Yunanistan’ın eski dışişleri bakanlarından Teodoros Pangalos, 1999’da Abdullah Öcalan’ın yakalanışı ile ilgili olarak bugüne kadar bilinmeyen bazı detayları ifşa etti.
Pangalos, 21 Aralık’ta piyasaya çıkan yeni ‘Kardak/S-300/Öcalan’ adlı kitabında, dışişleri bakanı olduğu 1996-1999 dönemindeki “Kardak Krizi” (1996) ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Yunanistan’a gelişi ile Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye götürülmesi (1999) olaylarını kendi bakış açısıyla anlattı.
Kitapta ayrıca Rus yapımı S-300 füzelerinin Kıbrıs Rum kesimi yerine Girit adasına konuşlandırılması da yer aldı.
“Öcalan’ı Atina’ya Yunan İstihbarat Teşkilatı getirdi”
Hürriyet Atina muhabiri Yorgo Kırbaki’nin haberine göre, Yunan medyasında bazı alıntıların yer aldığı kitapta Pangalos, Türkiye ile Yunanistan arasında krize neden olan Öcalan için şunları yazdı:
“Tüm Yunan siyasi partilerin milletvekillerinden oluşan bir heyet, Türkiye ile Irak sınırı yakınında Öcalan’ı ziyaret ettiklerinde, hadlerini aşıp kendi dış politikalarını uygulayarak, Stalinci ve son derece antipatik bulduğum Öcalan’ı cesaretlendirdiler. Öcalan, 1995’teki o ziyarette bir Türk-Yunan savaşı çıkabileceğine inandı. Ben dışişleri bakanı iken Öcalan’ı Atina’ya Yunan İstihbarat Teşkilatı (EYP) getirdi. EYP, Öcalan’ın Atina’ya gelmesi için polisleri bile dışarı çıkararak, havaalanındaki VIP salonunu boşalttı”
Mandela’yı sekreteri ikna etmiş
Pangalos kitapta, Öcalan’ı kabul etmesi için Güney Afrika Cumhurbaşkanı Nelson Mandela ile yaptığı görüşmeye dair de şu detayı paylaşıyor:
Mandeli ile görüştüğümde, odada ikimizden başka, eşim Hristina ve dedikodulara bakılırsa Mandela’nın son aşkı olan Hintli sekreteri vardı. Mandela, ‘Adam Stalinci. Mücadelesi de hoşuma gitmiyor. Ne yapalım’ diye sekreterine sordu. Sekreterin yanıtından ikna oldu
“Öcalan’ı rezidansta ağırladı”
Eski Bakan, Öcalan’ın Güney Afrika yerine Kenya’ya gitmek zorunda kalmasını kitabında şöyle anlatıyor:
Öcalan’ı Güney Afrika’nın Johannesburg kentine götüren ve Yunan işadamı T.A.’ya ait uçak, 6 saat uçuştan sonra ikmal için Kenya’nın başkenti Nairobi’ye indi. Aynı anda, Mandela’nın istifa ettiğini duyduk. Öcalan’ın refakatçileri, Güney Afrika’nın yeni cumhurbaşkanına ulaşıp davetin geçerli olup olmadığını sordular. Cevap olumsuzdu. Nairobi’deki Yunan Büyükelçisi Yorgo Kostula’ya güvenmiyordum. Kendisine Öcalan’ın büyükelçiliğe götürülmemesi ve Kenya-Tanzanya sınırına nakledilmesi talimatını verdim. Yunan asıllı Tanzanyalı bir bakanın sınırda büyük arazileri vardı. Öcalan orada gizlenip, Tanzanya’dan iltica talebinde bulunabilirdi. Ertesi gün, Kostula’nın emirlerime uymayarak, yorgun olduğu gerekçesiyle, Öcalan’ı üç cariyesi ile birlikte rezidansta ağırladığını öğrendim
“Valizinden patlayıcı değil para çıktı”
Kitapta yer alan bir başka iddia ise Abdullah Öcalan’ın Nairobi’de yakalandığı sırada yanında bulunan valiz hakkında.
Pangalos olayı kitabında şöyle anlattı:
Öcalan nereye gitse, beraberinde küçük bir valizi de yanından ayırmazdı. Nairobi’de yakalandığında bu valizi otomobilde bıraktı. EYP mensubu Savas Kalenderidis (Öcalan’ın koruması olan eski Yunan ajanı) arayıp, valizde patlayıcı madde bulunabileceğini, Öcalan’ın yakalanması halinde intihar etmek için kullanmak için bu valizi beraberinde taşıyor olabileceğini söyledi. Valiz, Yunan Büyükelçiliği’nde açıldı. İçinden 100 dolarlık banknotlar halinde çok büyük bir para çıktı.
“Kardak krizini engelleyebilirdik”
Pangalos, kitabında 1996 yılındaki Kardak krizi için ise “Hükümetin aldığı karar, durumu daha da gerginleştirmemekti. Ancak, Kilimli Belediye Başkanı Dimitris Diakomihalis 25 Ocak 1996’da adanın komiseri olan polisi ve iki kişiyi daha yanına alıp, Küçük Kardak kayalığına giderek Yunan bayrağı dikti. Çektiği görüntüleri de televizyonlara gönderdi. Diakomihalis, yakın Yunan tarihinin en korkunç provokasyonlarından birine dönüşen bu eylemi bize önceden haber verseydi, engelleyebilirdik” diye anlatıyor.
Öcalan’ın yakalanması
1998 yılında Suriye'den sınırdışı edilen Abdullah Öcalan, önce Yunanistan'a gitti ancak iltica talebi kabul edilmeyince Rusya'ya geçti. Sığınma talebi Rusya tarafından da kabul edilmeyen Öcalan, bunun üzerine İtalya'ya gitti. Öcalan'ın iade edilmemesi nedeniyle İtalya'ya karşı boykot kampanyaları başlatıldı.
Öcalan bunun üzerine yeniden Rusya'ya gitti. Rusya sadece 10 gün izin tanıdı. Bunun üzerine 29 Ocak’ta, özel bir uçakla Yunanistan'a geçen Öcalan, 31 Ocak'ta Belarus veya Hollanda'ya gitmek için harekete geçti. Ancak her iki ülke Öcalan'a iniş izni vermedi. 1 Şubat'ta geri dönmek zorunda kaldığı Yunanistan'dan yeniden Belarus'a geçmeye çalışan Öcalan, bir kez daha başarısız oldu.
Öcalan geri döndüğü Atina'dan 2 Şubat'ta Kenya'ya hareket etti. Kenya'da Yunanistan Büyükelçiliği rezidansına götürülen Öcalan bir süre burada kaldı.
Abdullah Öcalan, 21 yıl önce 15 Şubat 1999'da siyasi sığınma talebinde bulunduğu Hollanda'ya gitmek üzere geldiği Nairobi Havalimanı'nda Türkiye tarafından düzenlenen operasyonla yakalanıp Türkiye'ye getirilmişti.
Dönemin Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, Abdullah Öcalan’ın Kenya’da barınmasını sağladığı için Dışişleri Bakanı Theodoros Pangalos’u görevden almıştı.
Hürriyet, Independent Türkçe