Pandora Papers: İğneyi para kaçıranlara, çuvaldızı para kaçıranları üreten sisteme

Yusuf Kenan Küçük Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Loic Venance/AFP

Lübnan Merkez Bankası Başkanı eylül ayı başında Fransa'ya usulsüz şekilde yaklaşık 100 bin avro sokmaya çalışırken yakalandı. 

Başkan Salameh bu parayı bavulunda getirmiş ve Fransız gümrüğünde kendisine beyan etmesi gereken bir şey olup olmadığı sorulduğunda beraberinde sadece 15 bin avro olduğunu söylemişti. 

Fransız makamları yalan beyanı nedeniyle adı geçene 2,700 avro ceza kesmiş ve getirdiği parayla ülkeye girişine izin vermişti. 

Başkan Salameh'in bu parayı nasıl elde ettiğini bilmiyoruz. 

Ancak ülke dışına para kaçırmanın çok daha sofistike yolları bulunduğunu bize son olarak "Pandora belgeleri" (Pandora Papers) adıyla duyurulan ifşaatlar gösterdi. 

"Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu"nun (ICIJ) tarafından açıklanan belgelerden, dünya genelindeki çok sayıda üst düzey siyasetçi ve büyük şirketin servet ve kazançlarını vergi cennetlerine kaçırdığı anlaşılıyor. 


Afrika ayağı ve Kenyatta

Pandora belgelerinde Afrika'dan aralarında devlet başkanlarının da bulunduğu yaklaşık 50 siyasetçi ve kamu görevlisi var. 

Kongo Cumhurbaşkanı Denis Sassou-Nguesso'nun ülkesindeki elmas yataklarını kontrol eden firmanın sahibi olduğu ortaya çıktı. 

Gabon Devlet Başkanı Ali Bongo'nun ise vergi cennetlerinde kayıtlı iki paravan şirketin en büyük ortağı ve yöneticisi olduğu anlaşıldı. 
 

3.jpg
Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta / Fotoğraf: Reuters

 

Belgelerde adı geçen Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta'ya yakından bakmak gerekiyor. 

Kenyatta 2013 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olduğunda "yolsuzluğa yeltenmesine gerek olmayacak kadar zengin" olarak nitelendiriliyordu. 

Zira Kenyatta sadece ülkesinin değil Afrika kıtasının en zengin ailelerinden birine mensup. 

Bu zenginlikte Kenya'nın ilk Cumhurbaşkanı olan babası Jomo Kenyatta'nın makamını kullanmak ülkedeki geniş tarım arazilerini ele geçirmesinin büyük payı var. 

Adaylık sürecinde yolsuzlukla mücadele ve şeffaflığa dair iddialı vaatlerde bulunmuş ve tüm kamu görevlilerinin malvarlıklarını deklare etmesi gerektiğini söylemişti. 

Göreve geldikten sonra da yolsuzluğu ve ülke dışına illegal para akışını engellemek için adımlar atarak 'Kenya Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu'nu kurmuştu. 

Ancak Pandora belgeleri, ailesinin diğer üyeleriyle birlikte Kenyatta'nın vergi cennetlerinde kayıtlı birçok şirket ve vakfa sahip olduğunu ortaya koydu. 

Adı geçenin Kenya makamlarına bildirimde bulunup bulunmadığı bu aşamada meçhul. 

Ancak, ülkesinin en zenginlerinden biri olmasına rağmen neden vergi cennetlerini kullanmaya teşebbüs ettiği merak konusu. 


Kurt ağacın gövdesinde 

Pandora belgeleri geçmişteki benzer ifşaatlar gibi Afrika ülkelerinde vergi cennetlerine ilginin yüksek olduğunu gösteriyor. 

Kıtanın batısı ve güneyindeki ülkelerden yasadışı para çıkışı doğu ve orta Afrika'ya kıyasla daha fazla. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Doğal kaynak ihracatçısı ülkeler ön planda. Bu bağlamda bugüne kadar yayınlanan belgelerde Güney Afrika'dan 543, Nijerya'dan 258, Kenya'dan 161, Angola ve Liberya'dan 104, Fildişi Sahili'nden de 52 firma kayıtlı. 

Ancak, ifşaatlar ile kıta dışına illegal para akışına yönelik raporların birbiriyle tam örtüşmediğini söylemek gerek. 

Örneğin Afrika Birliği'nin 2019 tarihli raporunda illegal para akışına konu önde gelen ülkeler arasında Ekvator Ginesi, Togo, Etiyopya ve Zambiya sayılırken, Pandora, Panama ve Paradise belgelerinde bu ülkelerin üst düzey siyasetçileri ve şirketleri ön planda değil. 

Bunun en temel nedeni ifşaatların vergi cennetlerinde kayıtlı hesapların çok küçük bir kısmına ilişkin olması. 

Örneğin Pandora belgelerinde en büyük vergi cennetlerinden biri olarak kabul edilen İngiliz Virgin Adaları'ndan sadece üç firma var ve açıklanan isimlerin bahse konu firmaların müşteri kitlesinin yüzde kaçı olduğunu bilinmiyor. 

Öte yandan, Afrika ülkelerinden illegal para çıkışının yüzde 65'inin ticaret usulsüzlüklerinden, yüzde 30'unun kriminal faaliyetlerden, yüzde 5'inin ise yolsuzluktan kaynaklandığı tahmin ediliyor. 

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'na göre kıta dışına illegal para çıkışı yıllık 90 milyar doları buluyor. Bu rakam uluslararası toplumun Afrika'ya sağladığı kalkınma yardımlarının yaklaşık iki katı.    
 

1.jpg
Vergi cennetlerine dair ifşaatlarda adı geçen öndegelen Afrikalı siyasetçi ve kamu görevlileri / Kaynak: icij.org

 

Neden kaçırılıyor?

İnsan, silah ve değerli maden kaçakçılığı gibi yasadışı faaliyetlerden elde edilen gelirlerin neden kaçırıldığı aşikar. 

Kıtadaki çokuluslu şirketler ve büyük yerel firmalar ise vergi kaçırmak veya vergiden kaçınmak için finansal varlıklarını vergi cennetlerine aktarıyor. 

Afrika ülkeleri ekonomilerinin yüzde 60-70 oranında kayıt dışı olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu durum genel resimle uyumlu. 

Siyasetçiler ve üst düzey kamu görevlilerine gelince bu grup büyük oranda yolsuzlukla veya meslek etiğini ihlal ederek kazandıkları servetlerini korumak güdüsüyle hareket ediyor. 

Çünkü 2017 yılındaki iktidar değişiminin ardından Angola'da eski Cumhurbaşkanı Dos Santos ve ailesinden hesap sorulması örneğinden de görüleceği üzere, kamu kaynaklarının yolsuzlukların hesabının sorulma ihtimali, siyasi eliti servetini yurtdışına kaçırmaya yönlendiriyor. 


Kaçağın faturasını kim ödüyor? 

İllegal para akışı en başta Afrika ülkelerinin kalkınmasına ket vuruyor. 

Kaçırılan gelir ve servetler vergilendirilemediği ve dolayısıyla devlet hazinesine giren para azaldığı için sağlık ve eğitim gibi temel kamu hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve kalitesinin artırılmasına yönelik yatırımlar yapılamıyor. 

Bu nedenle Sahra-altı Afrika ülkelerinde her yıl önlenebilir hastalıklardan milyonlarca kişi hayatını kaybediyor. 

Kıta halklarının yaklaşık yarısı yoksulluk sınırının altında yaşamını idame ettirmeye çalışıyor ve kıta nüfusunun yarısının elektriğe erişimi bulunmuyor.  
 

2.jpg
Fotoğraf: afdb.org

 

Önlem alma gayretleri yetersiz ve samimiyetsiz

Halbuki illegal para akışının engellenmesi son 10 yıldır Afrika Birliği (AfB) ve uluslararası toplumun gündeminde. 

2009 yılında G20 ülkeleri "bankacılık sırrı" anlayışına son verilmesi çağrısı yapmış, bunun üzerine OECD tarafından da desteklenen Bilgi Değişimi ve Saydamlık Küresel Forumu (Global Forum on Transparency and Exchange) kurulmuştu. 

Bugün 161 ülkenin katıldığı Forum çerçevesinde üyeler arasında önce talep üzerine, daha sonra da otomatik veri değişimi uygulamaları başlatıldı. 

AfB'nin Gündem 2063 adlı vizyon belgesinde kalkınma yardımlarına bağımlılığa bir son verilebilmesi ve belgede kayıtlı kalkınma hedeflerine ulaşılabilmesi için yasadışı para akışlarının önüne geçilmesi ihtiyacı vurgulanıyor. 

2015 yılında kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde ise 2030'a kadar yasadışı para akışının büyük ölçüde azaltılması, çalınan varlıkların geri alınmasının güvence altına alınması kayıtlı. 

ABD ve Dünya Bankası tarafından başlatılan çalınan varlıkların geri alınması girişimleri sayesinde Nijerya'nın eski diktatörlerinden Sani Abacha ve işbirlikçilerinin çaldığı yaklaşık yarım milyar doların iadesi sağlandı. 

Ancak, her yıl kaçırılan miktarın yaklaşık 90 milyar dolar olduğu hesaba katıldığında bu rakam devede kulak bile değil. 

Dahası, Pandora belgelerinde görüldüğü üzere illegal para akışına karşı mücadelede ön planda olan ABD, İngiltere, Hollanda ve İsviçre gibi Batılı ülkelerinin Afrika dışına illegal para akışında hiç de azımsanmayacak rolleri bulunuyor. 

Londra'da dünyanın en zenginlerine hizmet veren varlık yöneticileri, hukuk firmaları ve muhasebecilerle dolu olması tesadüf değil. 

Avrupa Birliği'nin yılda iki kez güncellediği vergi cennetleri listesinde İngiltere'nin denizaşırı toprakları olan İngiliz Virgin Adaları, Bermuda ve Cayman Adaları'na yer verilmiyor. 

Yine bu listede yer almayan ABD, İsviçre, Lüksemburg ve Hollanda, Vergi Adaleti Ağı (Tax Justice Network) tarafından hazırlanan finansal sır endeksinde ilk 10 ülke arasında. 

Nitekim Pandora belgeleri ABD'nin bazı eyaletlerinin vergi cennetlerine dönüştüğünü ortaya çıkardı. 

Ancak bu durum, parasını yurtdışına kaçıran Afrikalı liderler ve işadamlarının sorumluluğunu hafifletmiyor. 

Afrika ülkelerinde servetlerini yurtdışına kaçırmak suretiyle vergiden kaçınan Afrikalı siyasetçilerin, bu varlıklarını meşru yollardan edindikleri varsayılsa dahi, siyasi etik gereği bu yola tevessül etmemeleri gerekiyor. 

Zira hiçbirisi servetini ülke dışına çıkarması için tehdit edilmediği gibi, siyasetçilerin kanunları uygulamak, suçluları adalet önüne çıkarmak ve meşhur tabirle "emanete sahip çıkmak" yükümlülükleri bulunuyor. 


Sonuç

Fildişi Sahili'nin ilk Cumhurbaşkanı Felix Houphouet-Boigny 1983 yılında yaptığı bir konuşmada "Kim servetinin bir kısmını İsviçre'ye yatırmak istemez ki!" demişti. 

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nden çağdaşı ve mevkidaşı Mobutu Sese Seko ise 1997 yılında devrilene kadar yurtdışına 10 milyar dolar kaçırmıştı.

Pandora belgeleri ifşaatlar Afrikalı siyasi ve ekonomik elitin kayda değer bir kısmının, Houphouet-Boigny'nin tavsiyesine, Mobutu'nun da pratiğine uygun hareket ettiğini gösteriyor. 

Kıtadaki bireysel servetin yaklaşık yüzde 25'inin vergi cennetlerinde tutulduğu tahmin ediliyor.

Pandora ifşaatları küresel kamuoyunun dikkatini toplumsal ve küresel eşitsizliklerin temel nedenlerine çekiyor. 

Bununla birlikte iyiniyetli bu tür girişimlerin Sahra-altı Afrika gibi azgelişmiş bölgelerden vergi cennetlerine illegal para akışının engellenmesine katkısı ya hiç yok veya çok kısıtlı. 

Çünkü sırasıyla 2016 ve 2017 yıllarında yayımlanan Panama ve Paradise belgelerinin ardından siyasi irade gösterilip önlem alınmadığı gibi, kıta dışına para akışının azaldığına dair bir işaret de söz konusu değil. 

Bu minvalde, bir tarafta kazancını vergiden muaf tutmak ve gayrı meşru kazanılmış servetini saklamak isteyen hemen siyasi ve ekonomik elit, diğer tarafta ise bu varlıkları kullanmak isteyen ülkeler olduğu sürece Afrika'nın sosyal ve ekonomik eşitsizlikten kaynaklanan birçok sorununun çözümsüz kalmaya devam edeceği anlaşılıyor. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU