Irak Federal Mahkemesi'nin kararı Erbil'de tsunami etkisi yarattı: IKB'yi zor günler bekliyor!

Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nin aldığı "Anayasaya aykırı olduğuna ve ihraç gelirlerinin Bağdat'a teslim edilmesi gerektiğine" dair karar, Bağdat ile Erbil arasında çözülemeyen sorun haline geldi

Fotoğraf: Karwan Salihi

Irak Federal Yüksek Mahkemesi (FYM), bu yılın 15 Şubat'ında Irak Kürdistan Bölgesi'nin (IKB) gaz ve petrol yasasının "Anayasaya aykırı olduğuna ve ihraç gelirlerinin Bağdat'a teslim edilmesi gerektiğine" dair karar aldı.

Irak ve IKB yönetimlerinde bir dönüm noktası olan mahkemenin gerekçeli kararında, 2007 tarihli 22 sayılı "Irak Anayasası'nın Petrol ve Gaz Yasası'nın 110, 111, 112, 115, 121 ve 130'uncu maddelerine dayanarak alındığı belirtilerek, IKB hükümetine petrol ve gaz ihracatı anlaşmalarında Irak Petrol Bakanlığı ve Mali Denetim Divanı'nın denetiminde yapılması gerektiği" vurgulandı.

IKB'nin petrol ihracat dosyası 2015 yılından beri FYM'de olmasına rağmen karar, IKB Başkanı Neçirvan Barzani'nin Ankara ziyareti ve ülkede yeni hükumetin kurulması sürecinde taraflar arasında derin anlaşmazlığın yaşandığı bir döneme denk geldi.


Bağdat ile Erbil arasında çözülemeyen sorun: Petrol

Irak, geçen yıl yaklaşık 145 milyar varillik petrol rezerviyle dünyada beşinci sırada yer alan ve günlük en az 4,5 milyon varil üretimiyle Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) ikinci büyük üreticisi konumundadır.

Ülkedeki petrol ve doğal gaz gelirlerinin dağılımı 2005 yılından beri Erbil-Bağdat arasında öncelikli sorunlardan biridir.

Anayasanın 111'inci maddesinde; "Irak'ta bulunan petrol ve doğal gaz, çeşitli bölge ve vilayetlerde yaşayan bütün Irak halkının malıdır" hükmü yer alıyor.

112'nci maddesinin 1'inci bendinde ise; "Federal hükümet mevcut rezervlerde çıkarılan petrol ve doğal gaz yönetimini IKB ve vilayetlerle birlikte yürütülecek" ibaresi bulunurken, IKB Parlamentosu 6 Ağustos 2007'de "Kürdistan Bölgesi Petrol Yasası"nı onayladı.

Geçen süre içerisinde petrol ve gaz konularında iki taraf arasında dönemsel olarak sorun yaşansa da IKB petrol endüstrisinin "yasal temellerini" geçersiz kılan FYM kararı, Bağdat tarafından tehdit kartı olarak kullanılmaya başlandı.
 

Irak Yüksek Federal Mahkemes.jpg
Irak Yüksek Federal Mahkemesi

 

Mahkemenin son kararında taraflar birbirini karşılıklı olarak "anayasayı uygulamamakla" suçlarken, IKB cephesinden "mahkemenin kararına saygı duymakla" birlikte kararı "siyasi olarak" nitelendirdi. 

Bağdat cephesi ise kararı "adilane" olarak nitelendirerek bölgesel hükümetin kararı uygulaması çağrısında bulundu.

IKB Bakanları Kurulu, 23 Şubat'ta yaptığı açıklamada, Irak Federal Mahkemesi'nin "Kürdistan Bölgesi'nin petrol ve doğalgazıyla ilgili kararının anayasaya aykırı ve hukuksuz" olduğuna dikkat çekerken, Başbakan Mesrur Barzani, konuyla ilgili şu açıklamada bulundu:

Anayasanın 44 ve 45'inci maddeleri, Federal Konsey'in kurulmasından söz ediyor ancak şimdiye kadar bu konsey kurulmuş değil. Bu tüm bölgelerin haklarının korunmasını sağlayacak en önemli anayasa maddelerinde biridir. Federal Hükümet anayasaya saygı göstermeli, bütün anayasa maddelerini olduğu gibi uygulamalı ve bir tarafın çıkarına olan maddeyi uygulama yoluna gitmemeli. Ya da kendi çıkarlarına olmadığını düşündüğü maddeyi hariç tutmamalıdır…

Anayasanın 110'uncu maddesinde Federal Mahkeme'nin tüm yetkilerinden söz ediliyor ve bu maddede yer almayan tüm yetkilerin ise bölgeler yahut vilayetlerde olduğu belirtiliyor. 111'inci maddede ise petrol ve gazın tüm, tüm bölge ve vilayetlerle Irak halkının olduğu yazılıyor. Ancak hiçbir şekilde petrol ve gazın Federal Hükümet'in mülkü olduğundan söz etmiyor. Bu anayasal bir konudur.


2022 Küresel Enerji Forumu'nda yaptığı konuşmada Mesrur Barzani, petrol şirketleriyle sözleşmelerin devam edeceğini belirterek, "Kürdistan'da bizler uzun süredir petrol ve gaz gelirlerinin tüm Irak'a federal olarak dağıtılması için mekanizmalar arıyoruz. Anayasa'nın istediği bu ve hem Bağdat hem de bizim için ileriye dönük tek pratik yol budur" dedi.

IKB Başbakan Yardımcısı Kubad Talabani da forumda IKB'nin mali durumunun tehdit altında olduğunu ve durumun daha fazla derinleşmeden çözüm bulmaları gerektiğini söyledi.

Kurulacak yeni Irak hükümet kabinesinin güçlü ismi Mukteda Sadr, 10 Mart'ta Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani ile yaptığı telefon görüşmesinde, Federal Mahkeme'nin kararına bağlı kalacaklarını belirterek, bu konuda "akıllıca davranarak, durumun özellikle askeri açıdan kötüye gitmemesi" için diyalog yollarının kullanılması tavsiyesinde bulundu.

Irak Savunma Bakanı Cuma İnad ise yakın zamanda Erbil'de Kürt yetkililerle yaptığı görüşmede, "Bağdat'ta tarafların baskısı artmış durumda. Bizler karışıklık çıkmasını istemiyoruz ve Federal Mahkemenin kararının olduğu gibi uygulanmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı. 

Bölge yönetiminde tsunami etkisi yaratan bu süreçte, ABD öncülüğündeki koalisyon üyeleri Erbil'e yaptıkları ziyarette federal mahkemenin kararına bağlı kalınmasına işaret ederek, arabuluculuğa hazır olmadıklarını aktardı.

KDP ise kapı arkasında da olsa müttefik gördüğü tarafların tutumundan endişeli…


"Mahkeme tarihi ve cesurca bir karar aldı"

Irak Parlamentosu Basra Milletvekili Ali Shaddad Al Faris, Federal Mahkeme'nin kararının "tarihi, cesur ve Irak halkının tüm unsurları açısından adil olduğunu" savunarak, itiraz eden tarafları "küstahlık ve haksız tepkilerden uzak, yasal yöntemlere başvurmaya" davet etti.
 

Ali Shaded.jpg
Irak Parlamentosu Basra Milletvekili Ali Shaddad Al Faris / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Al-Faris, "Federal Mahkeme'nin kararları nihai ve bağlayıcıdır. Karar sosyal adaleti ve kaynak dağılımını sağlamak içindir. Çünkü bölgesel hükümet, 2007 Petrol ve Gaz Yasası aracılığıyla beşten fazla anayasa maddesini ihlal etti ve federal hükümetin bilgisi olmadan petrol şirketleriyle 72'den fazla sözleşmenin üretimi, çıkarılması ve ihracatı ile sonuçlandırdı. Kararın uygulanmasında Irak Parlamentosunun rolü olacaktır ve bizler bu konudan geri adım atmayacağız. Bir sonraki aşamada bütçe kanunu çıkarılarak hayata geçirilecektir" şeklinde konuştu.


Bağdat, Erbil'in petrol sektörünü kontrol etmek için kolları sıvadı

FYM'nin kararı IKB'nin şimdiye kadar yaptığı anlaşmaları da tehdit etmiş oldu. Nitekim mahkeme kararının hemen akabinde Norveç merkezli DNO firmasının üretimi yüzde 5 düştü.

Irak Parlamentosu önceki Maliye Komisyonu Başkanı Ahmed Cuburi, 2022 bütçesinde federal mahkemenin kararına atıfta bulunarak, bütçeye yeni bir maddenin ekleneceğini dile getirdi. 

Mahkemenin kararından yaklaşık bir ay sonra ise Bağdat, IKB petrol sektörünü kontrol planını duyurdu.

Irak Petrol Bakanlığı, FYM'nin kararını uygulamak için IKB petrol ve gaz akışını federal hükümetin denetimine koymak için yapılması gereken adımlar önerdi.

FYM kararını hayata geçirme yollarından birinin Bağdat'ın mülkiyeti denetiminde "Kürdistan Ulusal Petrol Şirketi" kurulmasını öneren Petrol Bakanı İhsan İsmail Abdulcebar imzalı tebligata göre, ayrıca Erbil yönetiminin son 18 yılda dış menşeli firmalarla imzalanan tüm petrol ve gaz sözleşmelerin kopyası ile gelir tablosu talep ediliyor. 

Erbil yönetimi, Bağdat'ın çatısı altına girmemesi halinde, 200 milyar bütçeden mahrum olacağı gibi "sınır kapılarının kontrolü, iç kaynaklar ve havalimanlarının yönetimi" için oturacağı masadan daha fazla taviz vermek zorunda kalacaktır.
 

11.jpg
IKB Heyeti, Irak Petrol Bakanı İhsan Abdulcebar ile 11 Nisan'da bir toplantı gerçekleştirdi / Fotoğraf: Irak Petrol Bakanlığı

 

IKB heyetinin 11 Nisan'da Irak Petrol Bakanı ile gerçekleştirdiği toplantıdan ise uzlaşma çıkmadı.

Toplantı sonrasın Irak Petrol Bakanı İhsan Abdulcebar, Erbil hükümetinin yaptığı tüm petrol anlaşmalarını Bağdat hükümetine göndermesi ve IKB Doğal Kaynaklar Bakanlığı'nın firmalarla anlaşma yetkisinin fes edilmesi gerektiğini söyledi.
 

İhsan Abdulcabar.jpg
Irak Petrol Bakanı İhsan Abdulceba

 

Bakan Abdulcebar ayrıca, IKB'nin petrol gelirini maliye bakanlığı tarafından kabul gören uluslararası bir bankaya aktarılması için girişimlerde bulunacaklarını dile getirdi.


"Bağdat, Kürt yetkililere yurt dışı yasağı ve mallarına el koyabilir"

Independent Türkçe'ye konuşan Irak Parlamentosu eski Maliye Komisyonu Başkanı ve Kürdistan Adalet Toplumu üyesi Ahmed Haci Reşid, "Irak'taki tarafların IKB'nin Irak petrolünü talan ve ucuza satışının engellenmesi için her yolu deneyeceklerini" ifade etti.

Bağdat'ın IKB'de çalışmayı sürdüren firmalara karşı da Londra, Paris, İsviçre ve Dubai'deki uluslararası mahkemelere başvurabileceğini vurgulayan Reşid, şu ifadeleri kullandı:

Sorun yeni değil, 2012 yılında dönemin Başbakanı Nuri Maliki kabinesinden Petrol Bakanı Abdulkerim Luabi, IKB Doğal Kaynaklar Bakanı Aşti Hawrami'ye yönelik bir dava açtı. Gerekçe ise Bağdat yönetimi 2010 yılından beri petrol satışına yönelik rapor talep etti ancak Erbil yönetimi bu talebe kulak vermedi.

Bu nedenle de 2010 yılından beri Bağdat Erbil'den 100 bin varil, 2011'de 150 bin varil, 2012 yılında 175 bin varil talep etti. Kürdistan yönetimi Bağdat'ın bu taleplere yanıt vermeyince Irak Petrol Bakanlığı da Federal Mahkeme'den Aşti Hawrami'ye dava açıyor. Federal Mahkeme davayı genişleterek, IKB Başkanını kapsayacak şekilde genişletiyor ve 2012 yılında bu şikayet mahkeme başkanlığınca çözülemiyor.

 

Ahmed Haci Reşid.jpg
Irak Parlamentosu eski Maliye Komisyonu Başkanı ve Kürdistan Adalet Toplumu üyesi Ahmed Haci Reşid

 

"2016 yılında Federal Mahkeme'ye başvurarak bu süreci sorduk. Mahkeme başkanı açık bir şekilde bize, 'Ne kadar Bağdat-Erbil arasında gerginlik yaşansa bu tür şikayetler önümüze geliyor. Ne zaman uzlaşmaya varsalar o zamanda şikayet durduruluyor' dedi. Bu nedenle de KDP başta olmak üzere kararın siyasi olduğu görüşündeler" şeklinde konuşan Reşid, Federal Mahkemenin verdiği kararın "siyasi veya değil, hiçbir tarafın "anayasaya aykırıdır" diyemeyeceğini söyledi.

Ahmet Haci Reşid, "Bu kurum anayasanın, yasaları bağlayıcılığı konusunda öncelikli yerdir. Aksini belirterek, kanıtlarını sunması gerekiyor. Kısacası Federal Mahkemenin beş maddeden oluşan kararı kıstastır ve Kürdistan Hükümeti'nin de bunu uygulaması için baskı yapar" dedi.

Kararın, IKB'nin geçmişte yaptığı uzun vadeli anlaşmalara tehdit oluşturup- oluşturmayacağına dair ise Haci Reşit, sözlerine şöyle devam etti:

Geçmişte imzalanan ve halen yürürlükte olan anlaşmaların feshi söz konusudur. Nitekim maddelerden biri şimdiye kadar yapılan tüm anlaşmaların gözden geçirilmesine yer veriyor.

Bir diğer nokta, Maliki döneminde komisyonda bu konuyla ilgili tartışıldı ve dönemin Irak Petrol Bakanı İhsan Abdulcebbar, Kürdistan Bölgesi'nin yaptığı tüm anlaşmalara dair petrol dosyasını el koyabileceklerini söyledi. Bu nedenle de tüm anlaşmalar tehdit altındadır.

Anayasa da yer alan bir madde de ülkedeki doğalgaz ve petrol kaynakları tüm bölgelerdeki Irak halklarının malıdır deniliyor. Bu konuda da karar verecek olan aralarında Kürt temsilcilerin de bulunduğu Federal Mahkeme'dir. Bu nedenle de bu anlaşmalar parlamento ve mahkemece fes edilebilir.


Kararın IKB için bazı fırsatlar doğurduğunu savunan Reşid'e göre bu, iki sebepten kaynaklanıyor:

İlki; Kürdistan petrolü gelirinin yüzde 56'sı yabancı menşeli petrol şirketlerine yüzde 9'u sevkiyata gidiyor. Yani Kürdistan'a kalan yüzde 41. Bu nedenle insafsızca imzalanan bu anlaşmaların feshiyle Kürdistan Bölgesi özgür oluyor.

İkincisi; Kürdistan Bölgesi vatandaşları nezdinde karşılaştırırsak, Irak günlük 620 bin varil rafinerilere veriliyor. Petrol üretiliyor ve düşük bir meblağ ile vatandaşlara veriyor. Bir diğer konu Irak maaşları ödemek zorunda kalacaktır. Bu durumda vatandaşların çıkarına olacaktır.


Reşid son olarak, Kürt yetkililerin kararı tanımadıkları açıklamalarına dair ise, "Anayasada, tarafların Federal Mahkeme'nin kararlarına uymak zorunda olduğuna yer veriliyor. Aksi durumda Federal Hükümet olabilecek tüm yasal yolları kullanma hakkına sahiptir. Öncelikle şunu ayırt etmek gerekir, karar hükümet yetkilileri, ilgili kurum ve yetkililere verildi. Kararın uygulanmaması halinde Federal Mahkeme, bu şahıslara yurt dışı yasağı ile yurt içinde ve dışında mal varlıklarına el koyma kararı alabilir" ifadelerini kullandı.


KDP: Karar siyasi!

IKB Parlamentosu KDP üyesi Liza Felakedin Kakei de Independent Türkçe'ye, geçmişten günümüze Bağdat'ta Erbil'e ciddi ekonomik baskı yapıldığına dikkat çekerek kararın siyasi olduğunu dile getirdi.

"Kararı neden siyasi görüyorsunuz?" sorusuna Liza Kakei, şu yanıtı verdi:

Irak'ın farklı bölgelerinde düzenlenen protestolarda eylemcilerin ülkede erken seçimine karşılık olarak yapılan seçimlerde tüm baskılara rağmen Kürtler, parlamentodaki temsilini artırmayı başardı. Nitekim onlar sistemi değiştirerek Kürtler için yenilgi senaryoları kurmuştu. 

Federal Mahkemenin verdiği kararların büyük bölümü Kürtlerin aleyhinde ve kazanımlarına karşı verilmiştir. Özellikle Kürdistan Bölgesi'nin petrol ve doğalgazın ithalatına karşı verilen kararın tamamını siyasi olarak görüyoruz.


Bu konu 18 yıllık bir konu ancak şu anda öyle bir karar alınıyor. Şimdiye kadar federal mahkeme bu konuyu dillendirmedi ve karar da vermedi. Neden şimdi böyle bir karar verdi ve bu kararla birlikte bölgemizin petrol satışını anayasaya aykırı bulduğunu ve yasanın düzenlenmesini açıklıyor. Ki bu yasa Irak Parlamentosunda onaylanan bir yasadır.

Kürdistan'ın kazanımlarını hem bu yolla hem de uluslararası güçlerin de desteğiyle zayıflatmaya çalışılıyor ve ne yazık ki bazı Kürt tarafların da katkısıyla bunu yapıyorlar ve Kürdistan içerisinde de protestoların yapılmasını sağlıyorlar.

 

Liza Kakei.jpg
IKB Parlamentosu KDP üyesi Liza Felakedin Kakei / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Anayasa Kürdistan Bölgesi'nin doğal kaynaklarından faydalanma hakkını veriyor"

Bağdat ile Erbil arasında sorunların aralıklarla tekrarlanmasının nedenini KDP'li vekil, "Asıl sorun mevcut yasaların Irak'taki çoğunluk kesimin tam anlamıyla uygulanmamasıdır. Anayasa da Kürdistan Bölgesi, federal bölge olarak tanımlanıyor ve doğal kaynaklarından da faydalanma hakkını veriyor. Kürtler, Irak'ta kurulan tüm hükümetlerde her daim barışçıl ve destekçi bir halk olmuştur. Ancak ne zaman ki Irak yönetimi güçlense, sıkışsa veya değişim yapmak istese gözünü Kürdistan Bölgesi'ne çeviriyor" dedi.

IKB'deki tarafların büyük bir bölümünün kararın siyasi olduğu konusunda hem fikir olduğunu ancak isim vermeden güçlü bir kesimin tavrını açık bir şekilde göstermediğine dikkati çekerek, "Bu kesim bölgesel bazı faktörlerin etkisiyle özgür davranmıyor. Kabul edelim etmeyelim, bu kesimin gerek Irak gerekse IKB Parlamentosunda sandalyeleri var, kabinedeler ve ciddi etkileri bulunuyor. Şeffaf davranmamaları iki yüzlülüktür. Bu sorun çözülmeyecek bir sorun değil ancak tek ve birlik olmamız şartıyla…" diye konuştu.


Goran yetkilisi: Karar, Kürdistan Hükümetine savaş mesajıdır

Değişim Hareketi (Goran Hareketi) Diplomasi İlişkileri Üyesi Şunas Şerko Cıdi de kararın siyasi olduğu konusunda Liza Kakei ile aynı fikirde;

Kabul etmese de Irak Federal Mahkemesi böyle bir karar aldı ve bu karar Kürdistan Bölgesi'ni olumsuz etkileyerek, büyük sorunlar teşkil edecektir.


Bağdat-Erbil arasındaki dengelerin bozulduğu dönemlerde, IKB hükümeti ve halkının aleyhine bir grup kararlar alındığını dile getiren Cıdi, "Son karar kanımızca, Kürdistan Hükümetine savaş başlatma mesajıdır. Irak Anayasası'nda petrol dosyası tüm Iraklıların hakkı olarak belirtiliyor. Kürdistan halkının da hakkıdır. Şimdiye kadar da bu konu şeffaf değil ve birçok sorunu içinde barındırıyor. Geçen hafta Kürdistan Hükümeti Başbakanı yaptığı toplantıda da ortaya çıktı ki petrol dosyası Kürdistan Bölgesi'nde de şeffaf değil. Burada öncelikli yapılması gereken hükümetimiz açık bir şekilde Kürdistan halkının bu konuda detaylı bilgilendirmesidir ve bu konunun Bağdat-Erbil arasında diyalogla çözülmesi gerekiyor" dedi. 
 

Şunas Cidi.jpg
Değişim Hareketi (Goran Hareketi) Diplomasi İlişkileri Üyesi Şunas Şerko Cıdi / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Federal mahkeme kararının zamanlaması açısından manidar olarak nitelendiren Cıdi, şunları söyledi:

Mevcut durumda Irak oldukça kötü bir durumda. Şii ve Sünni tarafların da bu karara etkisi olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte mahkemenin kararı bizim için de şüphe teşkil ediyor. Kabul edelim etmeyelim şu anda anahtar Irak'ın elinde ve istese Kürdistan Hükümeti karşıtı siyasi, güvenlik ve askeri kararlar alabilirler.

Bu karar onlar için güçlü bir kart ve her türlü yolu deneyecekler. Karara karşı Kürtler, birlik değil ve bunun da nedeni partisel ayrışmalardır. IKB hükümetinin konuyu ciddiye alması gerekiyor. Hükümetimiz, idari kurumlarda, sınır kapıları, ekonomi de reformu yapması gerekiyor.

 

Emin Baba Şeyh.jpg
Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Sözcüsü Emin Baba Şeyh / Fotoğraf: PukNow

 

Söz konusu karara tepki gösteren Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Sözcüsü Emin Baba Şeyh de, FYM'nin anayasal haklarına saygı duymasını istedi.

"Mevcut durumda Kürdistan Bölgesi ile Irak Federal Hükümeti arasında bulunan anlaşmazlık ve sorunları daha da karmaşıklaştırmak yerine, bu sorunların çözümüne yoğunlaşmak gerekiyor" diyen Emin Baba Şeyh, sözlerini şöyle sürdürdü:

Irak'ta yeni kabine kurulduktan sonra, tüm konuları Kürdistan Bölgesi ile Irak Federal hükümetleri arasında anayasal bir zeminde tartışılması ve müzakere edilmesi gerekiyor. Federal yönetimin korunması için tüm tarafları anayasaya uymaya, petrol, gaz kanunu başta olmak üzere tüm konularda siyasi ilkeleri çiğnememeye ve yasalara uymaya çağırıyoruz.


Dr. Waladbagi: "Kararda; İran, Türkiye ve Rusya faktörü etkili oldu"

Selahaddin Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Muhammed Waladbagi, IKB'nin petrol satışına yönelik neredeyse 2015'ten beri şikayet ve tutanakların toplandığını ancak her hangi bir adım atılmadığını vurgulayarak, "Federal Mahkeme üyeleri arasında KDP'nin üyeleri var ittifak kurduğu (Sadr ve Sünni kesimler arasında) tarafların da üyeleri var. Burada sorulması gereken 'peki neden hepsi bu kararı aldı?' bu kararı KDP kendi aleyhine alındığını düşünse de bu karar, Kürtlerin geleceğine yönelik çıkarlarına karşı ve Kürt halkının anayasal çıkarlarına karşı alındı" dedi.
 

Dr. Muhammed.jpg
Selahaddin Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Muhammed Waladbagi / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Irak'ın İran'a ciddi borcu var" diye konuşan Muhammed Waladbagi, sözlerine şöyle devam etti:

Bilindiği gibi Başkan Neçirvan Barzani'nin Türkiye ziyaretinin başlıca konusu Ankara-Erbil arasında doğalgaz ihracatı idi. Görüşmede Barzani, Türkiye'ye Bağdat ile görüşeceklerine dair söz veriyor. Burada IKB'nin ihraç rolünü üstlenmesi halinde ise bölgede önemli bir konumu olacaktır.

Bir diğer tarafta da Rusya faktörü var. Avrupa gazının büyük bölümü Rusya'dan ithal ediyor. Almanya örneğin doğalgazının yüzde 70'ini Rusya'dan karşılıyor. Şayet IKB bu konuda da alternatif olursa bu Rusya üzerinde de bir tehdit oluşturacaktır.

Yapılan araştırmalarda, IKB sınırları içerisindeki petrol rezervlerinin işlenmesi halinde ciddi bir üretim olacaktır. Birçok kaynakta, bu faktörlerin federal mahkemenin kararı almasında etkili olduğunu gösteriyor.


Dr. Waladbagi, mahkeme kararının IKB nezdinde yakın ve gelecekte ekonomik olarak ciddi sorunlara neden olacağını söyledi.

Son olarak "Federal Mahkeme kararının yakın ve uzak zamanda IKB yönetimine ne tür etkileri olacak?" sorusuna Muhammed Waladbagi, şu yanıtı verdi:

Bağdat, Erbil'den sadece petrol beklentisi yok birçok alanda beklentiye sahip ve Erbil yönetiminin bu talepleri kabul etmeme gibi bir lüksü yok. Sınır kapıları, bakanlıkların geliri, askeri olarak Peşmerge Bakanlığı gibi birçok gelir ve denetim Bağdat'ın eline girecektir. Bir diğer anlamda Kürdistan'ın, geleceğe yönelik hiçbir hayal kuramayacağı gibi gelecekte de Kürtler için büyük bir tehlike getirecektir.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU