İzmir depremiyle kuruldu, yardımdan yardıma koşan ödüllü derneğe dönüştü: İyilik Takipçileri

Gönüllülerden oluşan ekip, zor durumdakilerin gıda, barınma gibi ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra deprem, orman yangını, sel demeden doğal afetlerin neden olduğu mağduriyetleri azaltmaya çalışıyor

10 ayda 2 bini aşkın kişinin yer aldığı İyilik Takipçileri, siyasi tartışmalardan uzak durup proje geliştirerek daha fazla kişiye el uzatabilmeyi hedefliyor. Başkan Rana Çetinkaya, “Talep eden değil, üreten bir dernek olma hedefiyle yola çıktık” diyor / Fotoğraf: İyilik Takipçileri

Bugün, isimlerini ilk kez Bodrum Mazı'daki orman yangınında duyduğum sivil toplum kuruluşu İyilik Takipçileri'nden bahsedeceğim.

Aslında derneğin kuruluş hikayesi de bir başka doğal afete dayanıyor.

30 Ekim tarihinde İzmir'in Bayraklı ilçesinde deprem sonrasındaki münferit yardım çalışmalarının büyümesiyle İyilik Takipçileri bir dernek halini alıyor.

Böylelikle gönüllülerden oluşan bu hareket masa başında değil, sahada kurulmuş oluyor.

"18 TIR yardım dağıttık, 74 depremzedeyi evlerine yerleştirdik"

Derneğin başkanlığını, İzmir Bayraklı depremine tanık olan Rana Çetinkaya yürütüyor.

Çetinkaya'nın 30 gün boyunca çadır kampta diğer depremzedelerle yaşadıkları, İyilik Takipçileri'nin tohumlarının atılmasına vesile olmuş.

31 yaşındaki Sosyal Hizmetler Uzmanı, o günleri şu sözlerle anlatıyor:

"İzmir depremi dönüm noktamızdı. Rıza Bey Apartmanı'nın çok yakınında oturuyordum. Şahsi Instagram hesabımdan çeşitli paylaşımlar yaparak yardım toplamaya başladım.18 TIR yardım dağıttık, 74 depremzedeyi evlerine yerleştirdik."

"Gönüllü bağışlarıyla ilerliyoruz"

Geçmişte yaşanan bazı olumsuz örnekler nedeniyle Türkiye'de derneklerle ilgili negatif bir algının bulunduğunu savunan Rana Çetinkaya, "En azından benim için de öyleydi. İnsanları maddi-manevi sömüren dernekler oldu. Ama şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri vazgeçilmezimiz. Gönüllülük esaslı çalışıyoruz ve maaş almıyoruz" dedi ve İyilik Takipçileri'nin sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirilen yardım çağrılarında gerekli destek miktarı tamamlanır tamamlanmaz oturumu sonlandırdıklarını ifade etti.

 

Rana Çetinkaya İyilik Takipçileri
Rana Çetinkaya / Fotoğraf: İyilik Takipçileri

 

"Talep eden değil, üreten bir dernek olma hedefiyle yola çıktık"

İyilik Takipçileri şu an için gönüllü bağışlarla ilerlese de Rana Çetinkaya gelecekte gücünü kendi ürettiği projelerden alan bir oluşum haline gelebilmeyi hedeflediklerini vurguladı. 

"Sürekli dışarıdan bağış alarak ilerlemektense kendi projelerimizi hayata geçirmeyi amaçlıyoruz" diyen Çekintaya, "Talep eden değil, üreten bir dernek olma hedefiyle yola çıktık. Örneğin Konak Belediyesi ile kitap kumbaraları kuracağız. Kitaplardan kullanılabilir olanlardan 'iyilik kütüphanesi' oluşturulacak. Kullanılamayanlar da dönüşüme uğrayacak. Atık projesi bunlardan biri. Bu projeyle 3 kişi istihdam ettik. Aidatlarla kiramızı ödüyoruz. Kalıcı ve sürdürülebilir çözümlere odaklanıyoruz. Gerçek ihtiyaç sahiplerinin belirlenmesi aşamasında başvuruların yarısından çoğunu, yanlış bilgiler nedeniyle elemek durumunda kalıyoruz. İnsanlar dışında patili dostlarımız için de projelerimiz var, solar enerjili barınak çalışmamız bunlardan biri" diye konuştu. 

 

İyilik Takipçileri 1.jpeg
İyilik Takipçileri'ne web sitesi üzerinden bağış yapılabiliyor ya da gönüllü olunabiliyor. Derneğe sosyal medya hesaplarından da ulaşmak mümkün /  Fotoğraf: İyilik Takipçileri 

 

"İyiliğin rengi, siyaseti olmaz"

Siyasi tartışmalardan uzak durmak istediklerini diye getiren Çetinkaya, 650 resmi üyeye ek olarak üye olmasalar da aktif rol alan bin 400 kişiden oluşan iyilik gönüllüleri bulunan derneğin, ağırlıklı olarak 35 yaş altı genç, dinamik kesimden oluştuğunu söyledi.

"Z kuşağına çok önem veriyoruz"

90'lı yılların sonu ile 2010'lu yıllar arasında doğan ve Z kuşağı olarak tabir edilen jenerasyona çok önem verdiklerini kaydeden Çetinkaya, öncelikle daha fazla kitap okunmasını sağlamak için çalışmaları bulunduğunu, ayrıca onların sevdikleri sanatçılarla bazı etkinlikler planlandıklarını belirterek, "Onları mutlu edecek, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri hediye çekleri hazırlayacağız. İnternet üzerinden ‘iyilik mağazası' oluşturmaya başladık" ifadelerini kullandı. 

 

İyilik Takipçileri Z kuşağı.jpg
Fotoğraf: İyilik Takipçileri 

 

Afet bölgelerindeki yerel desteğin önemine dikkati çeken Çetinkaya, Bodrum'daki orman yangınlarında Onur Çevik'ten destek gördüklerini kaydetti.

Manavgat, Bodrum ve Marmaris yangınlarına ilişkin, "Üç alanda da görev aldık. 15 gün Bodrum'da kaldık. Günde ortalama 45 kişiyle çalıştık. Marmaris'le birlikte 75 gönüllü görev aldı. İtfaiye hortumu da tuttuk, zehirlendik de, arazöze de çıktık. Bilinçsiz davranmak işi yokuşa sürüyor, alanda da gördük, işi bilenlerle yürüyoruz. Yangınlardan sonra sel için de yardımda bulunduk. Kastamonu, Sinop Ayancık ve Tunceli'ye de TIR'larla yardım gönderildi" bilgilerini paylaştı.

Unutamadığı bir anısını da sorduğumuz Çetinkaya, İzmir depremi sonrası olumsuz pek çok olayla karşılaşsa da kendisini duygulandıran şu olayı anlattı:

"Hatice isminde bir depremzedemiz vardı. Alandaydık daha çadıra bile geçmemiştik ve evlerin yıkım kararı belli değildi. Hatice'nin evi az hasarlı çıktığından gidebilecekti. Elindeki 200 lirayı uzatarak, 'Bana bunu verdiler ama benim ihtiyacım yok. Siz benim ihtiyaçlarımı karşıladınız, bunu alıp başka depremzedeye verin' dedi. O yüce gönüllülük beni çok etkiledi. Biz parayı almayınca Hatice gidip yarım saat sonra elinde çoraplar ve iç çamaşırlarıyla geldi ve bunların depremzedelere dağıtılmasını istedi."

 

10 ayda iki ödül

Başta dernek kurma amacı gütmeseler de gönüllülerin verdiği destekle oluşumun kısa sürede büyüdüğünü ve anlatan Çetinkaya, 10 aylık süreçte biri Azerbaycan'dan diğeri Türkiye'den olmak üzere, "Yılın en iyi sivil toplum kuruluşu" ödülünü aldıklarını aktardı.

 

 

"Makbuz kesen, hesap veren bir dernek"

Derneğin gönüllülerinden 40 yaşındaki makine mühendisi Görkem Erön ise İyilik Takipçileri'yle Onur Çevik aracılığıyla haziran ayındaki hayvan festivali sırasında tanıştığını ve üç aydır destek verdiğini belirtti.

Bu oluşumu hem insani yardım yaptığı hem de bağış kesip, makbuz veren, şeffaf bir oluşum olduğu gerekçesiyle tercih ettiğini ifade eden Erön, şöyle konuştu: 

"Akın akın büyüyoruz. Manavgat ve Marmaris'in ardından Bodrum'da da yangın söndürme çalışmaları ve insani yardımda bulunduk. Gönüllü olarak destek veriyorum, zaten gönüllülük esasına göre çalışılıyor. Bodrum Mumcular'da ofis kuruldu ve tek tek gezilerek, köylünün ihtiyaçlarının tespiti yapılıp karşılandı. Örneğin yangın söndürme topuna ihtiyaç duyuldu, hemen temin edildi. Yangından okulları zarar gören çocuklara kırtasiye desteği verildi. Akçakaya'da engelli bir çocuğun sandalyesinin yangında yandığı öğrenildi ve 2 saat içinde çocuğun boyuna, kilosuna uygun akülü sandalye hediye edildi. Bunlara bizzat şahit olmak daha da güven veriyor. Geçmişte bazı dernekler nedeniyle duygularımız sömürüldü ama olumsuzluğu bir kenara bırakmak, doğru örneklerle yürümek gerekli. Birlikten kuvvet doğuyor."

 

 

"Siyasi tartışmalardan uzak duran bir dernek"

Ekibin çok genç ve dinamik gönüllülerden oluşmasının da kendisini etkilediğini belirten Erön, siyasi konulara girilmeden, cinsiyet, ırk, din, dil ayrımı yapmadan, salt yardıma odaklanan bir dernek olduklarını da ifade etti.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU