Düşük ücret politikası, sosyal patlamaya yol açabilir mi? Ökten: Ücretler üzerinde baskılama var; Altuğ: Düşük ücretin nedeni işsizlik

Asgari ücretteki artış, özel sektörde dahi maaş oranlarını belirliyor. Türkiye, asgari ücret konusunda birçok Avrupa ülkesinin gerisinde kalıyor. Erdursun’a göre düşük ücret politikası sosyal patlamaya yol açabilir

Kimi uzmanlar, Türkiye'de düşük ücret politikasının uygulandığını öne sürüyor / Fotoğraf: AA

Türkiye'de hayat pahalılığı ciddi boyutlara ulaşmış durumda.

Artan fiyatlar karşısında geniş kitleler geçinmekte zorlanıyor.

Yaşanan pahalılık artık iktidara yakın kimi gazetecilerce dahi kabul ediliyor.

Muhalefet pahalılığa vurgu yaparken, iktidar da enflasyonla mücadele edileceği sözü vererek oylarını korumaya çalışıyor.

Türkiye'de hayat pahalılığı artarken, ücret artışları ise aynı yönde yaşanmıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçen ağustosta enflasyon oranını yüzde 19,25 olarak açıklarken, 27 Ağustos 2021 Cuma günü kamuda çalışan memurlarla iktidar arasındaki toplu sözleşmede 2022 yılı içinde memura ilk 6 ayda yüzde 5, ikinci 6 ayda yüzde 7 olmak üzere toplam yüzde 12 oranında zam yapılması karara bağlandı.

Bu arada aralarında tanınmış ekonomistlerin de olduğu pek çok ismin gerçek enflasyonun TÜİK'in açıkladığı rakamların çok daha üstünde olduğunu iddia ediyor.

pahalılık.jpeg
Son süreçlerde Türkiye'de ana gündem hayat pahalılığı / Fotoğraf: Twitter

 

Türkiye, 22 Avrupa ülkesi arasında en düşük asgari ücrette sondan ikinci

Özel sektörde dahi maaş oranları belirlenirken dikkate alınan asgari ücret, birçok Avrupa ülkesine göre oldukça gerisinde kalıyor.

Avrupa İstatistik Ofisi'nin (Eurostat), 1 Ocak 2021 verilerine göre Türkiye, asgari ücret uygulamasının olduğu 22 Avrupa ülkesi arasında en düşük asgari ücrette Bulgaristan'dan sonra ikinci sırada.

Eurostat'ın verilerine göre bazı ülkelerin asgari ücret sıralaması şöyle:

Ülke Asgari ücret (euro)
Lüksemburg  2202
İrlanda  1724
Hollanda  1685
Belçika  1626
Almanya  1614
Fransa  1555
İspanya  1108
Slovenya  1024
Malta  785
Portekiz  776
Yunanistan  758
Litvanya  642
Slovakya  623
Polonya  614
Estonya  584
Çekya  579
Hırvatistan  563
Letonya  500
Romanya  458
Macaristan  442
Türkiye  392
Bulgaristan  332

Sebep düşük ücret politikası mı?

Türkiye'de uzun yıllardan beri bilinçli olarak düşük ücret politikası uygulandığını iddia eden kimi ekonomistler, sendikacılar ve siyasiler bulunuyor.

Onların iddiasına göre bu yolla tıpkı zamanında Çin'in yaptığı gibi maliyetleri düşük tutarak yatırımcı çekilmesi ve bu yolla üretimin artırılması planlanıyor.

Yine aynı kesimlerin iddiasına göre Türkiye'de son süreçte yaşamın zorlaşması biraz da bu politikanın sonucu.

Geliri artmayan insanlar bir süre sonra artan fiyatlar karşısında her türlü ezilmeye mahkum ve bu açıdan ücret politikasında değişikliğe gidilmedikçe pahalılıkla da mücadele edilemeyeceğini savunuyor.

Türkiye'de iddia edildiği gibi ilan edilmemiş ancak pratikte hayata geçirilmiş bir düşük ücret politikası mı uygulanıyor?

Bu soruyu farklı isimlere yönelttik.

zeynep.jpg
Zeynep Ökten / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Ücretler üzerine baskılama var. Türkiye’de ayrım daha keskin hissediliyor"

Ekonomist Prof. Dr. Zeynep Ökten, yazılarında düşük ücret politikasından bahseden uzmanlar arasında alıyor.

Ökten, 1990'lardan özellikle 2000'li yılların başından itibaren dünyada ücretler üzerine bir baskılama olduğunu, gelir dağılımı adaletsizliğinin tüm dünyada yaygınlaştığını, pandemide gelir dağılımının iyice bozulduğunu ancak Türkiye'de bu ayrımın daha keskin hissedildiğini öne sürdü.

"Asgari ücret, ortalama ücret halini aldı"

Türkiye'de ücretle çalışan sayısının çok fazla olduğunu, ücretle çalışanlar arasında asgari ücretli çalışanların sayısının OECD üyesi ülkeler içinde en yükseklerinden biri olduğunu kaydeden Ökten, şu iddiada bulundu:

Açlık sınırının altında bir asgari ücretten bahsediyoruz. Oysa ücretli çalışanlar içinde asgari ücretlilerin oranı yüzde 40. Asgari ücretin biraz üstünde yaşayan yüzde 10 ile altında yaşayan yüzde 10'luk dilimi de aldığımız zaman çalışanların yüzde 60'ına denk geliyor. Asgari ücret ortalama ücret haline gelmiş durumda.

düşükücret1.jpg
Ökten, sermayenin milli gelirdeki payının artarken, ücretlinin düştüğünü öne sürdü 

 

"Sermayenin milli gelirden aldığı pay yükselirken, ücretlinin düştü"

Pandemi sürecinde ABD ve AB'nin mal ve hizmet talebini Uzakdoğu yerine Türkiye’ye kaydırması ile sanayide hem karlılığın ve hem kapasite kullanım oranlarının arttığını ve sermayenin milli gelirden aldığı payın daha da yükseldiğini söyleyen Ökten, buna karşın ücretlinin aldığı oranda düşme görüldüğünü söyleyerek şu uyarıda bulundu:

sanayi.jpg
Ökten, sanayideki kar oranlarının artmasına karşın bunun ücretliye yansımadığını iddia etti / Fotoğraf: AA

 

"Sanayicilere söylüyorum. Ücreti düşük tutarsanız sonunda bu sizi de vuracak"

Uzun süredir sanayicilere şunu söylüyorum: Siz ücreti bu kadar düşük tutarsanız sonunda bu sizi de vuracak. Bunun iki nedeni var. Birincisi ücretlerin düşüklüğü iç talebi kısıtlayacak. Bu da üretimi etkileyecek. İkincisi düşük ücret, kalifiye insanların beyin göçüne neden oluyor. Düşük ücretle kalifiye elaman çalıştıramayacağınızdan üreteceğiniz malın uluslararası arenada rekabet gücü zayıf olacak. Kaliteli mal üretmek istiyorsanız verimli bir ücret politikası uygulamanız lazım.

"Düşük ücret politikası üzerine kurulu bir üretim sistemi sürdürülebilir değil. Çin vazgeçti"

Düşük ücret politikası üzerine kurulu bir üretim sisteminin sürdürülebilir olmadığını kaydeden Ökten, "Çin, bunu yaptı ama teknolojisini de geliştirdi. Çin, şimdilerde düşük ücret politikasından vazgeçerek ileri teknoloji üretmeye yöneldi. Çin, şimdi firmalarına karlılığınızı çalışanlarınızla da paylaşmanız lazım diyor. Çünkü kapitalizmin sürdürülmesi için bile insanların para kazanıyor olması lazım. Düşük ücret ve gelir dağılımı adaletsizliği sonunda sistemi vuracaktır" diye konuştu.

osmanaltuğ.jpg
Osman Altuğ / Fotoğraf: Aydınlık 

 

"Düşük ücretin nedeni bilinçli politika değil işsizlik"

Ekonomist Prof. Dr. Osman Altuğ ise Türkiye'deki düşük ücretlerin işsizlikten kaynaklandığını iddia ederek, bilinçli bir düşük ücret politikası izlendiğine dair görüşe katılmadığını söyleyerek, gerekçelerini şöyle açıkladı:

Düşük ücret politikasının sebebi işsizlik. Şirketlerin klasik tutumu kayıtlı çalışanların kıdemlerini uzatmamak. Yükünü hafifletmek için sürekli değiştiriyor. Kıdemi birikmesin diye pahalı çalışanı çıkarır, ucuza çalışanı alır. Çünkü emek ucuzdur. İşe talep çok. İşe talep çok olunca ücretin düşmesi normal. Türkiye'nin bir numaralı sorunu işsizliktir. En güçlü parti işsizlik partisi. 15 milyon insan işsiz. İşsizliği çözen iktidar olur.

arzu.jpg
Arzu Çerkezoğlu / Fotoğraf: DİSK

 

"Çok sistematik bir şekilde ücretleri baskılama politikası var"

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise Türkiye'de ciddi bir enflasyon ve pahalılık olmasına karşın rakamların gerçeği yansıtmadığını vurguladı. 

DİSK olarak açıkladıkları son raporda gıda enflasyonundaki gerçek duruma dair bilgiler verdiklerini ifade eden Çerkezoğlu, şöyle devam etti:

Fiyatlar artarken çok sistematik bir şekilde ücretleri baskılama politikası var. Bu hem hükümet hem işverenler eliyle gerçekleştiriyor. Asgari ücretin yıllar içinde alım gücünün gerilemesi bunun en somut örneği. Yıllardır düşük ücret politikası ve ücretlerin baskılanması sonucu başta asgari ücret olmak üzere bütün ücretler reel olarak çok ciddi geriliyor. Kamudaki toplu sözleşmelerde de ücretin baskılandığı ve hükümet eliyle düşük ücret politikasına geçildiği görülüyor. Bu özel sektör açısından da kriter oluşturuyor. Özel sektördeki büyük toplu sözleşmelerde de hükümetin ücretleri baskılamasının sonuçlarını görüyoruz.

"Sermayenin karlılığı ücretlere yansımadığı gibi ücretler düşüyor"

Geçen günlerde metal sektöründe faaliyet gösteren bağlı sendikalarının metal üreten şirketlerin son süreçlerdeki kar oranlarını açıkladığını hatırlatan Çerkezoğlu, "Orta ve büyük sermaye yüksek oranlarda kar ederken bu karlılık ücretlere yansımadığı gibi daha düşük ücretler uygulanıyor. Herkesin üretimden gereken payı aldığı bir sistem gerekiyor. Bunun içinde ücretleri baskılayan politikadan vazgeçilmelidir" diye konuştu.

özgürerdursun.jpg
Özgür Erdursun / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"ABD, 1929 buhranından ücretleri artırarak çıktı"

Çalışma hayatı ve sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun da bilinçli bir düşük ücret politikası uygulandığını iddia edenlerden.

ABD'de 1929 yılında büyük bir ekonomik buhran yaşandığını hatırlatan Erdursun, "ABD, bu buhrandan ücretleri yükselterek çıktı. Enflasyon bu kadar artmışsa ve sen gerçek enflasyon rakamlarını söylemeyip her şey normalmiş gibi davranıyorsan sosyal patlamaya neden olursun" iddiasında bulundu.

1929 buhranı.jpg
Erdursun, ABD'nin 1929 buhranından ücretleri artırarak çıktığını ileri sürdü / Fotoğraf: Wikipedia

 

"Ücretler artarsa enflasyon artar gerekçesi gerçekçi değil, enflasyon zaten arttı"

Erdursun, ücretlere yüksek oranda zam yapmamaya gerekçe olarak ileri sürülen "Ücretler artarsa enflasyon da artar" iddiasının artık günümüzde gerçeği yansıtmadığını iddia ederek, “Enflasyon artmış zaten. Merkez Bankası Başkanı yıl sonunda enflasyon düşecek diyor. Zaten TUİK yıl sonunda enflasyonu düşük açıklıyor memura ve emekliye daha az zam verilmesi için. Ücretler bilinçli olarak düşük tutuluyor. Ancak insanların cebinde para olmazsa harcama da yapamaz. Harcama olmaması süreç içinde üretimi de düşürür" ifadelerini kullandı. 

"Yatırım gelsin diye ücretler düşürüldü ama hiçbir işe yaramadı"

 "Üretimin olması için mümkün olduğu kadar ücretlerin düşürülmesi amaçlandı. Ücretler düşük olursa yatırımcılar gelir dendi. Politik olarak ücretler düşürüldü ama hiçbir işe yaramadı. Yatırım da yok" diyen Erdursun, iddialarını şöyle sürdürdü:

"Ülke büyüdü deniyor. Ülkenin büyümesi demek daha fazla gelir elde edildi demek. Ancak bu büyümeden ücretliye yansıma yok. Bu ücret politikasıyla ülke sosyal patlamaya gidiyor."

düşükücretli.jpg
Erdursun, düşük ücret politikasının sosyal patlamalara neden olabileceği iddiasında / Görsel: Twitter

 


"Düşük ücret politikası da işsizliği artırıyor"

Prof. Dr. Osman Altuğ'un düşük ücret politikasına ülkedeki yüksek işsizliğin neden olduğu yönündeki sözünü hatırlattığınız Erdursun, bu görüşe katılmadığını söyleyerek, "Tam tersine düşük ücret politikası da işsizliğe neden oluyor. Öğretmene 12 saatlik çalışma karşılığı 3 bin lira teklif eden özel okul var. Bu durumda genç, 'Neden bu paraya bu şartlarda çalışayım' diyor. Oysa insani bir ücret verilse gidip çalışacak" dedi.

işsizlik.jpg
Erdursun, düşük ücretlerin de işsizliğe neden olduğunu iddia etti / Fotoğraf: AA

 

"Türkiye'de 1950'den sonra yaşadığı krizlerden çıkış yolu olarak ücretleri artırmıştır"

Türkiye'de de 1950'den sonra yaşadığı krizlerden çıkış yolu olarak ücretlerin arttırıldığını öne süren Erdursun, "Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Başta da dediğim gibi ABD, 1929 buhranından ücretleri artırarak çıkmıştır. Çünkü basit bir mantığı var. Cebinde para olmazsa alışveriş yapamazsın. Alışveriş yapamazsan üretim düşer. Ekonominin canlanması için insanların alım gücünün yükselmesi lazım" şeklinde konuştu.

"Ücret politikaları değişmezse halkın çoğunluğu artık ev, araba alamaz, boşanmalar artar"

Türkiye'de bir numaralı gündemin düşük ücretler ve düşük emekli aylıkları olması gerektiğini söyleyen Erdursun, "Düşük ücretleri ve düşük emekli aylıklarını konuşan iktidara gelir. Ücret politikaları değişmese kimse sonunda ev, araba alamaz. Evlilikler azalır. Boşanmalar artar. Türkiye bu ücret politikası nedeniyle felakete gidiyor" diyerek sözlerini tamamladı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU