Hükümetin de şikayet ettiği fahiş fiyatlardan kim sorumlu? Tüketici dernekleri temsilcileri: Sorumlu da suçlu da ekonomi yönetimidir

Hükümet "market lobisinden", marketçiler de art arda gelen zamlardan şikayetçi. Tüketici dernekleri yöneticilerine göre, önlenemeyen fahiş fiyat artışıdan akaryakıta zamlardan, otoban, köprü ve tünel geçişlerini dolara bağlayanlar sorumlu

Fahiş fiyat uygulamaları nedeniyle zaman zaman marketlere yönelik denetimler gerçekleştiriliyor / Fotoğraf: AA

Sabah erken saatlerinde çocuğunu okula götürmeye çalışan baba fırında sıra bekliyor.
 
Evlatlarının beslemesine birer poğaça ya da simit almaya çalışanlar, sürekli artan zamları takip etmeye bile yetişemiyor.
 
Kuyrukta bekleyen bir babanın gözleri simide takılıyor. Baba, "3,5 lira yaptığınız simitleri küçültünüz mü?" diye soruyor.
 
Tezgahtar, "Hayır beyefendi. Simidin gramajında bir azalma söz konusu değil" dedi.
 
Baba biraz öfkeli bir tonla, "O zaman tartın lütfen. Gözlerim kör değil. Simitleri kesinlikle küçültüşsünüz" diyerek söyledi.
 
Israrına rağmen tezgahtar, simitleri tartmaya yanaşmadı. Yaşanan tartışmadan dolayı kuyruktaki hiç kimse çocuğunun beslemesi için simit almadı.
 
Bu sıradan bir tartışma. Artık benzeri durum birçok yerde yaşanır hale geldi. Özellikle de büyük marketlerde.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Marketler, etiket değiştirme elemanı arıyor

Büyük zincir marketlerde gramajı düşürülen birçok ürün satıldığı bilinen bir gerçek.

Hatta ürünlerin üstünde yazıyor. Örneğin son zamanlarda fiyatı sürekli yükselen sıvı yağı, bazı marketler artık 5 litre olarak satmıyor.

Fiyatı artmasına ve bir litre azalmasına rağmen vatandaş, sanki 5 litre almış gibi tenekeyi alıp gidiyor. Ama ya paketleri arabasının bagajına yerleştirirken ya da evinde bir litre eksik aldığını anlıyor.

Marketlerdeki fiyat artışına gelince artık etiketleri değiştiren elemanlar bulunuyor.

Görevleri sadece sabahtan akşama kadar fiyat etiketini değiştirmek. Yani sürekli zamlanan ürünün eski etiketini kaldırıp yerine yenisini yapıştırıyorlar.

Fakat öyle ki artık tek eleman bile bu işe yetişemiyor. Onun için zincir marketlerinin kapısında "etiket değiştirme elemanı aranıyor" duyurularının asıldığı bile oluyor.

fa15f49d-86f3-4590-ab02-de012483b07f.jpg
Zincir marketler, sık sık buna benzer listelerle fiyat değişikliğine gidiyor / Fotoğraf: Twitter


Erdoğan da şikayetçi… TKK marketlerine 147 adet eklendi

Fahiş fiyatların can yakan bir gerçek olduğu hükümet yetkilileri tarafından da dile getiriliyor.

Devletin en üst makamında bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da hem stokçuluk yapan hem de fahiş fiyatta ısrar edenlerle mücadele ettiklerini söyledi.

Hatta Erdoğan, zincir marketlerin fahiş fiyat uygulamalarından tüketicilerin kurtulması için Tarım Kredi Kooperatifleri (TKK) marketlerinin sayısına 1000 tane daha ekleyeceklerini açıklamıştı.

Erdoğan, TKK marketlerinin sayısının artırılacağı talimatı verdiği ekim ayında faaliyette olan market sayısı 485 civarındaydı.

O tarihten bu yana 147 adet market açıldı. Erdoğan’ın 1000 hedefine ulaşılması için daha 853 adet marketin daha açılması gerekiyor.
 
Ancak TKK marketlerinde de fiyatlar çok farklı değil.

Herkesin şikayet ettiği ancak bir türlü önlenemeyen "fahiş fiyat" uygulamasından kim veya kimler sorumlu?

Bu işlerde suçlu kim, kime ceza kesilmesi gerekiyor?

Bu soruların yanıtları tüketici derneklerinin temsilcilerinden geldi.

Stokçuluk-1.jpeg
Stokçuluk iddiaları nedeniyle zaman zaman marketler denetleniyor / Fotoğraf: AA



"Maliyet artışının üzerinden yüzde 10’dan fazla zam yapana ceza kesiyoruz"

Onlardan biri Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz.

Avukat Bülent Deniz aynı zamanda Ticaret Bakanlığı Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu üyesi olarak görev yapıyor.

Deniz’in anlattığına göre kurul, önüne gelen dosyalarda fahiş fiyata imza atılan dosyaları soruşturuyor.

Dosyalar önlerine geldiğinde ise ilgili firmadan "maliyet girdileriyle, satış fiyatlarının kayıtlarını istediklerini belirten Deniz, "Maliyet artışının üzerinde yüzde 10’dan fazla zam yapan firma varsa para cezası veriyoruz" dedi.

"Son durumla ilgili dosyalar henüz gelmedi"

Bir firma eğer maliyeti artmış ise bu artış oranı kadar zam yapıp satış yapabileceğini vurgulayan Deniz, "Kurula dosyası gelen firmalarda ortak savunma maliyetlerinin artığı yönünde oluyor. Herkes ‘Bu ürünü sattığım zaman yerine yenisi koyamıyorum. Dolayısıyla zam yapmak zorunda kalıyorum’ diyor. Ancak bunun haksız bir savunma olduğunu düşünüyorum. Bu savunma ekonomi ahlakı açısından doğru değil. Ama son dönemdeki durumlarla ilgili dosyalar henüz gelmedi" diye konuştu.

Yeni dosyaların gelmesi halinde farklı bir durumla karşılaşabileceklerini tahmin ettiğini dile getiren Deniz’e göre marketçilerin geliş fiyatlarıyla, satış fiyatlarını ortaya koymaları halinde aslında fahiş zam yapmadıkları ortaya çıkacak.

Bülent Deniz.jpeg
Avukat Mehmet Bülent Deniz / Fotoğraf: Twitter


"Marketçiye 1 milyon ceza kesmek de çözüm değil"

"Vatandaş zorda, alım gücü çok düştü" diyen Deniz, şöyle devam etti:

"Marketçi dilediği gibi zam yapamaz. Ürünün çıktığı yerle son tüketiciye ulaştığı zincirde sıkıntılar var. Aracılar zam yaptıkça herkes makul bir kar koyup ürün satıyor. Ne yazık ki aradaki aracıları kaldırmaya da serbest ekonomik düzende kimsenin de gücü yetmez. Bu çözüm de değil. Marketçinin yakasına yapışıp 1 milyon lira para cezası kesmek de çözüm getirmez."

Stokçuluk.jpeg
Zincir marketleri başta olmak üzere birçok satıcının fahiş fiyat uyguladığı ve stokçuluk yaptığı iddia ediliyor / Fotoğraf: AA



"Sorumlu da suçlu da ekonomi yönetimidir"

"Fahiş fiyatlardan kim sorumludur?" sorusuna Deniz, "Fahiş fiyat uygulamasında marketçi suçlu değilse, suçlanmayacaksa, sorumlu değilse o zaman bir sorumlunun ortada olması lazım. Akaryakıta zam yapan ekonomi yönetimi sorumlu. Otoyol ve köprü geçişlerindeki ücretleri arttıran ekonomi yönetimi bir sorumlu. Pandeminin başından beri ‘gıda fiyatlarında KDV sıfırlansın’ dediğimiz halde buna kulak asmayan ekonomi yönetimi suçludur. Sorumluluk tarladaki traktörün mazotundan vergi almamayı akıl edemeyen ekonomi yönetimidir" diye cevap verdi.

"Tüketici de ihtiyacından fazlasını almamalı"

"Şu anda gıda konusu çok alarm veriyor" ifadelerini kullanan avukat Mehmet Bülent Deniz, sözlerini şöyle tamamladı:
 
"Gıda üretiminde kullanılacak enerjiden bedeli 6 ay bir sene alınmamalıdır. Transfer yapan araçların akaryakıt vergi alınmasın. Köprü ve otoyol geçişleri bu araçlara ücretsiz yapılmalı. Tüketicinin ödediği bütün vergiler, 6 ay, 1 sene sıfırlanmalı. Yoksa insanlar aç kalacak. Tüketici de dengeyi bozmayacak panik hareketlerde bulunmamalı. İhtiyacından fazlasını zam gelecek endişesiyle gidip almamalı. Çünkü panikle yapılan talep arzı, arz da zammı getirir."
 
"Bu anlayışla fahiş fiyat ve stokçuluğun önüne geçilemez"

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin ise kimsenin sorumlu ya da suçlu aramasına gerek olmadığını söyledi.

Şahin’e göre fahiş fiyatlardan satıcılar, sağlayıcılar ya da tüketiciler sorumlu değil. Sorumluluk tamamıyla ekonomi yönetimi ve hükümettedir.

Piyasaya güven verilmediği sürece fahiş fiyat ve stokçuluğun önüne geçilemeyeceğinin altını çizen Şahin, "Buna ahlaki anlamda bir hakkı da yok hükümetin. Piyasalara güven verecek hükümet. Güven sağlandıktan sonra yasal olarak müdahale hakkı olur" dedi.

Mahmut Şahin.jpeg
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin / Facebook


"İlk gördüğümde şaşırmıştım, şimdi zorunluluk oldu"
 
"Bir ülkede kendi para cinsinden daha çok yabancı para cinsinden mevduat varsa o devletin piyasaya hükmetme şansı kalmaz" diyen Şahin, "Satıcıların etiket değiştirme görevlisi alma konusu ilk defa ben gündeme getirdim. Gördüğümde şaşırmıştım, şok olmuştum. Ama şimdi bu durumun bir zorunluluktan kaynaklandığını düşünüyorum. O insanlar keyfi olarak daha çok para kazanma uğruna bunu yapmıyorlar bun" ifadelerini kullandı.

Bir ürünün yola çıkıp markete gelene kadar girdisinde birtakım değişiklikler yaşandığını dile getiren Şahin, şöyle devam etti:

"Bu nedenle fiyatın değişmesi oluyor. Biz kimseye ‘o ürünü zararına sat’ diyemeyiz. Ne yazık ki karşılaştığımız durum satıcıların kendi ellerinde değil. Stokçuluktan para kazanılmıyor. Stok yapmak zorunlu hale getiriliyor. Hükümetin piyasaya güven vermesi lazım. Güven verilmeden ne stokçunun önüne geçebiliriz ne de fahiş fiyatların."

"Tüketicinin yapacağı tek şey alımı kesmek"
 
"Burada tüketici ne yapabilir?" sorusunu Mahmut Şahin, "Tüketicinin yapacağı hiçbir şey yok. Tüketici talep noktasında her zaman olduğu gibi fiyatlar artarken alımını kesecek. O kadar" şeklinde cevapladı.

Zincir marketlere yönelik denetime şeklini de eleştiren Şahin, "Resmen adamları sizi denetlemeye geliyoruz, gerekli hazırlıkları yapın ve mallarınızı saklayın’ deniliyor. Televizyonlardan bas bas bağırarak denetime gidilir mi? Denetim böyle mi olur?" dedi ve ekledi:

"Denetimleri pat diye yaparsınız. Gizlice yaparsınız. Şimdi o denetimi yaptınız, tamam. Davul, zurna çalarak yaptınız. İşte haber verdiniz ya da vermeden yaptınız. Kestiğiniz ceza neye yarıyor. İzmir’de 2 bin araç stoklayan firmaya 545 bin lira ceza kesti. Bakın adım 2 bin araç saklamış. İki tane satsa sizin kestiğiniz cezayı çıkarır. Düşük gramajlı ürün sattığı tespit edilen bir firmaya 52 bin lira kesiliyor. Oysa o firmanın ürünü 10 binlerce markette birkaç saat içinde çıkarılıyor."

"Ekonomi yönetimi kontrolü kaçırmış durumda"

Cezanın ürün başına uygulanması gerektiğini vurgulayan Mahmut Şahin, "Şu anda ekonomi, ekonominin yönetimi kontrolü elden kaçırmış durumda. Piyasaya güven vermiyor. Dolayısıyla da fahiş fiyatların önüne geçemiyor. Suçlusu da sorumlu da ekonomi yönetimidir."  

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU