Merkez Bankası’nda yetkili üç ismin gece yarısı görevden alınmasının ardından Bloomberg, Türkiye’nin ekonomi politikalarına değinen iki analiz birden yayımladı.
Benjamin Harvey imzalı ilk analizde, "hiçbir ciddi ekonomistin Erdoğan’la aynı fikri paylaşmadığı" ifadeleri yer aldı.
Çağan koç imzasıyla yayımlanan ikinci analizde ise Para Politikaları Kurulu’nun (PPK) 21 Ekim’de gerçekleşmesi beklenen toplantısında faiz indirimi kararı çıkması için zemin hazırlandığı öne sürüldü.
İki analize göre de bu durum, tüketici enflasyonunu uzun vadede daha da artıracak.
"Para politikacılarının gücü kırıldı"
Bu sabah Resmi Gazete’de yayımlanan kararla birlikte Merkez Bankası Başkan Yardımcıları Semih Tümen ve Uğur Namık Küçük’le PPK Üyesi Abdullah Yavaş görevden alınmıştı.
Çağan Koç’un analizinde bu hamle, "Türk lider, borçlanma maliyetlerinin düşürülmesi çağrılarına karşı çıkan para politikacılarının gücünü gece yarısı gelen bir hamleyle kırdı" diye nitelendi.
Bu değişiklik, TL’yi yeniden geriletti ve bu yıl dolar karşısındaki kaybı yüzde 18’in üzerine çıkardı. Bu, Bloomberg’in takip ettiği diğer tüm büyük para birimlerindeki kayıptan daha fazla.
"2023 hazırlığı TL’yi hırpalayacak"
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Aynı analizde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu politikayla 2023'te yapılması planlanan genel seçimler öncesinde enflasyonu düşük tutmayı amaçladığı ifade edildi.
Ancak kısa vadede büyümeyi hızlandırmak için kredi musluklarını açık tutmanın daha önce de TL’ye değer kaybettirdiği hatırlatıldı.
"Erdoğan'ın PPK’yı sıkıştırması, son derece düşük faiz oranlarının lirayı rayından çıkardığı ve yetkilileri döviz krizini savuşturmak için şok faiz artırımları yapmaya zorladığı geçmişteki yanlış adımların tekrarlanmasının yolunu açıyor" ifadelerinin yer aldığı analiz, şöyle devam etti:
Kendini faiz oranlarının 'düşmanı' diye niteleyen Erdoğan, faiz oranlarını düşürmenin enflasyonu da düşüreceğine dair alışılmadık bir teoriyi benimsiyor.
"Türkiye ekonomisinde tren kazası yaşanacak"
Bloomberg’e konuşan Londra merkezli finans firması Coex Partners'tan Henrik Gullberg'e göre, bu hamleler geçmişte şirketlere zarar vermiş ve böylece Erdoğan'ı rotasını aniden tersine çevirmeye zorlamıştı.
Gullberg, "Nihayetinde TL’yi istikrara kavuşturmak için yapabilecekleri tek şey, oranları agresif bir şekilde yükseltmek" dedi.
Merkez Bankası’ndaki görev değişimini değerlendiren Benjamin Harvey’in analizinde ise "Ekonomistlerin çoğu, bu yolda devam etmenin Türkiye ekonomisinde bir tren kazası yaşanma olasılığını önemli ölçüde artırdığını söyleyecektir" ifadelerine yer verildi.
"Erdoğanın buharlaştığına şüphe yok"
Erdoğan'ın ekonomi politikalarını "alışılmamış" diye niteleyen Harvey, "Kendisiyle aynı fikirde olan, alanında uzman hiçbir ekonomist yok" diye yazdı:
Erdoğan, faiz oranlarının yükselen fiyatların ana nedeni olduğu ve oranları düşürmenin enflasyonu yavaşlatacağı inancını merkeze alan alışılmamış görüşlerini ifade etmekten hiçbir zaman çekinmedi.
Harvey, Merkez Bankası’nın üç üyesinin gece yarısı görevden alınmasıyla ilgili olarak, "Erdoğan’ın ciddi şekilde buharlaştığına şüphe kalmadı" ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın son dönemde "daha fazla Rus silahı satın almaya" odaklandığını öne süren Harvey, Merkez Bankası’nın mevcut başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun Erdoğan’ın isteklerini yerine getirmeye "hevesli olduğunu" söyledi.
Independent Türkçe, Bloomberg