Dolar/TL, yeniden 16 liraya dayandı: Yükselişi engellemek için ne kadar döviz satıldı?

Yıl başından bu yana 13-14 lira seviyelerinde tutunan Dolar/TL, mayıs ayının ilk günlerinden beri yükseliş trendinde. 5 ay önce "18 lira" travmasını yaşayan Türkiye'de yeniden "dolar hangi seviyeyi görür" tartışmalarına başladı

Fotoğraf: Reuters

Dolar/TL'nin bir gecede 18 liradan 11 liraya düşmesinden 5 ay sonra yine "Dolar nereye kadar yükselecek?" sorusunun cevabı aranıyor.  

Yıl başına 13 lira seviyesinde başlayan Dolar/TL, Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla 14 barajını kırmıştı.

Mayıs başından bu yana da daha hızlı bir artış eğilimine girdi. 

Son iki gündür 16 liraya dayanması ise iki endişeyi yeniden gündeme getirdi: 

- Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı (KKM) uygulaması nedeniyle Hazine'den ne kadar para çıkacak?

- Doları, uzun süre 13 ve 14 seviyelerinde tutmak için arka kapıdan döviz satıldı mı?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 Aralık'ta açıkladığı "kur korumalı TL vadeli mevduat (KKM)", en basit tanımıyla, insanların döviz mevduatlardan Türk Lirası mevduatlara geçmesini teşvik ediyor. Bu geçiş nedeniyle vatandaşın bir kaybı olursa zararın devlet tarafından karşılanacağını söylüyordu. 

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) haftalık bülteninde yer alan bilgilere göre, kur korumalı TL mevduat ve katılma hesaplarında biriken miktar, 6 Mayıs ile biten haftada 819 milyar liraya çıktı. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın merkezi yönetim bütçe istatistiklerine göre "Mevduat ve Katılma Hesaplarının Kur Artışlarına Karşı Korunmasına İlişkin Giderler" ise mart ayında 11,7 milyar lira, nisan ayında 4,5 milyar lira oldu. 

Toplamda 16,2 milyar liraya denk gelen fatura, yalnızca KKM hesabı açanlara Hazine'den ödenen tutar.

KKM hesaplarının diğer bir "garanti mercii" ise TCMB. Yani, döviz hesaplarını bozdurup KKM'ye geçenler için TCMB'nin ödeyeceği tutar, 16,2 milyar liraya dahil değil. 

3,6 ve 12 aylık vadelerle açılan KKM'nin, devlet tarafından ilk geri ödemesi 23 Mart'ta yapıldı. Ne kadar ödendiğine dair resmi bir açıklama yapılmadı ancak o dönem Reuters'a konuşan bankacılık uzmanları, ilk üç ayda 570 milyar lira gibi bir değere ulaşan KKM'nin ilk üç aylık maliyeti (o günkü 14,8'lik kurdan) 30-35 milyar arasında oldu. 

"Rezerv artışında 24,3 milyar dolarlık eksik var" 

Gelelim döviz satışı yapılıp yapılmadığı tartışmalarına… 

Bu konuyla ilgili ilk yorumlardan biri ekonomist Haluk Bürümcekçi'den gelmişti. 

12 Mayıs 2022'de Dünya gazetesinden Şebnem Turhan'a bir mülakat veren Bürümcekçi'ye göre ilk çeyrekte net uluslararası rezervlerin artışında 24,3 milyar dolarlık eksik var.

Son aylardaki döviz akımlarının önemli bir kısmının Merkez Bankası'na yönlendirildiğini hatırlatan Bürümcekçi, bununla uyumlu bir toplam ve net rezerv birikimi sağlanamadığını vurguladı. 
 

Haluk Bürümcekçi
Bürümcekçi Araştırma & Danışmanlık'ın kurucusu Haluk Bürümcekçi/ Fotoğraf: miradorspeakeragency.com

 

Bürümcekçi Araştırma & Danışmanlık'ın kurucusu Haluk Bürümcekçi'nin, IMF tanımlı net uluslararası rezerv için hesaplamasına göre; 

Rezervlere döviz girişi sağlayana kalemler: 

- Reeskont kredileri,
- Kur korumalı mevduatta döviz dönüşümü 
- İhracat gelirinin belli bir yüzdesi (Yüzde 25- Bu değer 18 Nisan'da yüzde 40'a çıkarıldı)

Döviz çıkışına neden olan kalemler ise: 

- Kamu iktisadi teşebbüslerine (BOTAŞ gibi) döviz satışı
- Swaplar 
- Hazine işlemleri (borç ödemesi gibi) 
 

t-3UVL.jpeg
Tablo: Dünya Gazetesi


Yukarıdaki tablodan görüldüğü gibi ilk çeyrekte reeskont kredilerinden rezervlere giren miktar, 4,9 milyar dolar. 

KKM'den dövize dönüşen miktar ise yaklaşık 28,6 milyar dolar. 

KİT'lere 12,8 milyar dolar döviz satılırken, swaplardan 2,4 milyar dolar düşüş var. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın iç ve dış borç ödemeleri ise 1,2 milyar dolar seviyesinde. 

Bürümcekçi'ye göre, yüzde 25'lik ihracat bedelleri hesaplamanın dışında tutulduğunda bile uluslararası net rezervlerin, ilk çeyrekte 17,1 milyar dolar olması gerekiyordu. Ancak resmi verilere göre artışı 7,8 milyar dolar oldu. Yani 9,3 milyar dolar daha az. 

Yaklaşık olarak aylık 5 milyar dolar seviyesinde ihracat bedeli eklendiğinde ise artışın, yaklaşık 32,1 milyar dolar olması gerektiğini söylüyor Bürümcekçi. Yani, 24,3 milyar dolarlık bir fark var. 

"Çok harcandı fena patladı. Hiç yapmasanız, dolara/TL 18'e gelmezdi"

Pek çok verinin şeffaf olarak açıklanmadığını, dolayısıyla hesaplamalarda hata payı olabileceğini hatırlatan tecrübeli ekonomist, dövize talebin fazla olduğu günlerde, bu talebi karşılamak için satışların yapıldığını söyledi. Bürümcekçi'ye göre bu satış yapılmasaydı dolar/ TL'deki seviye çok daha yüksek olabilirdi. 

Merkez Bankası'nın çok daha güçlü rezervleri olduğunun ve geçen yıllarda çok harcandığını hatırlatan Bürümcekçi, "Çok harcandı fena da patladı sonunda. Hiç yapmasanız bunları dolara/TL 18'e gelmezdi belki ama 18'e vurdurdunuz. Hiç olmayacak bir yere geldi. Şimdi de normalde reel kur olarak yetiyor olması lazım ama enflasyon çok yüksek olduğu için zorluyor" dedi. 
 

vatandaş enflasyon döviz dolar
Türk Lirası, yıl başından bu yana dolar karşısında yüzde 17 değer kaybetti/ Fotoğraf: AP



Enflasyonu düzeltmeden kuru tutmanın çok daha zor olacağını belirten Bürümcekçi'ye göre böyle bir sistemin sürdürülebilir olmadığını ancak ömrünü uzatacak uygulamalara başvurulabileceğini söyledi. 

"KKM'nin bir anda çıkması oyun değiştirdi" diyen Haluk Bürümcekçi, "Şimdi belki enflasyon korumalı tahvil bir süre idare ettirecek ve vakit kazandıracak. Rusya Ukrayna krizi çıkmasa çok daha rahat sürdürülebilirdi. Şimdi bilemiyoruz belki iyi bir şok da olabilir" diye konuştu.

"KKM'den bu yana 30 milyar doların üzerinde döviz satışı yapıldı" 

Ekonomist Dr. Murat Kubilay'a göre ise kur korumalı mevduat uygulaması açıklanmasından bu yana yapılan döviz satışı 30 milyar doları aşıyor. Son altı aydaki rezerv satışı ise yaklaşık 48 milyar dolar. 

"KKM, cari fazla veya sermaye girişine dayanan bir sistemdi" diyen Kubilay, bu sistemi şöyle açıklıyor: 
 

Yani Türkiye'nin yurt dışından tükettiğinden daha çok üretecek. Bunu dış pazara satacak ve buradan bir döviz girişi olacaktı. Ya da yurt dışındaki yatırımcıları çekecek ve oradan buraya çeşitli şekillerle buraya para girecekti. 

Bu ikisinden herhangi birinin olmaması neticesinde sistem tıkanmaya başladı. Bunda da birinci olarak Ukrayna savaşının arttırmış olduğu enerji fiyatları, ikinci olarak da küresel merkez bankalarının yapmış olduğu sıkılaştırma etkili oldu. 

 

Murat Kubilay
Bankacılık alanındaki doktorasını Marmara Üniversitesi'nde tamamlayan Murat Kubilay, uluslararası kurumsal yatırımcılara finansal danışmanlık yapıyor/ Fotoğraf: Medyascope


Bu esnada kuru kontrol edebilmek amacıyla Merkez Bankası, düzenli olarak, suni bir şekilde, örtülü döviz rezervi satışını uygulamış oldu. 

Independent Türkçe'ye konuşan Kubilay'ın açıklamasına göre Türkiye'ye giren döviz miktarı, çıkan döviz miktarından fazla olmadığı için bu şekildeki rezerv satışlarıyla bile beklenen hedeflere ulaşılamadı. Bunun neticesinde Merkez Bankası'nın - 48 milyar dolarlık swaplar hariç net döviz rezervlerinden, satılabilir olan 10-15 milyar dolarlık bir rezervi kaldığı için gönülsüzce de olsa kurun yukarı doğru dalgalanmasına müsaade edilmek durumunda kalındı. 


"Geçmediğimiz sularda yüzdüğümüz için de nereye doğru gideceğimizi de bilmiyoruz"

Kubilay'a göre bu sistemin ömrü seçime kadar dayanabilirdi ancak Ukrayna'daki savaşın enerji ve emtia fiyatlarında yapmış olduğu yüksek artış, nedeniyle ömrü de kısaldı. 

Türkiye'nin enerji ithalatının son 12 aylık faturasının bile 67 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Kubilay, "Şu saatten sonra ne yapılırsa yapılsın, hiç hayal edemediğimiz bir dışarıdan kaynak bulunmadığı müddetçe seçimlere kadar bu sistemin sürdürülmesi kesinlikle mümkün değil" dedi ve ekledi: 

Şu anda içinde bulunduğumuz kur seviyesi, aralık ayının daha altında. Ancak döviz rezervlerinin düşüklüğü, kur korumalı mevduatın varlığı, kısa vadeli dış borcun 176 milyar dolara çıkması gibi aralık ayıyla kıyaslandığında çok daha olumsuz göstergeler mevcut. 
 

döviz varlıkları
Merkez Bankası'nın kasımdan bu yana brüt döviz varlıkları/ Grafik: TCMB


Dolayısıyla aralığa göre bir açıdan daha istikrarlı, diğer bir açıdan ise daha olumsuz bir noktadayız. 

Buraları daha önce hiç geçmemiştik. Geçmediğimiz sularda yüzdüğümüz için de nereye doğru gideceğimizi de bilmiyoruz. Buna ek olarak, ekonomi yönetiminin, -ki farklı maceralar 1970'lerde ve 1990'larda da denenmişti- o zamandakilerle kıyaslanmayacak kadar irrasyonel kararlar alabildiği, hatta bu kararların kendi siyasi geçmişlerine de zarar verdiğini gözlemliyoruz. 


Döviz nereye gider, artış nasıl durur? 

Murat Kubilay'a göre bu ortamda kurun nereye kadar gidebileceğine dair kesin bir şey söylemek mümkün değil. 

Bu şekilde bir süre daha ısrar edilmesi durumunda ise ya politikalarda kökten bir geriye dönüş gerekecek ya da sermaye hareketinde sınırlamalar biraz daha artmak durumunda kalacak. 

Kubilay, bahsettiği sınırlamaları şu şekilde açıklıyor: 
 

Türkiye'de döviz likiditesinin belli bir seviyesi var. Diğer taraftan Türkiye'nin ithalatı ve ödemesi gereken dış borçları için dövize ihtiyacı var. Bu ikisi arasında bir uyum olmazsa, zorunlu giderlerin karşılanması için devlet, bu konuda kontrolü eline alır. Yani varlıklar size ait olsa bile onları kullanımına ilişkin belirli kısıtlamalar gelir. 

Türkiye bu politikalarda ısrar ederse maalesef istendiği gibi döviz varlıklarını hareket ettiremediğiniz kısıtlamalara doğru hareket edilebilir. 


"İlk dört ayda 35 milyar dolar civarında döviz satıldığı hemen hemen kesin"

Independent Türkçe'nin ulaştığı bankacılık kaynakları da döviz satışı yapıldığını doğruluyor. 

"Kamu bankalarıyla ilk dört ayda toplam 35 milyar dolar civarında döviz satıldığı hemen hemen kesin" diyen konuyla ilgili bir kaynak, seçime kadar bu döngünün devam ettirilmesinin planlandığını, aksi takdirde krizin derinleşeceğini söylüyor. 
 

Merkez Bankası AA
Merkez Bankası'nın swap hariç net rezervi, 6 Mayıs 2022 itibarıyla eksi 48,3 milyar dolar/ Fotoğraf: AA


Seçime kadar bir tökezleme olması durumunda dolar/TL'nin 18 lira üzerine de çıkabileceğini söyleyen, ismini vermek istemeyen bir uzman, KKM'nin döviz kurundaki yükselişi durdurmak için çıkarıldığını ancak KKM'ye talebin devam etmesi için dövizin yükselmesinin de gerektiğini söylüyor. 

İhracatçıdan, turizmden, konut projelerinden belli miktarda döviz geleceğini hatırlatan uzmanlar, seçimi çıkarmak için gereken döviz miktarının ise 50 ile 100 milyar dolar arası olduğunu söylüyor.

"'Merkez Bankası VİOP yoluyla döviz satışı yapıyor' diyebiliriz"

"‘Aktif olarak Merkez Bankası dolar satıyor' diyemeyiz ancak ‘dolar kontratlarda satış yapıyor' diyebiliriz" diyen bir başka bankacılık kaynağı ise Borsa İstanbul'a ait Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası'nda (VİOP) satış yapıldığını gördüklerini söyledi. 

TCMB, 2018 yılından beri Borsa İstanbul bünyesindeki Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası'nı kullanarak döviz satışı yapıyor. Bu ekonomistler tarafında "dolar satmadan dolara müdahale" anlamına geliyor. 

Merkez Bankası, VİOP yoluyla fiziksel olarak dolar satmıyor ancak doların fiyatını satıyor. Örneğin Mayıs 2022 sonuna kadar vadesi olan bir dolar kontratı için kur, 15 lira seviyesinde sabitlenebiliyor. Vade bitiminde arada oluşan kâr ya da zarar, döviz değil TL cinsinden netleştiriliyor, yani piyasa kuru ile kontrat kuru arasındaki fark TL olarak ödeniyor. Dolayısıyla fiziki olarak bir rezerv erimesi gözükmüyor. 

"Merkez Bankası ya da kamu ya da bir el, dövizi tutuyordu. Belli bir noktadan sonra tutamadı"

Bankalar arası piyasada kamu bankalarının alıcı ya da satıcı olarak görülebildiğini söyleyen bankacılık kaynakları, "Fakat oradaki kamu bankası, kendi portföylerine mi, bir kamu kuruluşuna mı ya da müşterilerine mi satış yapıp yapmadığını bilmiyoruz" diyerek şunları söyledi: 

Ancak satıp satmaması önemli değil çünkü piyasa zaten sığ bir piyasa. KKM sonrasında mevduatların, üçer ve altışar aylık dönemlerde Merkez Bankası'na bağlanması söz konusu. Burada döviz likiditesini azaltan bir durum oldu. Çünkü normal koşullarda döviz satacak kişiler, kur yükseldiğinde satamıyor çünkü para zaten vadelide bağlı bir durumda. O yüzden likidite azalıyor. 
 

Türk Lirası AA
Fotoğraf: AA


Geçen ayla bu ay arasında ne değişti? Dolar dünyada değer kazandı. 20 yılın en yüksek seviyesine yükseldi. Ancak Türk Lirası sürekli şekilde sabit kaldı. 

Kurun bir anda yukarı doğru hareketlenmeye başlamasını nasıl yorumlayabiliriz? Merkez Bankası ya da kamu ya da bir el, dövizi tutuyordu. Belli bir noktadan sonra tutamadı ve yukarı doğru hareket etmeye, salınmaya başladı. 

Dövizin sabitken, bir anda hareketlenmeye başlaması esasen kurun kontrollü bir şekilde hareket ettiğini gösteriyor.


Uzmanlar, kur korumalı mevduat uygulamasının artık güçlenmiyor olmasının sebebini, KKM'nin dolara karşı koruma sağlarken enflasyona karşı koruma sağlamamasına bağlıyor. 

"20 Aralık'takinden daha büyük kur şoklarıyla karşı karşıya kalınabilir"

Döviz likiditesi azaldığı sürece 20 Aralık'takinden daha büyük kur şoklarıyla karşı karşıya kalınabileceğini söyleyen bankacılık kaynakları, "Dolar/TL'nin 18 lira üzerine çıkma ihtimali var ama 16,17, 18… Bunların hepsi seviye. Temel sorun şu: Döviz likiditesi yok. KKM'ye bağlanan paralar var" diyor: 
 

Eskiden yeni yatırımcılar ne yapıyordu?

Spekülatif dolar talebinde bulunuyordu. Dolar alıp dolar satıyordu. Kur 16 seviyesine geldiğinde biliyorduk ki bireyseller müdahale edecek, bireyseller satacak. Şimdi o bireysellerin parası üç ay bağlı. Bireyseller düştüğü zaman alıyordu, yükseldiğinde satıyordu. 

Şimdi piyasada döviz likiditesinde sıkıntı var. Bankaların borçlanma faizleri artmış durumda. 


"Döviz satışıyla durdurulabilseydi KKM yapılmazdı"

Merkez Bankası'nın rezervlerinin KKM ile kuvvetlendiğini hatırlatan uzmanlar, brüt-net rezerv hesabına bakıldığında; TCMB'nin net rezerv hesabında satabileceği bir miktarın kalmadığını aktarıyor. 

"Ekonomide alınan tedbirler sürekli kendini tekrarlıyorsa orada büyük bir sorun vardır" diyen uzmanlara göre dövizdeki artış, döviz satışıyla tutulabilecek bir şey olsaydı KKM yapılmazdı. 
 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU