Bu salgını yenmek için çok geç değil

Tarih bizi önümüzdeki aylarda alacağımız ya da almayacağımız kararlara göre yargılayacak. Bu fırsatı değerlendirelim ve hayatlar ile geçim kaynaklarını kurtarmak için ulusal sınırlarımızın ötesine geçelim

Fotoğraf: AA

Kovid-19 pandemisi nedeniyle 1 milyon insan hayatını kaybetti ve birçok kişi hala bu salgının ağırlığı altında acı çekiyor.

Bu rekor eşiği, dünya için acımasız bir dönemece işaret ediyor, ama bizi bugün ve öngörülebilir gelecekte harekete geçiren bir umut ışığı da var.

Bu virüsün mahiyetinin belirlenmesinden sadece dokuz ay sonra ilk defa, dünyanın önde gelen bilim adamlarından oluşan seçkin bir grup toplu olarak, vakaları teşhis etmek için gerekli testleri geliştirebildi.

Şiddetli vakalarda ölümleri azaltmak için "kortikosteroid ilaçlar" gibi tedaviler belirledi. Testlerin üçüncü ve son aşamasında olan aday aşılar üretti.

Buna benzer daha fazla başarı beklerken, denenmiş ve kanıtlanmış halk sağlığı önlemleri uygulanarak bu virüsün etkili bir şekilde kontrol altına alınabileceğini gördük.


Birkaç ülkede hükümet ve toplum bir bütün olarak, bu pandemiye karşı kapsamlı seferberlik yolunu izledi.

Uygun ve doğru hazırlık yapıları sayesinde bu ülkeler, salgını kontrolden çıkmadan önce kontrol altına almak için erkenden harekete geçebildiler.

Bu ülkelere bir örnek, iyi kaynakları ile öne çıkan bir kamu sağlık sistemine sahip olan Tayland'dır.

Taylandlı yetkililer, salgını bastırmak, güven oluşturmak ve halkın güvenini artırmak için mevcut en iyi bilimsel tavsiyelere dayanan, eğitimli ve kararlı bir toplum sağlığı işgücü tarafından desteklenen bir kararlılıkla hareket ettiler.


İtalya, Çin dışında salgının etkisine büyük ölçekte tanık olan ilk ülkeler arasındaydı ve diğer ülkelere nispeten çok yönlü bir mücadele süreci yürüttü.

Çin'in Vuhan şehri deneyiminden alınan derslerin rehberliğinde güçlü önlemler aldı. Enfeksiyonun yayılımını azaltmayı ve binlerce hayatı kurtarmayı başardı.

Ulusal birlik ve dayanışma, sağlık çalışanlarının özveri ve fedakarlığı, İtalyan halkının salgınla mücadele çabalarına katılımı sayesinde virüsü kontrol altına almayı başardı.


Amerika kıtası salgından en çok zarar gören kıta olsa da Uruguay, Latin Amerika'da hem toplam hem de kişi başına en düşük vaka ve ölüm sayısını bildirmiştir.

Bu bir tesadüf değil, çünkü Uruguay, Latin Amerika'daki en güçlü ve en dirençli sağlık sistemlerinden birine sahiptir.

Halk sağlığına yatırım yapmanın önemi konusunda siyasi fikir birliğine dayanan sürdürülebilir bir yatırım yaklaşımını benimsemektedir.


Öte yandan Pakistan da çocuk felci ile mücadele için uzun yıllar içinde kurmuş olduğu altyapısını "Kovid-19" salgınıyla mücadele etmek için kullandı.

Evleri ziyaret ederek çocukları çocuk felcine karşı aşılamak üzere eğitilmiş toplum sağlığı çalışanlarını, Kovid-19 pandemisi ile mücadele kapsamında temaslı kişileri izleme, takip etme ve tıbbi bakım sunmak için kullandı.

Böylece salgını dizginlemeyi başardı ve ülkedeki durum istikrar kazandıkça ekonomi toparlanmaya başladı.

Bu da, virüsü kontrol altına almak veya ekonomiyi kurtarmak arasında seçim yapmak gerekmediği, aksine ikisinin birlikte ilerlemesi gerektiği görüşünün doğruluğunu onayladı.


Kamboçya, Japonya, Yeni Zelanda, Kore, Ruanda, Senegal, İspanya, Vietnam ve diğerleri dahil olmak üzere bahsedilebilecek başka birçok örnek var.

Bu ülkelerin çoğu, sağlık sistemlerini iyileştirmek ve bu yeni patojene karşılık vermek için önceki SARS (ağır akut solunum yolu yetersizliği sendromu), Mers-CoV (Ortadoğu Solunum Yetmezliği Sendromu-Koronavirüs), kızamık, çocuk felci, ebola ve grip salgınlarından dersler çıkarmışlardı.

Ama temel ders aynıdır; hastalığın yayıldığı ülke ne olursa olsun, olayların gidişatını tersine çevirmek için çok geç değil.


Pandeminin seyrini kontrol etmek için tüm ülkelerin, toplumların ve bireylerin odaklanması gereken dört ana adım bulunuyor:

Birincisi, Kovid-19 virüsü kalabalık ortamlarda çok verimli bir şekilde yayıldığı için enfeksiyonun yayılmasını artıracak organizasyonları önlemek.

İkincisi, yaşlılar, kronik hastalıkları olan insanlar ve temel sağlık çalışanları dahil olmak üzere en savunmasızları koruyarak ölümleri azaltmak.

Üçüncüsü, bireyler, kendilerini ve başkalarını korumak için etkili olduğunu bildiğimiz önlemleri uygulayarak üzerlerine düşeni yapmalıdır.

Bunlar, en az bir metrelik sosyal mesafeyi korumak, elleri düzenli olarak temizlemek, solunum hijyen kurallarını uygulamak ve maske takmaktır. Üç şeyden kaçınmalısınız: kapalı yerler, kalabalık yerler ve yakın temas.

Dördüncüsü, hükümetler, vakaları araştırmak, izole etmek, test etmek ve bunlarla ilgilenmek için tam ve katı önlemler almalı, temaslıları izleyip onları karantinaya yönlendirmelidir. Ülkeler, geçici ve belirli bölgeleri hedef alan müdahaleler uygularsa, evde kalma önlemlerini geniş ölçekte uygulamaktan kaçınılabilir.


BM Genel Kurulu'nun 75'inci oturumu, dünyanın bir araya gelerek geçen yıl üzerinde düşünmesi ve geleceğe doğru kolektif bir yol belirlemesi için istisnai bir an sunuyor.

Bu son derece kritik, çünkü uluslararası öneme haiz bu acil genel sağlık durumu küresel bir çözüme ihtiyaç duyuyor.

Bu salgın sonucunda küresel ekonominin 2020'de 7 trilyon dolar küçülmesi bekleniyor. Bu pandemi ile birlikte mücadele etmek dışında insanların hayatlarını ve geçim kaynaklarını kurtarmanın bir yolu yok.


Salgını ortadan kaldırma mücadelesini hızlandıracak bir çözüm sunan tek küresel girişim olması için "Kovid-19" ile mücadele araçlarının kullanılabilirliğini hızlandırma girişimi bu yılın nisan ayında başlatıldı.

Dünyadaki en büyük virüs kontrol araçları portföyüne sahip bu girişime yatırım yapmak, aşı çalışmaları içinde "bir kazanan aday"a ulaşma olasılığını artırırken, diğer yandan da başarı için gerekli bileşenlere sahip olmayan ürünler elde edilmesine yol açabilecek bireysel ikili anlaşmalar yapmış olan ülkelerin maruz kalabileceği yatırım risklerine karşı koruma sağlamaktadır.

Önümüzdeki yıl içinde yeni araçlar geliştirme, iki milyar doz aşı üretme ve uygulama, 245 milyon tedavi kursu ve 500 milyon tanısal test yapma hedefine ulaşmak için bu girişimin 35 milyar dolara ihtiyacı var.

Bu miktar, G20 hükümetlerinin yerel ekonomik teşvik paketleri kapsamında taahhütte bulunduklarının yalnızca yüzde 1'ini temsil ediyor.

Bu dönüm noktası bugün bize durup düşünmek için bir fırsat verirken, aynı zamanda bu virüse karşı dayanışma içinde hepimizin el ele vermesi için de elverişli bir fırsat teşkil ediyor.

Tarih bizi önümüzdeki aylarda alacağımız ya da almayacağımız kararlara göre yargılayacak. Bu fırsatı değerlendirelim ve hayatlar ile geçim kaynaklarını kurtarmak için ulusal sınırlarımızın ötesine geçelim.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU