Uzmanlar: Trump’ın İran’la ilgili yalanları “yıkıcı bir savaşa” yol açabilir

ABD başkanının neden İran’a misilleme teşebbüsünde bulunduğunu ya da nükleer anlaşma konusunda neden yanlış iddialarda bulunduğunu kimse bilmiyor gibi görünüyor

Fotoğraf: The Independent

ABD Başkanı Donald Trump’ın, İran’ın ABD insansız hava aracını (İHA) düşürmesinin ardından verdiği misilleme saldırısı kararını iptal etmesinden sonraki sabah, başkanın o anda Fox News’te Tucker Carlson’ı izlediğine ve uygulamaya geçmek üzere olan askeri emri birdenbire durdurmaya karar verdiğine dair söylentiler dolaşıyordu.

Bu iddialar asılsız çıktı. Carlson’ın programı, Trump’ın karar iptalinden kısa bir süre sonra sabah saat 8’de başladı. Ama pek çok kişinin iddiaya inandığı gerçeği, ABD yetkililerini giderek daha çok endişelendiren bir soruna dikkat çekti.

The Independent, Trump saldırıları iptal ettikten sonraki gün birden fazla nükleer ve ulusal güvenlik uzmanı ile konuştu. Onlara göre, ABD Başkanı İran’la olan gerilimi geçici olarak düşürmüş olsa da, Trump’ın İran nükleer anlaşması konusundaki yanıltıcı bilgileri, daha geniş uluslararası çatışmalara yol açabilir.

Bir önceki ABD Başkanı Barack Obama yönetimindeki Ulusal Güvenlik Konseyi’nin silah kontrolü ve silahlanmanın yaygınlaşmasını önlemekten sorumlu kıdemli direktörü Jon Wolfsthal’a göre, Trump “gerçeklere dayanmayan” ve “Amerikan güvenliği aleyhinde, hem istikrarsız hem de güvenilmez eylemlere sebep olan” bilgiler alıyor.

Eski yetkili aynı zamanda, Trump’ın Ortak Kapsayıcı Hareket Planı hakkındaki gerçekleri de inkar ettiğini belirtti. 2015’de sağlanan uzlaşma sonrası, İran Nükleer Anlaşması olarak bilinen mutabakatla nükleer programa yönelik kısıtlamalar karşılığında ülkeye yönelik yaptırımlara son verilmişti.

Cuma günü The Independent’a konuşan Wolfsthal sözlerine şöyle devam etti:

ABD Başkanı, İran Nükleer Anlaşması’nın yaptıkları ve ABD’nin Başkan Obama yönetiminde İran’la nasıl ilişkiler kurduğuna dair yalanlar söylemeye devam ediyor. Ortak Kapsayıcı Hareket Planı’nın neler yaptığını ve hatta kendisinin İran’dan ne elde etmek istediğini anlamadığı aşikar. Aslına bakarsanız, Trump yönetimi altında İran’a yönelik Amerikan hedeflerinin ne olduğuna dair kimsenin bir fikri yok.

Cuma sabahı bir dizi öfkeli tweet atan Trump, nükleer anlaşmayı “çaresiz” ve “korkunç” olarak tanımlarken, kendinden önceki yönetimin de İran’a “150 milyar dolar artı 1,8 milyar dolar NAKİT” verdiğini iddia etmişti.

“Pazartesi günü, uluslararası sularda uçan bir İHA’yı vurarak düşürdüler” diyen Trump, “Dün akşam kaç kişinin öleceğini sorduğumda üç farklı alandan misilleme yapacak şekilde silahlarımızı doldurmuş ve doğrultmuştuk. Bir generalden aldığım cevap ‘150 kişi efendim’ oldu. Bir İHA düşürmekle orantılı olmadığı için, 10 dakika kala saldırıyı durdurdum” demişti.

 

 

Aralarında Harvardlı profesör ve Enerji Bakanlığı Nükleer Enerji Danışma Komitesi üyesi olan Matthew Bunn’ın da bulunduğu bazı yetkililerse Trump’ın iddialarına itiraz etti. Bunn’a göre iki tarafın da isteksiz göründüğü, felakete yol açabilecek bir savaşı önlemek için gerilimi biraz düşürmek gerekliydi.

Bunn, The Independent’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Tüm bu yanlış ve yanıltıcı ifadeler, Trump İran anlaşmasından çekilmeye karar verdiğinde bir süre tartışıldı. ABD, İran’a hiç para vermedi. İran’a ait olan ve yaptırımlar gereği dondurulmuş varlıklar serbest bırakıldı. Yani bu İranlıların parasıydı. Ve ayrıca, 150 milyar dolardan çok daha azdı.

Bunların yanı sıra, The Independent’a konuşan diğer yetkililerin belirttiğine göre, Trump’ın İHA’nın uluslararası sularda vurulduğu iddiasında haklı olup olmadığı belirsizliğini koruyor. İran bu konuda yaptığı açıklamada İHA’nın İran hava sahasında vurulduğunu söylemişti.

Wolfsthal konu hakkında “ABD ordusunun İHA’nın İran hava sahasına girmediği ve uluslararası sularda vurulduğu konusundaki sözüne güveniyorum. Ama başka ABD gözetim araçları İran hava sahasını girdiyse ya da İran, hava sahasını doğru şekilde takip edecek donanıma sahip değilse şaşırmam” diye konuştu.

Ayrıca, İHA’ya saldırı emrinde, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin dahil olmadığı teorisi “Gerilimin bu denli yüksek olduğu durumlarda, liderlerin emretmediği şeyler de yaşanabilir” diyen Bunn tarafından da destekleniyor.

Belfer Merkezi’ndeki silahsızlanma uzmanı ve atom yönetimi projesi genel müdürü Martin Malin ise, The Independent’a verdiği demeçte “Başkan, İran’a saldırı kararını iptal ederek sağlıklı ve temkinli davrandı” dedi.

“İki tarafın diplomatları da bu krizden bir çıkış yolu arıyor” diyen Malin, “Odak noktası İran Körfezi’ndeki gerilimi azaltmak olmalı. Bunun için de kaçınılmaz olarak sadece İran’ı değil, Suudi Arabistan ve öteki körfez ülkelerini de masada görmek gerekiyor” diye konuştu.

Malin sözlerine şöyle devam etti:

Trump yönetimi, krizi sona erdirebilecek, Körfez'in ticarete açık kalmasını sağlayacak ve bölgedeki güven inşasını destekleyecek yolu açabilecek gücü elinde tutuyor.

İran cumhurbaşkanının üst seviye danışmanlarından Hüsameddin Asena Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, İran’a yönelik yaptırımları “ekonomi terörizmi” olarak nitelendirmişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Asena ayrıca, İHA’nın düşürülmesinin ardından tehdit olarak ortaya atılan yaptırımlara karşı, İran’ın da“eldeki tüm imkanları kullanarak” cevap vereceğini belirtti.

Asena’nın açıklamasında, “Her somut adım aynı şekilde karşılanacak” ifadelerine yer verildi.

Trump, İran’la yükselmeye devam eden anlaşmazlığı nasıl ele alacağına dair herhangi bir plan açıklamazken, İran’ın ABD varlıklarını hedef almaya devam ettiği takdirde, nasıl bir askeri operasyona başvurulacağına dair bilgi vermedi.

Uzmanlar; ABD vatandaşları ve müttefikleri başkanın uluslararası gelişmeleri değerlendirme yetisine güvenmemeye devam ederse, yönetimin verdiği tepkilere duyulan güvensizliğin de giderek artabileceğini söylüyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world

Independent Türkçe için çeviren:  Ata Türkoğlu

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU