Tuncer Bakırhan: Öcalan onurlu bir barışın formülünü hazırlıyor, başmüzakereci olarak bir hücrede tutsak edilemez

Diyarbakır'da düzenlenen 'Toplumsal Barış ve Özgürlük Buluşmaları' konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Öcalan'ın yapacağı olası çağrıya değindi

DEM Parti heyetinin İmralı'da yaptığı görüşmelere dair konuşan Bakırhan "Bahçeli ile başlayan, İmralı’ya iki kez heyetimizin gitmesiyle birlikte Sayın Öcalan’ın sürece dahil olduğu çok önemli tartışmalar yürütüyor Türkiye. Bu tartışmalardan bir süreç çıkmasını umuyoruz, bu tartışmaların bir barış sürecine evrilmesini istiyoruz" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bakırhan sözlerini şöyle sürdürdü:

Mesele sadece bir çağrı meselesi değil. Çağrı yapılabilir. Bu konuda Sayın Öcalan’ın bir hazırlığı olduğunu dün de söyledik. Çok tarihi bir açıklamaya hazırlandığını belirttik. Bu tarihi açıklamada Türkiye’nin demokrasisini, demokratikleşmesini, Kürt meselesinin demokratik yollarla çözümünü, onurlu bir barışın formülünü Sayın Öcalan hazırlıyor. İnşallah yakın bir zamanda da hem bu sorunun çözümüne dönük düşüncelerini hem de kamuoyunun beklentilerine dönük zaten bir açıklama yapacak. Açıklamanın içerisini net olarak bilmemekle birlikte, açıklamanın kendisinde Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi yatıyor.

"Tecridi kaldıracaksınız"

Tuncer Bakırhan, Öcalan'ın toplumla buluşması gerektiğini belirttiği konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

Şimdi ben buradan iktidara ve bu tartışmaları başlatan sayın Bahçeli'ye sesleniyorum; başmüzakereci bir hücrede tutsak edilir mi? Nasıl müzakere edecek? 12 metrekarelik bir hücrede müzakere etmenin koşulları var mıdır? Ayda yılda bir heyetin gitmesi, birkaç dakika ya da bir 2 saat orada konuşmasıyla nasıl bu başmüzakereci kendi görev ve rolünü oynayacaktır? Toplumdan yalıtık toplumun ne düşündüğünü yeterince bilmeyen ve buna ulaşamayan kanalları olmayan bir insan nasıl müzakere yürütecek? Madem siz de baş müzakereci olarak kabul ettiniz o zaman tecridi kaldıracaksınız. Sayın Öcalan’ın düşüncelerini topluma taşıyacak bir yol bulmanız gerekiyor. Bugüne kadar anladık ama şimdi başka bir noktaya gelindi. İzole bir haldeki bir insana da buyur diyorsunuz müzakere edelim.

"Silahı bırakan ne yapacak?"

PKK'nın silah bırakmasına dair çağrılarına dair de sorular soran Bakırhan, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

Silahı bırakan ne yapacak, nereye gidecek, ailesine kavuşacak mı? ‘Suriye’de Irak’ta Kandil'de kalmasın’ diyenler bunun alt yapısını oluşturdu mu? Cezaevlerinde yüzbinlerce haksız hukuksuz kalan siyasi tutsaklar var, bunlara ne olacak? Anadil meselesi ne olacak, yerel yönetimler ne olacak? İrade gaspı olan kayyım ne olacak? 

"Meselenin sadece silahla ilgili boyutunu tartışıyorlar"

Silahın sebep değil sonuç olduğunu dile getiren Bakırhan, şu değerlendirmeyi yaptı:

Hiç birisinde gerçek tartışılmıyor, hiçbirinde siz yoksunuz; halkımızın talepleri yok, sizin temsilcileriniz yok. Kendi kendilerine çalıp, kendi kendilerine oynuyorlar. Birilerine göre Kürt hareketi AKP ile anlaşmış, kapalı kapılar arkasında tekrar Erdoğan’ı seçtirmek için bir anlaşma yapmışlar. Diğerleri de Kürtlerin sorununun çözüldüğünü, bunun bir istihbarat ve başka bir sorun olduğunu söylüyor. Başka bir yönüyle meselenin sadece silahla ilgili olan boyutunu tartışıyorlar. Biz her yerde söyledik, silah bu meselenin bir sonucudur, sebebi değil. Bu meselenin asıl sebepleri tartışılırsa zaten silahın bir anlamı kalmaz. Türkiye’de bugüne kadar sebepler tartışılmadığı için maalesef sonuçları üzerinden bir tartışma yürütülüyor. Evet, her iki mecra da kendisine göre farklı bir yerden bakıyor. Ama biz ezilenler, emekçiler, Kürtler nereden bakıyoruz? Biz diyoruz ki Kürt meselesinin çözümü, Türkiye halkları için bir fırsattır. Çok önemli bir zemin yaratacak. Bu meselenin çözülmesi Türkiye’yi hem ekonomik olarak hem bölgede önemli bir güç haline önemli bir model haline getirecektir. İşte bu gerçekleri sizinle paylaşıyoruz.

Sürecin sigortası biz de değiliz, sizlersiniz. Sizler sahip çıkarsanız emin olun iktidar da adım atmak zorunda kalır. Bu acıları, kanı, bu gözyaşını, Türkiye’nin bütün enerjisini, ekonomisini emen bu sorun demokratik yollarla en tez elden çözülür. Siz sahipleri eğer sırtınızı dönerseniz, siz sahipler eğer bu meseleyi DEM Parti’nin merkezine ve giden heyete bırakırsanız bu meselede eksik yapmış oluruz. Bu mesele istediğimiz anlamda yürümeyebilir. İşin sigortası değerli halkımızı göreve mücadeleye davet ediyoruz. 40 yıldır büyük acılar çektiğimiz bu sorunu çözme fırsatı var, imkanı var. Ama bir o kadar da risk var. Fırsat bizim örgütlülüğümüzdür, gücümüzdür. Ama risk, duyarsız, sessiz uzaktan izleyen tavrımız olur. Şimdi fırsat olsun istiyorsak sahip çıkacağız, sokakta olacağız, halklara, inançlara gideceğiz. Kapı kapı dolaşacağız. Buradayız birlikteyiz diyeceğiz. ‘Sayın Öcalan’ın iradesinin, arkasındayız, söylediklerinin yanındayız, destekliyoruz’ diyeceğiz.

DEM Partili Temelli: Öcalan'ın açıklamasının nasıl, ne şekilde bir ortamda yapılacağına iktidar karar verecek

TBMM'de gündeme ilişkin konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, İmralı'da tutulan Abdullah Öcalan’nın yapacağı "tarihi açıklama"ya ilişkin, "En kısa sürede bir çağrı yapılacak. Tarihi henüz netleşmiş değil bunun en kısa zamanda açıklanacağını bekliyoruz. İçeriğine hep beraber vakıf olacağız ama ‘tarihi’ olacağı bir gerçeklik" diye konuştu. 

Temelli, DEM Parti’nin açıklamanın nasıl yapılacağına ilişkin beklentisini ise “Sayın Öcalan'ın üzerindeki tecridin kalktığı, kendisini siyasi özgürlüklere kavuştuğu bir ortamda açıklama yapmasıdır. Ama bunun şeklinin ne olacağına karar verecek olan iktidardır. İktidar bununla ilgili açıklamayı yapacaktır diye düşünüyorum” dedi.

 

Artı Gerçek, ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU