Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin Karaman 3. Olağan İl Kongresine katıldı.
Kongrede konuşan Erbakan şunları kaydetti:
Karşı karşıya kaldığımız tablo artık öyle bir tablo ki, ne kadar yandaş gazeteci ve kanal olsa da mızrak çuvala sığmıyor. Akşam boş tencereyle karşılaşan milyonlar iktidarın gitmesini istiyor. Milyon dolarlar harcayıp yandaş gazetecilerle, yandaş köşe yazarlarıyla pembe bir tablo çizmeye çalışsalar da mızrak çuvala sığmıyor. Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de çocukların üçte ikisi makarna ve ekmekle besleniyor. Bu makarna ve ekmekle beslenme, yani dengeli beslenememek balık, et, süt, yumurta bunlardan zengin bir beslenme olmadığı için meyve sebze olmadığı için çocukların hafızası yeteri kadar gelişmiyor, algılama yetenekleri zayıf kalıyor, bilişsel yetenekleri yeteri kadar gelişmiyor, zekaları istenilen düzeye gelemiyor. İşte Türkiye'nin gerçekleri bunlar, 3 çocuktan 2 tanesi makarna ve ekmekle beslenmek mecburiyetinde kalmış. Biz inanıyoruz ki bir an evvel erken seçime gidilmesiyle bu aziz millet ferasetli davranacak ve Milli Görüş’ü, yani Yeniden Refah Partisini seçecek ve bu dertlerin üstesinden Milli Görüşle geleceğiz inşallah.
“Kısıklı’da bile askıda ekmek panosu var”
Diyanet’in emeklilere ve asgari ücretlilere de fitre ödenebileceği açıklamasının yoksulluğu gözler önüne seriyor. Emekliler ne diyor bu işe? ‘Önceden biz fakir fukaraya yardım ederdik fitremizi verirdik, şimdi biz fitre verilecek hale geldik’ diyorlar. Milyonlarca emeklinin ve asgari ücretlinin durumu bu. Sayın Cumhurbaşkanı İstanbul Kısıklı’da evinin yanındaki bir fırına gidiyor ekmek alıyor. O anın fotoğrafını çekmişler. Sayın Cumhurbaşkanının arkasında askıda ekmek panosu görünüyor. Kısıklı semti gibi bir yerin fırınında bile askıda ekmek panosu var. Daha üç gün önce Yozgat’ta emekliler, işçiler, vatandaşlar ‘kıymanın kilosunu 400 liradan alabilir miyiz’ diye -5 derecede sıra bekliyorlar.
“Pazardaki çöplerden meyve sebze toplayan binlerce insan var”
En önemli gündem vatandaşlarımızın, emeklilerimizin, asgari ücretlilerimizin geçim ve yaşam mücadelesidir. Her ne kadar mevcut iktidar bu gündemi ortadan kaldırmak için çeşitli operasyonlar yapsa bile, vatandaş her ayın sonunda ödenemeyen faturalarla, ev kirasıyla, karşı karşıya kalıyor. Ocak ayında yoksulluk sınırı 72 bin 88 lira oldu. Açlık sınırı 22 bin 131 lira oldu. Bu şartlar altında asgari ücret ne kadar? 22 bin 104 lira. Emekli maaşı 14 bin 469 lira. İşte saatlerce anlatılacak gerçeklerin sadece 4 rakamla özeti. 30-40 sene çalışmış bir emeklimiz 10 kilo pastırma alamayacak hale gelmiş, 20 kilo kıyma alamayacak hale gelmiş. Bakınız cumhuriyet altınından, çeyrek altından bile bahsetmiyorum. Kıyma, zeytin… Bunlar dahi alınamıyor artık. Eskiden et lükstü, insanlar tavuğa yönelmişti. Şimdi tavuğu geçtik, kuruyemiş, zeytin, meyve, sebze dahi lüks oldu. Milyonlar pazar alışverişini yapamayacak hale geldi. Pazardaki çöplerden meyve sebze toplayan binlerce insan var. Halk ekmek kuyrukları kilometreleri buluyor. Ocak ayı enflasyonuyla yüzde 5,03 ile gelen erime, asgari ücreti 21 bin 45 liraya düşürdü ve açlık sınırı bugün Türkiye’de 22 bin 130 liraya çıkmış. Arada bin 86 lira fark var, asgari ücret daha asgari ücretlinin eline geçmeden açlık sınırının altında kaldı. Neden böyle oldu diye sorunca ‘Sırtımızda yumurta küfesi var, biz kaynak bulamıyoruz, devlet olarak imkanımız yok, onun için milletin de şükretmesi lazım, hamd etmesi lazım’ diyorlar. Rahmetli Erbakan hocamız olsaydı ‘Sizi gidiler sizi’ derdi. Neden? Çünkü o yumurta küfelerini oluşturan sizsiniz. Sırtınızda üç tane yumurta küfesi var üçünün de müsebbibi sizsiniz. Bir tanesi imtiyazlı holdingler. Bir tanesi kamudaki lüks, israf ve şatafat. Bir tanesi de faiz küfesi. Suçu başka yerlere atmayın, bu üç yumurta küfesinin de suçlusu sizsiniz.
ANKA