Lübnan’da en az 10 yıldır Cibran Basil ismi hâkim. Hükümetler, içinde adı bulunmaksızın kurulmadı. Eğer hükümete dahil olmadıysa da kendi yerine danışmanını, sekreterini veya iş ortaklarından birini gönderdi.
General Mişel Avn’ın cumhurbaşkanlığına gelmesinden sonra Basil, hükümetlerin kurulmasına dahil oldu, bakanlar ve pozisyonlar hususunda görüş bildirdi.
Bir parti başkanı olarak, Velid Canbolad ve Samir Caca gibi başka bir partinin liderinin kabul edildiği her seferinde cumhurbaşkanı sıfatıyla hareket etti ve liderler sorunları Basil ile tartıştı.
Basil, konferansların yıldızı olurken, kitlelere de el salladı. Her hafta millete yöneldi, ülkenin durumu ve geleceği hakkındaki vizyonunu sundu.
Lübnanlılar, 17 Ekim’de sokaklara döküldüğünde her gün Cibran Basil aleyhinde tezahürat yaptılar. Tezahüratların bazıları ise uygunsuz ve devrimle ilgili değildi.
Öfkeli kitlelerden özür dilemek yerine Basil, partizan bir gösterinin başında annesinden özür dilemeye yöneldi.
Cumhurbaşkanı Avn ile birlikte görünmesinden bu yana kullandığı söylemlerden biri de meydan okuma, aşağılama ve suçlama dili oldu.
Başkalarının tutumlarını ve duygularını asla dikkate almadı ve onlara saygı göstermedi. Başbakan Temmam Selam hükümetinde her zamanki gibi hareket ettiğinde Selam’ın sabrı taşma sınırına ulaşmıştı.
Ancak ertesi gün Basil, ülkeyi doldurmak ve şecere belirlemek için geri dönmüştü. Basil’in yalnızca Enerji Bakanlığı’nda 40 danışmanı bulunuyor.
Limandaki korkunç felaketin, Cumhurbaşkanının damadını, Lübnan’ın partisine miras kalmadığına ikna etmesi gerekiyordu. Bu sefalet, korku, ölüm ve kan görüntülerinin daha fazla eleştiriye mahal vermemesi gerekiyordu.
Eski cumhurbaşkanları arasında yeni bir başbakan aramak gelenekseldir. İsimler arasında adı geçmeyen iki kişi var; hükümeti kurmaya kimseyi kazanımlarına ikna edemeyen Dr. Hassan Diyab ve Enerji Bakanlığı’nı yıkıp Dışişleri Bakanlığı’nı da yok eden Cibran Basil.
Diyab’ın siyasi çalışmaları başlamadan sona erdi. Kendisi, insanlar arasındaki genel arzuyu görmezden geldi, kibir ve küçümsemeyle ortak olma kararı aldı.
Her şey ise başbakanlık unvanı içindi. Ama sadece bir kez buna ulaştı. Beyrut’taki korkunç ve yıkıcı patlama, onu dışarı atmadı, daha ziyade Cumhurbaşkanı ve Temsilciler Meclisi Başkanı karşısında kötü performansını gösterdi.
Başbakan, sanki başka bir adamla birlikteymiş gibi, geçiş aşamasında geçici bir vekilmiş gibi davrandı. Ah, ama zevk uzun sürmedi!
Sayın Diyab, başbakanlık unvanını çok sevdi. Sarayda yaşamayı çok sevdi ve bu yüzden de ilk gece itibarıyla orada yaşamaya başladı.
Uzun araç konvoylarını çok sevdi. Ancak ona bu zevkleri sürdürme gücü veremeyen donuk bir hükümet kurdu.
Bu sözler sizi şaşırtabilir. Ama dürüst olmak gerekirse, Basil’in daha az kibirli ve daha az takıntılı olmasını diliyordum.
Lübnan’ı bu çocuksu aşamadan kurtarmasını umuyordum. Ve Diyab’ın daha verimli olmasını temenni ediyordum. Sadece umuyordum.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Kübra Şahin
© The Independentturkish