Eczacılar, pandemide neler yaşadıklarını anlattı: Bu süreçte en fazla vefat sektörümüzde yaşandı

Salgın döneminde eczaneler, aralıksız çalışmaya devam etti. Koronavirüsten korunmak için tedbirlerini alarak gece gündüz demeden hizmet verdiklerini söyleyen eczacılar, en fazla ölümün bu sektörde yaşandığını savundu

Fotoğraf: AA

2019'un son günlerinde Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs (Kovid-19) dünya genelinde milyonlarca kişiyi etkilemeye devam ediyor. 

Koronavirüs sürecinde birinci basamak sağlık kuruluşu olan eczaneler, aralıksız çalışmaya devam etti.

Eczacılar, koronavirüsten korunmak için tedbirler aldılar, gece gündüz demeden hizmet vermeyi sürdürdü. 

Peki, eczacılar zorlu pandemi döneminde hizmet verirken neler yaşadılar? 

Eczacılar, yaşadıkları süreci Independent Türkçe’ye anlattı.  


"Pandeminin hikayesi yazıldığında sağlık çalışanları birer kahraman olarak anılacak"

Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, sürecin en başından bu yana eczacıların canla başla, fedakarca çalıştığını söyledi.

"Aylardır zorlu bir sürecin parçasıyız, bu süreç ne kadar sürecek bilmiyoruz" diyen Çolak, "Tüm zor zamanlarda olduğu gibi pandeminin hikayesi de pandemiden sonra yazılacak ve o hikaye yazıldığında inanıyorum ki sağlık çalışanları birer kahraman olarak anılacak" diye konuştu. 

erdoğan çolak (1).jpg
Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak / Fotoğraf: Independent Türkçe


Eczacıların yeri geldiğinde çocuklarını göremediğine, yeri geldiğinde de gecesini gündüzüne kattığına söyleyen Çolak, "Bu süreç mesleğimizin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Gönül rahatlığıyla bunu söyleyebilirim: Meslektaşlarımla, mesleğimle, bizleri yetiştiren hocalarımızla gurur duyuyorum. Ve her bir meslektaşıma içten teşekkür ediyorum" dedi.


"En riskli mesleklerden birisini yapıyordum ve sevdiklerime virüsü taşıma riskim çok yüksekti"

Pandemi döneminin kendisi açısından 11 Mart’ta başlayıp, halen devam eden bir süreç olduğunu söyleyen Ecz. Ayşegül Aytuğ Yaprak ise "Her yeni gün yeni bilgiler öğrendiğim, bazen doğru bildiğimizin yanlış olduğunu anladığımız bir süreç. Kendimi, çalışanlarımı, hastalarımı, ailemi korumaya çalıştığım, çabaladığım bir süreç" ifadelerini kullandı.
 

Ecz. Ayşegül Aytuğ Yaprak (1).jpg
Eczacı Ayşegül Aytuğ Yaprak / Fotoğraf: Independent Türkçe


"Tedavinin tam olarak bilinemediği, üstelik bulaşıcı ve çok tehlikeli bir hastalıkla savaşmak süreci daha da zorlaştırıyordu" diyen Yaprak, zorlu süreci şu sözlerle anlattı:

Evimiz gerçekten en güvenli, herkesten izole olabildiğimiz yuvamız. Ancak bu süreçte maalesef evim benim için böyle değildi, olamadı. Meslek olarak en riskli mesleklerden birisini yapıyordum ve sevdiklerime, aileme virüsü taşıma riskim çok yüksekti. Çocuklarıma sarılamıyor, koklayamıyordum. Eczanemden gelince kimseye görünmeden ve temas etmeden odaya gidiyor, iyice temizlendikten sonra odamdan çıkabiliyordum.

Çocuklarımın evde yalnız kaldığı bu dönemde sosyal mesafe kurallarını uygulamak zorunda kalıyordum. Çocuklarımı adeta kendimden koruyordum. Her ne kadar eczacı da olsam, toplum sağlığına hizmet etsem de ben de bir anneydim.

Yaprak, "Çocuklarımın evde yalnız kaldığı bu dönemde sosyal mesafe kurallarını uygulamak zorunda kalıyordum. Çocuklarımı adeta kendimden koruyordum. Her ne kadar eczacı da olsam, toplum sağlığına hizmet etsem de ben de bir anneydim" şeklinde konuştu.
 

aa-.jpg
Fotoğraf: AA


"İnsanların o çaresiz ve endişeli döneminde onları rahatlatmaya ve yardımcı olmaya çalıştım"

Zaman içerisinde pandemi nedeniyle hayatını kaybeden meslektaşlarını duydukça tedirginliğinin giderek artığını söyleyenn Yaprak, "Gerekli tüm önlemleri almamız, kişisel koruyucu ekipmanları kullanmamız bu tedirginliği yenmemize yetmiyordu. Bir yandan çalışanlarımı motive ederken bir yandan da kendimi moral olarak güçlü kılmaya çalışıyordum" dedi.

"İşte bu dönemi maskeler ardında çalışma ve dezenfektan dönemi olarak tarif edebilirim" diyen Yaprak, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu süreç karmaşık duygularla doluydu. Endişe ve kaygı, belirsizlik, bir taraftan da gurur, mutluluk… Hepsi bir arada olur mu demeyin, oldu. Her konuda olduğu gibi pandemi döneminde de ilk basamak sağlık danışmanlarından birisi olarak tüm hasta ve hasta yakınlarını elimizden geldiğince doğru bilgilendirme ve yönlendirme yapmaya gayret ettim. İnsanların o çaresiz ve endişeli döneminde onları rahatlatmaya ve yardımcı olmaya çalıştım. Büyük bir sorumluluk bu.
 

aa.jpg
Fotoğraf: AA


"Bu süreç bana mesleğimle ne kadar gurur duymam gerektiğini yeniden hatırlattı"

Yaprak, “Bu süreçte eczanemde bana destek olan, mesleğe yeni adım atan yardımcı eczacıma, asla beni yalnız bırakmayan teknisyenlerime ve ilaç depolarından, sarf malzemelerinin tedarik ettiğimiz sürecinin tüm paydaşlarına minnet duymaktayım. Çünkü hepimiz zincirin bir parçasıyız” ifadelerini kullandı.

Yaprak, son olarak şunları söyledi:

Peki, ne zaman bitecek bu süreç, ne zaman normalleşebileceğiz bilmiyorum; ama bu süreç sona erene kadar eczanemde çalışan tüm arkadaşlarımla birlikte, bize danışan, bizden hizmet alan tüm hastalarımıza in iyi hizmeti ve en doğru bilgiyi vermeye devam edeceğim. Bu süreç bana bir şeyi yeniden hatırlattı. Mesleğimi çok sevdiğimi ve onunla ne kadar gurur duymam gerektiğini. Bu duyguları ile mesleğimi icra etmeye devam edeceğim.


"Türkiye’deki istisnasız 27 bin eczane pandemi eczanesi oldu"

Kovid-19 pandemisi sürecinde eczacıların büyük bir özveriyle görevlerini yaptıklarını hatırlatan Eczacı Yusuf Kürkçüoğlu, "Tüm sağlık çalışanları gibi en ön safta yer alarak hastaları ilaçsız bırakmadılar. Bu süreçte hayatını kaybeden meslektaşlarımız ve eczane çalışanları da oldu. Onlara Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyoruz. Nasıl Türkiye’deki birçok hastane pandemi hastanesi olduysa, istisnasız 27 bin eczane pandemi eczanesi oldu adeta" şeklinde konuştu. 
 

Eczacı Yusuf Kürkçüoğlu
Eczacı Yusuf Kürkçüoğlu / Fotoğraf: Independent Türkçe


"Nasıl Türkiye’deki birçok hastane pandemi hastanesi olduysa, istisnasız 27 bin eczane pandemi eczanesi oldu adeta" diyen Kürkçüoğlu, pandemi döneminde eczane ekonomilerinin girdiği zorlukları ise şu sözlerle anlattı: 

Eczanelerimize gelen Kovid-19’lu hastaların ve bu riski taşıyanların reçetelerini karşıladık. 80 milyon maskeyi vatandaşlarımıza gönüllü olarak dağıttık. Hastalık bulaşma riskini göze alarak can siperane çalıştık. Bu süreçte hastanelerde poliklinikler yapılamadığı için eczanelerimizin reçete karşılama oranları çok düştü. Eczane ekonomilerinin ciddi zora girdiği bu dönemde eczacılarımıza nasıl katkı sağlanabilir bunun düşünülmesi gerekmektedir. Türk Eczacıları Birliği (TEB) mesela; eczacılardan 1 yıllık aidatlarını almayabilir. TEB, böylece belki eczacılarımıza küçük bir katkı sunabilir.


"Bu süreçte en fazla vefat yaşanan sektör de eczacılar oldu"

Eczacı Alper Arslan ise, “Koronavirüsün ülkemizde görülmeye başladığı 13 Mart tarihinden itibaren her zaman hastalara en yakın olan biz eczacılar en çok hırpalanan sektörün başında olduk” diye sözlerine başladı.
 

Eczacı Alper Arslan
Eczacı Alper Arslan / Fotoğraf: Independent Türkçe


Yıllardır en güvenilir mesleklerin başında gelen eczacılık mesleğinin, pandemi sürecinde gerek ithalatçıların gerek imalatçıların eczanelere fahiş fiyatlarla mal satmaları sonucunda, eczanelerin yüksek fiyatlı ürün satan işyerleri duruma düştüğüne dikkat çeken Arslan, şöyle devam etti:

Ciddi güven kaybı yaşadık. Oysa ki bu süreçte en fazla vefat yaşanan sektörde eczacılar oldu. Çünkü, birinci basamak sağlık kuruluşu olmamız, izinsiz ve tatilsiz çalışmamız ücretsiz maske dağıtım yükünün biz eczacılara verilmesi ve aile sağlığı merkezlerine verilen kapıda hizmet verme hakkı biz de eczacılara geç verilmesi sonucu eczacıların bedeni virüs yüküne yenik düştü. 15 Haziran’dan sonra alınan tedbirlerin bana göre azalması sonucu hasta sayısında ciddi bir artışa neden oldu ve hızla ivmelenmeye devam ediyor.

Arslan, "Tabi bana göre her tedbiri devletten beklemek doğru değil, öncelikle temizliğimize dikkat ederek, maske kullanarak ve sağlıklı beslenerek bağışıklık sistemimizi destekleyerek bulaşma riskinizi azaltabiliriz. Yani sağlıklı olmak bizim elimizde" diye konuştu. 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU