuk ararken sitenin veri tabanını da es geçmemesini talep ediliyor.

Sitede konuk olarak görüşüne başvurulabilecek 300 kadının kayıtlı durumda olduğunu ifade eden Gümüşel, bu sayının hızla artırılmasının planlandığını vurguladı. 

 

 

"Kadınları yok sayan zihniyet sona erecek" 

Medya başta olmak üzere sektörlerin her zaman iki bahaneye sığındığı öne sürüldü:

"Bu konuda konuşacak kadın bulamadık, konuşabileceğini düşündüğümüz kadınlar ise davetimizi reddetti."

Girişimciler, kadın uzmanlardan oluşan veri tabanının ilk "bahaneyi" ortadan kaldıracağını umuyor. 

İkinci "bahanenin" ise geçerli olduğuna zaten inanılmıyor. Kadınların medyada görünme konusunda isteksiz olduğu ve ne ile karşılaşacaklarından emin olamadıkları için daha titiz davrandıkları düşünülüyor.

Tüm bu kaygılar ve gerçekler göz önünde bulundurularak erkek egemenliğine son verip kadınların görünümünü artırmak amaçlanıyor.

Ücretsiz medya eğitimleri yoluyla 101 kadına destek olundu

Proje kapsamında, alanında yetkin kadınların yazılı ve sözlü görüş verme deneyimlerini artırmayı amaçlayan ücretsiz eğitimler veriliyor.

Şimdiye kadar akademi dünyası, sivil toplum ve özel sektörden toplamda 101 kadın bu eğitimlerden faydalandı.

 

 

Blog bölümünde farklı içerikler yer buluyor

"Sensiz Olmaz Sessiz Olmaz" internet sitesinde yalnızca konuk veritabanı yer almıyor. 

Sitedeki blog bölümü de dikkat çekici. Bu bölümde kadın yazarlar tarafından kaleme alınmış makaleler yer alıyor.

Sitenin kurucuları ziyaretçilerden blogu da mutlaka incelemelerini ve farklı alanlarda yetkinliği olan kadınların sitedeki veritabanına üye olmalarını istiyor. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU