Birleşik Krallık Veri Koruma Otoritesi (ICO) Komiseri, aşılanmış kişilere "serbestlik pasaportu" vermenin, "çifte standartlı" toplum oluşturma riski barındırdığı uyarısında bulundu.
Elizabeth Denham, söz konusu girişimin hayata geçirilip geçirilemeyeceğine dair bakanlardan gelen çelişkili açıklamaların ardından parlamenterlere hitaben yaptığı konuşmada, böyle bir adımla ilgili "endişeleri" olduğunu ifade etti.
Denham şunları kaydetti:
Bazı meseleler veri korumanın ötesine geçer, insan haklarına dokunur ve kolunuza aşı yaptırıp yaptırmamanıza bağlı olarak çifte standartlı bir toplum yaratıp yaratmayacağımız hususuna da temas eder.
Dahası, bunun gizlice kimlik (kartları) hazırlanması anlamına gelip gelmediğine dair endişeler var.
Aşılamadan sorumlu bakan Nadhim Zahawi aralık ayında yaptığı açıklamada, hükümetin kişilerin aşı olup olmadığını doğrulamak için sözde "serbestlik pasaportunun" ardındaki teknolojiyi araştırdığını bildirmişti.
Söz konusu bilgilerin milyonlarca kişinin indirdiği temas takip uygulamalarına eklenebileceğine yönelik öneriler gündeme gelse de diğer bakanlar bu fikri reddetmişti.
Avam Kamarası Dijital, Kültür, Medya ve Spor (DCMS) Komitesi'nde söz alan Denham, "uygulamanın gerekli olup olmadığını, çalışıp çalışmadığını, adından bekleneni yapıp yapmadığını, orantılı bir hamle olup olmadığını ve şeffaflığının bulunup bulunmadığını" bilmeyi talep edeceğini söyledi.
Dehnam şöyle devam etti:
Uzun süre yurtdışı seyahatlerimizde aşı sertifikaları taşıdık, mesela böylece tifo aşısı yaptırdığımızı gösterebiliyorduk ve bu bir kağıt parçasıydı.
Dijital olmasının yanı sıra temas takip uygulamasına bağlanmış bağışıklık pasaportlarından bahsetmeye başlarsak, bence bunlar politika belirleyiciler için epey ciddi sorular olacaktır.
Komiser, "bir tür aşı pasaportunun kullanışlı olacağını" kabul etmekle birlikte şu uyarıda bulundu:
Hükümetler böyle girişimleri sunduğunda halkın yönetimlerine güveniyor olması gerekir.
Günün sonunda da bu ülkenin vatandaşı olarak kendilerine tanınan özgürlüklerin, insan haklarının ve verilerinin muhafaza edilmesinin korunduğundan emin olmaları gerekir.
Şirketlerin "aşı yoksa iş de yok" gibi bir politika benimsemesi halinde bunun çalışanlar üzerindeki olası etkisi konusunda da uyaran Denham, istihdama dair yasal düzenlemelerin güçlendirilmesinin gerekebileceğini öne sürdü.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Denham ayrıca, Avrupa Birliği'nin (AB) veri koruma kurallarının yumuşatılmasına karşı da ikazda bulunarak, böyle bir adım atmaya kalkacak hükümetlerin "itibarlarının" zarar göreceğini savundu.
Brexit ticaret anlaşması, işletmelerin AB ile veri paylaşma imkanını yitirmesine yönelik mevcut tehdidi ortadan kaldırarak, "yeterlilik kararının" verilmesi gereken zamana kadar 6 aylık bir ödemesiz dönem hakkı getirmişti.
AB Genel Veri Koruma Tüzüğü'nün (GDPR) yumuşatılacağına ve bu durumun ilerleyişi riske atacağına dair endişeler gündeme gelirken, Denham bu düzenlemeyi şiddetli şekilde savundu.
Denham parlamenterlere hitaben yaptığı konuşmada, "GDPR yaklaşımının avantajı, dünyadaki diğer ülkelerin bu tüzüğü kendi yasalarında reforma gitmek için bir model olarak kullanmasıdır" dedi.
GDPR'nin yanlış bir şekilde, "bu düzenlemenin yalnızca gizlilikle ilgili evrak işi olduğunu söyleyen insanlardan gelen haksız eleştirilere" maruz kaldığını belirten Denham, "Bu konu hükümetlerin ve işletmelerin itibarı için hiç olmadığı kadar önemli" diye ekledi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news
Independent Türkçe için çeviren: Şafak Küçüksezer
© The Independent