Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) 7. İstanbul Kongresi'nde konuşan Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan kadınlara seslendi.
İstanbul'u bir "kaleye" benzeten Erdoğan, "Unutmayın, kale içeriden fethedilir. Kaleyi inşallah hanım kardeşlerim fethedecekler" ifadelerini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Erdoğan'ın "hanımlara" seslenen bu retoriği, "1994 ruhuna" dönmek için çabaladığı söylenen bir hareketin eski günlerini hatırlayanlar için heyecan verici oldu.
Üstelik Milli Görüş tabanından gelen eski bir gençlik liderinin il başkanı olduğu bu kongrede, "hanımlara" seslenmişti Erdoğan.
Tıpkı, Refah Partisi'nin İstanbul İl Başkanlığını yaptığı günlerde isim babası olduğu "Hanımlar Komisyonu" üyelerine seslenir gibiydi.
Paradigmayı değiştiren "Refahlı kadınlar"
Refah Partili kadınlar, ev toplantılarıyla, konferanslarla, ziyaretlerle adeta arı gibi çalıştı. "Refah Partisi İstanbul İl Teşkilatı'nın 1993 Çalışma Programı"na göre Hanımlar Komisyonu hedeflerini şöyle sıralıyordu: Değişen dünya şartlarında hanımların meselelerini tespit ederek çözümler geliştirmek, istismarı önlemek, toplumda layık oldukları yeri almalarını sağlamak…
Programda, bu hedeflerin gerçekleşmesi için il ve ilçeler düzeyinde hanımlar komisyonları kurulacağı, genişletilmiş istişare toplantıları yapılacağı, seminer ve konferanslar tertip edileceği belirtiliyordu.
Refah Partili kadınların İstanbul'da sokak sokak yaptığı çalışmaların büyükşehir belediyesinin kazanılmasında çok etkili olduğu kabul ediliyor.
1994'ü anlatan 4 kelime
Gazeteci Sibel Eraslan o günlerin yakın tanıklarından biri. RP'nin İstanbul Hanımlar Komisyonu Başkanlığını yapan Eraslan o günleri şu 4 kelimeyle anlatıyor: Samimiyet, inanç, dostluk ve dayanışma…
Eraslan'a göre, o günlerde sahada olan kadınların politik bir gelecekten çok ülkenin refah toplumu haline gelmesi için çabaladı: Evlatlarına daha güzel bir ülke bırakmak istiyorlardı.
"O günlerde kurulan dostluklar politikayla ilgili değildi. Samimi bir ortamda çalıştık ve o günlerde kurduğumuz dostluklar bugün hala devam ediyor" diyen Eraslan, "Bir gönül birlikteliği oluşmuştu"' ifadelerini kullandı.
O günlerden bu yana dünyanın da çok değiştiğini belirten Eraslan, "1994'ün Türkiye'si ile 2020'nin Türkiye'si birbirinden çok farklı. Bizim kendi küçük dünyalarımız vardı. Dünya, çok büyük geliyordu bizlere o zamanlar. Şimdi çocuklarımız Türkiye'den kalkıp dünyanın herhangi bir yerinde yardım faaliyetleri yapabiliyorlar. O zamanlar bu bizim için büyük bir utkuydu" dedi.
"O günlere bakıp bugünleri yargılamak da bugünü yükseltmek de doğru değil" şeklinde konuşan Eraslan şunları söyledi:
"1994'te arkadaşlarımız bir fedakarlığı omuzladılar. Şimdi bu iş çok daha profesyonel bir temelde yapılıyor."
© The Independentturkish