Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen kabine toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Karadeniz'de tespit edilen mayınlara yönelik soru üzerine Bakan Akar, "Bu konuyla mücadeleye ilişkin elimizde güçlü imkanlar var. Bunları süratle seferber ettik. Mayın avlama gemilerimiz, deniz karakol uçaklarımız, helikopterlerimiz, İHA'larımız, SAS timlerimizin alarm durumlarını yükselttik. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Herhangi bir ihbar alındığında unsurlarımız süratle gereğini yapıyorlar" ifadelerini kullandı.
Bugüne kadar İstanbul Boğazı açıklarında üç mayının etkisiz hale getirildiğini hatırlatan Akar, "Serbest kalan mayınlara yönelik ortada bir takım rakamlar dolaşıyor. Bunları teyit etmek mümkün değil. Bu konuda bizim yapacağımız şey, teyakkuz halimizi sürdürmektir" diye konuştu.

Söz konusu mayınların İstanbul Boğazı açıklarına kadar nasıl bu kadar süratle geldiğine yönelik soruya Bakan Akar, "Bununla ilgili birçok yorum, varsayım var.  Elimizde bununla ilgili somut bilgi, veri olmadan herhangi bir şekilde bazı şeyleri telaffuz etmek uygun olmaz" yanıtını verdi.

Gelen tüm ihbarların anında değerlendirildiğini vurgulayan Akar, "Her bir ihbar dikkatli bir şekilde değerlendiriliyor. Mayınlar teşhis edilmelerinin ardından emniyetli bölgeye çekilerek, çevreye zarar vermeden etkisiz hale getiriliyor. Şu anda deniz trafiğinde herhangi bir sorun yok, normal şekilde devam ediyor" dedi. 

Mariupol'deki tahliyeler: Önümüzdeki günlerde olumlu bazı gelişmeler bekliyoruz

Mariupol'daki başta Türk vatandaşları olmak üzere sivillerin tahliyesine yönelik çalışmalara ilişkin soru üzerine Akar, şunları söyledi:

Rusya ve Ukrayna savunma bakanlıkları ile sürekli iletişim halindeyiz. Türkiye olarak oradaki tahliyelerin emniyetli bir şekilde gerçekleşmesi için yapılması gereken ne varsa, gemi tahsisi dahil, yaptık, yapıyoruz. Bu konuda önümüzdeki günlerde olumlu bazı gelişmeler bekliyoruz. Oradaki insani durum son dönemde kötüleşti. Türklerle birlikte tüm sivilleri tahliye etme konusunda her türlü hazırlığı yaptık. İkili bir konu mevcut, kentin bir bölümü Rusya bir bölümü ise Ukrayna kontrolünde. Sonuç olarak biz insani bakımdan yapılması gereken ne varsa bunu gerçekleştirmek için gayret gösteriyoruz."

F-16 temini: ABD Savunma Bakanlığındaki süreç ABD Dışişleri Bakanlığı ile devam ediyor

ABD'den F-16 teminine ilişkin gelinen süreçteki son duruma yönelik soruya da Akar, "Bizim Viper denilen blok 70 F-16'lara ihtiyacımız var. Bununla birlikte elimizdeki F-16'ların da modernizasyonu gerekiyor. Bununla ilgili 'Yabancı Askeri Satışlar' kapsamında süreci başlattık. ABD Savunma Bakanlığındaki süreç ABD Dışişleri Bakanlığı ile devam ediyor" dedi.

Kongreden gelen soruya ABD Dışişleri Bakanlığının verdiği cevabın yer aldığı mektuba ilişkin soru üzerine ise Akar, "Söz konusu mektupta bazı olumlu unsurlar olmakla beraber ihtiyatlı olmak lazım. Bu uzun bir süreç, temennimiz bunun olumlu sonuçlanması" diye konuştu.

İtalya ve Fransa ile ortak füze yapımı

Türkiye, Fransa ve İtalya arasındaki ortak SAMP-T füze projesine yönelik soruya da Akar, "Sayın Cumhurbaşkanımız konuya ilişkin Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve İtalya Başbakanı Draghi ile biz de iki ülkenin savunma bakanları ile görüştük. Bununla ilgili üçlü bir görüşme yapılması gerekiyor ancak şu anda Fransa'da bir seçim süreci sözkonusu. Bu bittikten sonra temennimiz beraber görüşerek daha önce başlayan sürecin olumlu şekilde sonuçlanmasıdır" yanıtını verdi.

'Yabancı Askeri Satışlar' (Foreign Military Sales-FMS) nedir?

ABD'nin yakın ilişkide olduğu ülkelere silah satışı sırasında uyguladığı Foreign Military Sales (FMS), yani "Yabancı Askeri Satışlar" sistemi bir finansman ve tedarik yöntemi.

Normalde askeri sistemlerin satışı çoğunlukla hükümetler (savunma bakanlıkları) ile silah üretici firmalar arasındaki anlaşmalarla gerçekleştirilir. Hükümet, belli süreçler sonunda ihale ile ya da ihalesiz bir firmanın ürün ya da hizmetini seçer ve bu firma ile sözleşme görüşmelerine başlar. Firmanın, ait olduğu ülkeden ihracat iznini almasını müteakip sözleşme ve akabinde satış gerçekleşir. FMS ise, hükümetten hükümete bir askerî sistem satış programıdır.

FMS süreci, müşteri ülkenin ABD hükümetinden, ilgilendiği silah sisteminin fiyat ve uygunluğuna dair bilgi ("Price and Availability Data") talep etmesi ile başlar. Fiyat ve uygunluk bilgisinin alıcı hükümete iletilmesinden sonra, bu ülke sistemi FMS programı dahilinde tedarik edip etmeyeceğine karar verir. FMS aracılığıyla tedarik kararının verilmesinden sonra, sistemin niteliğine göre ABD Savunma Bakanlığı'na (Pentagon) bağlı ilgili birim (kara, hava ya da deniz kuvvetleri), alıcı hükümetle görüşmelere başlar. Pentagon'da FMS sürecini takip eden daire olan DSCA (Defense Security and Cooperation Agency; Savunma Güvenlik ve İşbirliği Dairesi), ABD Kongresi'ne olası satışla ilgili bildirimde bulunur. Bu bildirimin ABD Kongresi'ne ulaşmasının üzerinden 15 iş günü geçtiği halde satışa Kongre'den bir itiraz gelmemişse, satış doğrudan onaylanmış sayılır. Satışla ilgili görüşmelerin tamamlanmasından sonra imzalanan LOA (Letter of Offer and Acceptance; Teklif ve Kabul Mektubu) ile, tedarik süreci başlamış olur.

Bu aşamadan sonra DSCA, söz konusu sistemi üretici firmadan ABD Hükümeti adına satın alır. DSCA'nın sistemi satın alıp kabulünü yapıp alıcı hükümete teslim etmesine kadar belli bir süre geçer; bu süre kalite ve nihai kabul testleri için harcanır. ABD hükümeti, sistemi yüzde 3 kar marjı ekleyerek alıcı hükümete satar.

Independent Türkçe