Fiyat politikaları belirledik. Yani zaman zaman bu konuda vergiler artıyorsa kusura bakmasınlar. Bizim petrol gelirimiz olmadığı için en önemli gelir kaynağımız bu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, başbakanlık görevinde bulunduğu Nisan 2013'te, Yeşilay'ın düzenlediği Global Alkol Politikaları Sempozyumu'nda, alkol ürünlerine yapılan zamlarla ilgili sarf ettiği sözler bunlar.
Erdoğan'ın bu sözlerinden altı yıl sonraki tabloya bakıldığında; 2019 için 756,4 milyar lira vergi geliri beklentisine karşılık 673,3 milyar lira vergi toplandı. Bunun 147,1 milyar liralık kısmı Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) gelirleriydi. Kurumlar vergisi tahsilatı ise 78,6 milyar lirada kaldı.
147,1 milyar liralık ÖTV'nin 14,7 milyar lirası ise "alkol ürünlerinden sağlanan gelir" olarak kayda geçti.
Vergi Uzmanı Dr. Ozan Bingöl'ün internet sitesinde belirttiği gibi 2006 yılında tahsil edilen her 100 liralık ÖTV'nin 5 lirası alkollü içeceklerden elde edilirken, 2019'da her 100 liralık ÖTV'nin 10 lirası alkollü içeceklere aitti.
1 liralık bira 12 liraya çıktı
2002'nin haziran ayında kabul edilen bir yasa ile hayatımıza girmişti Özel Tüketim Vergisi. 2012'den bu yana da içki ve sigara üzerinden alınan ÖTV, altı ayda bir üretici fiyat endeksi oranında artırılıyor.
2003'ten bu yana yapılan en az 30 adet zammın sonuncusu ise 2021 ile birlikte geldi ve alkollü içeceklerden alınan ÖTV'de asgari maktu vergi yüzde 17,07 artırıldı.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre Ocak 2003'te litresi ortalama 1,07 lira olan bira, 10 yılda 2,5 liraya, 2020'nin sonunda 12,1 liraya çıktı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
2003'e 7 lira seviyesinde başlayan şarabın litresi ise Ocak 2010'da ortalama 14,8 liraydı. Aralık 2020'de de 52 liraya yükseldi. 17 yıllık tabloya bakıldığında şaraptaki artış yüzde 251, biradaki artış ise yüzde 1030 oldu.
Ocak 2003'te 9,9 lira olan rakının ortalama litre fiyatı, 2013 sonunda 46,3 liraya yükseldi. Bu miktar 2020 sonunda 129,9 lira oldu. Yani 17 senede yüzde 1212 artış kaydedildi.
2004'te şişe fiyatı 15 lira olan 70'lik rakı, 175 liraya kadar çıktı
Yeni Rakı'nın üretici firması Mey|Diageo Türkiye'nin Genel Müdürü Levent Kömür'ün Independent Türkçe ile paylaştığı istatistikler de bu veriyi doğruluyor.
TEKEL'in özelleştirilmesinden sonraya piyasaya kendileri gibi çok sayıda yeni oyuncunun girdiğini ve TEKEL Alkollü İçecekler Bölümü'nü 2004'te satın aldıklarını hatırlatan Kömür, "O yıl piyasaya sunulan 70'lik (0,7 litre) ürünümüzün satış fiyatı ile bugün tavsiye ettiğimiz fiyat arasındaki artış yüzde 1200 olarak belirtilebilir" dedi.
Levent Kömür'ün açıklamasına göre 29 Şubat 2004'te şişe fiyatı 15 lira olan 70'lik rakı, 7 Ocak 2021 itibarıyla 175 liraya kadar çıkmış durumda. 2004'te 2003'e göre yüzde 11 pahalılaşan rakının 17 yıllık artışı yüzde 1196 oldu.
Almanya'da rakı, asgari ücretin yüzde 0,95'i; Türkiye'de yüzde 6,20'si
Yine Mey İçki'nin verilerine göre Türkiye uyruklu vatandaşların en fazla yaşadığı Almanya'da 70 cl'lik rakının raf fiyatı yaklaşık 15 euro. Bu Almanya'da 2020'de uygulanan 1584 euroluk asgari ücretin yüzde 0,95'i.
175 liralık rakı ise yeni açıklanan 2 bin 825 liralık net asgari ücreti yüzde 6,20'si.
Levent Kömür'ün açıklamasına göre her ülkede distribütör kârı, ulaşım maliyeti, uyulması gereken kurallara göre bu fiyatlarda farklılıklar olabiliyor.
2021'in dördüncü gününde açıklanan ÖTV zammıyla ilgili de değerlendirmede bulunan Levent Kömür, şunları söyledi:
Özel tüketim vergisine yapılan zamla birlikte tavsiye ettiğimiz 175 liralık fiyatın 130 lirası vergi oldu.
Geriye kalan 45 liralık kısımda ise bizim üretim maliyetimiz ve bayii kârı var. Öncelikle bu konuda matematik şöyle açıklanabilir. Vergi hariç 45 lira olması gereken rakı vergi ile beraber (ÖTV+KDV) 175 lira oldu. Yani vergi, ürünün fiyatının neredeyse üç katı.
Benzer bir hesaplamayı Twitter'da paylaşan Vergi Uzmanı Ozan Bingöl de alkol oranı yüzde 45 olan, 70'lik rakının önerilen raf fiyatının 175 lira olduğunu hatırlatarak, bu miktar içindeki payları şöyle açıkladı:
1- Bayi kârı dâhil ürün fiyatı: 45,31 lira (vergisiz fiyat)
2- ÖTV 103 lira
3- KDV 26,69 lira (Yüzde 18)
4- Toplam vergi 129,69 lira
5- Satış fiyatı 175 lira
6- Ürün fiyatına göre vergi oranı yüzde 287
Alkol oranı %45 olan bir 70'lik rakının önerilen raf fiyatı 175 TL;
— Ozan Bingöl (@ozanbingoll) January 7, 2021
-Bayi kârı dâhil ürün fiyatı: 45,31 TL
-ÖTV 103 TL
-KDV 26,69 TL
-Toplam vergi 129,69 TL
-Satış fiyatı 175 TL
Ürün fiyatına göre vergi oranı %287'dir.
Çiftçinin kaybı yıllık 250 milyon lira
2017'den bu yana Mey|Diageo Türkiye'nin Genel Müdürlüğü görevini yürüten Levent Kömür'e göre alkoldeki vergi, yüzdesel bir tanımın çok ötesinde.
Zira bu yükselen fiyatlardan yalnızca tüketici ve üretici firmalar değil çiftçi de etkileniyor. Çünkü vergilerin artması kayıtdışı içki üretimini artırıyor. Mey|Diageo gibi kurumlar, çiftçiden daha az hammadde almak durumunda kalıyor ve çiftçi kaybediyor.
Çiftçinin kaybının yıllık 250 milyon lira olduğunu söyleyen Levent Kömür, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada "Daha önemlisi, artan vergi, yasa dışı yani merdiven altı üretim yapanların kazancı artırıyor ve bu kişilerden ürün alan ya da evde güvenliği tartışmalı hammadde kullanarak üretim yapmaya çalışanlar sağlıklarını ya da hayatlarını kaybediyorlar. Yani aslında tüketim azalmıyor, kaçak ve sahteye kayıyor. Böyle olunca da devlet çok önemli ölçüde vergi geliri kaybediyor" değerlendirmesinde bulundu.
Rakı üretimi 15 yılda yüzde 40 azaldı
Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı'nın verilerine göre ise 2004'te iç piyasa için 812 milyon litre üretilen biranın 2019'daki üretimi, 875 milyon litre oldu. Bu ürünün üretimi 995 milyon 640 bin litre ile en yüksek 2012'de kaydedildi.
16 yıl önce üretimi 27 milyon 961 bin litre olan şarabın ise üretimi ise 2,5 kattan fazla artarak 72 milyon 544 bin litreye kadar yükseldi.
2004'te üretimi 44 milyon 167 bin litre olan rakı miktarı ise 2019'da 27 milyon 763 bine geriledi, yani yaklaşık yüzde 40 azaldı.
Mey|Diageo Türkiye Genel Müdürü Kömür'e göre rakı üretimi yaklaşık 20 milyon litre azalırken tüketim aynı oranda azalmadı. "Neredeyse aynı kaldı" diyen Kömür, tüketicinin ‘merdiven altına' kaydığını ifade etti.
Alkollü içki üretiminin düşüşünün nedenini "adil olmayan vergi sistemi" diyerek açıklayan Kömür, şöyle konuştu:
Bu vergi sistemin sonucu olarak kaçak artmakta, ithalat artmakta, ithalat artmakta, çiftçimizin geliri düşmekte ve en önemlisi kacak ürünleri kullanan vatandaşlarımız hayatlarını kaybetmektedir.
Yani bu vergi sisteminin mutlu ettiği tek kesim merdiven altında sahte içki üreten kaçakçı ve ülkeye yasal olmayan yollarla etil alkol sokanlardır.
Türkiye'de üretimin azalması zincirleme etki yaratmaktadır. Özellikle bizim lokomotif ürünümüz olan rakının üretim koşulları yasayla belirlenmiştir ve ayrıca coğrafi işaretli bir üründür.
Hem yasa, hem coğrafi işareti, üretimde kullanılan tüm girdilerin Anadolu'da üretilen tarım ürünleri olmasını gerektirmektedir.
Dolayısıyla alkollü ürünlerin üretiminin azalması, Türkiye'deki tarım sektörünü olumsuz yönde etkilemekte, buna karşılık ithalat arttığı için yurt dışında alkollü içki üretiminde kullanılan hammaddeyi üreten çiftçilere yaramaktadır.
"'Pandemide alkol tüketimi çok arttı' haberleri yalan"
Alkol satışlarının pandemideki durumunu da konuştuğumuz Levent Kömür'e göre satışlar, pandeminin ilan edildiği mart ayından hazirana kadar yüzde 40 oranında düştü.
Bunun en önemli neden ise seyahat kısıtlamalarıyla havaalanlarındaki duty-freelerin, otellerin ve restoranların kapanması.
"Bunların işimiz içindeki ağırlıkları zaten bu kadar" diyen Kömür, "İçki tüketiminin ilk kapanma döneminde çok arttığı" yönündeki haberlerin de gerçekle bir ilgisi olmadığını söyledi.
Levent Kömür'e göre haziranda normalleşme sürecinin başlamasıyla, yaz döneminde restoranlar açıldı ve satışlar da eski seviyesine geldi. Şu anda da aslında artmış gibi görünen satışların büyük kısmı ise duty-free mağazaları, restoranlar gibi kanallardan marketlere ve tekel bayilerine yönelen miktar.
© The Independentturkish