Adana Uluslararası Lezzet Festivali'nin 5.'si geçen hafta "Coğrafya Lezzettir" temasıyla düzenlendi.
Geçen yıl pandemi koşulları nedeniyle dijital olarak gerçekleştirilen festival bu yıl yeniden sahaya taşınınca halkın ilgisi yoğun oldu.
51 konuşmacı ve 23 şefin yer aldığı Adana Merkez Park'taki etkinlikte 250 bini aşkın ziyaretçi ağırlandı.
Kurulan lezzet sahnesinde yerli ve yabancı şefler, bir yandan farklı lezzetlerin sunumunu yaparken diğer yandan izleyicilerle gastronomi adına bilgi paylaşımında bulundu.
Bu kişiler arasında Mehmet Yalçınkaya, Somer Sivrioğlu, Hazer Amani, Umut Karakuş, Melih Demirel ve Türev Uludağ gibi şefler yer aldı.
Türkiye'nin değişik noktalarından genç şefler de organizasyonda hünerlerini sergiledi.
Bir diğer alanda ise gastronomi konferansları gerçekleştirildi.
İki gün boyunca aralarında tasarımcı ve yemek kitabı yazarı Gönül Paksoy, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, sosyal gastronomi şefi ve girişimci Ebru Baybara Demir, TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer ile Anadolu Halk Mutfağı Derneği Başkanı ve gastronomi yazarı Adnan Şahin'in yer aldığı 50'yi aşkın isim, çeşitli oturumlarla konuşmalarını gerçekleştirdi.
10 ton atık geri dönüşüme gönderildi
Festival, konukların oturumları, Adana'nın yöresel lezzetleri ve şeflerin atölyeleri kadar, farklı bir yönüyle öne çıktı ve Türkiye'de ilk kez bir festival "atıksız" şekilde gerçekleştirildi.
Etkinlikteki çiğ meyve ve sebze atıkları toplanarak komposta (gübreyle birlikte kullanılan toprak düzenleyici) dönüştürüldü ve tarım topraklarının iyileştirilmesinde kullanılması için çiftçilere ücretsiz
şekilde verildi. Pişmiş gıdalar ise hayvan barınaklarıyla paylaşıldı. Ambalaj ve bitkisel yağlar da geri dönüşümde kullanılmak üzere toplandı. Sonuç olarak 8-10 Ekim tarihlerinde düzenlenen etkinlikte ortaya çıkan 10 ton atık, geri dönüşüme gönderilerek değerlendirildi.
"Yaşamı İyileştiriyoruz" projesi
Adana Lezzet Festivali Gastronomi İçerik Sorumlusu Ebru Köktürk Koralı, festivaldeki gıda atıklarının toprağı iyileştirmesi için kullanımında ilham kaynaklarının Şef ve Sosyal Girişimci Ebru Baybara Demir'in
yürüttüğü "Yaşamı İyileştiriyoruz" projesi olduğunu anlattı.
Üretim yapılırken bilinçli tüketim ve bilinçli ayrıştırmanın öne çıktığı, toprağın ve sürdürülebilir geleceğin esas alındığı bir yaşam biçiminin öncülerinden olan Ebru Baybara Demir'le konuştuk.
Zira Demir, "Topraktan Toprağa" projesiyle de hal ile pazar yerlerinden atık sebze ve meyvelerin toplanıp farklı işlemlerden geçirilerek komposta dönüştürülmesine öncülük etmiş bir isim.
Böylelikle ayrıştırılan atıklar, komposta dönüştürüldükten sonra çiftçilere bedelsiz şekilde dağıtılıyor.
"Topraktan Toprağa' projesiyle 300 ton milli servet kurtarıldı"
Adana'da projenin detaylarını konuştuğumuz Ebru Baybara Demir, 8 aylık süreçte Diyarbakır'la başlayıp bugün 17 belediyeyle işbirliği halinde sürdürülen projeler sayesinde 300 ton milli servetin çöp olmadan kurtarıldığını anlattı.
"Tarımsal sulamayı ve gübre kullanımını azaltmalıyız"
Pazar yerlerinden toplanan çiğ sebze ve meyve artıklarının komposta dönüştürülerek tarım topraklarının iyileştirilmesi için kullanıldığını ifade eden Ebru Baybara Demir, pazar alanlarına inip belediyelere bu atıkların
nasıl toplanıp ayrıştırılacağını anlattıklarını belirtti.
"'Topraktan Toprağa' projesi, zamanlaması çok doğru bir iş"
Demir sözlerini, "Biz bugünleri çok önceden gördük. 6 yıldır yürüttüğümüz projede Mezopotamya'nın en eski buğdayı Sorgül'ü çoğaltıyoruz ve susuz yetiştiriyoruz. Buğdayda yüzde 82, arpada yüzde 72,
mercimekte yüzde 65 kaybımız var bölgede. 41 il kuraklıktan çok etkilendi. Bunun çözümü, tarımsal sulama ve gübre kullanımını azaltmadan geçiyor. Gübre, topraktaki organik madde ve mikroorganizmaların
çoğalmasının önünü kesiyor. Oysa mikroorganizma toprağın verimini, besin değerini artırıyor. Bunları doğru kavramalı, toprakta olan biteni iyi anlamamız gerekli ama konvansiyonel tarımda bunu anlayamıyoruz.
'Topraktan Toprağa' projesi, zamanlaması çok doğru bir iş. Toprağın içini topraktan gelenle beslediğimiz zaman, içindeki bakteriler onu mikroorganizmaya çeviriyor. Bu mikroorganizma da toprağın verimini, besin
değerini artırıyor" ifadeleriyle sürdürdü.
"Belediyelerden ücret talep etmiyoruz"
Bu çalışmaların karşılığında belediyelerden herhangi bir ücret talep etmediklerini de vurgulayan Demir, atıkların doğal gübreye dönüştürülmesine aracılık ettikleri projede her geçen gün kendilerine katılanların sayısının arttığını da anlattı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Toprağa değil ürüne hizmet eden tarımdan uzaklaşılmalı"
Kalkınma vurgusu yapan Ebru Baybara Demir, kırsal kalkınmada insanların bildiği en iyi şeyi ekonomiye çevirmek gerektiğini belirterek, Türkiye gibi bir tarım ülkesinde bunun tarımdan başlaması gerektiğini ifade etti.
Kültürel değerler ile dinamiklerin zenginliğini insan kaynağıyla buluştururken, sürdürülebilirliği göz ardı etmemek gerektiğini belirten Demir, toprağa değil ürüne hizmet eden uygulamalara karşı uyardı.
"Toprağı sürdürebilirseniz gıdayı da sürdürürsünüz"
Önceliğin ürün değil toprak olması gerektiğini vurgulayarak "Toprağı sürdürebilirseniz gıdayı da sürdürürsünüz" diyen Ebru Baybara Demir, toprağa değil ürüne hizmet eden tarımdan uzaklaşılması gerektiğini savundu.
Akdeniz meyve sineğine karşı Biyobozunur Atık Projesi
Sosyal gastronomi şefi Ebru Baybara Demir, sulamanın yanı sıra "Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık Projesi"yle Akdeniz meyve sineğiyle ilgili çalışma başlattıklarını da anlattı.
Narenciye ihracatında kilit kentlerden olan Adana'nın bazı meyvelerinin geri döndürülmesinin önüne geçmeyi amaçladıklarını belirten Demir, çiftçilerin tarlalarında çürüyen ürünlerinin Seyhan Nehri kanal boyunda
atıldığını gördüklerini, 8 belediyenin bu atıkları kendi tesislerinde kompostlayarak tekrar toprak düzenleyici şeklide geri göndereceğini dile getirdi. Meyve sineklerinin sayısının artmasının önüne geçmeye çalıştıklarını
belirten Demir, kompost içinde meyve sineği yumurtalarının sıcaktan öldüğünü, bu projeyle birlikte hem hal atıkları hem de çiftçinin tarımsal atıklarını toplayarak, biyolojik mücadeleyi ilaçsız bir şekilde ilk kez
Adana’dan başlatmayı hedeflediklerini açıkladı.
"Kompost, gübre değildir"
Komposta gübre denilmesinin doğru olmadığını da belirten Demir, kompostun gübreyle birlikte kullanılan toprak düzenleyici olduğunu da anlattı.
Fethiye Belediyesi ve Orman Bakanlığı desteğiyle yeni bir projeye daha başladıklarını belirten Demir, sürdürülebilir tarım için projelerinin devam edeceğini de sözlerine ekledi.
© The Independentturkish