Günümüz kadınları kariyerleri ile biyolojik saatleri arasında sıkışıp kaldı. Evlilerin iş hayatıyla annelik arasında seçim yapmak zorunda kalması bir yana, bir de aşktan yana bir türlü şansı yaver gitmeyen bekâr kadınlar var.
Bu sebeplerle ileri yaşlarda çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar için "yumurta dondurma" işlemine, dünyanın farklı ülkelerinde her geçen gün daha fazla ilgi gösteriliyor.
Türkiye'de ise kadınların yumurta dondurma işlemine yasal olarak yaklaşık on senedir izin veriliyor.
Başta sadece kanser hastalarına tanınan bu hak, daha sonra erken menopoz veya yumurta rezervi azalan kadınlara da verildi.
Şanslı ve garantici ünlüler
Dünyaca ünlü Hollywood yıldızları Meryl Steep dördüncü çocuğunu, Susan Saradon ikinci çocuğunu, Uma Thurman üçüncü çocuğunu, ünlü Amerikalı melez şarkıcı Mariah Carey ve Celine Dion ise ikizlerini dünyaya getirdiğinde 42 yaşındaydılar.
Çok daha geç yaşta anne olanlar da var; mesela Halle Berry 46 yaşında, Kelly Preston ise 48 yaşında anne oldular.
Biyolojik saatini kaçırmaktan endişelenen kadınların bir nebze olsun içini ferahlatacak benzer güzel örnekler Türkiye'de de var.
Mesela oyuncu Hande Ataizi 41, şarkıcı Demek Akalın 42 yaşında anne oldular. Tiyatrocu Füsun Demirel ise ikizlerini kucağına aldığında tam 50 yaşındaydı.
İsim listesini uzatmak mümkün; ancak mümkün olmayan herkesin bahsettiğimiz isimler kadar şanslı olmadığı...
Zira bilindiği gibi yaşlandıkça doğurganlık azalıyor. Bilim insanlarına göre 40'lı yaşlara gelen kadınların hepsinin gebe kalması ise pek mümkün görünmüyor.
Uzmanlar ileri yaşlarda yaşanan gebeliklerde, her zaman bir risk söz konusu olduğunu belirtiyor.
Kadınların yaşı ilerledikçe, kromozom anormallikleri olasılığı ve bununla birlikte düşük, doğum kusurları ya da hamile kalmayı zorlaştıran çeşitli risklerin arttığını vurguluyorlar.
Bu nedenle kadınların "gebelik" ihtimalini artırarak, biyolojik saati yenme yollarından biri olarak lanse edilen "yumurta dondurma" işlemi, ileri bir tarihte çocuk sahibi olmak isteyenler için gerçek bir şansa dönüşüyor.
Bu yolu tercih edenler arasında tanınmış isimler de bulunuyor. Onlar toplumda farkındalığı artırmak adına aynı zamanda örnek teşkil ediyorlar.
Söz gelimi, iki çocuk sahibi 41 yaşındaki ünlü model ve sunucu Çağla Şikel'in geçtiğimiz aylarda bir röportajında, "kız çocuğu sahip olabilmek için yumurtasını dondurduğunu" açıklaması gibi.
Yine bu işlemler daha Türkiye'de çok duyulmamışken, ünlü ekran yüzü, sunucu Seda Akgül de yıllar önce katıldığı bir programda yumurtalarını dondurduğunu açıklamıştı.
Akgül, bu eylemiyle ve açıklamasıyla ülke çapında büyük yankı uyandırmıştı. Ünlü sunucu neden yumurtalarını dondurduğunu ise verdiği röportajlarında şöyle açıklamıştı:
İstediğim yaşta anne olabilirim. Bunu feminist atak olarak düşünmeyin. Hümanistim. Erkekler '80 yaşında da baba olabilirim' diye dolaşır ya, ben de 80 yaşında ana olurum, işte o kadar!
Türkiye'nin sevilen isimlerinden ünlü yıldız Hülya Avşar'ın kız kardeşi Helin Avşar'ın da "kalabalık aile" hayalini garantiye almak için, Türkiye'de özel bir hastanede yumurtalarını dondurduğu yıllar önce bir röportajında şunları söylemişti:
Dolapta 10 çocuğum var… Beni bekliyorlar!
Samimi açıklamalarda bulunan bu ünlülerimiz arasında şu an için yumurtalarını kullanan bildiğimiz kadarıyla bulunmuyor. Galiba bunu yine zaman içerisinde öğreneceğiz.
Türkiye'de yumurta saklama süresi: 5 yıl
Gelelim "yumurta dondurma" işlemine. Bunu işin uzmanıyla konuşmadan önce kısaca bahsetmek gerekirse, yumurta dondurma işlemi bir kadının yumurtalığından alınan yumurtaların daha ileri bir tarihte kullanılmak üzere dondurularak -196 derecelik özel tanklarda saklanması olarak açıklayabiliriz.
Yumurtaların saklanması ve kullanımı ise ülkeden ülkeye değişiyor. Söz gelimi, Amerika'da dondurulmuş yumurtaların kullanım sonu gibi bir zaman sınırı bulunmazken, Birleşik Krallık'ta geçtiğimiz haftalarda hükümet, yumurta dondurma süresini on yıldan 55 yıla çıkarttı!
Bu gelişme ülkedeki ilgili çevrelerde, kadınların modası geçmiş, ayrımcı ve bilim dışı bir yasadan kurtardığı şeklinde yorumlandı.
Gelelim Türkiye'ye…
Yumurtayı kullanmak için nikah şart!
Ülkemizde "yumurta dondurma" işlemi, kanser hastaları, yumurta rezervi azalmış ya da erken menopoz riski taşıyan kadınlara uygulanıyor.
Hâlbuki kimi uzmanlar, kadınların yumurta sayısı ve kalitesi azalmadan, yumurtalarını dondurmaları halinde "annelik" şansını artıracağı görüşünde. Yani ne kadar erken o kadar sağlıklı.
Gerçi bu görüşler dünyada hala tartışılıyor. Türkiye'de ise yumurtalarını dondurmak isteyen kadınlarda evlilik şartı aranmıyor. Bekâr da olabilir, evli de.
Lakin yumurta rezervinin düşük olduğunu ya da erken menopoz riski bulunduğunu, eğitim ve araştırma hastaneleri ya da üniversite hastanelerinden alacakları raporla belgelemeleri isteniyor.
Yani bu şartları taşıyan her kadına bu işlem yasal olarak uygulanıyor. Dondurulmuş yumurtanın saklanma süresi ise 5 yıl olarak belirlenmiş fakat bu süre yine alınacak özel izinlerle uzatılabiliyor.
Öte yandan yumurtalar nikâhlı eşi olmadan kullanamıyor!
Özel hastanede, kliniklerde ve hatta bazı devlet hastanelerinde yumurta dondurma işlemi yapılabiliyor.
Masraflar ise kişiye ait oluyor. Bu da 8 ila 10 bin lira arasında değişiyor. Yumurtanın saklanacağı her yıl için de ayrıca belli bir miktar ücret ödeniyor.
Dünyada bu yöntemle gerçekleşen ilk doğum 1986'da rapor edilirken, Türkiye'de toplumsal sebeplerden ötürü fazla ön plana çıkarılmıyor.
İspatla ve dondur!
Kadın ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Betül Görgen, yumurta dondurma işlemini, "kariyer ve eğitim planlarıyla gittikçe ötelenen evlilik ve anne olma yaşının getirdiği olumsuzluklara karşın kadının çocuk sahibi olabilme kapasitesini daha ileri yaşlara taşıyan bir yöntem" olarak niteliyor.
Yapılan işlemin yumurtalıklardan alınan olgun yumurtaların toplanıp daha sonra kullanılmak üzere dondurulup özel tanklarda muhafaza edilmesi şeklinde açıklıyor.
Türkiye'deki yumurta dondurma şartlarının diğer ülkelerden daha farklı olduğunu belirten Dr. Görgen, "Ülkemizde daha önce sadece kanser gibi nedenlerle tedavi görecek ve yumurtalık fonksiyonları zarar görecek kadınlara bu işlem yapılabilirken sonrasında yapılan düzenlemelerle erken menopoz riski taşıyan ve azalmış yumurta rezervini ispatlayan kadınların da bu yöntemi kullanabilmesine izin verildi. Yine de ana hatlarıyla koşulları özetleyecek olursak, kemoterapi, radyoterapi gibi üreme kapasitesini bozacak tedavileri görecek kadınlara uygulanıyor" diyor.
Ağrısız ve kısa süreli bir işlem
Yumurta dondurma aşamalarının tüp bebek tedavisi gören kadınların geçirdiği aşamalarla aynı olduğunu anlatan Dr. Görgen şöyle konuşuyor:
Ancak tüp bebek işleminde kadından toplanan olgunlaşmış yumurtalar, o kişinin eşinden elde edilen sperm hücreleri ile döllenmekte ve oluşan embriyolar transfer edilene dek laboratuvar ortamında takip edilmektedir.
Oysa yumurta dondurma olayında toplanan olgunlaşmış yumurtalar birtakım işlemlerden geçirildikten sonra dölleme işlemi yapılmadan -196 derecelik tanklarda saklanmaktadır.
Dr. Görgen, yumurta dondurma işleminden geçen kadının kısa sürede normal hayata döndüğünü belirterek, "Kadının adet kanamasının ikinci veya üçüncü günü kişinin over rezervine ve vücut kitle indeksine göre yumurtalıkları uyaracak ilaç dozu belirlenir ve folliküllerin büyümesi belli aralıklarla kontrol edilir. Folikül boyutları 17-20 mm ye ulaştığında, çatlatma iğnesi yapılır. 36 saat sonra hafif bir anestezi altında olgunlaşmış yumurtalar toplanır. Yumurta toplama işlemini ağrısız ve kısa süreli bir işlemdir. İşlem vajinal ultrasonografi isteği eşliğinde ve vajinal yoldan yapılır. İşlem bitiminden kısa süre sonra günlük aktiviteye dönülebilir" diyor.
Yumurta dondurma işleminde, toplanacak sayının kişinin yaşına sağlık durumuna ve yumurta rezervine göre değiştiğini belirten Dr. Görgen, sözlerine şunları ekliyor:
Rezervi yüksek olan ve 35 yaş altında olan kadınlardan elde edilebilecek yumurta sayısı çok olur. Dondurma sistemlerindeki gelişmelerle, dondurulan yumurtalar çözüldüğünde yüzde 90-100'lere yakın canlılık oranı elde edilmekte. Bu yumurtalarla yapılan tüp bebek uygulamalarındaki gebelik şansı, taze yumurtalarla yapılan uygulamalardaki gebelik şansıyla hemen hemen aynı.
"Gebelik şansını arttırmak için 10-15 yumurta saklanır"
Tabi burada dondurulan yumurta sayısı da büyük önem taşıyor. Dr. Görgen, optimum gebelik olasılığına ulaşmak için dondurmanız gereken yumurta sayısını 10-15 arasında olarak açıklıyor.
Son yıllarda internetin yaygın kullanımıyla insanların bilgiye daha kolay ulaşmasının da bir sonucu olarak yumurta dondurma işlemine talep arttığını belirten Dr. Görgen, bu ilginin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de üreme kapasitesinde düşüş olmasında etken olabileceğine dikkat çekiyor.
Dondurulan yumurtaların beş yıl süreyle saklandığını hatırlatan Dr. Görgen, bu zaman zarfında kullanılmayan veya süresi uzatılmasına ilişkin bir başvuru yapılmayan yumurtaların imha edildiğini belirtiyor.
Yumurta dondurma işleminin tüp bebek işlemlerinin uygulandığı her merkezde yapılabileceğini belirten Dr. Görgen, Türkiye'de yasal olarak yumurta dondurma hakkına sahip kadınların bile sosyal baskı yüzünden bu işlemi sorguladığını söylüyor.
Kadınları ikileme düşüren nedeni ise Dr. Görgen, şöyle açıklıyor:
Yumurta dondurma işleminde, ilaç kullanımı sırasında büyüyen yumurtaların ultrasonografik takibinin karın yoluyla yapılsa bile, doğru değerlendirme için vajinal ultrasonografi tercih ediliyor.
Ayrıca yumurta toplama işlemi vajinal yoldan yapıldığı için, kişi bakireyse işlem öncesi kızlık zarına müdahale edilmesi gerekiyor. Ülkemizde bekâret hala önemli tabu olduğu için bu işlemden sırf bu yüzden vazgeçenler var. Bu yüzden arzu ettiği takdirde kişiye bu bir işlemle ilgili resmi rapor düzenleyebiliyoruz.
Yumurta dondurma işlemi sırasında bekâretini kaybeden bir hastasının bunalıma girdiğini anlatan Dr. Görgen, "Yani gözlemlediğim kadarıyla ülkemizde bu işlemin sayısını sınırlayan en önemli faktörlerden biri 'bekâretin bozulmasının yarattığı toplumsal baskı'. Bu baskı bazen her şeyin önüne geçebilmektedir" diyor.
"50 yaşıma kadar bekleyeceğim!"
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Evrim Aksoy, beş yıl önce yumurtasını dondurmuş.
Dr. Aksoy'un bu kararı almasında geç yaşta evlenip çocuk sahibi olmak isteyen bir hastası etkili olmuş, şöyle anlatıyor:
Beş yıl önce 47 yaşında bir hastam olmuştu, bir yıl önce evlenmişti ve çocuk sahibi olmak istiyorlardı. Ancak kadının yumurtaları bitmişti.
Ona başka bir kadının yumurtasını almak kaydıyla gebelik yaşayabileceğini söyledim. Bu işlem Türkiye'de yasal olmadığı için Kıbrıs'a gittiler. Ancak çok üzülmüştü ve gitmeden önce bana 'Geç olmadan yumurtalarını dondur' dedi.
Onun yaşadığı pişmanlık beni tetikledi. İleride çocuk sahibi olmak isteyebilirdim. Sonradan üzülmek istemedim. Türkiye'de de bu işlem için yasal izinler çıkmıştı, ben de bu düşüncelerle yumurtalarımı dondurdum.
"Yumurtamın olduğunu bilmek beni rahatlatıyor"
Pek çok insan gibi okul ve iş hayatı sürecinde zamanın hızlı geçtiğini düşünen Dr. Aksoy, kariyerinde istediği noktaya geldiğinde yaşının kırk olduğunu belirterek, "Ben bebeğim olmasını her zaman istemiştim ama gerçekten zaman nasıl geçti anlamadım. Altı sene tıp fakültesi, dört sene uzmanlık derken hayatınızı planlayacak zamanınızın bile olmadığını anlıyorsunuz. Mesleki olarak istediğim pozisyona ulaştığımda yaşım 40 olmuştu. Bu yüzden tüm hastalarımla konuşuyorum, onlara soruyorum. Özellikle ultrasonda gördüğümde; yumurtalık kapasitesi azalmışsa, adetlerde düzensizlik başlamışsa, kapasitesi azalmışsa, gerçekten ihtiyacı varsa, 'yapalım' diyorum" diye anlatıyor.
Yumurta dondurma işleminde önemli olanın "40 yaş altı yumurtaları saklamak" olduğunu söyleyen Dr. Aksoy, sözlerini şöyle sürdürüyor:
40'tan sonra yumurtaların kalitesi bozuluyor. Dolayısıyla bir faydası olmuyor. Erken uyanmak önemli! Kaliteliyken yumurtayı saklamanın anlamı var. 43 yaşında 'ben yumurtamı saklayayım' demenin çok da bir faydası yok. Varsa da ideal olan değil.
Ben de son anda yapabildim zaten ve ülkemize de yeni gelmişti. Öncesinde Kıbrıs'ta yapılabiliyordu, kalkıp da oraya da gitmedim. Zaten kullanmaya da fırsat olmadı.
Belki de hiç kullanmayacağım ama en azından yumurtam olduğunu bilmek beni rahatlatan bir durum. 'Benim çocuğum asla olmaz' demiyorum mesela şu anda. O bakımdan güzel bir şey.
Dondurduğu yumurtalarını 50 yaşına kadar saklayacağını belirten Dr. Aksoy, "Programımda bir bebek sahibi olmak yok; ama şu an 45 yaşındayım ve kendiliğinden hamile kalma ihtimalim oldukça düşük. Olur da istersem, tabii ki dondurduğum yumurtaları kullanarak çocuk sahibi olabileceğim. Bu yüzden onları imha etmedim. İlk planım 50 yaşına kadar onları tutmaktı zaten. Daha beş senem var. Sonrasını ise zaman gösterecek, şu an bilemiyorum" diyor.
"Kadını şu an için rahatlatsa da sonra zorlar"
Erişkin ve Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Müjen İlnem, yaşı ileri olan kadınların geleceğe hükmetmek için bu işlemi tercih ettiğine vurgu yapıyor.
Psikiyatr İlnem, "Bu uygulamaya yönelen kadınlar ruhsal anlamda çocuk yapma olasılığı kaybetme paniği yaşıyor. İleri yaşlarda anne olmayı seçerek, gelecekteki yaşamları için bugünü ertelemiş oluyorlar. İleri yaşında çocuk sahibi olmak anneler için çok riskli faktörler de taşıyorlar. Yumurta dondurma işlemi yaptıran kadınların bu seçimi kendilerini de zorluyor, bu nedenle yüzde 50 doğru buluyorum; yüzde 50 değil" diye konuşuyor.
"Yumurta dondurma" işlemi yaptıran kadınların psikolojik olarak kendini çok daha rahatlamış hissettiğini belirten Psikiyatr İlnem, "Yumurtasını dondurarak, annelik şansını garanti altına aldığını düşünen kadın, bir erkek karşısında boyun eğmeyerek, uygun erkek bekliyor, buluyor. Bir yandan da çalışıyor. Ayrıca toplum karşısında hani 'bunun çocuğu olmaz' yargısından uzakta kalmış oluyor. Toplumsal baskıyı birazcık üstünden atıyor, her yaşta anne olabileceği rahatlığı yaşıyor. Bu açılardan, toplumsal ve biyolojik endişelerden kurtulmak için bu uygulamayı seçebilirler. Fakat ileri yaşlarda çocuk sahibi olmak yine de anne ve babaya risk faktörü taşıyor. Araştırmalarda, ileri yaşlarda çocuk sahibi olan ailelerde ruhsal ve zekâ sorunlarıyla karşılaşabildiğini gösteriyor. Çocuk için oluşan sorunlar aileyi de yüzde yüz etkiliyor. Dondurulmuş yumurta uygulansa bile, annenin gebeliği sıkıntılı geçiyor. İleri yaşlarda hamilelik her zaman kolay olmuyor" ifadelerini kullanıyor.
Yaşlı anne olmak…
Dünyada anne olmak isteyen ama sosyal ve çevresel nedenlerle bunu ertelemek zorunda kalan kadınların, panik içinde yumurta dondurma işlemine yöneldiğini söyleyen Psikiyatr İlnem, "Bu konuda yaptığım araştırmada, bu işlemde bile bazen döllenmeye uygun olmayacak problemler çıkabildiğini öğrendim. Bu yüzden bu işleme yüzde yüz güvenmek, olası sorunlarla karşılaşıldığında beklentiyi karşılamayabilir. Bu da psikolojik olarak insanı üzebilir" diyor ve ekliyor:
Yani şu an için yumurtasını donduran kadınlar, bu işlemle psikolojik olarak çok rahatlasa da ileri yaşlarda çocuk sahibi olmanın başka fizyolojik sıkıntıları içinde bunalabilirler.
Ayrıca bir insanın ortalama ömrü göz önüne alındığında geç yaşta dünyaya getirilecek çocuğa bakmakta da yaşı ilerlemiş ebeveyni zorlayabilir, psikolojik sıkıntı doğurabilir.
İleri yaşta yaşanan annelikte çocuğun gelişimini takip etmekte zorlanmak ayrıca aile bireylerinin psikolojisinde olumsuz etkilere neden olabilir.
"Sosyolojik açıdan bakir bir alan!"
Sosyolog Volkan Ertit, "yumurta dondurma" işleminin sosyolojik açıdan değerlendirmenin kolay olmadığını belirtiyor:
Geç annelik ve üremeyi kendi insiyatifine alma etrafındaki tartışmalar bağlamında kadınların yumurta dondurmaktan ne anladıkları, bunu nasıl inşa ettikleri ve deneyimledikleri Türkiye'de oldukça bakir bir alan.
Türkiye'deki kadınların yumurta dondurmanın risklerini ve faydalarını nasıl algıladıklarına, bunun ebeveynlik söylemleriyle ve gelecekteki üreme niyetleriyle nasıl bir ilişkisi olduğuna ve yumurta dondurmada 'tıbbi' karşılaşmanın nasıl deneyimlendiğine dair iç görülerini ortaya koymak, bu konularda çalışma yapan araştırmacılar için kolay değildir.
"Kadın kendi kaderini tayin ediyor"
Dünya genelinde -sağlık sebepleri hariç- yumurtalarını donduran kadınların genellikle bekâr, yüksek eğitimli, ekonomik özgürlüğü olan ve çoğunlukla yaşlarının 35 üstü olduğunu belirten Sosyolog Ertit, Türkiye'de ise üzerine fazla konuşulmayan bu işlemin temelinde toplumsal kuralların etkin olmasına bağlıyor.
Ertit, şunları söylüyor:
Söz konusu yumurta dondurma olduğunda genellikle baskın motivasyonun kariyer nedenleri olduğu belirtilir. Ancak daha az sıklıkla dile getirilen 'anneliği doğru zamanda doğru kişi ile yaşama arzusu' bu teknolojiyi kullanmanın diğer önemli sebeplerinden.
Doğru eş ise 'yeni babalık' diye tabir edilen olguya denk gelecek şekilde benzer kültürel kodlara sahip partner arayışı ile ilgili. Henüz 'doğru eş' ile tanışmamış olmak anneliğin de ertelenmesine, ertelenmek istenmesine sebep olabilmektedir. Toplumsal tepkinin ortaya çıkması da biraz da bu sebeple ilgili olabilir.
Yapılan çalışmaların, yumurta dondurma ile ilgili alınan kararda 'sosyal' ve 'tıbbi' sebeplerin yer yer iç içe geçtiğini göstermekte olduğunu söyleyen Ertit, "O nedenle azalan yumurtalık rezervlerinin 'risk bilgisi' ile karşı karşıya kaldıklarında ve annelik için doğru zaman ve kişiyi bekleme kararı aldıklarında kadınlar aynı zamanda kendi kaderini tayin eden bir sorumluluk almış alıyorlar. İşte bu sorumluluğu alma aynı zamanda toplumsal bir gerilim hattına da girilmesine sebep olabilmektedir" şeklinde sözlerini tamamlıyor.
© The Independentturkish