Filistin Otoritesi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ‘tarihi fırsattan yararlanma’ ve ‘kişisel projesini’ uygulama konusundaki ısrarı çerçevesinde İsrail'in Batı Şeria'nın bazı bölgelerini ilhak etme planını uygulamasının engellenmesi için uluslararası toplumu harekete geçirme çabalarını sürdürüyor.
Filistin Otoritesi, İsrail ile yapılan tüm anlaşmalardan çekilmesi ve güvenlik koordinasyonu da dahil olmak üzere yapılan her türlü koordinasyonun askıya alınması sonrasında, ilhak planına karşı uluslararası bir koalisyon oluşturmaya, Tel Aviv'e karşı yaptırımlar uygulanmasına ve 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devletinin tanınmasına çalışıyor. Filistinliler Arap ve Müslüman ülkelerin ilhakı reddeden tutumlarına güveniyor ve bağımsız bir Filistin devleti kurma olasılığını bitirdiğini düşündüğü İsrail’in tek taraflı ilhak planını reddediyor. Öte yandan Avrupa Birliği (AB) de İsrail’in bu adımına karşı olduğunu açıkladı.
İlhak planına karşı tepkiler
Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan, İsrail’in ilhak planını reddettiklerini açıkladılar. Ürdün Kralı 2. Abdullah, Batı Şeria'nın bir bölümünü içeren ülkesi ile İsrail arasında ‘büyük bir çatışmanın’ patlak verebileceği uyarısında bulundu. Öte yandan Avrupa’nın konumu ve Ürdün’ün Tel Aviv’le çatışan açık tutumu Netanyahu ile eski rakibi ve şu anki Savunma Bakanı Benny Gantz arasında bir tutarsızlığın ortaya çıkmasına neden oldu.
Gantz, “Bölgesel istikrarı korumanın yanı sıra Mısır ve Ürdün ile barış anlaşmalarını sürdürmek için Washington ile tam bir anlaşma içinde ABD Başkanı Donald Trump’ın planının uygulanmasını’ isterken bir yandan da Netanyahu ile yaptığı anlaşmanın şartlarına uymaya çalışıyor. Gantz ile Netanyahu arasındaki anlaşma ABD’de başkanlık seçimleri yaklaşırken İsrail Parlamentosu Knesset'te ilhak süreci prosedürlerinin önümüzdeki Temmuz ayının başlarında başlamasını öngörüyor.
İlhak sınırlarının belirlenmesi
ABD Başkanı Trump'ın İsrail'in Ürdün Vadisi'ni ve Batı Şeria'daki yerleşim yerlerini ilhak etmesini, ‘Kudüs'ün de İsrail’in başkenti olarak kalmasını’ ve geri kalan topraklarda da bir Filistin devletinin kurulmasını öngören planına çerçevesinde bir ABD-İsrail ortak heyeti son birkaç aydır ilhakın sınırlarını belirlemeye çalışıyor. Filistinliler ise planı İsrail’in yanlısı olduğu ve onlara sadece ‘İsviçre peyniri gibi’ izole topraklar verilmesini öngören planı şiddetle reddettiler.
İsrail merkezli medya organları Netanyahu'nun, Ürdün Vadisi'nin ilhakını uluslararası baskı altında erteleyerek yerleşimleri içeren kısmi ilhaklara başvurmasını bekliyor. Yine aynı medya organlarına göre Gantz, İsrail'in uluslararası ilişkilerini tehlikeye attığı için ilhakın tamamının uygulanmasına karşı çıkıyor.
Konuyla ilgili olarak İsrail Devlet Radyosu, İsrail Savunma Bakanlığı'na bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktiviteleri Koordinasyon Birimi (COGAT) bünyesindeki Sivil İdare’nin, İsrail'in ilhak etmeyi planladığı bölgelerde egemenlik ilanında bulunmadan önce Filistinlilerin söz konusu ilhak alanlarına girmelerini önlemek amacıyla bu alanlarda yaşayan Filistinlilere yönelik nüfus sayımı yapacağını duyurdu.
100 binden fazla insan
İlhak edilmesi planlanan yerlerin sınırları henüz belirlenmezken söz konusu bölgelerde 48 köy ve bu köylerde yaşayan Filistinlilerin sayısının 100 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Independent Arabia’ya konuşan COGAT Sözcüsü Sapir Lipkin, söz konusu bölgelerde yaşayan Filistinlilere yönelik sayım yapılıp yapılmayacağına dair herhangi bir yorum yapmaktan kaçındı.
Batı Şeria'daki Birzeit Üniversitesi'nden siyaset bilimi profesörü Ali el-Carbavi, Avrupa’nın yaptığı açıklamaların, Filistin devletinin tanınması gibi pratik önlemlerin yokluğu çerçevesinde İsrail’i ilhaktan vazgeçirmek için yeterli olmadığını düşünüyor. Prof. Carbavi, Avrupa’nın açıklamalarını ‘çekingen’ ve ‘dişsiz’ olarak nitelendirdi.
Netanyahu'nun ilhak planından vazgeçemediğini söyleyen Prof. Carbavi, ancak Batı Şeria'daki yerleşim birimlerini kapsayan ilhakın boyutunu ve oranını kademeli olarak azaltabileceğini de sözlerine ekledi. Prof. Carbavi, 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurma olasılığının ‘İsrail'in işgalci bir güç olarak hareket etmesi nedeniyle imkânsız hale geldiğine’ dikkat çekti
Filistinli harita uzmanı Halil et-Tufekci ise İsrail’in ilk aşamada Batı Şeria'daki büyük yerleşim birimlerini ilhak etmeye başlayacağını düşünüyor. İlhak edilmesi planlanan alanın Batı Şeria'nın yaklaşık yüzde 30’u olduğunu tahmin eden Tufekci, “Batı Şeria, bağlantıları kesilmiş parçalara ve İsviçre peyniri gibi izole adalara bölünmek isteniyor” ifadelerini kullandı. İsrail’in güneyde Gut Ezion, doğuda Ma’ale Adumim ve kuzeyde Givat Ze’ev yerleşim bloklarını ilhak ettikten sonra Batı Şeria'nın yüzde 10'u ile ‘Büyük Kudüs’ bölgesini iki katına çıkarmayı planladığını belirten Tufekci, “Batı Şeria'nın ortasındaki Ariel yerleşim bloğu Tel Aviv'i Ürdün Vadisi'ne bağlayacak” dedi.
Avrupa’dan ekonomik yaptırımlar
Filistin Ulusal Girişimi Hareketi (PNA) Genel Sekreteri Mustafa El-Bergusi ise İsrail’in Avrupa'nın kendisine karşı ekonomik yaptırımlar uygulamayı düşünmedikçe ilhak konusunda geri adım atmayacağına inanıyor. Bergusi, İsrail'in AB’nin en büyük ticaret ortağı olduğunu ve milyonlarca dolar değerindeki bilimsel araştırma programları çerçevesinde ortak çalışmalar yaptıklarını da sözlerine ekledi. Bergusi ayrıca ekonomik yaptırımların yanı sıra Fetih Hareketi ve Hamas arasındaki bölünmenin sona erdirilmesinin Netanyahu’yu ilhak planına devam etmekten vazgeçirebileceğine dikkati çekti.
Öte yandan İsrail işlerinde uzman olan Adil Şedid, İsrail’in önümüzdeki ayın başlarında kademeli olarak ilhak planını uygulamaya başlayacağı düşünüyor. Tek seferde ilhakın uygulanmayacağına inanan Şedid, Knesset'te çıkarılacak yasanın uygulanmasının yıllar süreceğine dikkat çekti. Gantz'ın ilhakın pahalıya mal olmasını ve İsrail'in hem bölgesel hem de uluslararası ilişkilerini tehlikeye atmasını istemediğini belirten Şedid, bununla birlikte ilhakın temelde Trump'ın planına dayanması nedeniyle ABD’nin ilhaka karşı bir muhalefetinin söz konusu olmadığını belirtti.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.