İran İslam Cumhuriyeti ile 295 km uzunluğunda bir sınırı bulunan Van, coğrafi konumu itibariyle Pakistan, Afganistan, Bangladeş, İran ve son dönemlerde Suriye sınırında yapılan duvarla beraber Afrika’dan Avrupa’ya veya batı metropollerine geçmek isteyen göçmenler için en önemli transit geçiş güzergahı konumunda. Göçmenlerin çok büyük bir kısmı Van’ın sınır ilçeleri olan Başkale, Çaldıran, Saray ve Özalp sınırlarından Türkiye’ye düzensiz yollardan giriş yapıyor.
Gelen göçmenlerin çoğu radikal örgütlerin bir çatışma alanına dönen Afganistan'dan.Taliban ve diğer islami örgütlerden kaçan Afganistanlı göçmenlerin ilk sıralarında ise Hazaralar ve Peştunlar yer alıyor. Afganistan'dan sonra sırasıyla Pakistan, Bangledaş, İran ve Hindistan gibi ülkeler yoğun olarak göç veren ülkeler arasında bulunuyor. Birkaç ülkeyi kapsayan bir ağa sahip olan insan kaçakçılarıyla anlaşan ve onların rehberliğinde ülkelerinden çıkarak İran'ın sınır bölgelerinde bir araya gelen mülteciler yine kaçakçılar tarafından farklı güzergahlardan geçerek Türkiye tarafına geçiyor. Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesini saymazsak neredeyse bu düzensiz geçişlerin tamamı Van'a bağlı ilçeler üzerinden gerçekleşiyor. Sınırı yürüyerek geçen mülteciler bir çok engelin ardından Van'a ulaşıyor. Bu yönüyle Van, bu göçmenler için son yılların en önemli durağı olmuş durumda.
Mülteciler; açlık, barınma, şiddet ve istismar gibi sorunlarla mücadele etmek zorunda kalıyor
Açıklanan verilere göre yıllık ortalama 500 bin üzerinde göçmenin kentten ülkeye giriş yaptığı biliniyor. Yakalanmayan veya tespit edilemeyen mültecileri düşündüğümüzde gerçek sayı bu rakamın bayağı üzerinde seyrediyor. Göçmenlerin bir kısmı çeşitli nedenlerle sınırı geçemeden ya da sınır bölgesinde yaşamını yitiriyor. Kış aylarında zaman zaman eksi sıfırın altında 25-30 dereceyi bulan hava koşullarında sınırı geçmek isterken donarak yaşamlarını yitiren mültecilerin cesetlerine bile karların erimesinden sonra ulaşılabiliyor. Yine kapasitesinden katlarca fazla göçmenle doldurulan araçların kaza yapması sonucu hayatını kaybeden veya yaralanan göçmenler oluyor. Sınırda başlayıp Van kent merkezine, oradan batı illerine doğru devam eden yolculuk boyunca göçmenler açlık, barınma, şiddet ve istismar gibi sorunlarla mücadele etmek zorunda kalıyor.
İran'ın sınır kenti olan Khoy kentine bağlı bir sınır köyünde çekildiği belirtilen görüntüler göçmenlerin yaşadığı zor şartları gözler önüne seriyor. Ulaştığımız görüntülerde 150-200 dolaylarında göçmenin bir evin bodrum katında tutulduğu görülüyor. Haziran ortalarında kameraya yansıyan görüntülerde çoğu genç olan göçmenler beton zemin üzerinde serilen battaniyeler üzerinde uyuyor. Çekimin yapıldığı telefonun kamerasına konuşan bir genç yaşadıkları karşısında isyan ediyor. Farsça konuşan göçmen genç şunları söylüyor ''Kaç gündür buradayız,boğuluyoruz.Ne zaman gideceğiz? '' Kendileriyle ilgilenen kaçakçı olduğu belirlenen kişiye dönen genç '' Allah'tan korkmuyor musunuz, 150 kişiyi günlerdir tıkmışsınız buraya'' diyor ve kaçakçı gülerek '' Bazen 600 kişi dolduruyoruz'' şeklinde cevap veriyor. Konuşmasını kesmeyen genç şöyle devam ediyor ; ''Buraya geldik,ekmek yok su yok.Niye vermiyorsunuz diye soruyoruz,dalga geçiyorlar.Uyuyacak yerimiz bile yok görüyorsunuz.O kadar para verdik,masraf yaptık.Ya bizi gönderin ya da gidip polise teslim olalım.''
Pandemi tedbirlerinin gevşetilmesiyle geçişler arttı
Covid-19 pandemisine karşın alınan tedbirler kapsamında İran ve Türkiye'de alından tedbirler ve ağır kış koşulları bu geçişleri bahar aylarına kadar azalttı. Sınırı geçemeyen mülteciler kaçakçılar tarafından İran'ın Khoy,Selmas ve Ürmiye kentlerine bağlı sınır köylerinde gruplar şeklinde bekletiliyor. Ancak Mayıs ve Haziran ayıyla beraber mevsim koşullarının iyileşmesi ve her iki ülkede de hafifletilen pandemi tedbirlerinin ardından düzensiz geçişler yeniden başladı. Bekleyenlerin artan sayısıyla ilgili olarak daha kalabalık gruplar şeklinde yaşanan bu geçişler zaman zaman güvenlik engeline takılıyor ve göçmenler ya yapılan müdahaleyle yeniden sınırın diğer yakasına gönderiliyor ya da İl Göç İdaresi'ne bağlı Kurubaş Geri Gönderme Merkezi'nde tutuluyor.
Kadın ve çocukların yoğunlukta olduğu kalabalık bir kafile sınır telleri arasında açtıkları bir bölgeden sınırı geçerek İran'dan Türkiye'ye giriş yapıyor.
Göçmenler günlerce ahırlarda bekletiliyor
Aralarında kadın ve çocukların da olduğu göçmenler, İran sınırından en az 4 saat yol yürüyerek Van'ın Çaldıran,Saray,Özalp ve Başkale ilçelerine bağlı köylere,oradan da Van kent merkezine getiriliyor.Sınırın diğer yakasında olduğu gibi burada da ahırdan bozma evlerde veya metruk binalarda bekletilen göçmenler günlerce aç ve susuz kalabiliyor.Ekmek ve su gibi temel gereksinimlerini fahiş fiyatlarla göçmenlere temin eden kaçakçıların zaman zaman göçmenlerin telefon,pasaport veya paralarına el koyduğu iddia ediliyor.Zor koşullarda yaşayan mülteciler, otobüs, otomobil ve minibüslerle gece veya sabahın erken saatlerinde bekletildikleri yerlerden alınarak, Gevaş veya Erciş ilçeleri üzerinden karayolu veya teknelerle Van Gölü üzerinden Bitlis'in Tatvan ilçesine götürülüyor.
61 mültecinin hayatını kaybettiği tekne kazası üzerinden bir yıl geçti
27 Haziran 2020’de, içinde 100’den fazla mülteci ve göçmen olduğu düşünülen tekne batmış ve ilerleyen günlerde 2's, çocuk 61 kişinin cansız bedenine ulaşılmıştı. Kimlik tespiti yapılabilen kişilerin naaşları ailelerine ulaştırılırken, kimlik tespiti yapılamayan cenazeler ise Kimsesizler Mezarlığına defnedilmişti. Teknede bulunan ve boğulduğu tahmin edilen onlarca kişinin cesedine ise ulaşılamadı. Tekneyi kullananlardan sanık Servet Akbaş’a da kaza sonrasında ulaşılamadı. Söz konusu faciayla ilgili başlatılan yargılama ise sürüyor. 6'sı tutuklu 12 kişinin Van 7'nci Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davanın 3 Mayıs 2021 tarihinde görülen ikinci duruşmasında tekne kaptanı Medeni Akbaş dışındaki diğer şüpheliler tahliye edildi. Yargılama 24 Temmuz'da yapılacak duruşmayl adevam edecek.
İran'lı Muhammed Khezri tekne kazasında hayatını kaybeden ve cesedine ulaşılamayan kardeşi Ali Khezri'yi bulmak için Erzurum'da bulunan İran konsolosluğuna yaptığı müracaat
Türkiye'nin en büyük Kimsesizler Mezarlığı Van'da
Kentte bulunan ve geniş bir alan üzerinde kurulan Seyrantepe Mezarlığı’nın bir bölümü yaşamını yitiren ve büyük çoğunluğu göçmen olan kimsesizler için ayrılmış durumda.Farklı Ortadoğu ülkelerinden AVrupa'ya geçmek umuduyla yola çıkan ve yolda kaza ve donma başta olmak üzere farklı nedenlerden hayatını kaybeden göçmenler,15 gün boyunca aileleri tarafından alınmaması durumunda burada defnediliyor.Çoğunda isim bulunmayan mezar taşları ya numarandırılıyor ya da işlemin yapıldığı hastane ismine ve ölüm tarihine yer veriliyor.Şimdiye kadar 200'ü aşkın mültecinin defnedildiği mezarlık,bu yönüyle Türkiye'nin en büyük kimsesizler mezarlığı olma özelliği taşıyor.
Van-İran sınırına 64 kilometrelik duvar örülecek
Van-İran sınırının 64 kilometrelik kısmına yapılması planlanan modüler beton duvarın inşasına bu yıl başlanacağı açıklanmıştı.Akıllı sistemlerle donatılarak 3 etapta tamamlanması hedeflenen duvar hakkında 15.04.2021 tarihinde açıklama yapan Van Valisi Mehmet Emin Bilmez konu hakkında ''Ağrı tarafından Van sınırına kadar duvar örüldü. Van sınırında başlayacak duvarın ihalesi ise geçen yıl yapıldı. Toplamda bizim sınırımızda 64 kilometrelik bir duvar örülecek. 120 numaralı sınır taşından 208 numaralı sınır taşına kadar olan bölüm 3 ayrı etapta ihale edildi. Yüklenici firmalara yer teslimi yapıldı. İklim koşullarının çalışmaya müsait olmasıyla firmalarımız bölgede çalışacaklar. Yine sınır bölgelerimizde optik kuleler yapılıyor. Sınır birliklerimiz tarafından kuleler inşa ediliyor. Toplamda 67'ye yakın kule devreye alındı. Dolayısıyla sınır güvenliğimiz için bütün imkanlar seferber edildi." sözlerini kullanmıştı.
© The Independentturkish