Sanatçılar Kürtçe müziğe yönelik engelleri yorumladı: Tahammülsüzlük yılların politikası, şimdiki yasaklar yeni bir dönemin başlangıcı olabilir

Aynur Doğan'ın konserinin iptal edilmesi "Kürtçeye yasak" olarak algılandı. Bu tepki topladı ve gündemin ilk sırasına oturdu. Engelleme haberleri daha önce getirilen kısmi serbestliğin yavaş yavaş daraltıldığı yorumlarına neden oldu

Aynur Doğan / Fotoğraf: Twitter

İlçemiz sınırları içerisinde özel bir firmanın yapacak olduğu konser organizasyonunun yapılan detaylı inceleme sonucunda uygun olmadığı tespit edilmiş olup, etkinlik belediyemiz tarafından iptal edilmiştir.

Bu açıklama dün Derince Belediyesi'nın sosyal medya hesabından yapıldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Açıklamada hangi etkinliği iptal edildiğinden söz edilmiyor.

Aslında iptal edilen sanatçı Aynur Doğan'ın 20 Mayıs'ta verecek konseriydi.

İptal kararı sonrası sosyal medya adeta "çalkalandı."

Sanatçılardan aktivistlere, siyasilerden parti genel başkanlarına kadar toplumun büyük bir kesimi iptal kararına tepki gösterdi.

Karara tepki gösteren bir diğer isim de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu.

Konuyla ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunan Kılıçdaroğlu, yasak kararına karşı Aynur Doğan'ın Kürtçe seslendirdiği Dar Hejiroke (İncir Ağacı) şarkısı paylaştı. 

 

 

Tepkilerin artması üzerine Derince Belediyesi, sosyal medya hesabından ikinci bir açıklama yaptı.

Belediye, "Bugün iptal edildiği açıklanan konser organizasyonu, etkinlik öncesi yetkili mercilerden gerekli izinlerin alınmayarak, resmi işlemlerin yapılmaması ve bu süreçte uygun olmayan şekilde bilet satışı gerçekleştiğinden dolayı iptal edilmiştir" paylaşımında bulundu.

AK Parti'li belediyenin ikinci açıklamasının ardın bu sefer de "Uygun olmayan ne? Kürtçe ezgiler mi?" soruları soruldu.

Kürtçeyi özgürleştirdiğini savunan iktidar son dönemde dile, kültüre ve müziğe engel mi çıkartıyor?

Daha önce getirilen kısmi serbestlik yavaş yavaş daraltılıyor mu? 

Konuyla ilgili Independent Türkçe'ye konuşan Kürt sanatçılar, engel ve yasakların hiçbir şekilde çözüm olmadığı görüşünde.

"Bu bir devlet politikası"

Sanatçı Metin Kahraman, gerekçe belirtilmeden konserlerin yasaklandığını söyledi.

 

Metin Kahraman
Metin Kahraman / Fotoğraf: Twitter

 

2021 yılında Kadıköy Belediyesi Halk eğitim merkezinde 3 ayda bir düzenledikleri konserlerinin kaymakamlık tarafından yasaklandığını kaydeden Kahraman, "Nasıl oldu bilmiyorum ama yasaklandı. Gündem dahi olmadı" dedi.

Kimi zaman yasaklamaları gündeme bile getiremediklerini, çünkü bunun olağan hale geldiğine değinen Kahraman, "Türkiye'de tek tipçi, tek dilci ve tek kültürlü bir anlayış hakim. Bu kuruluşundan beri böyledir. Anadolu'da onlarca halkın dili asimilasyona uğradı ve yok oldu. Bu bir devlet politikası ve asimilasyon politikaları bitmeyecek gibi görünüyor" yorumunda bulundu.

Konuşulan Zazacanın bile günümüzde yok olma sınırında olduğunu anımsatan Kahraman, "Milyonlarca insanın konuştuğu dil, yaşadığımız çağda gözümüzün önünde yok oluyor. Şu an bir dilin nasıl öldüğünü birebir yaşıyoruz. Yeni gelen kuşaklar bu dili bilmiyorlar" diye konuştu.

"CHP'li belediyeler bize salon vermedi"

Kürt müzisyen Ayfer Düzdaş da Kürtçe müzik yasağının siyasi konjonktürle alakalı olduğu görüşünde.

Bir sanatçının konserinin yasaklanmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını ifade eden Düzdaş, "Tepeden bir durum söz konusu. Ancak durum ne olursa olsun sanatın bundan payının almaması gerekiyor. Hiçbir şekilde sanata dokunulmamalı" dedi.

 

Ayfer Düzdaş
Ayfer Düzdaş / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Konser için başvurmalarına rağmen kendilerine de salon verilmediğini aktaran Düzdaş, "Geçen ocak ayında Şişli ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) başvuruda bulunduk ama ne olumlu ne de olumsuz bir geri dönüş olmadı. Hatta belki gözden kaçmıştır diye başvurumuzu güncelledik ama buna rağmen yine herhangi bir geri olmadı" bilgisini paylaştı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Aynur Doğan'a verdiği desteği samimi bulmadığını ifade eden Düzdaş, devamında şunları kaydetti:

Kılıçdaroğlu bir yandan Aynur Doğan'ın yanında olduğunu söylüyor ve destek veriyor ama öte taraftan CHP'li belediyeler salon vermiyor. Bu nasıl bir bakış açısı? Hakikaten bu tavır insana samimi gelmiyor. AKP'nin zihniyetini biliyoruz ama alternatif ve sanatçının yanında olduğunu söyleyen CHP de Kürtlere mesafeli duruyor.

"Demek ki bir yerlerden karar alındı"

Kürt müzisyen Mikail Aslan da yıllardır özellikle Kürt müziğinin çok sevildiği ve dinlendiği Tunceli, Erzincan, Bingöl ve Elazığ gibi yerlerde valiliklerce kendilerine salon verilmediğini söyledi.

Yaptıkları her başvuruya gerekçe sunulmadan "uygun değildir" şeklinde taleplerinin kabul edilmediğini ifade eden Aslan, "Doğuda olağanüstü şartlar nedeniyle bir bahaneleri vardı. Ancak Adana, Mersin gibi kentlerde konser veriyorduk. Uzun zamandır Batı illerinde engellemelerle karşılaşmıyorduk. Aynur'un konserinin iptal edilmesi yeni bir dönemin başlangıcına dair bir şey olabilir. Demek ki bir yerlerden bir karar alındı. Seçim süreci de başlıyor. Muhalif sanat ve sanatçının yayılma, gelişim ve toplum ile buluşma alanını kısıtlamaya yönelik bir alınmış gibi görünüyor. Bu bir başlangıç ve bundan sonra da böyle devam edecek gibi duruyor" değerlendirmesinde bulundu.

 

Mikail Aslan
Mikail Aslan / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Tahammülsüzlük yılların politikasıdır"

Kürt müziğinin son dönemlerde kendi dinamikleriyle Avrupa ülkelerinin kentlerinde en elit sanat ortamlarında bile icra edilmeye başlandığına dikkati çeken Aslan, "Çok özel salonlarda da müzik yaptık ama bir şey olmadı. Kürt müziği kendi dinamikleriyle bir yerlere geldiği için bundan rahatsızlar" dedi ve sözlerini şöyle noktaladı:

Belediyeler yaptıkları kültür festivallerinde Fas, Cezayir veya Hindistan gibi ülkelerin müziğine yer veriyor ama nedense Kürt müziği temsil edilmiyor. Doğrusu apolitik olan Kürt müziğine de yer verilmiyor. Kürt müziği sanattan kabul edilmiyor gibi bir durum var. Bu tahammülsüzlük yılların politikası ve resmi düşüncenin bir yansımasıdır. Batı dünyasında farklı dil ve kültürler zenginlik unsuru olarak kabul edilirken, bölgemizde bu tehlike unsuru olarak düşünülüyor.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU