Orman Genel Müdürlüğü'nün (OGM) 2021 verilerine göre geçen yıl, 2020'ye oranla daha az yangın çıksa da yanan orman alanı yaklaşık 6 kat artışla 139 bin 503 hektara yükseldi. Yurtdışı kaynaklarına göre ise hasar çok daha fazlaydı.
Orman yangınlarına müdahalede geç kalındığı için kaybın bu denli büyük olduğu eleştirileri gündemden düşmedi.
Yalnızca ormanlar kül olmadı, bu alanlarda barınan canlıların çoğu yaşamını yitirirken, biyolojik çeşitlilik yara aldı.
Türkiye'nin kahrolduğu ve haftalarca tartıştığı orman yangınlarının üzerinden 8,5 ay geçti.
Yangın mevsimi olarak bilinen bir mayıs-eylül dönemi daha geldi çattı. Yangınla mücadele amaçlı çalışmaların ne aşamada olduğu merak ediliyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Uçaklar tedarik edilene kadar kiralama usulü devam edecek"
Tarım ve Orman Bakanlığı ocak ayında, 2022 yılında orman yangınlarıyla mücadele edebilmek amacıyla 5 amfibik uçak, 5 büyük tanker uçak, 10 küçük tanker uçak ve 55 helikopterden oluşacak hava gücü için ihale sürecinin başlatıldığı açıklandı.
Amfibik yangın söndürme uçaklarının sipariş üzerine üretilen özel uçaklar olması sebebiyle, uçaklar tedarik edilene kadar kiralama usulü ile hizmet alınmaya devam edileceği belirtildi.
Savunma Sanayi Başkanlığı 4 Nisan tarihinde "Amfibik ve Büyük Tanker Uçağı Kiralama Projesi İhale İlanı" yayınladı.
Proje kapsamında 2022, 2023 ve 2024 yılları yangın sezonu boyunca toplam 5 adet olmak üzere, asgari 5 ton tank kapasiteli amfibik ve/veya asgari 8 ton tank kapasiteli tanker uçakların kiralanacağı duyuruldu.
İhalenin son başvuru tarihi 25 Nisan olarak açıklandı.
Savunma Sanayi Başkanlığı, 29 Mart'ta da "Küçük Tanker Uçağı Kiralama Projesi-2 İhale İlanı" yayınladı ve proje kapsamında 2022 yılı yangın sezonu boyunca 10 adet 2-4 ton tank kapasiteli uçakların kiralanacağını duyurdu.
İhalenin son başvuru tarihi ise 18 Nisan olarak açıklandı.
THK uçakları yine devre dışı mı bırakıldı?
İhaleler sonrasında Türk Hava Kurumu (THK) uçaklarının, geçen sene olduğu gibi bu yıl da devre dışı bırakıldığı iddiaları ortaya atıldı.
Orman yangınlarıyla mücadele helikopter ve uçakların yanı sıra sahada olaya müdahalede bulunacak işçilerin nitelik ve niceliği de kritik önemde. Sayıştay raporlarına göre 9 bin 600 sürekli işçi kadrosu boşta.
Ancak orman yangınlarıyla mücadele edecek personel sayısının son yıllarda azaltılması ve tam zamanlı, tecrübeli isimler yerine geçici, mevsimlik yani sözleşmeli olanların seçilmesi tartışma konusu.
OGM ise son olarak taşra teşkilatında istihdam etmek üzere 500'ü itfaiyeci olmak üzere 5 bin geçici işçi alımı yapacağını açıkladı.
Uzmanlara göre geçen yıl yaşananlardan ders alınmadı
İşçi sayısının ve personel eğitimlerinin "yetersizliği", helikopter ve uçak sayısının az olması, belediyelerle koordineli şekilde çalışılmaması gibi etmenler sonucu, geçen yıl orman yangınlarına geç müdahalede bulunulduğu ve bilançonun bu nedenle ağırlaştığı görüşü hakim.
Türkiye'nin orman yangınlarıyla mücadelede attığı adımları ve daha önceki yangınlardan ders alınıp alınmadığını, Prof. Dr. Erdoğan Atmış ve Doç. Dr. Cihan Erdönmez ile konuştuk. Atmış ve Erdönmez, geçen yıl meydana gelen yangınlardan ders alınmadığı konusunda hemfikir.
İki isim de ayrıca OGM'ye bağlı Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesi Başkanlığı tarafından E-99643170-951.04.14-3432446 sayı ve 27 Ocak 2022 tarihli, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey imzasıyla "Yangın Önleme Çalışmaları" konulu yangınla mücadele kapsamındaki yazıya da tepkili.
"Sadece uçak ve helikoptere odaklanılması, yönetimin başarısızlığını perdeliyor"
Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Atmış'a göre hükümetin yangın söndürme uçakları ve helikopterleri konusundaki politikası "hatalı".
Ancak kamuoyunun orman yangınları konusunda yalnızca uçak ve helikoptere odaklanmasının da bir o kadar yanlış bir tutum olduğunu ifade eden Atmış, "Orman Genel Müdürlüğü'nün kendi filosunun olması şart ama orman yangınları konusunun sadece bu eksende tartışılması yanlış. Hükümetin bu konudaki tercihleri hatalı ama sadece uçak ve helikoptere odaklanılması, yönetimin başarısızlığını perdeliyor" dedi.
OGM'nin 13-15 Ekim 2021'de OGM'nin Ankara Kızılcahamam'da Orman Yangını Çalıştayı düzenlediğini ve burada "helikopter öncelikli, yerli ve milli hava filosu" hedefinin konulduğunu, büyük orman yangınlarında kullanılacak uçaklar seçilirken coğrafi koşulların göz önünde bulundurulacağının belirlendiğini ifade eden Atmış, mayıs ayına günler kala hâlâ kiralamanın netleştirilmemesini de eleştirdi.
"Orman yangınlarının asıl nedeni hükümetin ormanları para kazandıran kaynak olarak görmesi"
Orman yangınlarının asıl nedeninin 2018'den sonra ülkede şiddetini artıran ekonomik kriz nedeniyle hükümetin ormanları "para kazandıran bir kaynak" olarak görmesi olduğunu ileri süren Erdoğan Atmış, bu alanların enerji, madencilik, turizm, havalimanı, yol olarak kullanılarak yok edilmeye başlandığını öne sürdü.
Atmış, bununla da yetinilmeyerek yanmış ağaçları boşaltmak için yapılan kesimlerin de bir taraftan OGM ve şirketlere para kazandırırken, diğer taraftan çeşitli usulsüzlük iddialarıyla gündeme geldiğini hatırlattı.
"Ormanları korumak için ayrılan bütçe azaltıldı, işçi sayısı artırılmadı”
İklim değişikliği, hava koşulları gibi durumlardan ziyade orman yangınlarıyla mücadelenin "başarısız" olmasındaki en önemli nedenlerin başında bütçe kısıtlanmasının geldiğini savunan Atmış, şunları kaydetti:
"Ekonomik kriz nedeniyle orman yangınlarıyla mücadeledeki bütçeyi kıstılar. Ormanlar bir yandan ekonomiye para kazandırmak için yok edilirken, onları korumak için ayrılan bütçe de azaltıldı. İşçi sayısı artırılmazken, bu kişilere verilen eğitimin niteliği de azaltıldı. Şimdi son güne kadar yangın işçisi almıyorlar. Halbuki bu işçilerin orman yangınları konusunda eğitimi şart. Nöbetleşe yangına müdahale edilecek sistem kurulmalı. Yangın konusunda profesyonelce çalışılmalı. Sözleşmeli işçi alıyorlar, sezon bitince gönderiyorlar. Mayısta alacaklar, eylüle kadar çalıştıracaklar ama kasımda, aralıkta orman yangını çıkarsa ne olacak?"
"Pakdemirli dönemindeki kiralamalar incelenmeli"
Filo maliyetini karşılamayıp kiralama yönüne gidildiğini, diğer taraftan yerli ve milli filo hayalinden de çok uzak bir tablo çizildiğini dile getiren Erdoğan Atmış, geçen yıl Türk Hava Kurumu'nun ihale dışı bırakılarak yok sayıldığını ileri sürdü. Atmış, eski Bakan Bekir Pakdemirli dönemindeki kiralamaların incelenmesi gerektiğini belirtti.
"İlgili kurumlar koordineli şekilde çalışmıyor"
Prof. Dr. Erdoğan Atmış'a göre yaşananlardan ders almak bir yana bilakis ormanlar daha fazla işgale uğradı.
İktidarın, kalıcı çözüm üretmek ve sorumluluk almaktan uzak olduğunu savunan Atmış, "Otel, maden sahaları, enerji tesisleri, yol yapımı gibi nedenlerle orman-insan etkileşimini artırıyorlar. Oysa orman alanlarında insan sayısı azaltılmalı. Ormancılık dışı tahsisler azaltılmadı, aksine artırılıyor" dedi.
Atmış'a göre yangına karşı ciddi önlemler almanın yolu, belediyeler dahil, tüm devlet kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin, hatta yerel halkın katılımından geçiyor.
Yüksek Orman Mühendisi Doç. Dr. Cihan Erdönmez de geçen yıl yaşananlardan ders alınmadığı görüşünde.
Her 10 yangından 9'u insan kaynaklı olmasına rağmen insan-orman etkileşimini azaltacak önlemlerin alınmadığını dile getiren Erdönmez'e göre "yangınları azaltmak için yapılıyormuş gibi görünen hamleler" var.
İnsan-orman etkileşimini azaltma için öncelikle 'anlık önlemler'e başvurmanın şart olduğunu aktaran Erdönmez, özellikle hassas dönemlerde ormanlara insan giriş-çıkışını yasaklayan ve buradaki her türlü aktiviteyi durduran hamlelerin gerekliliğine vurgu yaptı.
"Bakalım bu sene nasıl davranacaklar" diye soran Erdönmez, şunları kaydetti:
"Günümüzde ormanların gerçekten üstün bir kamu yararının olup olmadığına ve zorunluluk koşulunun bulunup bulunmadığına bakılmaksızın aklımıza gelebilecek her türlü işletmeye açılmış durumda. Madencilik, enerji, ulaştırma başta olmak üzere pek çok sektör için ormanlar iş alanı haline geldi. Bu da yetmiyormuş gibi Orman Genel Müdürlüğü ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tabiat parkı ve kent ormanı gibi uygulamalarla ormanları yoğun ve kontrolsüz rekreasyonel kullanımlara açtı. Bu sene bunlara bir de millet ormanı eklendi. Tabii bütün bunların altında yatan temel amaç toplumun üstün çıkarları değil ormanlardan en yüksek gelir elde edilmesi. Odun üretiminin son yıllarda kabul edileme düzeylere gelmiş olmasını da buna ekleyebilirsiniz. Size diyebilirim ki, Türkiye’de neredeyse hiçbir orman alanında yalnızca doğanın sesini duyabileceğiniz bir alan kalmadı. İnsan bu kadar çok ormanın içinde olduğu sürece yangınlar çıkmaya devam edecek."
"Kiralamayla, taşerona havale etmeyle bu iş olmaz"
"Kiralamayla, taşerona havale etmeyle bu iş olmaz" diyen Doç. Dr. Erdönmez; bu nedenle arazözüyle, uçağıyla, işçisiyle, mühendisiyle güçlü bir ormancılık örgütü oluşturup, insan-orman etkileşimini -hiç değilse yangın sezonunda- en alt seviyeye düşürülmesi çağrısı yaptı.
© The Independentturkish