Bilim insanları uzun süredir uyku halinde olan virüslerin iklim değişikliğiyle birlikte yeniden hayata dönerek çiçek hastalığı ya da dang humması gibi salgınlara neden olabileceği konusunda uyarıyor.
Phys.org'un haberine göre araştırmacılar bu tip ihtimallerin filmlerdeki felaket senaryolarına benzediğini ancak küresel ısınmanın ortaya çıkardığı salgın koşullarının artan biçimde mümkün ve ciddi hale geldiğini belirtiyor.
Kovid-19 pandemisi dünya genelinde yayılarak şu ana kadar 770 binin üzerinde insanının hayatını kaybetmesine neden oldu ve insan yerleşiminin hayvanların doğal yaşam alanına kaymaya devam ettiği ve doğal tahribatın sürdüğü müddetçe dünyanın nelerle karşılaşabileceğine dair ipuçları veriyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ancak insan türünün genişleyen ekolojik ayak izi salgınları başka biçimlerde de tetikleyebilir. Bir derecelik değişimle çoktan ciddi problemlere neden olan iklim değişikliği salgın hastalıkların ortaya çıkmasında faktör olabilir, sıtma ya da dang humması gibi hastalıkları taşıyan sineklerin ayak izini genişletebilir.
İsveç’teki Umea Üniversitesi’nde klinik mikrobiyoloji alanında araştırma yürüten Birgitta Evengard, “En karamsar olduğum anlarda Homo sapiens için gerçekten korkunç bir gelecek görüyorum çünkü biz bir hayvanız ve sınırlarımızı genişlettiğimizde ortaya başka şeyler çıkıyor. En büyük düşmanımız cehalet. Doğa mikroorganizmalarla dolu” ifadelerini kullandı.
Rusya, Kanada ve Alaska’ya yayılan ve sanayileşmenin başlangıcından bu yana salınan karbonun üç katı karbon barındıran ve bir iklim değişikliği tehdidi oluşturan permafrost bu açıdan önemli bir örnek teşkil ediyor.
Birleşmiş Milletler’in bu konuda araştırma yapan bilim kuruluna göre, insanlık 2015 Paris Anlaşması’nın temel hedefi olarak küresel ısınmayı iki derecenin altında sınırlandırmayı başarsa da permafrost alanı 2100’e kadar dörtte bir oranında azalacak.
Alaska Üniversitesi’nde jeofizik profesörü Vladimir Romanovsky, “Mikroorganizmalar donmuş alanlarda çok uzun süre yaşayabilir” dedi.
Romanovsky, donmuş alanların çözülmesiyle organik maddelerin ve binlerce yıldır uyku halinde olan mikroorganizmaların yüzeye taşındığını belirtiyor.
Bilim insanları donmuş topraklardaki bakteri ve virüs miktarının hesaplanmasının neredeyse imkansız olduğunu belirtiyor. Ancak esas soru bu mikroorganizmaların ne kadar tehlikeli olabileceğinde yatıyor.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) verilerine göre, iklim değişikliği hız kesmeden devam ederse 2050’ye kadar sıtmadan etkilenen bölgelerde 5 milyardan fazla insan yaşar hale gelebilir. Ancak güçlü ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma bu sayıyı 2 milyarın altına indirebilir.
Liverpool Üniversitesi’nin Bulaşıcı ve Küresel Hastalıklar Enstitüsü’nde iklim değişikliği üzerine çalışan epidemiyolog Cyril Caminade verilerin endişe verici olduğunu belirtiyor. Caminade şu ifadeleri kullanıyor:
Şu ana kadar iklim değişikliğini tadımlık olarak deneyimledik.
Independent Türkçe, Phys.org