2016 seçim kampanyası sırasında göçmen karşıtı bir “liderlik” sergileyeceğinin sinyallerini veren ve Beyaz Saray’a geçmesinden bu yana Meksika sınırına duvar örmek için fon bulmak adına mücadele eden ABD Başkanı Donald Trump, diğer taraftan da Kongre'deki göçmen kökenli üyelerle ülkenin geri kalanı arasına duvar örme çabalarını sürdürüyor.

Trump’ın Twitter üzerinden hedef aldığı siyetçiler arasında, beyaz olmayan göçmen kökenli Demokrat Parti üyeleri İlhan Ömer ve Alexandria Ocasio-Cortez'in yanı sıra Ayanna Pressley ve Rashida Tlaib gibi isimler başta geliyor.

Demokrat Partililer arasında yaşanan ve Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’yle göçmen kökenli Kongre üyelerinin adının geçtiği tartışmaya kendisini de dahil eden Trump, geçen gün isim vermeden Ömer ve Ocasio-Cortez’i kastederek önce “Onların nereden geldiğini bile bilmiyorum” dedi, ardından çıtayı daha da yükseltip “Geldikleri yere dönsünler” diye ekledi.

Twitter’ı siyasi içerikli polemikler için “epey etkili” kullanan hatta bu yüzden yakın zamanda Twitter’ın politik paylaşımları uyarı etiketiyle yayımlama kararı almasında da etkili olduğunu konuşulan Trump, kadın Kongre üyelerine yönelik paylaştığı son tweet’lerde şu ifadelere yer verdi:

Tam anlamıyla felaket, en kötü, en yozlaşmış ve beceriksiz hükümetlerin (tabi gerçekten işleyen bir hükümetleri varsa) yönettiği ülkelerden gelen “ilerici” Demokrat Kongre üyelerinin şimdi çıkıp da yeryüzündeki en büyük ve en güçlü ülke Amerika Birleşik Devletleri’nin halkına yönetimimizin nasıl çalışması gerektiğini yüksek sesle ve acımasızca anlatması çok ilginç. Neden geri gidip, tamamen çökmüş ve suç kaynayan o yerleri düzeltmeye yardım etmiyorlar? Öyleyse dönsünler ve bize bu işin nasıl yapıldığını göstersinler. Bu yerlerin size fena halde ihtiyacı var. Nancy Pelosi’nin ücretsiz seyahat ayarlamalarınızı hızlıca yapmaktan memnuniyet duyacağından eminim.

Ömer: Bu ülkeyi en kötü, en yozlaşmış ve beceriksiz bir başkandan korumaya çalışıyoruz

Trump’ın tartışma yaratan çıkışına İlhan Ömer de Twitter üzerinden yanıt verdi. Trump’ı sarf ettiği kelimeleri kullanarak eleştiren Ömer şunları yazdı:

Sayın Başkan. Kongre üyeleri olarak yalnızca Amerika Birleşik Devletleri için yemin ettik. İşte bu nedenle, bu ülkeyi bugüne dek gördüğümüz en kötü, en yozlaşmış ve beceriksiz bir başkandan korumak için mücadele veriyoruz. Beyaz milliyetçiliği körüklüyorsunuz. Çünkü Kongre’de hizmet eden ve sizin nefret dolu gündeminizle mücadele eden bizim gibi insanlara karşı öfkelisiniz.

Trump’ın provokatif paylaşımları yüzünden ölüm tehditleri almıştı

Rashida Tlaib ile birlikte Kongre’nin ilk Müslüman kadın üyelerinden biri olan İlhan Ömer, 1991’de Somali’deki şiddetten kaçtıktan sonra bir süre Kenya’daki mülteci kamplarında kalmış, ardından 1992’de ailesiyle birlikte geldiği ABD’de 2000’de vatandaşlık hakkı kazanmıştı. 

Kongre’nin ilk başörtülü üyesi olarak tarihe geçen Ömer, İsrail’in uygulamalarına yönelik yaptığı her eleştiri sonrasında Trump başta olmak üzere Cumhuriyetçi kanattan “antisemitik” hareket ettiği suçlamalarına maruz kalıyor. Bir keresinde 11 Eylül saldırılarında yanan İkiz Kuleler’in görüntüsünü Ömer’in İslamofobi karşıtı açıklamasıyla birlikte paylaşan Trump, kadın Kongre üyesine yönelik ölüm tehditlerinin artmasına bile neden olmuştu.

Ocasio-Cortez: Sınırlarımızı insanlık dışı kamplarla yok ettiniz

ABD Başkanı’nın tartışma yaratan “geldiğiniz yere dönün” sözlerine yanıt veren Alexandria Ocasio-Cortez ise “beyaz milliyetçiliğini dünyaya sergilemekle” suçladığı Trump’a seslenerek, “Sınırlarımızı yalnızca size ve birliklerinize fayda sağlayan insanlık dışı kamplarla yok etmenize bakılırsa sorumlusu olduğunuz yozlaşma konusunda kesinlikle haklısınız” dedi.

Twitter’dan yaptığı paylaşımda İlhan Ömer dışında, Trump’ın ve göçmen karşıtı siyasetçilerin sıkça hedef aldığı diğer Kongre üyelerini de sayan Ocasio-Cortez sözlerine şöyle devam etti:

Öfkelisiniz çünkü New York’tan gelen benim, Minnesota’nın güzel halkının seçtiği İlhan Ömer’in, Michiganlı aileler için mücadele veren Rashida Tlaib’in ve Boston’da küçük kızları destekleyen Ayanna Pressley’nin temsil ettiği bir Amerika’ya inanmıyorsunuz. Öfkelisiniz çünkü içinde bizim olduğumuz bir Amerika’yı aklınız almıyor. Sizin bel bağladığınız, yağmanız uğruna korkmuş bir Amerika’dır. Bizim bilhassa mücadelesini verdiğimiz sağlık hizmetini bir hak ya da eğitimi birinci öncelik sayan bir ülkeyi kabul etmeyeceksiniz. Yine de işte buradayız.

ABD’nin New York eyaletinde doğan Ocasio-Cortez, Porto Riko kökenli bir aileden geliyor. Daha önceki açıklamalarında Trump için “ırkçı” ifadesi kullanan 29 yaşındaki siyasetçi, son zamanlarda ABD’nin sınır bölgelerinde kurduğu göçmen gözaltı merkezlerinde yaşanan trajediyi gündeme getirmişti.

Teksas’taki ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza Birimi’ne (CBP) bağlı bir gözaltı merkezindeki yaşam koşullarını yerinde inceleyen Ocasio-Cortez, göçmenlerin “tuvalet suyu içtiğini” ve yetkililerin bu kişileri yıldırmak ve işkence yapmak için “psikolojik savaşa” başvurduğunu söylemişti.

Trump “özür” bekliyor

Siyahi Kongre üyesi Ayanna Pressley ise Donald Trump’ın paylaşımına yer verdiği tweet’inde “İşte ırkçılık böyle bir şey. Bizse demokrasiyiz. Hiçbir yere gitmiyoruz” dedi.

Rashida Tlaib de “Hukuksuz ve tam anlamıyla fiyasko bir başkana cevap vermek ister misiniz? Kendisi kriz, tehlikeli ideolojisi kriz, azledilmeli” diye konuştu.

Gelen tepkiler sonrası paylaşımlarına devam eden Trump ise kadın siyasetçilere hitaben "Radikal Sol Kongre üyeleri kaba konuşmaları ve söyledikleri korkunç şeyler yüzünden ülkemizden, İsrail halkından ve hatta başkanlık ofisinden ne zaman özür dileyecek? Birçok kişiyi sinirlendirdiler. Eylemleri korkunç, tiksindirici" dedi.

Kongre’deki göçmen kökenlilerin çoğu Avrupa’dan

Madalyonun diğer tarafına bakıldığında Trump’ın tepki çeken göçmen karşıtı açıklamalarına, bahsi geçen kadın siyasetçilerin sözlerinin yanı sıra Kongre’deki mevcut tablo da yanıt niteliği taşıyor. ABD merkezli Pew araştırma şirketinin ocak ayında yayımladığı rapor, 116. Kongre’de üyelerin en az yüzde 13’ünü göçmenler ya da göçmen çocuklarının oluşturduğunu gözler önüne seriyor.

Yapılan araştırmaya göre Kongre üyelerinin ya da ailelerinin ABD’ye gelmeden önce bulunduğu 37 yer arasında Avrupa, Latin Amerika ve Asya ülkeleri başı çekiyor.

Senato’da 16, Temsilciler Meclisi’ndeyse 52 üye ya kendisi göçmen ya da göçmen bir aileden geliyor. Bu 68 kişiden 57’si Demokrat, 10’u Cumhuriyetçi ve biri de bağımsız (Polonya kökenli Vermont Senatörü Bernie Sanders). Araştırmaya konu olan ve ülkenin 24 eyaletinden gelen üyelerden Temsilciler Meclisi’nde 13, Senato’da bir kişi olmak üzere 14’ü yurt dışında doğmuş kişiler.

Kendisi ya da ailesi göçmen üyelerden yüzde 32’sinin kökeni Avrupa ülkelerine uzanıyor; ardından yüzde 22’yle Latin Amerika, yüzde 19’la Asya ve yüzde 18’le Karayipler geliyor. Ortadoğu, Kuzey Amerika ve Sahraaltı Afrika’nın her biriyse yüzde 10’un altında kalıyor. Trump’ın hedefindeki diğer isimlerden Demokrat Rashida Tlaib Filistin kökenli, Demokrat Parti’nin 2020 ABD başkan aday adaylarından Kamala Haris’in annesi Hindistan, babasıysa Jamaika kökenli.

Aileleri baskıcı rejimlerden ya da çatışmalardan kaçmıştı

Göçmen kökenli Kongre üyelerinin bazılarının ya da onların ailelerinin baskıcı rejimler ya da şiddet olaylarından kaçarak ABD’ye yerleştiği biliniyor. Somali doğumlu İlhan Ömer çocukken ailesiyle birlikte şiddetten kaçıp ABD’ye gelirken, Demokrat Partili Senatör Michael Bennet’in annesi Holokost’tan (Yahudi soykırımı) kurtulup 1950’lerde ABD’ye yerleşmişti. Demokratlardan Colorado’yu temsil eden Kongre üyesi Joe Neguse’nin ailesiyse 1980’lerde yaşanan savaş nedeniyle Etiyopya’yı terk etmişti.

Öte yandan listede Demokratlar dışında Cumhuriyetçilerin de yer alması dikkati çekiyor. Cumhuriyetçi Parti’den Teksas Senatörü Ted Cruz, Florida Senatörü Marco Rubio ve Temsilciler Meclisi üyesi Alexander Mooney’nin aileleri ABD’ye Küba’dan gelmişti.

Göçmenler Kongre’ye hangi şartlarda girebiliyor?

ABD Anayasası’na göre göçmen kökenli bir kişinin Temsilciler Meclisi’nde görev yapabilmesi için en az 7 yıldır Amerikan vatandaşlığının bulunması ya da 25 yaş ve üstünde, ayrıca seçileceği eyalette yaşıyor olması gerekiyor. Dokuz yılı aşkın süredir Amerikan vatandaşlığı bulunan kişiler de Senato’da görev alabiliyor. Bu kişilerde ayrıca 30 yaş ya da bunun üzerinde olma ve temsil ettiği eyalette ikamet etme şartı aranıyor.