Ankara’da 5 yıl önce suikasta kurban giden Çeçen lider Medet Önlü’nün davasında bir mahkumiyet daha çıktı. Tetikçi Murat Aluç’a yardım ettiği iddiasıyla Ömer Peltek 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Müdahil taraf sanığın 4,5 yıl kaçıp teslim olduğunu hatırlatıp asli fail olarak cezalandırılmasını isterken, sanık avukatı müvekkilinin karşı taraftan korktuğu için teslim olduğunu savundu.
Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya tutuklu sanık Ömer Peltek, Medet Önlü'nün eşi, çocukları ve taraf avukatları katıldı. Önlü ailesinin avukatı Erdal Doğan, önceki celse savcının, sanık için "kasten öldürmeye yardım" suçundan ceza istediğini hatırlattı. Sanık Peltek'in cinayet öncesinden itibaren tetikçi Murat Aluç'la beraber hareket ettiğini öne süren avukat Doğan, sanığın cinayetten sonra delil kararttığını ve 4,5 yıl yargıdan kaçtığını söyledi. Doğan, sanığın asli fail olarak cezalandırılmasını istedi.
Duruşmada söz alan maktul Medet Önlü'nün eşi Leyla Önlü şöyle konuştu:
"Sizler, haksızlığa uğrayan bizlerin savunucularısınız. 4,5 yıl kaçan, adaleti engelleyen kişi atlas libas da giyse değişmiyor. Ben Medet Önlü'nün eşiyim. Üç genç çocuğum eğitim çağında. Hepimizin hakkı için 5 kez müebbet istiyorum. Yardımdan cezalandırmak bizleri daha çok yaralayacaktır. Medet Önlü nefes almıyor, o hapishanede yemek yiyip nefes alacak."
Sanık avukatı müvekkilinin cinayete katılma iradesi bulunmadığın, yargıdan da kaçmadığını öne sürüp, karşı taraftan korkarak teslim olduğunu savundu. Tutuklu sanık Peltek, Önlü'nün öldürüleceğini bilmediğini öne sürerek, "Bilseydim, katılmazdım, yardım da etmezdim. Korktuğum için 4,5 yıl kaçtım. Ailem mağdur durumda. Şikayetçiler haklı, sonuçta ortada bir maktul var. Allah rahmet eylesin. Hiçbir şekilde suçum yok. İstemeyerek, bilmeden yardımda bulundum. Bir insanın ölümü kime, ne kazandırır?" dedi.
İndirimsiz 18 yıl hapis
Mahkeme sanık Peltek'i, kasten adam öldürmeye yardım suçundan 18 yıl hapis cezasına mahkum etti, takdir indirimi kullanmadı ve tutukluğunun devamına hükmetti. Davanın firari sanığı Rızvan Ezbulatov hakkındaki kamu davası ayrıldı.
Medet Önlü, Ankara'daki ofisinde 22 Mayıs 2013'te vurularak öldürülmüş halde bulunmuş, cinayete ilişkin 9 kişi hakkında dava açılmıştı. Mahkeme, sanık Murat Aluç'u, "tasarlayarak öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "ruhsatsız tabanca bulundurmak" suçundan da bir yıl hapse çarptırmıştı. Sanıklardan Mehmet Akif Cömert'e "adam öldürmeye iştirak" suçundan 18 yıl, birine suçluyu kayırmaktan 4 yıl, dördüne ise aynı suçtan 6'şar ay hapis cezası verilmişti.
Aluç'u cinayete azmettirmek suçundan "ağırlaştırılmış müebbet" ile ruhsatsız tabanca bulundurmaktan 3 yıl hapsi istenen Ezbulatov ile cinayete yardımdan 20 yıla kadar hapsi istenen Peltek hakkındaki dosya firari olmaları nedeniyle ayrılmıştı. Sanık Aluç, ilk celsede “Medet Önlü'yü ben öldürdüm." demiş, cinayeti Ezbulatov'un azmettirmesi ve onun verdiği tabancayla işlediğini söylemişti. Aluç, azmettirici Ezbulatov'un cinayetten sonra havayoluyla İstanbul'dan Moskova'ya hareket ettiğini öne sürmüştü. Sanık Peltek, Alanya'da Aralık 2017'de sahte kimlikle yakalanmıştı.
MİT’in takibindeyken öldürüldü iddiası
Medet Önlü’nün eşi Leyla Eser Önlü daha önce Başsavcılığa sunduğu dilekçede çok çarpıcı iddialarda bulunmuştu. Eşinin MİT takibindeyken öldürüldüğünü iddia eden Önlü dilekçesinde şunları söylemişti:
“Özellikle son dönemlerde, Suriye savaşında Çeçenlerin piyon olarak kullanılmalarına karşı çıkan ve Çeçenlerin kendi bağımsızlık mücadelesinde rol almalarını savunan eşim, ABD’deki Boston saldırısı olayına da iki Çeçen gencin adının karıştırılmasına, bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada büyük tepki göstermişti. Devletlerin ali menfaatlerinin, insanların yaşama haklarından üstün olamayacağını savunmaları beraber, eşimin bu muhalif tutumu ve açık sözlülüğünün birden çok devletin ali menfaatine ters düştüğünü, eşimin öldürülmesinin perde arkasında ve faillerinin yakalanamaması ve olayın aydınlatılamamasında bu türden bir nedenin var olduğunu düşünmekteyim.”
Ailenin avukatı Erdal Doğan da daha önce Başsavcılığa yaptığı başvuruda istihbarat örgütlerinin olaydaki rolü ya da ihmalinin araştırılmasını isteyerek şu iddialarda bulunmuştu:
“Müvekkilin soruşturma dosyasına sunduğu, görgü, bilgi ve taleplerini içeren dilekçesi dikkate alındığında; Medet Önlü’nün çok önceden, katledilme tarihine kadar yakın takip altında bulunduğu anlaşılmaktadır. Önlü’nün, Çeçen İçkeriya Cumhuriyeti Fahri Konsolosluğu görevi ve Çeçen ulusunun bağımsızlık davası için sürdürdüğü çalışmaları dikkate alındığında, kendisinin bu süre içinde yalnız yerli değil, yabancı istihbarat örgütlerinin de takibi altında olması şaşırtıcı değildir. Önlü, Çeçenlerin milli davasına zarar verdiğini düşündüğü bir olgu ve algıyla da mücadele eden ender Çeçen liderlerinden biridir. Çeçenlerin çeşitli örgüt ve çevrelerce kullanılmaması için verdiği mücadele kamuoyunca yakından bilinmektedir. Bu nedenle MİTve Emniyet İstihbaratının Önlü ve ailesinin takip edilme faaliyetlerinden habersiz olduğu düşünülemez.”
