Yeni bir araştırmada, şiddetli Kovid-19 semptomları gösterenlerin uzun vadeli akıl sağlığı sorunları yaşama ihtimalinin daha yüksek olduğu öne sürülüyor.
The Lancet'ta yayımlanan bir çalışmaya göre, geçen yıl Kovid-19 sebebiyle 7 günden uzun süre "yatakta kalan" kimselerde depresyon ve anksiyete oranları daha yüksek bulundu.
Birleşik Krallık, Danimarka, Estonya, İzlanda, Norveç ve İsveç'teki 247 bin 249 kişinin verilerinden yararlanan bilim insanları, koronavirüse yakalanıp hastaneye kaldırılmayanların, tanıdan 16 ay sonrasına kadarki süreçte depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin hiç Kovid-19 geçirmemiş kimselere göre daha yüksek olduğunu tespit etti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Araştırmacılar bununla birlikte 7 veya daha fazla günü yatakta geçirmiş hastaların 16 aylık süreçte depresyon ve anksiyete yaşama ihtimalinin, çalışmanın yapıldığı dönemde hiç enfekte olmamış kimselere göre yüzde 50 ila 60 daha yüksek olduğunu buldu.
Genel olarak, Kovid-19 tanısı konan kimseler hiç tanı konmamış bireylere kıyasla daha yüksek depresyon yaygınlığına ve daha düşük uyku kalitesine sahipti. Kovid-19 tanısı konanların yüzde 20'si depresyon semptomları gösterirken, Kovid-19 tanısı konmayanlarda bu oran yüzde 11'di.
Araştırmacılar, yatakta daha uzun zaman geçirmiş veya önceden yüksek depresyon ya da anksiyete oranlarına sahip hastaların sağlığının bozuk olmasının, Kovid semptomlarının devam etmesi ve sağlık üzerindeki uzun vadeli etkilerden endişelenmenin birleşiminden kaynaklanabileceğini öne sürüyor.
Kovid'i ağır geçiren hastalarda genelde, önceden özellikle depresyon gibi kronik akıl sağlığı etkileriyle ilişkilendirilen iltihaplanma görülüyor.
Araştırmacılar, çoğu çalışmanın akıl sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri Kovid-19 tanısından itibaren sadece 6 aya kadar incelediğini ve akıl sağlığı üzerinde bu noktadan sonraki uzun vadeli etkiler hakkında çok daha az şey bilindiğini söyledi.
Hastaların akıl sağlığındaki uzun vadeli etkileri çalışmak için araştırmacılar depresyon, anksiyete, Kovid-19 kaynaklı sıkıntı ve düşük uyku kalitesinin yaygınlığını inceledi.
Çalışma kapsamındaki yaklaşık çeyrek milyon kişiden yüzde 4'üne Şubat 2020 ile Ağustos 2021 arasında Kovid-19 tanısı konmuştu.
İzlanda Üniversitesi'nden çalışmanın yazarı Profesör Unnur Anna Valdimarsdottir şöyle diyor:
Araştırmamız, genel nüfusta ciddi Kovid-19 hastalığı sonrası akıl sağlığı semptomlarını tanıdan itibaren 16 aya kadar inceleyen ilk araştırmalar arasında.
Çalışma, Kovid-19'un akıl sağlığı üzerindeki etkilerinin tüm hastalarda aynı olmadığını ve akıl sağlığı üzerindeki etkilerin şiddetinin belirlenmesinde hastanede yatma süresinin temel bir faktör olduğunu gösteriyor.
Pandeminin üçüncü yılına girerken, şiddetli akut Kovid-19 hastalığı olan hasta kesimi arasında olumsuz ruh sağlığına karşı klinik açıdan tetikte kalınması ve enfeksiyon sonrası ilk yılı aşan takip çalışmaları gerçekleştirilmesi, tedaviye zamanında erişimin temini için kritik öneme sahip.
* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news/health
Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik
© The Independent