Gezi davası sanığı Mücella Yapıcı: Telefonda yaptığım şakaların hepsi iddianameye girmiş bu gayriciddi

Gezi Parkı eylemleri davasında savunma yapan 3. isim mimar Mücella Yapıcı oldu. Yapıcı, "Ben bu iddianamenin öne sürdüğü her şeyi külliyen reddediyorum" dedi

İstanbul Mimarlar Odası yöneticilerinden Mücella Yapıcı Gezi Parkı eylemlerinin sembol isimlerinden biriydi, aynı suçlamalarla ikinci kez yargılanıyor / Fotoğraf: Twitter

Gezi Parkı davasının ilk duruşmasında savunma yapan 3. isim İstanbul Mimarlar Odası ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı oldu.

Yapıcı savunmasına “Aynı suçtan ikinci kez yargılanıyorum” diye başladı:

Benim buraya bu konuda aynı suçtan ikinci gelişim. Geçen iddianameden ve onun dayalı olduğu fezlekeden bahsedeceğim. FETÖ savcılarının hazırladığı iddianamenin yeni versiyonu olan son iddianameye göre bendeniz darbeye teşebbüs ve daha birçok suçlama var. Bunların en komiği Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet ettiğim iddiası; 40 yıllık meslek hayatımda bu gülünç bir suç, gülünç bir iddia.

Telefon dinlemelerinde özel konuşmalarım da kayıtlarında. Keşke yaşınız daha büyük olsaydı, 68 kuşağı için devrim kelimesi ne kadar güzel bir anlam ifade edilir bilebilseydiniz. İddianamede Murat Pabuç isimli birisi, uluslararası bağlantısı olan şahıslarla birlikte hareket ettiler, finansörlük yaptığımızı söylemiş. Bu kişi daha sonra aklı dengesi yerinde toplamak söyleyip ifadesini geri çekmek istedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

”Hükümeti istifaya zorlamışız, bütün siyasi partiler hükümeti istifaya zorluyor”

Yapıcı “Ben 68 yaşımda sıfır mülkiyetle çalışmak zorunda olan bir kimseyim. Keşke biraz daha param olsaydı da Gezi'ye 2 sandalye ve 100 poğaça da ben yollasaydım. Dosyada bulunan deliller ve bir sürülenlerin hepsi, daha önce yargılanıp beraat ettiğim davada da vardı. Ben eğer mesleğimi toplum yararına kullanmamış olsaydım, asıl o zaman bu vatan hainliği olurdu" dedi. Bu sözlerin izleyiciler tarafından alkışlanması üzerine Mahkeme Başkanı "Sanığın savunması bizim için de çok önemli, dinleme hakkımızı elimizden almayın” dedi. Yapıcı şöyle devam etti:

Ben bu iddianamenin öne sürdüğü her şeyi külliyen reddediyorum. Bu iddialar yeni değildir, benim yargılanmam da yeni değildir. 5 yıl önce aralarında bulunduğum 26 kişi hakkında ceza davası açıldı. Taksim Platformu ile Taksim Dayanışmasının birbirinden ayrı olduğunu 6 senedir çözemediler. Taksim Platformu, Erdoğan’ın topçu kışlası açıklamasından sonra kurulmuştur. Taksim Dayanışması ise, imar planları askıya çıktıktan sonra meslek odalarının da olduğu yüzden fazla bileşen ile kurulmuştur.

Daha önce beraat ettiğim dosyada; ağırlaştırılmış müebbet, 2970 yıl hapis ve 160 bin lira ile cezalandırılmam isteniyor. "Dayanışma bir görevdir, bir suç değildir. Hele ki ortada bir hukuksuzluk varsa. Osman Kavala’ya kızgınım. Kendisini zengin biliyorduk. Gezi’ye 3-5 plastik masa sandalye göndermiş iddianameye göre, mahalledeki Ayşe hanım bile tencerelerce zeytinyağlı yaptı gönderdi.

Biber gazından etkilenmemek için kullandığımız malzemeler öyle özel şeyler değildi. Gaz maskesi, talcid vs. Siz de Gezi’ye geldiyseniz görmüşsünüzdür. Benim fıtratım şakacılıktır gelin görün ki telefonda yaptığım şakaların hepsi iddianamede yer almış bu gayri ciddilik için ben sizden özür dilerim. Hükümet istifa demek suç değildir. Bazı hükümetler bu tür durumlarda kendiliğinden istifa ederler. Ama biz göremeyeceğiz galiba. Yasal hakları kullanmak ve hakları kullanırken örgütlü hareket etmek, suç örgütü olmak değildir.

"Barışçıl gösteriler haktır, suçlanamaz"

Anayasa'da kullanılan bir hakkın kullanılması evrensel hukuka, doğal hukuka ve adalete aykıdır. Barışçıl gösteriler haktır, suçlanamaz. Bir düşünce etrafında bir araya gelmek ve dayanışmaktır yaptığımız. Hükümet istifa demek suç değildir. Zaten bazı devletler bu kadar suç işlediği için kendiliğinden istifa eder.

Biz o günleri görür müyüz bilmiyorum. Siz de çok önemli bir iş yapıyorsunuz. Hukukun kurallarına uymamak sizin için de suçtur, bizim için de.Şu anda Beyoğlu planlarında afet anında helikopter inecek yer yok. Sahra hastanesi kuracak yer de yok. Biz de bu yüzden Topçu Kışlası'nı yapmayın dedik. Ama dönemin Başbakanı Erdoğan 'Biz reddi reddiyoruz' dedi ve kışlayı yapmaya kararlı olduğunu söyledi. Yok edilme sürecine girilince Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi olarak planlara itiraz edelim dedik. Kadir Topbaş da dahil olmak üzere pek çok kişiye çağrı yaptık. Buraları korumak yalnızca devletin, belediyenin görevi değildir.

Bilgilendirme çalışmaları, suç duyuruları, kurulun aldığı kararlara karşı bir sabah geldiler ve 30 tane hiç tanımadığımız kişi gazla karşıladılar bizi. İlk iddianamede suç örgütü, ikinci iddianamede de darbeye teşebbüsle suçlanan Taksim Dayanışması, hukuksuz imar planlarına karşı çalışan meşru bir platformdur.

Meslek odaları tarafından dava açtık ve idare mahkemesi tarafından haklı bulunduk. Ne yazık ki hukuka rağmen bu proje uygulanmaya devam etmiştir. 45 yıllık yüksek mimar mühendis olarak mesleğim ve görevim icabı açıkça kaçak olan, hiçbir izni bulunmayan, ve dozerle yaptıkları kazı nedeniyle parkın su elektrik tesisatını tahrip ederek, halkı çok ciddi bir tehlikeye atan yetkililere sorduğumda hepimizi hedef alarak gaz sıktılar.

Benim yüzüme yakın mesafeden üç tane gaz sıktılar. İki ay mide kanaması geçirdim. Hayatımızı kurtarmak için bile olsa tek bir şiddete başvurmadık. Son derece sağduyulu ve barışçıldık. Bu süreçte uygulanan polis şiddeti, başta Erdoğan olmak üzere merkezi yöneticilerin kışkırtıcı söylemleri olayların büyümesine neden oldu.

Yapıcı: Bu yaşımda neden çıplak arandım?

Türkiye'de gelişen demokratik tepkiler, gaz bombaları, plastik mermi gibi şiddetle karşılandı. Onlarca genç insan kafa travması geçirdi. Ben de bu yaşımda çıplak arandım. Niye? Ben sadece mesleğimin gereğini yaptım. Gezi bizim yarımınızdır, çocuklarımızın aydınlık geleceği için umut fişeğidir. Taksim Dayanışması görev aldıysa onur duyarım. Bu anlattıklarım ilk savunmamdan, bu kadar haklıyken, kamusal bir görevim varken neden gazeteci oldum?

Şimdi bir de hükümeti devirmeye teşebbüsten yargılanıyorum. O günden bugüne yapılan tüm çağrılar alenidir. Asıl suçluların hesap vermesi gerekirken, sağduyu çağrısı yapan, şiddet ortamının bitmesi için çaba gösteren Taksim Dayanışması temsilcilerinin hukuksuz bir şekilde yargılanması kabul edilebilir olmaktan çok uzaktır. Asıl suç toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının şiddetle engellenmesidir. Hala öldürülen çocukların katillerinin davaları sürmektedir. Şiddet uygulayan polisler komik para cezalarıyla cezalandırıldılar.

Dönemin vali, kaymakamı ve 'polis destan yazdı' diyen Erdoğan'ın hukuksal payı sorgulanmalıdır. 2015'teki davada yaptığım savunmayı aynısını yaptım. Yine dava açılırsa bu savunmayı tekrarlayacağım. Yaşamını yitirenler önünde saygıyla eğiliyorum. Savunmam bundan ibarettir.

 

Independent Türkçe, Ajanslar

DAHA FAZLA HABER OKU