ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post'ta gazetenin İstanbul Büro Şefi Kareem Fahim imzasıyla dün yayımlanan haberin odağında, 9 Ekim'de geldiği İstanbul'da kaybolduktan iki gün sonra İran'da görülen muhalif isim Habib Chaab vardı.
11 Ekim'de İran devlet medyası, İsveç'te yaşayan Habib Chaab'ın yakalandığını ve iki yıl önce ülkedeki Ahvaz kentindeki askeri geçit törenine yapılan saldırıyla ilişkisini itiraf ettiğini bildiriyordu. Ancak Ahvaz'ın Kurtuluşu İçin Arap Mücadelesi Hareketi'yle bağlantılı ismin nasıl yakalandığı açıklanmıyordu.
Washington Post'un iddiasına göre Türkiye’den bir yetkili, isminin açıklanmaması koşuluyla yaptığı açıklamada, istihbarat birimlerinin olayı çözdüğünü ifade etti. Bu açıklamaya göre, Chaab, İran istihbaratı için de çalışan uyuşturucu kaçakçısı Naci Şerifi Zindaşti'nin düzenlediği bir operasyonla Saberin S. isimli bir kadın tarafından Türkiye'ye çağrıldı, bayıltıldı ve İran'a kaçırıldı.
"Eski eşi borç vermek vaadiyle çağırdı"
Yetkili, olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında son günlerde 11 kişinin yakalandığını da bildirdi.
Bugün de TRT Haber, İran istihbaratına çalışan uyuşturucu kaçakçısı Zindaşti'yle irtibatlı 11 kişinin MİT'in yürüttüğü soruşturmayla yakalandığını duyurdu. Haberde Chaab'ın nasıl kaçırıldığı şöyle anlatıldı:
Edinilen bilgiye göre eski eşi, Chaab'ı İsveç'ten kendisini görmek ve 100 bin euro borç vermek vaadiyle İstanbul'a çağırdı. Chaab da 9 Ekim'de Beylikdüzü'ndeki bir adrese geldi.
Eski eşinin içinde bulunduğunu düşündüğü minibüse bindi. Ama bindiği anda bayıltılarak kaçırıldı. İran'a doğru yola çıkan Zindaşti'nin adamları, alternatif yollardan Van'a ulaşarak Chaab'ı İran'a götürdü.
"Casusluk faaliyetleri yürüttükleri tespit edildi"
TRT Haber, Zindaşti'nin 2007'de cinayet suçlamasıyla Türkiye'de yargılandığını ve dönemin İstanbul Cumhuriyet Savcısı, FETÖ'cü Zekeriya Öz tarafından gizli tanık olarak kullanıldığını hatırlattı. Daha sonraki yıllarda uyuşturucu kaçakçılığı, silahlı suç örgütü kurma, adam kaçırma ve öldürmeyle suçlanınca, 2018 yılında kaybolduğu da aynı haberde bildirildi.
İlerleyen saatlerde de Anadolu Ajansı, Zindaşti'yle bağlantılı 15 şüpheliden 13'ünün tutuklandığını duyurdu. Ajans "Chaab'ın, Zindaşti'nin talimatı ve yönlendirmesiyle sevgilisi İranlı Saberin S. ve Zindaşti'nin adamları tarafından kurulan tuzak neticesinde İstanbul’dan Van’a, oradan da İran’a kaçırıldığı, bu olayda Turgay D. ve Zindaşti'nin kayınbiraderi B.F. liderliğindeki ekibin aktif rol aldığı, Türkiye aleyhine casusluk faaliyetleri yürüttükleri tespit edildi" ifadesine yer verdi.
Zindaşti-Kuzu ilişkisi
Hakkında 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 24 yıl hapis cezası istenen ve Nisan 2018’de tutuklanan Zindaşti, üç adamıyla birlikte aynı yıl 19 Ekim'de 5. Sulh Ceza Hâkimi Cevdet Özcan'ın kararıyla tahliye edilmişti.
1 Kasım 2020'de koronavirüs yüzünden hayatını kaybettiği açıklanan AK Parti kurucusu Burhan Kuzu, Zindaşti'yle kurduğu ilişkiyle gündeme gelmişti.
Zindaşti'nin tahliyesi için yargıya baskıda bulunduğu iddia edilen Kuzu, hakimleri aradığını kabul etse de amacının baskı yapmak olmadığını savunmuştu.
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Üyesi ve eski AK Parti İstanbul Milletvekili Kuzu, ekim ayı başında Sözcü'den İsmail Saymaz'a verdiği röportajda da şu ifadeleri kullanmıştı:
Kaçırmasalardı, Kaçıran ben miyim? Çıkmasına ben sebep olmadım ki. Netice itibariyle devletin polisi var. Dışarıya çıkmışsa, hakimin biri çıkarmaya karar vermiş, öteki tutukluluğun devamına. Buna rağmen 2-3 saatte kaçmış. Önceden bir hazırlığı olmadan kaçabilir mi bu adam?
Yaşamını yitirince, Kuzu hakkındaki dava da düştü ancak Cevdet Özcan'ın yargılanma süreci devam ediyor.
"Bizim bildiklerimiz sadece Kuzu ve Özcan"
Yeni yayımladığı kitabı "Baronlar Savaşı - Zindaşti Olayının Perde Arkası'yla ilgili olarak bu ay başında Gazete Duvar'a röportaj veren Timur Soykan, şu ifadeleri kullanmıştı:
Üstelik sadece bizim bildiklerimiz Burhan Kuzu ve Cevdet Özcan. Oysa Zindaşti’nin skandal tahliyesinde çok daha büyük bir organizasyonun işaretleri var. Sadece bir örnek vereyim. Zindaşti tutuklandığı sırada Avukat Kudbedin Kaya cinayetinin bir numaralı şüphelisi ancak bu suçlama yöneltilmiyor. Onun hakkındaki bütün suçlamalar tek dosyada toplanırken bu cinayetin soruşturması ayrılıyor. Bu suçtan tutuklansa tahliye olamaz ama 6 ay hapisteyken Avukat Kudbedin Kaya cinayeti sorulmuyor bile. Bu sadece bir örnek. Bunu kimler ve nasıl yaptı? Bilmiyoruz. Bu kitabı yazdıktan sonra şu soruyu soruyorum: Bu işin ne kadarını aydınlatabildik? Hâlâ buzdağının çok küçük bir kısmını görüyoruz.
"Tüm organizasyon ortaya çıkarılmalı"
Bugün de Independent Türkçe'ye konuşan gazeteci Timur Soykan, Türkiye medyasının Zindaşti'nin nasıl kaçtığını incelemeden İran'a yönelik bir operasyonu alkışladığını ifade etti.
Kendisine yönelik suçlamaları kabul etmese de kanıtların Zindaşti'yi işaret ettiğini belirterek bu ismin kaçmasını sağlayan yapının soruşturulması gerektiğini vurguladı:
Burhan Kuzu'nun baskısı ya da Cevdet Özcan'ın üç buçuk milyon dolar rüşvet aldığı iddialarının dışında, çok daha büyük bir organizasyonun olduğu şüphesine sahibim. Zindaşti 20 Nisan 2018'de tutuklandı, tutuklama kararından itibaren Zindaşti'nin serbest bırakılmasının yolları döşeniyordu. Kudbedin Kaya'nın öldürülmesiyle ilgili soruşturmada bir numaralı şüpheli Zindaşti'ydi. Zindaşti'ye bir kere bile bu sorulmadı. Eğer Kudbedin Kaya cinayetinden de tutuklansa çıkamazdı bile, çok daha zor olurdu.
Burhan Kuzu ve Cevdet Özcan da kendi isimlerinin öne atıldığını beyan etti. Tüm organizasyonun ortaya çıkarılması Türkiye için çok büyük bir önem arz ediyor.
"Bu olay, Türkiye'yle İran arasındaki diplomatik krizi işaret ediyor"
Zindaşti'nin ülkesinde tutuksuz yargılanarak rahat hareket ettiğini aktaran Soykan, bugün kamuoyuyla paylaşılan operasyonun İran-Türkiye ilişkileri arasındaki diplomatik krize işaret ettiğini de söyledi:
Bu olayla Türkiye, İran'a şu suçlamayı yapıyor: 'Sen benim ülkemde yasadışı operasyonlar yapıyorsun, ayrıca uyuşturucu baronu ve çok sayıda cinayetin faili olduğu iddia edilen Zindaşti'yi kullanıyorsun.'
"Zindaşti, iki muhalifi daha öldürttü"
Zindaşti, İstanbul'da Gem TV'nin sahibinin ve İranlı bir siber uzmanın öldürülmesi olaylarıyla ilgili de suçlanıyor.
2017'de Maslak'ta prodüksiyon ve eğlence şirketi GEM TV'nin sahibi İran uyruklu İngiliz vatandaşı Saeel Karimian'ı ve 2019'da Şişli'de siber teknolojiyle insansız hava araçları konusunda uzman olan Mesut Mevlevi Vardanjani'yi İran istihbaratı için öldürttüğü iddia ediliyor.
45 gün boyunca haber alınamayan Bahtiyar Fırat'ın verdiği bilgi
Washington Post'a konuşan Türk yetkili, İran'a gitmek için gittiği İstanbul Havalimanı'nda 14 Ekim'de gözaltına alınan Bahtiyar Fırat'ın kendilerine verdiği bilgiyi de açıkladı.
Zindaşti'nin akrabası olan Fırat'ın, Chaab kaybolmadan önce uyuşturucu baronunun İranlı yetkililerle defalarca görüştüğünü bildirdiği aktarıldı.
Bianet'e konuşan eşi, Bahtiyar Fırat'ın dişçisini ve akrabalarını görmek için İran'a gideceğini bildirerek ondan haber alamadığını açıklamıştı. Esra Fırat, "Çok endişeliyiz. İlk başlarda Yüksekova’da savcı bizimle görüşüyordu. Şimdi görüşmüyor, kimse bilgi vermiyor. 90’lı yıllarda Doğu ve Güneydoğu illerinde yaşanan beyaz Toros vakaları geri mi geldi?" diye sormuştu.
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 45 gün boyunca haber alınamayan Bahtiyar Fırat hakkında şu paylaşımı yapmıştı:
Bu nasıl ülke ya Rab.!?
— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) November 28, 2020
45 gündür kaçırılmış Bahtiyar Fırat dün İstanbul Emniyet'te çıktı!!!
Aile bana başvurmuştu, @TC_icisleri a soru önergesi vermiştim, cevap yoktu
Aile görüştü, psikolojik olarak çok yıpranmış, bileklerinde yara izleri varmış@fuatoktay dün reddetmişti!
Gazeteci Timur Soykan, bugün MİT'in olayla ilgili yakaladığı 11 kişiden birinin Bahtiyar Fırat olduğunun anlaşıldığını söyledi. Fırat'ın Zindaşti'nin yeğeninin kocası olduğunu ifade eden Soykan, "Suçlama ne olursa olsun bir kişinin kaçırılıp 45 gün boyunca haber alınamaması hukuk devletinde olabilecek bir iş değildir" de dedi.
Ahvaz'ın Kurtuluşu İçin Arap Mücadelesi Hareketi ve Habib Chaab
Huzistan'da İran'dan ayrı bir Arap devletinin kurulmasını savunan Arap milliyetçisi isyancı grup Ahvaz'ın Kurtuluşu İçin Arap Mücadelesi Hareketi, İran tarafından terör örgütü olarak kabul ediliyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İranlı yetkililer, bu hareketi Suudi Arabistan'ın fonladığını öne sürüyor.
Habib Asyud olarak da bilinen Habib Chaab da Ahvaz kentindeki askeri geçit törenine yapılan saldırı planıyla ilgili olarak aranıyordu.
Habib Chaab'ın 14 yıldır sürgünde yaşadığını bildiren arkadaşı ve Ahvaz'ın Kurtuluşu İçin Arap Mücadelesi Hareketi sözcüsü Fuad Kabi, saldırıyı o dönem IŞİD'in üstlendiğini ve arkadaşının saldırıyı işkence gördüğü için üstlendiğini ifade etti.
İranlı muhalifler ölüyor
Ahvaz'ın Kurtuluşu İçin Arap Mücadelesi Hareketi lideri Ahmed Molla Nissi, 2017'de Hollanda'nın Lahey kentinde öldürülmüştü. Hollandalı yetkililer, katilin Tahran yönetimiyle bağlantılı olduğunu bildirmişti.
Ekim 2019'da ziyaret ettiği Irak'ta İran istihbaratının yakaladığı muhalif gazeteci Ruhollah Zam, henüz iki gün önce, 12 Aralık'ta idam edilerek dünya kamuoyunda konuşulmuştu. Uzun yıllar boyunca Fransa'da yaşayan 47 yaşındaki Zam, 2017 sonunda başlayan rejim karşıtı protestolarda şiddeti teşvik ettiği gerekçesiyle öldürüldü.
Protesto gösterilerinde 5 bine yakın kişi gözaltına alınmış, 25 kişi hayatını kaybetmişti.
© The Independentturkish