Yeni Şafak gazetesi yazarı Ergün Yıldırım, Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasıyla başlayan tartışmaları yazdı. Yıldırım, rektörlükte atama sisteminin kaldırılıp seçim ve katılımın olduğu bir yönteme geçilmesi gerektiğini söyledi.
Yıldırım, bugünkü köşe yazısında Boğaziçi Üniversitesi’nin “kurtarılmış mahalleyi andırdığını” söylerken “Bu mahalle beyaz, elitist, kibirli, Batıcı, seküler ve sol” yorumunu yaptı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yıldırım, yazısının devamında atama sisteminin kaldırılması gerektiğini dile getirdi ve önerisini şöyle anlattı:
Boğaziçi akademik mahallenin bu düzeni daha fazla devam edemez. Ancak buna karşı yapılan eleştiri ve ortaya konulan mücadele dili de bir hayli sorunlu. “Dilini keseriz” diyen psikopatlar, “gece gelip yapar, sabah işimize gideriz” diyen cahil profesörler… Rektörlük yönetim tarzı da artık başka bir sorun. Dört yıldır başlayan ve Türkiye’nin anormal şartlarında gelişen atama sistemi yerini istişarenin, seçimin ve katılımın olduğu bir yönteme bırakmalıdır. Seçim sisteminin çok ciddi sorunlara yol açtığını yakından biliyoruz. Biz de farklı üniversitelerde, farklı yöneticilikler yaptık. Taşrada da çalıştık, merkezde de. Bölüm başkanlığı da yaptık, dekanlık da. Seçim dönemlerinde yaşanan kutuplaşmaları, demokrasi tiyatrosunu, aşırı kadrolaşma çabaları… Bütün bunlar yine de akademisyenleri rektör belirlemede tanımazlıktan gelmeyi gerektirmez. Yeni bir katılım, seçim ve tayin sistemi bulunmalıdır. İktidara geldiği ilk günde YÖK reformu için büyük gayret sarf eden AK Parti, yeniden reforma yönelmeli. Rektör atama sistemi yerine farklı bileşenlerin uzlaşmasına ve akademisyenlerin de az çok içine dâhil olduğu bir sistem getirilmeli. Artık üniversitenin gettolaşma ve merkeziyetçilik arasında salınıp durmasına son verilmelidir.
Yeni Şafak, Independent Türkçe